KAFAMDA DELİ SORULAR, EĞİTİM-İSTİHDAM

Türkiye’de işgücü piyasalarının yapısal sorunlarından birisi nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanmamasıdır. Türkiye’de 2015 yılında işgücünün %16,1’i okuryazar olmayanlardan, %26,6’sı ise lise altı eğitim seviyelerinden oluşmaktadır. İşsizlik oranları verileri incelendiğinde ise lise altı eğitimlilerin işsizlik oranı %10 iken yükseköğretim için bu oran %11’dir. Eğitim seviyesinin artmasına rağmen işsizlik oranının diğer eğitim seviyelerine göre yüksek olmasının başlıca sebebi, iş aryanlar arasında yükseköğretime sahip olanların niceliksel fazlalığıdır. Ancak nitelikli işgücünün yetiştirilmesinin yanı sıra mevcut iş piyasasının ihtiyaç duyduğu işgücünün de işgücü piyasasına hazırlanması gerekmektedir. (Ulusal İstihdam Stratejisi 2014-2023 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı)

Türkiye ekonomisinde istihdamın arttırılması için büyümenin sürdürülebilir ve kapsayıcı olması, işgücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikli işgücünün oluşturulması gerekmektedir.

Ekonomik üretimde katma değeri yüksek ürünlerin payının arttırılmasında, teknoloji ve inovasyon odaklı çalışma biçimlerine ve çalışanlarına gereksinim duyulmaktadır. Bilişim, finans, sağlık ve tarım gibi sektörlerde teknolojik süreci yönetebilecek ve sürdürebilecek işgücü ihtiyacının karşılanması için eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi gerekmektedir. (Ulusal İstihdam Stratejisi 2014-2023 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı)

İşsizlik oranının, 2023 yılı itibarı ile %5 düzeylerine indirilmesi, istihdam oranının 2023 yılı itibarı ile %55 düzeyine çıkarılması Ulusal İstihdam Stratejisi 2014-2023’ (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı) ün temel hedefleri olarak belirlenmiştir.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sonucunda teknoloji kullanımının işgücü piyasalarında her geçen gün daha değerli hale gelmesi nitelik ve beceri düzeyi yüksek iş gücünü vazgeçilmez hale getirilmiştir. Küresel rekabetin etkisi altında özellikle Gelişmekte olan ülkelerin işgücü piyasalarında bir yandan sürekli ve yüksek işsizlik, istikrarsız işler, mesleksizlik, nitelik ve beceri uyumsuzluğu ile mevcut niteliklerin aşınması gibi eğitim-istihdam ilişkisi ile yakından ilişkili sorunlar yaşanırken; diğer yandan talep kesiminin yükselen nitelik ve beceri ihtiyaçları ile ekonomik gelişmenin temel belirleyicileri arasında olan beşerî sermayenin önemi gittikçe artmaktadır. İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün sağlanması ile mevcut nitelik ve becerilerin sürekli olarak geliştirilmesi eğitim sisteminin sorumluluğundadır. Eğitimin işgücü piyasasındaki rolü çerçevesinde Yükseköğretim kurumları ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikli ara işgücünü yetiştirmekte ve yaygın eğitim yoluyla da sürekli değişen ve gelişen işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu beceriler işgücüne sürekli olarak kazandırılmaktadır. Bu anlamda, eğitim sistemi tarafından sunulan eğitimin kalitesi, uygunluğu ve etkinliğinin istenilen seviyeye ulaşması ile işgücü piyasasında yer alan kişilerin istihdam edilebilirliklerini arttırma ve daha verimli bir iş gücü potansiyeli yaratma perspektifinde eğitim-istihdam arasındaki fonksiyonel ilişki kurulabilecektir. (Ulusal İstihdam Stratejisi 2014-2023 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı)

Türkiye işgücü piyasasında önemli düzeyde eğitimli işsizliği yaşanmasına rağmen talep kesiminin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücüne ulaşmakta zorluk yaşadığı görülmektedir. Eğitim ve işgücü piyasası arasındaki fonksiyonel bağın geçmişteki kadar sıkı olmadığını gösteren bu paradoksal yapı, eğitimli işgücü arzı ile eğitimli işgücüne yönelik talebin birbiriyle uyumlu olmadığını ortaya koymaktadır. Diğer taraftan işgücü arzı ve talebi arasındaki uyumsuzluğun nedenlerinden biri de okul-özel sektör arasındaki iş birliğinin zayıf olmasıdır. Türkiye'de işverenlerin genel olarak okullara karşı önyargılı oldukları ve işgücünün yetiştirilmediğini düşündükleri görülmektedir. (Ulusal İstihdam Stratejisi 2014-2023 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı)

Türkiye işgücü piyasasında genç işsizliğinin yüksek olması ve ilk kez iş arayan gençler için de uzun süre iş arayanların daha yoğun olması nitelik ve beceri uyumsuzlukları sorununa da işaret etmektedir. Gençler, işverenler tarafından talep edilen niteliklere tam olarak sahip olmadıklarından iş arama süreleri uzamaktadır. Nitelik ve beceri uyumsuzlukları ya da uyumsuz eşleşme olarak tanımlanan durum, iş gücünün sahip olduğu nitelikler ile potansiyel işverenler tarafından talep edilen niteliklerin birbirinden farklı olması anlamına gelmektedir. Arz ve talep arasında böylesi bir uyumsuzluk, işgücünün mevcut işlerle eşleşmesine engellemenin yanı sıra işsizlik oranları üzerinde yukarı yönlü bir baskı ya da yol açmaktadır. Bununla birlikte Türkiye işgücü piyasasında kamu sektöründe elde edilen menfaatlerin görece daha yüksek olması ile istihdamın daha istikrarlı bir yapı arz etmesi nedeniyle pek çok öğrencinin mezun olduğunda kamu sektöründe işe girme arzusu içinde olduğu görülmektedir. Bu durumun etkisi ile bazı eğitim alanlarında esas olarak kamuya personel sağlamaya odaklanın makta ve işe alım sürecinde özel sektörün önceliklerini dikkate alan yetkinlik ve becerilerden çok, akademik yeterlikleri önem verilmektedir. Türkiye'de ilk kez işgücü piyasasına giren gençlerin işsiz kalmak yerine nitelik düzeylerinin altındaki işleri kabul etmeyi, büyük ölçüde bir kariyer stratejisi olarak benimsiyor olabilecekleri de düşünülebilmektedir. (Ulusal İstihdam Stratejisi 2014-2023 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı)

Her büyük ülkede olduğu gibi ülkemizde de geleceğe yönelik strateji ve eylem planları oluşturularak, plan ve politikalar bu stratejiler doğrultusunda hazırlanır. Yayınlanan stratejilerin uygulama alanları hususunda kurum ve kuruluşlarımıza hedefler konularak bu hedefler doğrultusunda çalışmaları beklenir.

Bu stratejilerin en sonuncusu bildiğiniz üzere; Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi olarak Resmi Gazete’de yayınlandı. Benim merak ettiğim yukarıda sorunun tanımı yapılan aynı zamanda hedefleri belirlenen Ulusal İstihdam Stratejisi 2014-2023 kimlerin dikkatini çekti. Acaba bu strateji ve eylem planını hazırlayanlar haricinde kaç kişi okudu?

Şimdi can alıcı ve kaç gündür kafama takılan bir soruyu da sizlere sormak istiyorum. Piyasanın talep ettiği nitelikli eleman ihtiyacını örgün eğitim veren eğitim kurumlarımız veremez iken, bir salon dolusu bilgisayarın olduğu, eğitim müfredatı ve eğiticilerin olmadığı bir sistem nasıl sağlayacak?