HBBTV (HYBRID BROADCAST BROADBAND TV)

Uzunca bir süredir gündemde olan ve etkinliği her geçen gün artan yayıncılıkta yeni bir teknik: HBBTV. Televizyonlarda bu özellik olmasına rağmen görebildiğimiz kadarıyla Türk izleyicilerce henüz önemsenmiyor. Bu sisteme Smart TV ya da akıllı TV cihazları demek belki daha isabetli olacak. Evet bu sistemin yeni bir mecra olacağını, hatta ileride klasik yayıncılıktan daha da etkili olacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Teknolojinin hız kesmeyen gelişimi ve oluşturduğu yeni imkanlar televizyon izleme konforunu da arttırıyor. İzleyici kullanmasa da elinin altında kendisine hizmet verecek teknolojiyi talep ediyor. Evet, HBBTV yeni bir teknik. Tarihsel geçmişine baktığımızda bunu görüyoruz. Avrupa ülkeleri bu sistemle Türkiye’den önce tanıştı. Türk izleyici ise ilk HBBTV sinyallerini televizyonların yayın formatlarında SD’de HD’ye geçirme sürecinde yani 2014 yıllarında tanışmaya başladı. Bu çalışmada diğer birçok konuda olduğu gibi devlet televizyonu öncü oldu. O yıllarda, toplam erişilen izleyici/alıcı sayısı 300 bin civarında iken günümüzde bu sayı 2,5 milyon sınırını geçmiş durumda. Her geçen de gün artıyor. Televizyonlar HBBTV sinyali ve çeşitli uygulamalarını artık yayınlarına dahil ediyor.

Teknoloji alanında süreçler çok hızlandı. İzleyicinin talep ve alışkanlıkları hayli değişti. Özellikle genç jenerasyon yayıncıları zorlamaya başladı. Bu yeni sistemin yayıncı ve izleyicilere faydası ne olacak? Yayıncı için; kısaca video on demand olarak biriktirdiği arşivini kolayca izleyiciler açmak demek. Ayrıca bu hizmetten gelir elde etmesi mümkün olacak. Bir diğer fayda ise tanıtım, reklam ve benzer gelir getirici kuşakların oluşturmasına ‘yayın içi yayın’ imkânı sağlaması.

Klasik yayıncılıkta teknik sınırlar ve zaman kısıtlaması nedeniyle birçok yeni ve ilginç içeriği izleyiciye iletmek hayli zor. İşte tam bu noktada HBBTV’nin sunduğu imkanlar devreye giriyor. Yayın kuruluşları şimdiden hummalı bir şekilde yeni ve katma değerli servisler oluşturmaya başladı.

Gerçekten de bu alan heyecan verici olabilir. Çünkü klasik yöntemlerle yapılabileceklerde artık sona gelindi. Genç kuşaklar çoktan klasik kalıpların dışına çıktı. Yayıncılıkla ilgili mukayeseleri mevcutlar yerine, yurtdışı örnekler üzerinden yapıyor ve onları talep ediyor. Gençler değişik video uygulamalarına -canlı ya da değil- etkileşimli olarak katılabiliyor. Ekranların bir köşesinde görüş ve yorumlarını aktarabiliyor. HBBTV, sağlamış olduğu yeni imkanlarla belki de genç kuşakları tekrar ekran başına çekebilir. Bu ise yeni bir reklam alanı, ya da yeni reklam gelirleri demek olacaktır.

Telefon ve tabletten izleme alışkanlıkları büyük ekranın hayli önüne geçti. Genç kuşaklar gri alanları istemiyor, değerlendirmelerini dijital binary kodlarla (1) ya da (0) olarak görüyor. Bu konudaki taleplerinden de taviz vermiyor. Eski kuşaklar ise alışkanlıklarını devam ettirse de kıyısından köşesinden her platformu test etmek ve anlamak istiyor. Özellikle izleyici verileri net bir şekilde ve yorum olmaksızın görmek istiyor. İşte tam burada HBBTV gündemdeki yerini alıyor.

