Geleceğe yönelik haberleşme teknolojileri konusunda araştırmalarıma devam ederken bu aralar sıkça duyduğum yeni bir kavram dikkatimi çekmeye başladı; “Kuantum Haberleşmesi”. Temel eğitimimin fizik, meslek olarak da telekomcu olmam dolayısıyla bu yeni konu oldukça önemli geldi bana. Böyle yeni ve gelecekte insanlığın genel çerçevesini tümüyle değiştirecek ve iletişim, bilgisayar, tıp, kimya sanayi vs gibi bütün endüstrilerin yeniden tanımlanmasına neden olacak kuantum haberleşmesi şüphesiz çok ilginç ve yeni bir alan. Aşağıda sizlere sunduğum yazıda bahsedeceğim, gerek “kuantum şebekeleri” ve gerekse de “Kuantum İnternet” Ar-Ge faaliyetleri için ABD, Avrupa, Çin ve Japonya’nın şimdiden milyarlarca $’lık fon ayırmış olmaları konunun ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca bu işin bir diğer önemli faktörü de “kuantum bilgisayarlarıdır”.
Eğer bu alanda ülke olarak çalışmalara ve Ar-Ge faaliyetlerine hemen ve derhal başlamaz, kaynaklarımızı ve enerjimizi daha önce defalarca bahsetmiş olduğum gibi eski teknolojilere (4.5G-5G vs.) harcar, ülke gelirlerimizi ne işe yaradığı belli olmayan, ekonomiye katkısı bulunmayan, gelecekte bizler için hangi yararlar sağlayacağı meçhul, sadece göze hitap eden devasa yapılara ve oluşumlara harcarsak, maalesef yarınlarımızı kendi ellerimizle yok ederiz.
İşte bu nedenle sürekli olarak aylık yazılarımda, iletişim ve onunla ilgili yeni ve ülkemize çok yararlı olacak alanlar hakkında Ar-Ge çalışmaları için bir fikir verebilir, yeni bir faaliyet başlatmaya az da olsa bir katkım olabilir diye araştırmalarıma ve çalışmalarıma devam ediyorum, gerisi bunları yapacak ve ortaya koyacak, kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere, büyük üreticilere, özel kuruluşlara vs ve tüm bu konuda ülkemizin genel politikalarını belirleyerek yön verecek olan siyasi otoriteye kalmıştır.
Şimdi ilk paragrafta bahsetmiş olduğum yeni tanımlar hakkında bakın dünyada hangi çalışmalar yapılmaya başlamış ve ne ölçüde kaynaklar ayrılmış birlikte öğrenelim.
2020 yılı Ocak ayında Japon Hükümeti “Kuantum Teknolojisi Yenilik Stratejisi” raporu yayınlamış. Temel amaç Japonya’da 2021-2035 yılları arasında bu alanda Ar-Ge faaliyetleri yürütmek. Bu çalışmaların öncülüğünü ise Japon Ulusal Bilgi ve Haberleşme Teknolojileri Enstitüsü (NICT) gerçekleştirecek. Aslında çalışmaların temel çerçevesi “Kuantum Bilgi ve Haberleşme Teknolojisi” (kuantum ICT) olarak gözükmekte.
Gelecekte, bu teknolojilerin pratik uygulamaya girmesi, kuantum şebekelerine bağlanması, ultra-geniş-ölçekte bilgi işleme ve ultra-yüksek duyarlı bilgi toplama imkanlarını mümkün kılması beklenmektedir. Kuantum bilgi cihazlarının kuantum şebekelerine bağlanacağı ve “Kuantum İnternet” adı verilen bu temel araştırmalar, hem Avrupa ve hem de ABD’de yürütülmektedir. Kuantum internet, daha önce asla görmediğimiz yeni hizmet ve uygulamaların gerçekleştirilmesiyle yeni bir sosyal altyapı oluşturacaktır.
ABD’de “Ulusal Kuantum İnisiyatif Hareketi” (2018) temeline dayalı olarak Enerji Bakanlığı ve Ulusal Bilim Vakfı, 5 yıllığına “kuantum bilgi bilimi” konusunda Ar-Ge için 1.2 Milyar $ yatırım planlamış. Bu bağlamda bakanlık ve Ulusal Bilim Vakfı kuantum internetin gerçekleştirilmesi amacıyla temel teknolojilerin ve insan kaynağının araştırılması, geliştirilmesi ve bunların sunumunu teşvik etmek üzere üniversiteler, firmalar ve diğer organizasyonlarla iş birliği yapacaklar. ABD, Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi (OSTP), “ABD Kuantum Şebekeleri Stratejik Vizyonu” kapsamında kuantum internet hedefli 6 alanda araştırma etkinliği belirlemiş.
