TURİZM VE İNSAN KAYNAKLARI

2019 Aralık ayı itibarıyla Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Covid-19 pandemisi hızlı bir şekilde küresel salgına dönüşmüş olup günümüzde hala etkisini devam ettirmektedir. Ülkemizde de 2020 Mart ayı itibarıyla ilk vakanın tespit edilmesiyle birlikte Dünya Sağlık Örgütü tarafından alınan önlemler çerçevesinde çeşitli kısıtlamalar getirilmiştir. Söz konusu pandeminin ne zaman son bulacağı hala net olarak bilinmezken, geçen süreç başta insan sağlığı olmak üzere birçok alanda olumsuz etkiler yaratmıştır. Süreç içerisinde seyahat kısıtlamaları, uzaktan çalışma, eğitime ara verilmesi gibi uluslararası ve ulusal olarak birçok uygulama söz konusu olmuştur. Virüsün hızına yetişmek mümkün olmasa da, aşının küresel olarak yaygınlaşması ile birlikte yavaş yavaş normal hayata dönmemiz söz konusu olmaktadır. Bu çerçevede ülkeler yaşanan pandeminin bilançosunu ve gelecek planlamalarını sıklıkla gözden geçirmektedir. Ülkemizde de buna paralel olarak sektör bazında 2022 yılına dair stratejiler oluşturulmaktadır. Söz konusu sektörler arasında turizm de önem düzeyi yüksek bir alanı temsil etmektedir.

Yaşanan pandemi nedeniyle ilk olarak ülkelerin uçuşları durdurması, başta turizm sektörünü ciddi bir şekilde etkilemiştir. Özü itibarıyla insanların bulundukları yerden farklı bir yere seyahat etmesi olarak tanımlanan turizm, hareket kısıtlaması nedeniyle önemli derecede sekteye uğramıştır. Dünya Turizm Örgütü verilerine göre; Avrupa’da uluslararası seyahat sayısı 2020 yılında, bir önceki yıla göre %71 oranında düşüş göstermiştir. Bu oran, Orta Doğu’da %76, Afrika’da %70, Amerika’da ise %69 oranında gerçekleşmiştir. Bu çerçevede ülkemizin sahip olduğu coğrafi konumu ve doğal güzelliği dikkate alınacak olursa, turizm faaliyetlerinde yaşanan kesinti nedeniyle büyük bir kayıp yaşanmıştır. Yaşanan dönem içerisinde çeşitli dönemlerde küresel olarak açılma ve kapanma uygulamaları nedeniyle mümkün olduğunca turizm hareketlerine katılım desteklenmeye çalışılmıştır. Emek yoğun bir hizmet sektörü olarak değerlendirilen turizm sektöründe pandeminin gelecek dönem için yol açacağı düşünülen en büyük problem ise insan kaynakları olarak karşımıza çıkmaktadır. Turizm hareketlerinde yaşanan düşüş göz önüne alındığında, sektörde ciddi bir insan kaynağı azalması yaşanmış olup turizm çalışanları farklı alanlara yönelmeye başlamıştır. Birçok işletme pandemi öncesi gelirinden yoksun kalırken, turizm çalışanları da bireysel olarak gelir kaybını ortadan kaldırmak için sektörden ayrılmayı tercih etmiştir. 2022 yılında pandeminin seyrini kestirmek zor olsa da, Covid-19 ile geçen iki yıldan daha iyi bir durum olması beklenmektedir. Bu nedenle de sektörde yaşanan insan kaynağı eksikliğinin hızlı bir şekilde giderilmesi gerekmektedir. Her ne kadar ülkemizin coğrafi olarak sahip olduğu birçok önemli turizm bölgesi bulunsa da yaşanacak olası bir insan kaynağı yetersizliği, her şeyi gölgede bırakmaya yetecektir.

Sürekli gelişmekte olan teknoloji ile birlikte farklı sektörlerin ortaya çıkması ve dönemsel olarak popüler meslek gruplarının değişmesi de turizm de yaşanan insan kaynağı sıkıntısının nedenlerinden biridir. Çünkü başta fizik gücünün yüksek olması ve insanlar ile iç içe bir hizmet barındırması, turizm sektörünü tercih eden kişi sayısını azaltan etkenlerden biridir. 7/24 hizmete dayalı olduğu ve sezon içerisinde kişisel zaman ayrılmasına izin vermediği için maalesef son yıllarda turizm sektörüne eğilimin azaldığı bir gerçektir. Fakat her yaş grubundan insanın yer aldığı turizm sektörü, kişisel olarak herkes için farklı bir hayat tecrübesidir. Özellikle genç yaşta içinde bulunulduğunda, gelecek için kişisel gelişime önemli bir katkısı olduğu aşikârdır. Maddi kazanç olarak çalışılan işletmeye ve birime göre değişiklik göstermekle birlikte, manevi olarak hemen her yerde önemli katkılar sunduğu tartışmasızdır. Çünkü insanları analiz etmenin en iyi yollarından biri de çok fazla insanla bir arada olmaktır. Turizm bu anlamda kişilere çok büyük bir kazanımda bulunmaktadır. Hayatı yalnız geçirmenin zor olduğu göz önüne alınırsa, sürekli yaşayan bir sektörde çalışmak insanı yalnızlıktan da uzaklaştıracaktır. Elbette bu kadar kalabalık, bir tükenmişlik hissini de beraberinde getirmektedir. Fakat iki uç arasındaki dengeyi bulmak da kişinin gelişiminde önemli bir rol oynayacaktır. Bu gibi nedenleri çoğaltabiliriz, hepsi için ayrı ayrı tartışabiliriz. Ancak bu durum, turizmin hem kişisel hem de ülkemiz için başta ekonomik anlamda en önemli sektörlerden biri olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.

Yeni bir yer görme arzusunun insanlar için azalmayacağı dikkate alındığında, turizmin asla sonu gelmeyecek bir sektör olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Turizmin tatil yönünün yanında küresel olarak ciddi bir kültür alışverişi olduğu da bir gerçektir. Her insanın farklı bir dünyasının olması, turizm sektörünün en güzel yönlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Pandemi nedeniyle yaşanan turist sayısındaki düşüşe karşı sektörel olarak bir şey yapmak pek mümkün olmasa da, gelecek planlaması adına insan kaynağında yaşanan eksikliğin giderilmesi gerekmektedir.