UYDU SAVAŞLARI VE İLETİM GÜVENLİĞİ

Günümüzde televizyon, radyo ve VSAT haberleşme ihtiyaçlarının büyük kısmı Geostationary Earth Orbit (GEO) yani yer sabit yörünge uyduları ile yapılıyor. TÜRKSAT kaskat uyduları, Eutelsat ve benzeri uyduları bunlara örnek verilebilir.

Diğerleri ise; Low Earth Orbit (LEO) yani alçak yörünge, Medium Earth Orbit (MEO) yani orta yüksek uydular ile HEO ve PEO uydulardır.

Bizi ilgilendiren uydu grubu ise dünya eş zamanlı GEO uyduları olacaktır.

Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile yoğun olarak iletişim haberleşme internet ihtiyaçları bu uydu grubundaki kaskat uydular ile yapılmaktadır.

Bu uyduların her ne kadar güvenlik tedbirleri de olsa yer küreden yollanan Uplink yoluyla ile geniş coğrafyalara sinyaller iletilebilmektedir. Ancak yer küreden iletilen sinyallerin kötü amaçlı kullanılması durumunda uyduların transponderi ya da transponderlerinin interfere edilme ihtimali hayli yüksektir.

GEO uyduları internete ve kablosuz iletişime ihtiyaç duyulan neredeyse her türlü alanda kullanılmaktadır. Bireyler, kurumlar internet olmadan artık yaşayamaz iş göremez hale gelmiştir.

E-ticaret, bireysel siparişler, her türlü navigasyon, gemiler, uçaklar, otomobiller, sivil ticari ve askeri her türlü araç, bankacılık ve ATM’den para çek dahil finansal işlemler gibi birçok stratejik ihtiyaçlarda internet ve dolaylı olarak uydular kullanılmaktadır.

Bir an için uyduların devreden çıkması ya da bir kısmının çalışmaması durumunda ortaya çıkabilecek kaotik durum bile insanları endişeye hatta korkuya sevk edebilecektir. Bu durumun ciddi güvenlik açıkları yaratacağını da gözden uzak tutmamak gerekir. Bu karamsar ve tehlikeli tablonun yaşanmaması için uydulara alternatif ikame tedbirlerin alınması gereklidir.

Yakın gelecekte konvansiyonel savaşların yerini teknolojik üstünlük alacaktır. Top, tüfek, tank gibi ağır silahların yerini birkaç server birkaç yazılımcı ile ülkelerin güvenlikleri kolayca tehdit edilebilir hale gelecektir. Evet istikbal göklerdedir. Ateş, istila ve savaşların artık göklerden geleceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Majör güçler bu konuda henüz bilemediğimiz yeni ve etkili silah teknolojilerini kullanmaktan çekinmeyeceklerdir.

İnternet erişiminin bir şekilde engellenmesi veya kesilmesi, GPS uydularının konum referanslarının değiştirilmesi, haberleşme uydularına fiziksel ya da elektronik olarak interfere edildiğini biran düşünürsek, bu üç müdahalenin biri bile ulaşım, haberleşme, ekonomik faaliyetler, güvenlik, beka ve akla gelebilecek neredeyse her alanda buna maruz kalan ülkeleri savunmasız bırakabilecektir. Bu nedenle zaman geçirmeksizin milli uydu teknolojileri ve internet ağları konusunda ülkemizin de bu yarışta yer alması zorunlu hale gelmiştir. Aksi durumda bir beka sorunundan bahsedilir olacaktır.

ABD’nin bir eyaletinden, Ortadoğu’da bir ülke veya Afganistan’da bir yere binlerce kilometre öteden İHA ve SİHA’lara müdahale etmek artık çok kolay. Bu yarışta geri kalan ülkeler askeri ve dolaylı olarak ekonomik bağımsızlıklarını da tehlikeye düşürecektir.

Peki uydular konusunda diğer ülkelerdeki durum nedir? Bu alanda neler yapılıyor? Hangi ülke hangi tedbiri alıyor ya da diğerinin uydularını nasıl devre dışına çıkarma tekniklerini araştırıyor? Bu alanda net bilgilerimiz elbette yok ancak yapılan açıklamalar ve sürekli balistik füzeleri belli ülkeler tarafından uzaya yollanması uzay savaşlarının dolayısıyla uydu savaşlarına hazırlandıklarının bir göstergesi olduğu düşünülmelidir.

Bazı ülkelerin işlettiği ve tekelinde olan çok sayıdaki grup navigasyon uyduları ile yine çok sayıdaki askeri uyduların her geçen gün sayısının artarak atmosferde yer alması bu alandaki rekabetin ciddi seviyeye ulaştığı gösteriyor.

1950 yılında başlayan uzay uydu sistemleri hız kaybetmeden günümüzde de devam etmektedir.

Bu alanda kıyasıya yarışan ülkelerden yaklaşık ABD’nin 200 adet, Rusya 80 adet ve Çin 70 adet ve az sayıda ise; Türkiye, Almanya, Fransa, İsrail, Kuzey Kore ve Japonya’nın askeri uyduları ile ülkeler rakiplerini takip etmektedir.

United Nations Office for Outer Space Affairs (UNOOSA) Birleşmiş milletler (UNOOSA) 2018 yılı itibarıyla tüm yörüngelerde askeri ve sivil çalışmakta olan uydu sayısını 4 bin civarı olduğu, bunlardan 400 kadarının askeri uydular olduğu tahmin ediliyor. Bu güçler istedikleri anda istedikleri coğrafyanın bir kısmında hava trafiğini regüle edebilmekte, hatta engelleyebilmektedir. Bunun örnekleri orta doğuda veya sorunlu coğrafyalarda görülmektedir.

Uzay yarışı ve uydular konusunda ABD Savunma Bakanlığı’nın 20 milyar dolarlık bir bütçeye sahip olması, bu yarışın ne kadar önemli ve stratejik olduğunu göstermektedir.

Ülkemizin de bu alanda yeni atılımlar yapması ülke güvenliği ile de yakından ilgili olacaktır.

Yakın gelecekte bu alandaki yarışın daha da artacağını göreceğiz.