Avrupa’da, AB Komisyonu kuantum teknolojileri konusunda Ar-Ge çalışmlarına 5 yıl için “Quantum Flagship” (2018’den beri) projesi dahilinde 1 Milyar € yatırım taahhüdünde bulunmuştur. 2020 yılı mart ayında, Avrupa Komisyonu Ar-Ge, endüstrileştirme, standardizasyon ve insan kaynağı geliştirmek için bir yol haritasını içeren ve kuantum interneti nihai hedefleyerek “Kuantum Teknolojisi Stratejik Araştırma Ajandası” yayınladı. İlave olarak, 25 Avrupa ülkesi, kuantum internet şebekesinin kurulmasına önderlik yapacak olan “EuroQCI” (Avrupa Kuantum İletişim Altyapısı) adı verilen bir kuantum haberleşme altyapısının geliştirilmesi hususunda anlaşmaya varmıştır.
Diğer yanda 2016 yılında İngiltere’de kurulan ve siber güvenlik teknolojisinde öncü bir firma olan ARQIT, Küresel Kuantum Anahtar Dağıtım Şebekesi kurmaya başlamış. ArQit, 2022'den itibaren de alçak dünya yörüngesindeki küçük uydulardan oluşan bir uydu filosu için kuantum güvenli şifreleme hizmetleri sağlama konusunda da çalışmakta.
Bu arada İngiliz ARQIT Firmasının bir uzay-tabanlı sistem için 400 Milyon $’lık bedel artırımı üzerine, Avrupa Birliği kendi kuantum iletişim şebekesini başlatmak için Airbus liderliğinde bir grubu görevlendirmiş. Airbus, bu yıl 31 Mayıs'ta Avrupa Komisyonu'nun EuroQCI Grubu ile, Avrupa genelindeki kritik altyapıyı güvence altına almak için kuantum teknolojisiyle çalışan bir şebekeyi incelemek üzere bir sözleşme imzaladığını beyan etmiştir.
Çin’de, Pekin, Şanghay ve büyük şehirlerde metropolitan alan şebekelerini bağlayan bir kuantum şifreleme haberleşme ana omurgası kurulmuş ve 2018 yılı itibari ile kuantum şifreleme şebekelerinin toplam uzunluğu 7000 km’ye ulaşmış. Bu amaçla, Çin’de haberleşme donanımı, cihazlar ve platformlar üretmek için bir dizi firma kurulmuş. Çin 2016 yılında dünyanın ilk kuantum bilimsel uydusunu (kısaltılmış ismi Mozi olan) uzaya gönderdi, ve uydu ile yer arasında bir kuantum şifreleme sunumunu başarıyla gerçekleştirdi. Ocak 2021’de Çin, ayrıca Çin genelinde bir tümleşik kuantum şifreleme şebekesini geliştirmek için dünya ve uydu arasında bir tümleşik kuantum şebekesinin sunumunu sağladı.
Yukarıda bahsettiğim Japonya’daki kuantum şebekeleri ile ilgili çalışmalara gelince, Japonya’nın en büyük araştırma merkezi olan RIKEN’de Kuantum Teknolojisi Yenilik Genel Merkezine bağlı olarak çalışacak sekiz kuantum teknolojisi Ar-Ge merkezi kurulması hedeflenmiş. Bunlar; Kuantum Cihazları Ar-Ge Merkezi, Kuantum Bilgisayarları Ar-Ge Merkezi, Kuantum Bilgisayar Uygulama Merkezi, Kuantum Yazılımı Ar-Ge Merkezi, Kuantum Güvenlik Merkezi, Kuantum Malzemeleri Ar-Ge Merkezi, Kuantum Sensör Merkezi ve Kuantum Kimya Merkezi.
