STRATEJİ VE EYLEM PLANLARI…

Türk Dil Kurumu, stratejiyi “Bir ulusun veya uluslar topluluğunun, barış ve savaşta benimsenen politikalara destek vermek amacıyla politik, ekonomik, psikolojik ve askeri güçleri bir arada kullanma bilimi ve sanatı” olarak tanımlıyor. Devlet yönetimleri de bu stratejileri uygulamak için eylem planları ortaya koyar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de uzun tarihlere varan bir geleneği, kültürü olması hasebiyle dönem dönem yeni ihtiyaçlara uygun strateji ve eylem belgeleri yayınlar. Bu belgelerden birisi olan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi 2021-2025 Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yayınlanan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi belgesini incelediğimizde spesifik olarak meselelerin doğru konumlandırıldığını, belirlenen amaç ve hedeflerin gerçekleşebilir temeller üzerine oturtulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu temkinli yaklaşım her ne kadar iyi olsa da ülkemizde ki potansiyelin tam olarak farkında olunmadığı sorusunu akla getiriyor. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi bünyesinde Büyük Veri ve Yapay Zekâ Uygulamaları Daire Başkanlığı’nın ihdas edilmiş olması konuya verilen önemi açıkça ortaya koyuyor. Strateji Belgesi’nin hazırlanmasında iki kurumun ortak çalışması ve emeği bulunuyor. Bu belgenin hazırlanmasında katkısı bulunan arkadaşları tebrik ediyoruz. Tabi asıl soru/sorun bu belgenin uygulama süreci…

Buraya kadar her şey çok güzel. Tekrar herkesin emeğine sağlık! Ortaya böyle bir belge çıkartmak özveri ve emek ister… Her iktidarların yaptıkları içinde doğruların yanı sıra eksiklikleri, yapmak isteyip de yapamadığı çalışmaları vardır. Yayınlanan strateji belgesinin fiiliyata geçmesinde yerli ürünlerin desteklenmesi kısmı diğer eylemleri doğrudan etkileyip, tetikleyecek unsur olduğunu gözden kaçırmamamız gerekiyor. Çünkü daha önce kamu alımlarında yerli ürünlerin tercihi ve ihalelerde pozitif ayrımcılık yapılması yönünde gerekli düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen bugüne kadar aşılamayan ve sözde kalan bir çalışma olarak bu konu raflardaki yerini koruyor. Biz de ICT MEDIA olarak bu konuya özelikle dikkat çekiyor dergimizin sayfalarında sık sık önemini gündeme getiriyoruz. Ancak uygulayıcılarda yerli çözümlere pozitif bakma gayret veya cesaretlerini nedense hiç göremiyoruz. Sanıyorum mesaj yerine ulaşmıştır! Son bir soru ile bu konuyu toparlayalım. Ülkemizde yapay zekâ üzerine çalışan firmalar ve ürünlerle ilgili bir envanter çalışması yapıldı mı?

Dünyayı takip eden bir sektörümüz var. Bir konu dikkatinizi çekiyor mu acaba bilmiyorum? Eksik bulursunuz, yanlış bulursunuz ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti geleceğe yönelik teknolojik geliştirme konusunda gayretler içerisinde. Bu çaba ve gayretlerden birisi de ULAK Projesi. 1980’li yıllarda elimizden çıkardığımız TELETAŞ ve NETAŞ örneklerini tekrar yaşamamamız gerekiyor. Şunu hepimizin görmesi ve idrak etmesi lazım. Haberleşme teknolojileri kritik teknolojiler ve altyapılardır. Avrupa da bu konuda bir değişim içerisinde. Son yıllarda kendi üreteci ve firmalarına bir dönüş süreci içerisinde olduğunu görmemiz gerekiyor. Özellikle 5G ve yeni nesil haberleşme altyapısında Nokia (Alcatel-Lucent) ve Ericsson kullanmaya ve Çinli üreticileri sistemden çıkartmaya başladığını görebiliriz.

Peki biz de durum nedir? Ulak Haberleşmenin geliştirdiği ürünleri kaç kamu kurumu ve hangi operatörlerimiz ticari şebekelerinde kullanıyor? Bunun cevabını biz biliyoruz ama merak edilen soru şu: Görevi olmasına rağmen ilgili kurum ve kuruluşlar bu konuda neden gereken hassasiyeti göstermez? Nihayetinde bu kurumun geliştirdiği ürünleri eko sistemindeki firmalar ticari olarak kullanmaz ise ülke olarak biz nasıl teknoloji geliştireceğiz ve geleceğimizi nasıl idame/ikame edeceğiz? Yani kanun, yönetmelikler tamam, ancak bunu uygulama noktasında yöneticilerimizin hassasiyeti ve duyarlılığı daha da önemli hale geliyor.

Bu sayıda; veri saklama ortamları içinde son yıllarda öne çıkan Bulut Bilişim konusunu ele aldık. Sektörün önemli isimleri bulut sistemlerin, veri saklanmasıyla ilgili sağladığı kolaylıkların yanında mahremiyet ve güvenlikle ilgili endişeleri değerlendirdi. Ayrıca yeni sayımızda KVKK Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir’le yaptığımız röportaj da yer alıyor. Prof. Dr. Bilir, kişisel verileri korumanın temel bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Sektörün nabzını tutan haber ve yorumların yer aldığı Eylül sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum…