X-BAR SANTRALLERİNİN SAYISAL’A DÖNÜŞÜMÜ

Sıkıntılı süreç tamamlanmış gibiydi. Ancak bir türlü santral grubuna geçişim onaylanmıyordu. Bu arada çok samimi olduğum başmüdür muavini Ali Bey’in Genel Müdürlüğe Daire başkanı olarak tayini çıkmıştı. Bir İtalyan radyo link firmasının davetlisi olarak Akay yokuşundaki Dedeman oteline davetliydik. Daire Başkanı Ali Bey’e durumu anlattım. “Zuhuri sen hele biraz sabırlı ol, ben hallederim” dedi. Aydınlıkevler PTT Eğitim Merkezi’nde hem enerji sistemleri konusunda ders veriyor hem de Mehmet Taşaltın Bey’in X-Bar kursuna gidiyordum.

Kurs verme işlemini yeni tamamlamışlarla sohbet ederken eğitimdeki sekreter bayan “Zuhuri Yaman kim, onu Ankara Telefon Grup Baş Mühendisi çağırıyor” dedi. Siteler-Ulus dolmuşuna atlayıp Ulus’ta Başmüdürlük binasına gittim. Grup Baş Mühendisi Mehmet Bey bana “Zaten seni santrallere alacaktım, neden sağa sola başvuruyorsun” dedikten sonra “Haftaya santraller de çalışmaya başla” dedi. Başladık da. Bu arada sayısal santraller konusunda hummalı bir çalışma yürüten eski genel müdürün kaldığı yerden 1980 ihtilali sonrası Servet Paşa da işleri hızlandırdı. Bir gün Grup Başmühendisimiz Mehmet Bey “Northern Elektrik firması Kavaklıdere’de ilk sayısal santral kuracak; DMS-10M. İçinizde bu santralde Kanadalı mühendislerle çalışmak isteyen var mı?” diye sordu. Ben hem yeni başlamıştım hem de en gençleriydim. Herkes istekli olur diye geri planda durdum. Mehmet Bey birkaç kez tekrarladı sorusunu, kimseden ses çıkmadı. Erol Taş’a çok benzeyen Mehmet Bey ile bir ara göz göze geldik. Cesaretlendim ve “Kimse talipli değilse ben çalışırım” dedim. Bu isteğim kaderimi de değiştirdi. Artık Kavaklıdere’ye gidip gelecektim.

Kavaklıdere’de Netaş’tan Cüneyt Bey ile birlikte çok olgun bir Kanadalı teknik eleman vardı. Sonraları dostluğumuzu bir hayli geliştirdik; Kızılderili kökenli Kanadalı Dany ile. Birlikte yemeğe gider, EGO otobüsü ile zaman zaman Ulus Başmüdürlükteki toplantılara gider, durum hakkında rapor verirdik. DMS santrali öğrenmemde Danny’nin çok faydası oldu.

Bu arada eğitim amacıyla Telekom personelinin üst düzey yöneticilerinin bir kısmı Kanada’ya gittiler. Biz de 2 aylığına son grupların içinde gönderdiler. O zamanlar Türkiye’de dolar bulmak zordu. Bir tanıdıktan bir miktar TL karşılığı dolar aldık. İstanbul’da bir gün kaldık, akşam Netaş’ın da hissedarı olan Yavuz Kireç beyin boğazdaki yemek davetine katıldık. İsviçre Zürih üzerinden Toronto’ya geçtik. Havalimanında pasaport sorgulamasında polisler bir hayli sorun çıkardı. En sonunda İstanbul Telekom’dan rahmetli Mecit (Gökyokuş) Bey’in aklına Northern’in davetiye mektubu geldi. Onu gösterince bütün kapılar önümüze açıldı. Santral eğitimi saat 09:30 da başlıyor saat 15:30’da bitiyordu. En komiğimiz olan Erzurum’dan Alaattin Karakelle’ye takılıyorduk. Hocamız “Soyadınızın anlamı ne?” dediğinde Alaattin Bey bize dönüp “İngilizce’de karabaş nasıl söylenir” diye sorarken yine hepimizi güldürmüştü. Hafta sonları içimizde tek ehliyeti olan Kasım Toprak Bey’e bağımlıydık. İkna edersek Toronto’yu dolaştırıyordu. Sağ olsun bir defasında da ısrarlarımıza dayanamadı. Niyagara Şelalesi’ne ve karşı taraftaki ABD’nin Buffolo kasabasına götürdü.

Eğitimden döndük. Bu arada grup Başmühendisimiz Kırıkkale’ye baş müdür olarak tayini çıktı. Yerine Başmühendis olan Metin (Özarslan) bekleniyordu. Yerine başkası atanınca müzmin bekar Metin Bey emeklilik dilekçesini vererek hayallerini gerçekleştirmek için tam donanımlı bir sandal aldı ve kendince Robinson hayatı yaşamaya başladı. Öyle ki o yıllarda Günaydın gazetesine bile haber oldu.

Dönemin Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Veysel Atasoy Zonguldak da santralsiz yer bırakmazken, Mehmet Keçeciler de ondan geri kalmadı. Konya’nın tüm ilçelerine sayısal santral kurdurdu. Montajlar devam ederken ilk sayısal santral açılışı için Kavaklıdere seçildi. Hazırlıklar yapıldı. O zaman Mustafa Solak’ın yerine Başmüdür olan Osman Gözüm açılıştan bir gece önce Kavaklıdere santraline geldi. Sorumlusu olarak bana “Yarın başbakan gelecek, aman sorularına doğru, net cevaplar ver” diye tembihledi. O gece elime NTP*’leri aldım. Gece sabaha kadar eğitimde aldığım notları tekrarlamaya çalıştım. Ama bu arada elbisemi değiştirecek zamanım da kalmamış sabah Başbakan Turgut Özal gelmeden önce DMS santralinde alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Sisteme baktım ki tek çıkış yönümüz olan İncesu trunklarının hepsi arızaya düşmüş. Nedenini araştırırken fark ettik ki İncesu santralinde Transmisyoncular test yapmak için kapatmışlar. Hemen iletişim kurduk ve karşı taraftan trunkları açtırdık. Az sonra da trafiğe kapatılan Cinnah Caddesi’nin girişinde Özal’ın arabası belirdi. Yanında Veysel Bey, Mehmet Keçeciler Bey, Genel Müdür yardımcısı Emin (Başer) Beyle benim bulunduğum santral salonuna girdiler. Emin Bey benim yorgun ve bitkin halimi görünce “İstersen sen arkaya geç, ben sorularını cevaplarım” diye kibarca arka bölüme gönderdi. Kısa bir tanıtım yaptı Emin Bey. Özal da gazetecilere sayısal santraller de yapılan gelişmeleri ve bunun ekonomiye katkısına değindi. Flash patlatmadan birkaç fotoğraf çekildikten sonra dışarı, cadde üzerine kurulu tören alanına çıkıldı. İki üç gün önce 32 yıldır babasından miras en uzun süre telefon bağlantısı bekleyen bir vatandaşı tespit ettikten sonra ona “Seni Başbakanımız Özal arayacak, siz de ona bu bağlantı için teşekkür eder misiniz?” deyince adam “Tabii ki, 32 yıldır beklediğimiz an, bu an” dedi. Nitekim tören esnasında Sayın Özal bir tuşa basarak bu abonemizin hattını açıp evine bağlandı. Telefonun sesi volümü arttırılarak caddeye verilmişti. Başbakan Özal kendini tanıttıktan sonra memnuniyetini sordu. Abonemiz de başbakana minnettarlığını belirtti.

Akşam Sıhhiye’deki Büyük Sürmeli Otel’de yemekli açılış kokteyli vardı. O yıllarda (1985) tek kanalımız olan TRT’de açılış töreninden geniş şekilde bahsedildi. Törenden görüntüler verilirken maalesef bizim görselimiz yoktu. Çünkü çekimlerin hepsi dışarda yapılmıştı. Varsın olsun. İlk sayısal santralin yöneticisi olmanın gururu bana yeterliydi.

*NTP Northern Telecom Practice