2020 yılında Japon Hükümet Kabinesi “Aya Roket Fırlatma Araştırma ve Geliştirme Programı” adı altında kuantum haberleşmesi dahil kuantum teknolojilerinin Ar-Ge’sini ve İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı da ileriye dönük küresel kuantum şifreleme şebekesinin yaratılması konusunda araştırmaları başlatmış.
Dünyada yapılan bu çalışmalar hakkında bilgi verirken sıklıkla adı geçen bu kuantum şifrelemesi nedir ve ne tür bir teknolojidir buna birazcık göz atalım şimdi;
Kuantum şifreleme, herhangi bir bilgisayar tarafından kırılamayan haberleşme şifrelemesini yapmak için kuantum mekaniğinin özelliklerini kullanan bir teknolojidir. Kuantum şifrelemesi iki adımdan oluşur; kuantum anahtar dağıtımı (QKD) ve tek kullanımlık şifre.
QKD, özel bir yeteneğe sahip üçüncü tarafa (hattı dinleyene) herhangi bir bilgi açığa çıkarmadan iki uzak lokasyon arasında simetrik şifreleme anahtarlarını paylaşma yöntemidir. Tek kullanımlık şifre içinde ise, veri (düz metin) olarak aynı boyutta bir kriptografik anahtar hazırlanır ve şifreli metin kriptografik anahtar ve düz metnin (şifresiz metin) XOR’si (exclusive or: dışlama veya-ya, bir mantıksal devre) tarafından üretilir. Kriptografik anahtar, kullanılmadan birer birer atılır. Bu yolla, kuantum bilgisayarları dahil herhangi bir bilgisayar prensip olarak iletişimi deşifre edemeden “bilgi-teorik-güvenlikli” kriptografik haberleşme gerçekleştirilir.
Günümüzde “bilgisayar güvenliğinde” gizliliği sağlama almak için yaygın olarak kullanılan kriptografiyi (şifreleme) çözmek için büyük miktarda hesaplama gücü harcamak gerekir. Ancak gelecekte kuantum bilgisayarları kullanmak suretiyle bu tür kod çözümleri oldukca kolaylaşacak gözükmekte.
Diğer taraftan, ilerde kuantum kriptografisi prensipte herhangi bir bilgisayar tarafından şifresi çözülemeyen teorik bilgi güvenliğine sahip olacaktır. Şu anda bu tür bilgi güvenliğini sağlayabilecek tek şifreleme teknolojisi “kuantum kriptografisidir”. Kuantum kriptografisi, tıp, finans, altyapı ve akıllı üretim gibi alanlarda ultra-uzun süreli gizlilik gerektiren bilgileri ve ulusal güvenlik gibi ulusal sırları korumak için kullanılabilir.
Halen Japonya, Avrupa, ABD, Çin ve Güney Kore gibi ülkelerde bu konuda Ar-Ge çalışmaları ve sosyal sunumlar devam etmekte olup, uluslararası standardizasyon ve tam-ölçekli pratik uygulamalar da başlamakta.
Ayrıca şebekeye bağlanacak ve güvenli ve verimli çalışacak çok sayıda QKD vericisi ve alıcısının üretimine imkan sağlayacak QKD şebeke teknolojisinin gerçekleştirilmesi de gerekli.
Peki kuantum Şebekesi nedir ve nasıl bir teknolojidir?
Bir kuantum şebekesi klasik sayısal bilgi (0,1) yerine şebekeler üzerinden kuantum bilgi dağıtımını (kuantum bilgisayarlarında, kuantum korelasyonu ile kuantum dolaşıklığında kullanılan kuantum bitleri: qubit) gerçekleştiren haberleşme altyapısıdır ve değişik uygulamalar için kullanılabilir.
Siber güvenlik bakış açısından qubit’lerin iyi tarafı, iletim halinde eğer bir bilgisayar korsanı onları gözlemeyi denerse, qubit’lerin süper kırılgan kuantum durumları ya 1 ya da 0'a "çöker". Bu demektir ki bir bilgisayar korsanı yapmış olduğu işin açıklayıcı bir göstergesini geride bırakmaksızın qubit’leri karıştıramayacaktır.
Kuantum bilgisinin bir kuantum şebekesi aracılığıyla dağıtılmasının, kuantum kriptografisinin şu anda mümkün olandan daha uzun mesafelerde ve ayrıca geleneksel teknolojiyle imkansız olan bir doğrulukla zaman kesinliği sağlamak için birbirine bağlanabilen bir kuantum optik saat şebekesini mümkün kılması bekleniyor.
Ayrıca, çoklu küçük ve orta ölçekli kuantum bilgisayarlarını bir kuantum şebekesine bağlayarak, yüksek bilgi işleme gücüne sahip geniş-ölçekli bir kuantum bilgisayarı kurmak mümkündür. Bundan başka, bir geniş ölçekli kuantum bilgisayarını uzak bir lokasyondaki kuantum şebekesine bağlamak suretiyle, hesaplama işlemleri içeriğinin hiç kimse tarafından bilinme imkanı olmadan gizli kuantum hesaplama sisteminin kurulması da imkan dahilinde olacaktır.
Kuantum şebekesinin doğal teknolojisi olan kuantum fiziği üzerinde temel araştırmalar dünyanın bir çok ülkesinde gerçekleştirilmektedir. Avrupa, ABD ve japonya’da bu tür araştırmalar 2020 yılından beri devam etmektedir ve çalışmalar bir kuantum şebekesi test ortamı kurmaya yönelik olarak başlamıştır.
Bir kuantum şebekesini gerçekleştirmek için, şu temel teknolojilere ihtiyaç duyulmaktadır;
· Kuantum bilgisini depolamak ve işlemek için kuantum hafıza (bellek) teknolojisi,
· Optik sinyalleri ve kuantum belleğini birleştirecek bir kuantum arayüz teknolojisi,
· Kuantum bilgisini hasara uğratmadan aktarmak ve anahtarlamak için kuantum anahtarlama teknolojisi.
Tüm bu teknolojiler hala temel araştırma seviyesindedir ve değişik malzeme ve materyallar ve aday anahtarlama yöntemleri ile deneme-yanılma işlemleri devam etmektedir.
Kuantum tekrarlayıcısı (repetör) nedir?
Kablo yapımında kullanılan malzemeler fotonları absorb edebilir, bu da tipik olarak fotonların sadece bir kaç on km’den fazla yol kat edemedikleri anlamına gelir. Klasik bir telekom şebekesinde, bir kablo boyunca değişik noktalardaki tekrarlayıcılar bu yol kaybını telafi etmek üzere sinyali yükseltmek için kullanılır.
Temelde kuantum anahtar şifreli şebekelerde de, çeşitli noktalarda “güvenilir düğümler (nodes)” oluşturularak benzer bir çözüm uygulanmaktadır. Örneğin yukarıda bahsetmiş olduğum Çin’deki şebeke bu tür 32 adet düğüme sahiptir. Bu noktalarda kuantum anahtarları bitler halinde çözülür ve bir sonraki düğüme yolculukları için yeni bir kuantum durumunda yeniden şifrelenir. Ancak bu düğümleri çalıştıran bir firma ya da hükümette görevli bilgisayar korsanı saptanmamış bitleri kopyalayabilir ve böylece bir anahtar elde edebilir, dolayısıyla güvenilir bir düğüm gerçekte tam olarak güvenli de değildir.
İdeal olan, bizim, şifre anahtarlarını kuantum formlarını bozmadan yükselterek daha uzak mesafelere gönderilmesini sağlayan gerçek kuantum tekrarlayıcılarına, ya da içinde kuantum işlemcileri bulunan ara istasyonlara ihtiyacımız vardır. Araştırmacılar, prensipte bu tür tekrarlayıcıları inşa etmenin mümkün olduğunu gösterdiler, ancak henüz çalışan bir prototip üretemediler.
Kuantum anahtar dağıtımı ile ilgili olarak diğer bir konu da, temel verinin geleneksel şebekeler boyunca şifrelenmiş bitler olarak gönderiliyor olmasıdır. Bu, bir şebekenin savunmasını ihlal eden bir bilgisayar korsanının, henüz algılanmamış bitleri kopyalayabileceği ve ardından bunları şifrelemek için kullanılan anahtarı kırmaya çalışmak için güçlü bilgisayarlar kullanabileceği anlamına gelir.
Kuantum teleportasyon (ışınlanma) nedir?
Bu ifade bilim kurgu gibi gelebilir kulağa, ancak kuantum teleportasyon verileri tamamen kuantum formunda iletmeyi içeren gerçek bir yöntemdir. Bu yöntemde yaklaşım, “dolanıklık” (kuantum dolanıklığı) olarak bilinen bir kuantum fenomenine dayanır.
