Kaos, Çin Mitolojisi’ndeki tanrı.
Khaos, Yunan mitolojisindeki tanrı; (boş uzam, boşluk, uçurum, kaos'un tanrısı) ilk tanrı olan Khaos, Düzen'den ya da öteki adıyla Evren'den (Kosmos) önce gelmiş.
Bu tanımlamaları dikkate aldığımızda, yazımın başlığı bir ironi içermekte. Tanrının tanrısızlığı!..
“Paranın dini imanı yok” diye boşa dememişler. Kaos’un adı dolarizasyon.
ICT Media dergimizin Ekim sayısındaki yazıma “Eriyoruzzzz” başlığını atmıştım.
Dolarizasyonu farklı bir perspektiften anlatmış ve böyle giderse doların hepimizi yutacağını ifade etmiştim. Keşke yanılmış olsaydım. Keşke o yazım derginin tozlu sayfalarında unutulup gitseydi.
Yazarın biri de Ekim-21’de boş boş yazmış; eriyoruz demiş, dolarizasyon demiş, enflasyon demiş demişte demiş... ICT Media dergisinde dense gam yemezdim.
Ama maalesef benim demem ya da başka birinin demesi dolarizasyonu tetiklemiyor. Sadece görünen köy kılavuz istemez atasözü geliyor insanın aklına.
Bu yazıyı kaleme alırken dolar 12,45 TL (23.11.21). Eriyoruzzz başlıklı ekim yazımı yazdığımda dolar kuru 9,45 TL’idi (26.10.21). Ekim’den Kasım’a iki ayda 1 USD 3 TL artmış. Yani %31 oranında artmış. Dolar iki ayda bizi yuttu.
Ülke varlıkları dolar karşısında hızla eriyor. Gayri Safi Milli Hasılamız 2019 da 761 milyar USD iken 2020’de 720 Milyar USD ye gerilemiş. Esasında 2013’te 957 milyar USD olarak en üst noktaya çıkmış sonra dramatik şekilde dolar kuruyla ters orantılı olarak inmeye başlamış (Kaynak: Dünya Bankası). 2021 ilk altı ay 188 milyar dolar yıllıklandırılmış haliyle 400 milyar dolar. 8 yılda 957 milyar USD’den 400 milyar USD’ye inen bir GSYH.
Ülkenin belli bir kısmı hızla tüketime devam ediyor. Diğer kısmı ise (asgari ücretliler) hızla fakirleşiyor. Hızla iki, üç noktaya doğru giden bir “ekonomik nüfus” var. Zenginlik endeksi ve gelir dağılımı bozulmuş durumda. Bunun sebebi enflasyon ve dolarizasyon.
Ülkemizin en değerli varlıkları olan sanayi şirketleri, yazılım şirketleri, ülkenin duran varlıkları hepsi dolar karşısında değer kaybediyor. Edirne’ye komşu olan Bulgaristan vatandaşları günlük alışverişlerini Edirne’den yapıyorlar. Neden çünkü EUR TL karşısında tarihi zirvede. İstanbul’da her taraf yabancı turist. Antalya’da her taraf yabancı turist. Yerel turist hiç yok. Neden TL’nin alım gücü düştü. Çünkü dolarizasyon kaosu yaşıyoruz. Hayatın normal akışı çerçevesinde değer kaybetmiyor varlıklarımız. Bir KAOS yaşıyoruz an itibariyle. Kaos’un da bir düzeni olur. Düzensizliğin düzeni anlamında. Ancak ülkede yaşanan kaosun kaossuzluğu maalesef.
Çünkü “ekonomik teşhis” yanlış kondu ve dolayısıyla “ekonomik reçete”’de yanlış. Yanlış ilaç zerkediliyor ekonomiye.
Ülkemiz ekonomisi için “deniz bitmek” üzere.
Siyasetten, hükümetten ya da muhalefetten bağımsız olarak dile getirmek lazım ki; deniz bitti. Yeni denizlere açılmak gerek ekonomi için. Yeni fikirler ve çözümler üretmek lazım. Klasik, standart ekonomik reçeteler bizi iyileştirmiyor.
Atatürk’ün İzmir I. İktisat Kongresi (17 Şubat-4 Mart 1923), ruhu ve şuuruyla, istişarenin hâkim olduğu İktisat Kongresi’nin toplanması ve ülke ekonomisinin yeni yol haritasının çıkarılması elzemdir. Düzensizliğimizden yeni bir düzen yaratmamız şart. Tam zamanıdır yeni kararlar için.
Reçete bu kongrede, tüm paydaşların elini taşın altına koyduğu, ülkenin karakterine uygun, bağımsız, üretim temelli bir kararlar manzumesi olmalıdır. Ama acil olmalıdır. En öncelikli ülke sorunumuz ekonomidir. Ekonominin çarkları kopmaya başlarsa birleştirmek çok zor olacaktır. Bu nedenle bu kongrenin 2022 ye girmeden yapılması ve teşhis ve reçetenin yazılması gerekir.
“Paranın dini imanı yoktur” deyişini alaşağı etmek bizlerin elindedir o da akıllı üretimin gücüdür.
2021‘i uğurlarken, 2022’nin umutların gerçeğe dönüştüğü bir yıl olması dileğiyle.