UZAK DOĞULU CEP TELEFONU ÜRETİCİLERİNİN YENİ ADRESİ: İSTANBUL

Son 6 ay içinde birçok uzakdoğulu cep telefonu üreticisi şirket Türkiye’de, İstanbul’da yatırım yapıp üretime geçme kararı aldı. Bunlar arasında Xiaomi, Oppo, Tecno Mobile, Vivo gibi markalar var, Samsung, Huawei, Honor, TCL, OnePlus gibi markalar da üretim yapmak için çalışmalarda bulunuyorlar. Bu şirketlerin hepsi İstanbul civarında kendi üretim tesislerini kurarken bazıları da var olan tesislerde üretim yapacaklar. Türkiye’de üretim yapan veya yapacak olan bu şirketler üst segment en son modellerini üretmekten ziyade alt ve orta segmentte üretim yapıp yerli tüketiciyi fiyat kriteri ile yakalamaya çalışacaklar. Bu arada Türkiye’de üretim veya montaj yapan birçok yerli marka da ya üretimlerini durdurdular veya oldukça sıkıntılı bir dönemden geçiyorlar. Bazıları zaten tesislerini uzakdoğulu şirketlere kiralamış durumda. Peki yerli şirketler üretimden vazgeçerlerken uzakdoğulu şirketler üretim için neden Türkiye’ye geliyorlar.

Bunun en önemli nedeni Türkiye cep telefonu ve aksamları pazarının hala çok çekici bir durumda olması. Cep telefonu sektörü 2020 yılını 10,5 milyon adetlik bir büyüklüğe ulaşmıştı, pazara yerli üretim ile girecek bu markalarla beraber 2021 yılında sektörde %5’lik bir büyüme bekleniyor, yabancı üreticiler de bu pazardan paylarını almak için pozisyonlarını belirliyorlar. Bunun yanında Türkiye’de üretim yapmak için çok büyük bir sermayeye de gereksinim yok. Gelen üreticiler 25 ile 100 milyon dolar arasında bir maliyetle üretime başlayabiliyorlar. Bazıları hemen hemen hiç teknoloji getirmeden sadece “vida sıkma” da denilen bir süreç ile montaj hattı çerçevesinde minimum işgücü ile üretime başlıyorlar. Biraz da derin yatırım yapanlar da kendi ülkelerinde yakın dönemde kullanılamaz durumda kalacak olan teçhizatı buraya getirip kuruyorlar, burada işi bitince de herhalde teçhizatın son adresi hurdacılar olacak.

Uzakdoğulu şirketler üretimin bir kısmını ihracata yönlendireceklerini söylüyorlar, hatta Avrupa’ya bile ihracatı düşünüyorlar. Alt veya orta segment ürünlerin batı dünyasına ihracatı bence çok olası değil, eğer bir ihracat olacaksa ancak Afrika ülkelerine, Türki Cumhuriyetlere veya Arap ülkelerine çalışmak için gelen yabancıların oluşturduğu çalışan kesimine olabilir, yani alt segment ürünlerinin artık 5G sistemlerinin yaygınlaştığı gelişmiş ülkelere satılması mümkün değil. Zaten Türkiye’ye üretim yapmaya gelen şirketlerin Türkiye’nin cep telefonu teknolojik seviyesini yükseltmek gibi bir misyonları da yok. Bu montaj atölyelerinde çalışanların da teknolojik yönden fazla bir şey kazanacakları da düşünülemez. Belli bir istihdam sağlanacağı veya boş duran tesislerin değerlendirileceği doğrudur ama bu şirketlerin Türkiye’ye kazandıracakları katma değer bundan ileri geçmeyecektir. Keşke burada en azından bir tasarım merkezi kursalardı, bazı yeni modellerin tasarımı burada gerçekleşseydi ve gerçek teknolojik katma değer yaratılsaydı, ama şimdiye kadar hiçbirinden böyle bir yaklaşım duymadık.

Türkiye’ye ithal edilen birçok cep telefonunun değeri doların aşırı değerlenmesinden dolayı Türk tüketicisi için çok yüksek hale geldi. Bu nedenle ithalatçılar da maliyetlerini düşürmek için daha alt segment düşük değerli telefonları ithal etmeye başladılar. Bu durum, fiyata bağlı tüm vergilerin düşük olması ile yerli üreticiler için fiyatta rekabet dezavantajına sebep oluyordu. Bu yüzden 8 Mayıs 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 2020/6 sayılı İthalatta Gözetim Tebliği ile cep telefonu ithalatlarında gözetim uygulaması hayata geçirildi, 200 dolardan düşük fiyatla ithal edilen telefonların baz fiyatı 200 dolar olacak şekilde işlem göreceği bir düzenlemeye gidildi. Eğer cep telefonları 200 doların altında ithal edilecekse bu cihazlar için Ticaret Bakanlığının izni yani gözetim belgesi isteniyor. Gözetim belgesi alma da ithalatçılar için çok kolay olmuyor, hiç gözetim belgesi alan ithalatçı var mı bilinmiyor. Yerli üretimde ise gözetim belgesi istenmiyor ve cep telefonları montajında kullanılan parçalar için çeşitli tarihlerde çıkarılan ithalatta gümrük vergisi muafiyet kararnameleri ile de bu telefonlar çok daha uygun fiyata mal edilebiliyor ve satılabiliyor. Cep telefonu montajında kullanılacak parçaların ithalatındaki gümrük vergisi muafiyetleri 31 Ağustos 2021 yılına kadar sürecek. Bu tarihte yeniden değerlendirme yapılacak ve büyük bir ihtimalle yeniden uzatılacak, ama bu 31 Ağustos 2021 tarihinden sonra ne olacağı, İstanbul’da üretim yapan yabancı üreticiler için az da olsa bir belirsizliğe neden oluyor.

Yabancı şirketlerin bildiğimiz veya bilmediğimiz değişik motivasyonlarla bu dönemde Türkiye’de üretim yapmak istemeleri, Uzakdoğu sermayesinin e-ticaret sektöründen sonra perakende telekom sektörüne de ilgi göstermesi olumlu değerlendirilebilir ve bu yaklaşımlar da devlet tarafından süreli olarak değişik istisnalar verilerek desteklenebilir. Bunun yanında Türkiye’deki GSM operatörlerine mal satan uluslararası firmalar için getirilen ARGE yaptırımlarına benzer, daha düşük seviyede, şirketleri ürkütmeyecek ama Türkiye’ye de teknoljik anlamda bazı değerler bırakabilecek uygulamalar da tasarlanabilir. Yani şirketler Türkiye’ye gelme nedenleri sadece ucuz iş gücü, müsait pazar ve Afrika için atlama taşı olmamalı, bu faydalardan yararlanmak istiyorsa ülkeye bazı teknolojik katkılarda bulunmayı da kabul etmeli. Bu katkıların neler olabileceği de sektörden sorumlu ve yetkileri üstüste çakışmış bunca insan varken büyük bir problem olmamalı, oluyorsa da ki oluyor, bu da ülkenin genel problemlerinden biri olarak değerlendirilmeli. Esasında her alanda yabancı sermaye yatırımlarını değerlendirirken konuya ulusal menfaatler açısından dar bir pencereden günlük faydalar açısından bakmamalı, stratejik faydalara çok daha dikkatle bakmak, detaylı ve uzun vadeli değerlendirmek, yetkilililer, karar vericiler açısından vazgeçilmez, öncelikli ve kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir husus olmalı ve takip de edilmeli.