Kuantum ışınlama, birbirine dolanık foton çiftleri yaratılarak çalışır ve daha sonra her çiftten biri verinin göndericisine ve diğeri de bir alıcısına iletilir. Gönderici, dolanık fotonu aldığında onun alıcıya iletmek istediği verileri saklayan bir "hafıza kübiti" ile etkileşime girmesine izin verir. Bu etkileşim göndericinin fotununun durumunu değiştirir, çünkü bu alıcının fotonuyla dolanıktır, etkileşim aynı anda alıcının fotonunun da durumunu değiştirir.
Bununla birlikte, alıcı ölçüm sonucunu alana kadar kendi fotonuna ne olduğunu söyleyemez. Gönderici fiber-optik kablo ya da diğer yollarla klasik bitler formunda bu değişikliği alıcıya iletir. İşte o anda alıcı kendi fotonun nasıl değiştiğini çözer ve anlar böylece kuantum verisi alıcıya ışınlanmıştır.
Halen ABD, Çin ve Avrupa'daki araştırmacılar, dolanık fotonları dağıtabilen ışınlanma şebekelerini oluşturmak için yarışıyorlar. Ancak bunları ölçeklendirmek, büyük bir bilimsel ve mühendislik zorluğu içermektedir. İstenildiğinde çok sayıda bağlantılı fotonları üretmenin uygun bir yöntemini bulmanın bir çok güçlüğü ve bu fotonların dolanıklığını çok uzak mesafelerde sürdürmenin pek çok zorlukları vardır ki kuantum tekrarlayıcılar bu işlemi kolaylaştırabilir. Bütün bu sorunlara rağmen araştırmacılar gelecekteki kuantum internet üzerinde çalışmalarını hızla sürdürmektedir.
Kuantum Internet
“Kuantum İnternet” tanımı Avrupa ve ABD’de kuantum teknolojisi üzerinde yapılan araştırma stratejileri ve projelerinde aşağıda gibi açıklanmaktadır.
· “Kuantum İnternet”, kuantum bilgisayarları ve kuantum sensörleri gibi kuantum bilgi donanımı ve cihazlarının bağlandığı küresel bir kuantum şebekesidir. Mevcut internetin, çoklu şebekelerin birbirine bağlandığı ve sayısal bilginin dağıtıldığı bir yapı olduğunu düşünürsek, “Kuantum İnterneti” de çoklu kuantum şebekelerinin birbirine bağlandığı ve kuantum bilgisinin (qubit’ler) dağıtıldığı bir şebeke olarak tanımlayabiliriz.
· Gelecekte bu tanım, uluslararası görüşmeler aracılığıyla “Kuantum İnternet” temel teknolojilerinin olgunlaşması sürecinde açıklığa kavuşacaktır.
· İlk ortaya çıktığında internetin bugün olduğu gibi kişilerin yaşamı ve sosyo-ekonomik aktiviteler için vazgeçilmez bir altyapı olacağını kimse hayal bile edemedi. Şu anda ve bu noktada “Kuantum İnternetin” nasıl bir şebeke olacağı ve nasıl kullanılacağı konusu da tam olarak açıklığa kavuşmuş değildir. Bununla birlikte, insanların hayatını daha zengin, daha güvenli ve daha sağlam bir hale getirmek için “Kuantum İnternet” tarafından sağlanacak uygulama ve hizmetleri şu anda hayal etmek pek mümkün gözükmemekte.
Şimdi dünya genelinde “Kuantum İnternet” tanımını yapan kurumlar ve tanımlarına bir göz atalım;
· ABD, Beyaz Saray/Ulusal Kuantum Koordinasyon Ofisi: Kuantum bilgisayarları ve diğer kuantum cihazlarından oluşan muazzam bir şebekedir.
· ABD, Enerji Bakanlığı: “Kuantum İnternet” önümüzdeki on yıl içinde ulaşılacak bir internet yapısıdır. (ABD’de Uluslararası araştırma topluluğu halen ilk küresel kuantum şebekesinin bir prototipinin yapılmasının farkındalığına varmıştır.)
· Avrupa, Kuantum İnternet Birliği: Yer yüzünde herhangi iki nokta arasında kuantum haberleşmesi uygulamalarını mümkün kılacak bir internet oluşumudur.
