Tarih boyunca insanlık ekip biçtiğini, ürettiğini satarak geçimini temin etmiş ve bu işin adını da “ticaret” koymuştur. Ticareti yürütürken de tanıtım, reklam gibi farklı hizmet kalemlerine ihtiyaç duymuştur. Ticareti; pazar, panayır, fuar ve festival gibi etkinlikler üzerinden de icra edegelmiştir.
Peki Fuar nedir? diye baktığımızda belli zamanlarda, “Belli yerlerde ticari malların sergilenmesi amacıyla açılan sergiler” olarak tanımlandığını görüyoruz. Yine belli dönemlerde, yapıldığı çevre, katılanların sayısı veya niteliği programla belirlenen ve özel önemi olan gösterilere de Festival diyoruz. Türk Dil Kurumu böyle tanımlamış…
Son dört yıldır özellikle gençlerimizi teknolojiye, yeniliklere ve özelde havacılık, uzay çalışmalarına teşvik amacıyla bir festival tertip ediliyor: TEKNOFEST... Bu festivali iki defa ziyaret etme fırsatım oldu. Her ikisinde de çocuk ve gençlerin teknolojiyle hemhal olmalarını görmek çok keyifliydi. Teknoloji firmaları ve konuyla alakalı kamu kurumlarının tamamı oradaydı. Lakin bazı kamu kurum ve kuruluşları ile bakanlıkların orada büyük stantlar açmalarının sebebini çok anlamlandıramadım! Ancak bu festivalin Anadolu’nun değişik illerinde düzenli olarak yapılması gençler için teknolojik yarışmalar düzenlenmesi, çözümler geliştirip onları sunmaları önemli ve önemsenmeli…
Dünyadaki siyasal dönüşümleri sanıyorum herkes gözlemliyor ve anlamaya çalışıyordur. Herkes gibi biz de anlamaya çalışıyoruz. Dijitalleşmenin yoğunluk kazanması ile birlikte devletlerin tekrar ulus devlet modeline doğru evrimleştiğini sizlerde müşahede ediyorsunuz. Bu dönüşüm ile birlikte yereldeki üretimler daha bir önem arz etmeye başladı. Türkiye de bu dönüşümden doğal olarak etkileniyor. Ülkemizdeki sanayi üretiminin büyük oranda yarı mamulün montajı şeklinde gerçekleştiğini düşünürsek, Türkiye’nin geleceğinin bilişimde olduğunu görmek çok da zor olmasa gerek! Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu konudaki çalışmaları ve sayın Bakanın dinamizmi etkileyici… Ülkemizdeki teknokentlerin çalışmaları, üretiyor olmaları bu alanın daha çevik ve etkili kullanılmasını gerektiriyor. Esas yerli üretim dediğimiz kendi insanımızın geliştirdiği çözüm ve servisler buralarda hayata geçiriliyor, dünyanın birçok yerine de buralardan ihraç ediliyor. Dünya ile yarışan bu merkezlerden çıkan ürün ve servislere sahip çıkıp onlara güvenmeliyiz. Ancak onlara sadece kamunun değil, özel sektörün de güvenip sahip çıkması çok kıymetli olacaktır. Çünkü ülkemizin ekonomik geleceğinde bu merkezler belirleyici olacaktır.
Geçenlerde TOBB Başkanı sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu çok güzel bir açıklama yaptı. Dünyanın en pahalı yerinin cep telefonu ekranları olduğunu belirterek, “Önemli olan bu kıymetli toprakta yer kapabilmektir” dedi. Son derece doğru bir ifade. Artık arsaya, inşaata değil dijitale ve teknolojiye yatırım yapmayı öğrensek ne güzel olurdu değil mi!
Bir önemli gelişmede bizden. Ankara’nın deneyimli gazetecilerinden Olcay Aydilek bundan böyle ICT MEDIA Enerji Bölümünü yürütüyor olacak. ICT MEDIA olarak artık enerji sektörünü bir bütün halinde daha güçlü şekilde görüyor olacağız.
Ekim sayımızda; bilgi teknolojilerinin doğal afetlerde etkin kullanımını ele aldık. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu konuyla ilgili sorularımızı cevaplandırdı. Ayın konusu dosyamızda ilgili kurumlarla birlikte sektörün önde gelen kuruluşları teknolojinin sunduğu yeni imkanların başta yangınlar olmak üzere afetle mücadelede etkili kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Bu sayıda ayrıca Ulak Haberleşme Genel Müdürü Zafer Orhan, “Türkiye’nin 5G ve Ötesi İletişim Gücü” için çalışan Ulak İletişim’in geliştirdiği ürünler ve şirketin gelecek hedefleriyle ilgili ICT MEDIA’nın sorularını cevaplandırdı. Sektörün nabzını tutan haber ve yorumların yer aldığı yeni sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum…