TELEKOM ANILARI-3: İLK KEZ İPTAL EDİLEN SAYISAL SANTRAL YAZILIMI

İşlerin yoğunluğu, yeni santral kurulumlarının heyecanı derken zaman çok çabuk geçiyordu. Kavaklıdere santralinden sonra Nortel tarafından yeni kurulmaya başlanılan Yenişehir santraline tayin edildim. Proje yöneticisi Milton Boyle isminde Fransız kökenli bir Kanadalı idi. Yanındaki teknisyeni kilolu sarışın biriydi ama bana bir hayli yardımcı oluyordu. Kanada’da dini bir okulda okumuş rahiplik yerine sonradan başladığı teknik okula giderek tekniker olmuş. Bazen kendisine bilmediğim konularda danışırken Milton’a yakalandık. Milton “Burası eğitim yeri değil” diyerek çıkıştıktan sonra bir de beni Genel Müdür Servet Paşa’ya şikâyet etti, “elemanımı oyalıyor” diye... Garip bir insandı. Mesai bitince sanki az önce kavga ettiğimiz o değilmiş gibi benimle şakalaşır, “Gel seninle pub’a, gece kulüplerine gidelim” derdi. Kırgınlığımı da göstermek adına reddederdim.

Sistemler kuruldu testlere geçerken Netaş’tan Hadi diye bir genç mühendis de işlere dahil oldu. Hadi zeki bir çocuktu. Arkasından anlatılanlara bakılırsa ODTÜ Elektronik’te sınavlarda silgi kullanmadan tükenmez kalemle soru çözermiş. Bu arada ABD’den de Nortel tarafından genç bir mühendis daha geldi; Daniel Holmes. Telekom tarafından da yanıma iki yeni mezun mühendis verdiler. Ekip iyiydi. Özellikle Hadi birçok çıkmaza giren konuyu hemen çözüyordu. Daniel’in çözümleri ise daha çok olmayana ergi yöntemiydi. Samimiyet artınca Danny bana “Hadi sinemaya gidelim, tiyatroya gidelim” tekliflerinde bulunmaya başladı. Gittik de... Bir gün kendisine sordum “Tiyatro Türkçe, filmler ona keza, ne anlıyorsun?” “Sosyalleşiyorum” diye cevap verdi.

Bu arada yeni kurulacak olan Eskişehir’deki Tepebaşı santralinde yeni yazılım test edilmesi gündeme geldi. Telefonda önemli olan rahatsız eden aboneyi tespit etme özelliği “Malicious Call Trace” kısaca “MCT” sistemi gelmiş ve en önemli testler de bu konuda yapılacak. Sayısal santrali en iyi ben bildiğim için Eskişehir’de BCS-20 (Bulk Change Supplementary) testlerine görevlendirildim. PTT’ye ilk müracaatımda sayısal santral grubuna beni almayan grup başmühendisi ile çalışacaktık. Eskişehir’e ilk kez gidecektim. Telekom’un misafirhanesinde bir oda verdiler. Ancak santral buraya biraz mesafeliydi. Üniversite dolmuşlarıyla gidiyordum. Ekip kalabalıktı. Bu kez Netaş’ın İstanbul’daki elemanları ile Nortel’den Daniel Holmes[1]da geldi. Çağrı simüle etmek için ilk kez bir CTS (Call Trace System) cihazı getirilmiş ve suni trafik üretiliyordu.

Bu arada Anadolu Üniversitesi’nin açık öğretim vize sınavları başlamış, yurdun çeşitli yerlerinden –ağırlıklı kız- öğrenciler Eskişehir’e akın etmişlerdi. Bir öğle vakti Danny ile birkaç Netaş elemanı yakınımızdaki üniversitenin kafesine gittiler. Öğleden sonra mesai başladığı halde ekip saat 14:00 gibi ancak gelebildi. Danny’nin ağzı kulaklarına varıyordu adeta “Ben cennete düştüm, kafe de o kadar çok kız vardı ki” dedi. Akşam mesai bitince bir süre baş başa kaldık Daniel ile. Sordum bu merakını. Bana “Ben buraya istekli geldim aslında. Nedeni bir Türk kızıyla evlenmeyi düşünüyorum ve gelmeden önce de onun planını yapmıştım zaten” dedi. Anladım ki Ankara’da benimle sinemaya, tiyatroya gitme amacı farklıymış. Uzatmayayım. Daniel Eskişehir’den değil ama daha sonra İstanbul Netaş’ta çalışan Eskişehirli bir sekreterimizle evlendi.

Testlerin sonuçları hakkında bana kimse bilgi vermiyordu. Ama ben işlerin yolunda gitmediğini anlıyordum. Netaş’ta grup lideri olan arkadaşı “Nihai testlere ne zaman başlayacağız” diye sıkıştırıp duruyordum, o da habire ileri bir tarih veriyordu. Bekar olduğum işimi de sevdiğim için hafta sonları Eskişehir’de kalıyordum. Yine öyle bir hafta sonu herkes İstanbul’a dönünce hafta boyu uğraştıkları test case’leri bir masanın çekmecesinde unuttuklarını fark ettim. NMS (Network Management System) ekranının karşısına geçtim iki gün boyunca başta MCT testi olmak üzere yapabildiğim tüm testleri yapmaya çalıştım. Birkaç test hariç hemen hepsi de fail (başarısız) veriyordu. Özellikle MCT testini iki-üç kez yaptım ama rahatsız eden aboneyi yakalama özelliği çalışmıyordu. Pazar akşamı testlerin sonuçları hakkında detaylı bir rapor hazırladım. Pazartesi sabahı Eskişehir merkezdeki PTT’nin ana binasında gidip yazdığım raporu Genel Müdürlükteki sorumlu olduğum grup başmühendisine faks çekerek bildirdim.

Ankara’da kıyamet kopmuş! Genel Müdürlükte raporum elden ele dolaşırken en son GMY Emin Bey’e durumu bildirmişler. O da doğal olarak Netaş’ı arıyor ve özelliklerin neden çalışmadığını sorguluyor. Ardından da hemen Ankara’da toplantı yapılmasını talep ediyor. Durum Eskişehir’e de intikal ettirilmiş. Daha önce bizimle soru sordukça bir zahmet muhatap olan ekip etrafımda pervane oluyordu. Salı günü hem Genel Müdürlük’ten sayısal santraller grup başmühendisi hem de Başmüdürümüz Osman Bey’den bana da telefon geldi. “Perşembe toplantı var, buraya mutlak gelmelisin” diye. Otobüse atladık, geldik Ankara’ya. Ertesi gün başlayacak toplantı için giyindik kuşandık ve Başmüdürlüğe oradan da yeni açılan Sıhhiye’deki Sürmeli oteline geçtik. Telekom tarafında üst düzey yöneticiler, Netaş tarafında Genel Müdürü Lexly Cox ve direktörleri... Sözü Emin (Başer) Bey aldı. Testlerin başarısız olduğunu, talep ettiğimiz özelliklerin çalışmadığına vurgu yaptıktan sonra Netaş tarafından –özellikle Tanju (Argun)bey- itirazlar gelince Emin Bey sözü bana verdi. Sorularını tek tek cevapladım. Sorunların büyük kısmını kabullenmek durumunda kaldılar. Emin Bey toplantıyı kapatırken Netaş’ın Kanadalı Genel Müdürü Cox’a dönerek “Bakın biz sizinle Katolik evliliği yaptık, ayrılamayız. Madem öyle işimizi düzgün yapalım” dedi. Netaş notlarını aldı, “Ekibi Kanada’dan takviye elemanlar getirerek güçlendireceğiz ve sorunları çözeceğiz” dediler.

Öyle de yaptılar. Nortel’in yazılım grubu Direktörü Chris Burke İngiltere’den çağırdılar.[2]

Chris, Eskişehir’e bir eşi olmayan siyah spor bir arabayla geldi. O sıra TV’de gösterimde olan “Kara Şimşek” dizisindeki arabayı andırıyordu. Hamam Yolu caddesinden geçerken “Kara Şimşek” diye bağıran genç çocukların ne dediğini merak eden Chris’e durumu izah edince “Haa benim ufaklığında en beğendiği dizilerden biridir” diye cevap verdi. Daha sonra bağıran her gence el sallamaya başladı.

Beni ve ekibi ikna çalışmaları sorunu çözmüyordu maalesef. Testler bir türlü olumlu sonuçlanmıyordu. Önceleri beni testlerden uzak tutan ekip artık her testin başlangıcına çağırıyor, testler olumlu ise anlatıyor, olumsuz ise bazı “bug”lar olduğunu ve düzelteceklerini belirtiyorlardı. Ben de test süresinin bitiminde Ankara’ya döndüm. Nihai raporumu yazıp Genel Müdürlüğe verdim. Sonuçta kararı onlar verecekti. Bu arada İstanbul Bahçelievler santralinde de BCS20 testleri yapılıyordu. İstanbul’dan Ayşegül Örgen’den olumsuz rapor gelince PTT Genel Müdürlüğü bu kez Rüzgârlı’daki Genel Müdürlük binasında Netaş ile son bir toplantı daha yaptı. Ve bu BCS20’yi mevcut haliyle kabul edemeyeceklerini bildirdiler. Netaş bu karardan pek memnun kalmadı ama yapacak bir şey de yoktu. Söz konusu ürün BCS Nortel’in DMS (Digital Multiplex System) ürünlerindeki ilk kabul edilmeyip iptal edilen versiyonu oldu. BCS19’dan BCS21’e geçilmek zorunda kalındı.

Bu arada artık santral telefonlarımı Netaşcılar daha sık arar oldular. Eleman açığı da olan Netaş artık iş teklif etmeye başlamıştı.

 

 

[1] https://www.linkedin.com/in/daniel-holmes-73936912/

[2] https://www.linkedin.com/in/chris-burke-54890/