YAZILIMCILARIN YURTDIŞINA SANAL GÖÇLERİ

Yazılım sektöründe uzaktan çalışma yöntemi yeni değil, mesela Hindistan’da sektörün servis kısmı belki de işin başından beri bu şekilde çalışıyor. Bu şekilde Batı dünyası ile saat farkları yüzünden tüm dünyaya 7X24 servis vermek mümkün oluyor. Daha sonraları özellikle büyük uluslararası yazılım şirketleri Hindistan yazılım sektörü kaynaklarını bir seviye daha iyi kullanma amacı ile spesifikasyonları iyi tanımlanmış modülleri belirledikleri programlama standartlarına uyma çerçevesinde Hintli yazılımcılara yazdırma ve test ettirme yoluna gittiler. Genellikle ürünlerin tasarımlarını kendileri yapıyorlar, daha sonra irili ufaklı modüller haline getirdikleri kısımları dış kaynak kullanımı şeklinde kalitesi kabul edilebilir ama maliyeti düşük ülkelerde yazdırıyorlar. Hintli yazılımcılar hiçbir zaman ürünün tamamını göremiyorlar, sadece kendilerine açılan kısımları beklentileri karşılayacak şekilde yazıyorlar. Hindistan’da bu tür çalışan yazılımcıların ücretleri oldukça düşük olduğu ve iş değiştirme çok sık hatta aylar mertebesinde gerçekleştiği için büyük şirketler modül yazdırma işlerini tek tek kişiler ile değil, bu tür yazılımcıları çalıştıran şirketlere veriliyor ve her zaman da bitirme garantisi isteyerek veriyorlar, şirketler de mesela paralel programlama yöntemleri veya başka yöntemlerle işi zamanında ve kaliteli şekilde tamamlıyorlar, beceremezlerse de dış kaynak kullanım listesinden isimleri siliniyor. Aynı şekilde sadece modül yazdırma değil modül test etme işleri de bu şekilde yapılabiliyor.

Bu tür çalışma birçok başka ülkeler ile de yapılabiliyor, özellikle Rusya, Bulgaristan, Romanya ve birçok doğu Avrupa ülkelerindeki şirketler Hindistan kadar olmasa batı ülkelerindeki maliyetlerden daha makul bedellerle yazılım hizmetleri veriyorlar. Pandemi olayının ortaya çıkması ile uzaktan çalışma yöntemi sadece yazılım sektöründe değil hemen hemen tüm sektörlerde uygulanmaya başladı. Birçok büyük şirket bu yöntemi geçici değil, kalıcı olarak uygulamaya başladı. Yazılım sektörü de bu uygulamalardan en fazla faydalanan sektör oldu, uzaktan çalışma yöntemi yazılım dünyasında tabiatı gereği en hızlı kabullenilen ve uygulanan yöntem oldu. İngilizce bilen iyi yazılımcılar şirketlerinden ayrılıp uzaktan çalışma yöntemini seçtiler, işe gidip gelme ile zaman kaybetmediler, ofiste patronla, amirlerle ve çalışma arkadaşları ile yaşadıkları muhtemel sorunlardan kurtuldular, kendi izole ortamlarında kendi disiplinleri içinde ve de en önemlisi döviz cinsinden aldıkları 4-5 kat fazla maaş ile mükemmel gibi görünen çalışma şartlarına sahip oldular. Bu zorlu hayat şartlarında bu tür çalışmayı seçen yazılımcı sayısı her geçen gün biraz daha artıyor.

Tabii bu durum bilişim sektörü şirketlerinin, daha önce de var olan ama uzakta gibi görünen bazı sorunlar ile birdenbire karşılaşmalarına yol açtı. İyi yazılımcılarını hızla kaybetmeye başladılar. Yerlerine aynı kalitede eleman bulmakta zorluk çekiyorlar, bulabilirlerse de maliyetler yükselmeye, projeler gecikmeye başladı. Büyük bir know-how açığı oluşuyor. Daha önce de sosyal, finansal çok değişik nedenlerden dolayı yurt dışına teknik eleman göçü vardı. İngiltere ve Hollanda iyi yetişmiş, kaliteli ve tecrübeli Türk mühendislerine en büyük ilgiyi gösteren ülkeler olmuşlardı, o kadar ki bazı büyük şirketlerin ArGe bölümlerinde çalışan tüm mühendislerin toplu halde yurt dışına göç ettiklerini gördük. Bu sorunu birçok kere dile de getirdik ama devlet tarafından beyin göçünü önleyecek herhangi bir çalışma yapılmadı, önlem alınmadı. Pandemi ile fiziksel göçün azaldığını hatta durduğunu söyleyebiliriz ama şimdi de “sanal göç” diyebileceğimiz ülke değiştirme gereği olmaksızın mühendislerin, yazılımcıların bilgi ve yetenek göçleri başladı. Sektör bu büyük problemi nasıl çözeceğini tam olarak bilemiyor, bazı polisiye tedbirler dile getiriliyor ama bunların çözüm olamayacağı gün gibi aşikâr. Uzaktan çalışanların aldıkları ücretler iş yaptıkları ülkelerdeki ücretlerle denk seviyeye gelinceye kadar bu eğilim sürecek gibi, yani oldukça uzun bir süre.

Uzaktan çalışan yazılımcılar için de bazı sorunlar var. Evet iyi ücret alıyorlar ama mesela çalıştıkları şirketlerde kadrolu eleman olmaları oldukça güç, süreli kontratlarla çalışıyorlar, bu durumda şirketin hiçbir vergisel veya sosyal sorumluluğu olmuyor, herhangi bir hukuksal problem olmaması için bu durum kontratlarda açık seçik belirtiliyor. Bunun yanında çalışanlar şirkete sadece bir kontrat ile bağlı olduklarından çalıştıkları şirkette herhangi bir kariyer planı yapmaları mümkün değil veya çok zor. Verilen iş tüm projenin sadece dar bir kısmı olduğu için projenin tamamına hâkim olamıyorlar, o şirkette çalışmaktan dolayı edinebilecekleri birçok deneyimden ve bilgiden yoksun kalıyorlar. İş ilişkileri kurmakta da çok kısıtlı bir fırsatları oluyor. Bunun yanında sosyal sigortaları, sağlık sigortaları olmuyor, vergi işlerini de kendileri çözme durumunda kalıyorlar. Bunlar da tabii ek maliyetler ve iş yükü yaratıyor. İş yaptıkları şirket çalıştıkları süre içinde onlara geçerli bilgileri ve tecrübeleri için para ödüyor, şirket içi eğitim gibi bir olanak da olmadığı için bilgilerinin geliştirilmesi, yeni yeteneklerin eklenmesi işi de karşılarında önemli bir sorun olarak duruyor. Yazılım gibi teknoloji yoğun bir sektörde teknik eleman olarak çalışmak edinilen bilgi ve tecrübelerin her altı ayda bir elden geçirilmesini gerektirir, aksi takdirde çok çabuk oyun dışı kalmak mümkün. Uzaktan çalışma yöntemi bu konunun çözümünü de tamamen çalışana bırakıyor.

Tüm bu sorunlar birçok kişi için çözülemez sorunlar değil, alacakları ücreti düşündüklerinde karar vermeleri zor olmuyor. Ücret bir numaralı belirleyici etken oluyor. Esas sorunu ise bizim bilişim şirketleri yaşayacak gibi görünüyor. Bir an önce hem kamudaki yetkililerin hem de özel sektör temsilcilerinin bir araya gelip soruna çözüm düşünmeleri çok elzemdir.