· Avrupa, Kuantum Flagship Proje Grubu: Bizim sayısal altyapımızı güvenli kılmak için dolanıklık ve eşevresellik gibi kuantum kaynaklarını ve bilgisini dağıtan kuantum şebekeleri aracılığıyla, kuantum bilgisayarlarının, simülatörlerin ve sensörlerin birbiriyle bağlanmasıdır.
· İnternet Araştırma Görev Gücü: “Kuantum İnternet”, kuantum şebekelerinden oluşan bir yapıdır. Kuantum internet yeni bir hibrid internet oluşturmak için klasik internet ile birleşip tek yapıya dönüşecektir. “Kuantum İnternet” yeni kuantum uygulamalarını mümkün kılabilen ya da klasik uygulamaları daha da iyileştirlen bir internet olacaktır.
Şüphesiz öncelikle bugün bildiğimiz internet hemen değişmeyecektir. İnternette hassas ve önemli olmayan iş bilgileri hala klasik bit formlarında iletilmeye devam edecektir. Fakat kuantum internet özellikle veri güvenliğine ihtiyaç duyan organizasyonlarca kullanılacaktır. Ayrıca, kuantum internet bilgi-işlem bulutu aracılığıyla giderek daha fazla kullanıma sunulan kuantum bilgisayarlar arasında akan bilgileri birbirine bağlamak için ideal bir yol olabilir.
Bazı araştırmacılar, tam bir kuantum internetin bile nihayetinde kuantum tabanlı yeni saldırılara karşı savunmasız hale gelebileceği konusunda uyardı. Ancak günümüzün internetini kasıp kavuran bilgisayar korsanlığı saldırısıyla karşı karşıya kalan işletmeler, hükümetler ve ordu, daha güvenli bir kuantum alternatifinin umut verici ihtimalini keşfetmeye devam edecek.
Halen bilim adamları, bireysel temel parçacıkların veya küçük parçacık gruplarının hedeflenen kuantum-mekanik kontrolüne dayanan "ikinci bir kuantum devrimi" hakkında konuşuyorlar. Bunun, tıp, lojistik ve finans sektöründen malzeme bilimi, BT ve güvenliğe kadar bilimde, iş dünyasında ve toplumda yıkıcı değişiklikleri tetikleyeceği ifade ediliyor.
Uzmanlar, kuantum teknolojisinin dünyayı değiştirmeye hazır bir oyuncu olacağı konusunda nadiren de olsa aynı fikirdeler şimdi. Kuantum optik teknikleri daha önce asla görmediğimiz süreçlere ve yapılara gözlerimizi açabilir. Ve kuantum bilgisayarlar, alternatif hesaplama yöntemleriyle neredeyse imkansız olan oldukça karmaşık hesaplamalar yapabilir. Bu, moleküllerin nasıl davrandığına dair anlayışımızı geliştirmenin yanı sıra, ilaçları daha verimli tasarlamamıza ve daha ucuza üretmemize de yardımcı olabilir.
Evet sevgili okurlar, bilişim ve iletişim sektöründe “Kuantum Haberleşmesi” ve “Kuantum İnternet” oldukça çok yeni kavramlar. Daha düne kadar 5G üzerine konuşurken, 6G’yi bile erken bulanlara “Kuantum Haberleşmesinin” önümüzdeki 10 yıllık süreçte dünyanın en gelişmiş ülkelerinin hedefi olduğunu söylersek sanırım hata yapmamış oluruz. Bu nedenle büyük ülkeler milyarlarca $’lık kaynakları Ar-Ge çalışmaları için ayırıyorlar. Böyle yeni konular o kadar çok başka iş ve üretim alanlarının açılmasını sağlıyor ki gerçekten bunları saymakta güçlük çekeriz. Bu sektör çalışanları gayet iyi bilir, bilgi ve iletişim konusu tüm sanayi ve endüstrinin itici gücünü üstlenmekte. Hele kuantum haberleşmesi, kuantum internet ve kuantum bilgisayarları şimdiye kadar bildiğimiz tüm teknolojileri radikal olarak değiştirmeye aday olan bir konu, benim naçizane dileğim ülkemizin de bu alanda hemen çalışmalara ve uluslararası işbirliğine biran önce başlamasıdır.