Satılmakta olan TV alıcılarının büyük çoğunluğu artık HBB özellikli, ancak izleyici bu özelliği henüz tam kullanmak istemiyor. Bunun sebepleri arasında Türkiye’deki internet alt yapısı, internet hız ve kalitesinin Batı’nın çok gerisinde olmasını söyleyebiliriz. İnternet senkronizasyonunun yetersizliği sistemin verimi ve izlenme kalitesini dolayısıyla siteme talebi de düşürüyor. Peki bunlar iyileştirildiğinde HBBTV’ye rağbet artacak mı? Buna kesin bir şekilde cevap vermek hayli güç. Genç kuşaklar zamanlarının çoğunu geniş ve büyük ekranlar karşısında geçirmiyor. Daha dinamik ve mobil olmayı tercih ediyor. Eğer yayıncı için hedef sadece gençler ise HBBTV’deki bu gelişme istenen seviyeye ulaşamayacaktır.

Bu analizden sonra HBBTV’nin kullanım sıklıklarına göz atalım.

HBBTV’yi kısaca klasik uydu, kablo TV, OTT kutuları ve internet mecralarının aynı anda ya da bir kısmının kullanıldığı kombine bir sistem diye tarif edebiliriz. Başka bir ifadeyle internetin de TV alıcısına bağlanmasıyla akıllı özellik kazanan televizyonlarda PC’de yapılan tüm işlemlerin yapılması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu durum yayıncı ve izleyicilere diğerlerinden farklı olarak neler sunacak? Yayıncı Y ve Z kuşaklarına erişmenin bir yolunu da HBBTV ile deneyebilecektir. Bu şekilde internetsiz yaşayamayan kitleyi TV alıcısının karşısında tutmayı deneyecektir.

Peki bu mümkün mü? Yayın sayılarının, içeriklerin, tematik sunumların çeşitlendiği ve arzın bu kadar yükseldiği bir zamanda bu zor gibi görünüyor. Pazarda çok sayıda yayıncı mevcut ancak hedef kitlenin sınırlı olması yeni dönemi daha da zor bir sürece sokacaktır. Diğer yandan bu teknolojiye, izleyiciden çok yayıncı için ilave gelir imkanları yaratması, yayın içerik, reklam ve programlarla katma değerli hizmetler sunması ile farklı asetleri oluşturmak için yeni bir platform diye bakmak mümkün. Bunun ne kadar heyecan verici olacağını ilerleyen zamanda göreceğiz.

HBBTV’nin diğer faydalı ve kullanışlı kısmı; ilave alt iletim mecraların oluşturulmasından çok izleyiciyi alışkanlıklarını takip etmek, izleme davranışlarını yorum yapılmaksızın ve istatiksel hesaplamalara gerek kalmaksızın anlık olarak görmektir. Ancak yayıncılar, izleyiciyi ekranın başında tutmak için gerçek havuçlara da ihtiyaç duyacaktır. Bunların yöntemlerini de kendileri bulmak zorunda kalacaktır. Gördüğümüz kadarıyla izleyici yani genç izleyici artık içerik kalitesini ve katılımcılığı önceliyor ve talep ediyor. Ancak yine de Kemal Sunal filmlerinden vaz geçmiyor.

Türkiye’de HBB özellikli televizyon kullanan izleyici sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte bu rakamın 2 milyon adet alıcı/izleyiciye ulaştığını tahmin edebiliriz. Ancak HBBTV alıcı ve/veya izleyici sayısındaki yıllar içindeki artışın istenen düzeyde olmadığı da ortada. Bunda internet hız ve kapasitesinin hayli düşük olması önemli bir etken. Ülkemizde internet hızlarının 100 Mbit seviyelerinin üzerine çıkmasının HBBTV’ye olan rağbeti de arttıracağını şimdiden söyleyelim.

Evet günümüzde endüstri 4.0’ın yoğun olarak kullanılması, otonom sistemlerin yaygınlaşması, internetin, her alanda yer almasının neredeyse hayatın tek gerçeği haline geldiğini söylemek mümkün. Kısaca internetsiz yaşam zorlaşmaya başladı. Bir an için internetin olmadığı bir hayatı, ya da internetin kesildiği bir dünyayı düşünmek bile hayli ürkütücü olacaktır.

İnternet, insanların hayat kalitesi, hız ve konforunu arttırmak için vaz geçilmez hale geliyor. Hatta bir süre sonra ‘nesnelerin interneti’nin, kişilerin internet kullanımının bile önüne geçeceğini söyleyebiliriz. Bu durumun kötü yönleri olacak mıdır? Sonuçlar nereye evrilir? Teknolojiyle birlikte insanlar daha mı mutlu olurlar? Bunların cevaplara ilgililer tarafından kafa yorulması gerektiğini düşünüyoruz.