ALÇAK YÖRÜNGE UYDULARI İLE İNTERNET KONUSU

Kurduğu teknoloji girişimleri ile dünyanın en zengin insanı ünvanını eline geçiren Elon Musk’un Starlink girişimi ile son günlerde tekrar gündeme gelen alçak yörünge uyduları ile iletişim sağlama çalışmaları yeni değil. Daha önce de bazıları başarılı bazıları başarısız 10 kadar inisiyatif olmuştu. Alçak yörünge ansiklopedik olarak dünya'nın etrafında 160 km yükseklikten 2000 km yüksekliğe kadar olan aralığa denk gelen kısımdır. Bu uyduların yeryüzü ile iletişimlerinde gecikme zamanları düşük fakat kapsama alanları daha dar ve dünya etrafında gravitasyonel çekimle baş edebilmek için daha hızlı dönmek zorundalar, bu da yakıt tüketimini arttırıyor ve uydu ömürleri daha kısa oluyor. Gerçi Starlink uydularında yakıt olarak yine bir ilki gerçekleştiriyor ve kripton gazı ile Hall iticileri kullanıyor. Starlink şu ana kadar 1900 kadar uydu attı, 12,000 uyduya kadar da Amerikan yönetiminden yetki almış, bu sayıyı 42,000’e çıkarmak için de başvuru yapmış. Şu anda 24 ülkede işletme lisansı almış durumda. Devreye girdiğinde de 50 ile 200 Mbit hızında geniş bant internet hizmeti verecek.

Ülkelerin uzaya olan merakları arttıkça ve sürekli uzaya birşeyler gönderdikçe o uçsuz bucaksız görünen uzay bile yavaş yavaş binlerce kilometere hızla yol alan parçacıklarla dolmaya ve çöplük halini almaya başlıyor. Bunun sonucunda da ister istemez bazı kazalar oluyor. Mesela 2009 yılında Amerikan Iridium 33 iletişim uydusu ile Rus Cosmos 2251 uydusu Sibirya üstünden geçerken çarpıştılar ve uzaya en büyüğü 10 kilo olan binlece parçacık yayıldı. Yine 2013 yılında Ekvador’un tek mini uydusu Pegasus ile Rusların uzaya gönderdiği bir roketin yakıt tankı çarpışmıştı. Bunların yanında bazı ülkeler bilinçli olarak kendi ömrü dolmuş uydularını da parçalama yoluna gidiyorlar, bunlar da uzay çöplüğünün genişlemesine katkıda bulunuyor. Kazalardan sonra ortaya çıkan yakıt kalıntıları, biolojik ve radyoaktif maddeler sorun yaratıyor. Ayrıca yayılan parçacıklar ne kadar küçük olursa olsun çok büyük hızlarla ilerlediklerinden çarptıkları herhangi bir cihaza ciddi hasarlar verebiliyorlar. Her çarpışma Kessler Effect denilen bir olaya yani yeni çarpışma olasılığının artmasına da neden oluyor. Uluslararası uzay üssü bugüne kadar çarpışmalardan kaçınmak için 25 kere yer değiştirmek zorunda kalmış. Bizim uydular Starlink uyduları ile aynı yörüngede değil şimdilik ama uzayda milyonlarca parça delice dönüp duruyor, ola ki bir kaza anında bunu hesabının kimden sorulacağı hukuken de belli değil. Bu konu üstünde yetkililerin olay olmadan önce bir değerlendirme yapmaları ve böyle bir vaka olduğunda nasıl davranılacağının önceden planlanması gerekir, tabii diğer güncel problemlerimiz yanında bu durum biraz fantazi gibi kalabilir ama olmayacak bir şey de değil, sonuçta uzay projeleri çok pahalı projeler. Biz de 2023 yılının sonunda Ay’a sert iniş yapacak bir şey göndermeyi düşünüyoruz, yolda başımıza bir kaza gelmesin.

Starlink uydularında önlerindeki başka uydulara veya cisimlere çarpmasını önleyecek ve önüne çıkan engellerin etrafından dolaşacak bir sistem kullanılıyormuş. Bugün için bu böyle ama yarın Stralink uyduları laser silahlarını çekip önüne çıkanı da parçalama yoluna gidebilir ve hepimize de bunu barışçı bir nedenle yaptığına da inandırabilir. Arada sırada rakip uyduları da yanlışlıkla istemeden vurabilirler. Zaten Elon Musk ile Amerikan Savunma Bakanlığı arasındaki ilişkiler oldukça sıcak. Amerikan hükümeti Musk’a Starlink projesi için 900 milyon dolar verdi. Bu destek 20 milyar dolara kadar çıkabiliyor. Herhalde bu para Musk’a sadece yardım olsun diye verilmedi. Starlink uydu sistemi daha tam olarak devreye alınmadı ama şimdiden Starlink uyduları ile savunma bakanlığı yer üsleri, donanma ve uçaklar arasında 600 Mbit lik bir bağlantı denemesi başarı ile gerçekleştirildi. Elon Musk ayrıca Google ve Amazon ile de veri alışverişi için anlaşmalar yapmış. Yani Starlink devreye girip tüm dünyayı kapsadığında bazı ülkelere internet hizmetini bedava veya çok ucuza götürecek ama oralardan ne tür bilgileri toparlayıp nerelere servis edeceği ise şüpheli bir durum. Starlink operasyonları normal olarak Rusya’da yasaklandı. Starlink uydu alıcılarını izinsiz kullananlara da çok ciddi cezalar verilecekmiş. Ama uyduların Rusya üstünden geçmesini nasıl önleyecek, onu bize zaman gösterecek.

Bunun yanında Starlink’in kuraldışı uydu işletme eylemleri, bunlar hakkında önceden hiçbir açıklama yapmaması ve uluslararası güvenlik kurallarına uymaması ayrı bir sorun oluşturuyor. Geçenlerde bir Starlink uydusu kimseye haber vermeden 550 km’deki yörüngesini terk ederek 382 km’de bir yörüngeye inmiş ve o yörünge üstünde de içinde 3 Çinli astronot bulunan Çin uzay üssü bulunuyormuş, üssün ana gövdesine manevra yaptırmak zorunda kalmışlar. Starlink uydusu tehlikeli şekilde Çin uzay üssünün yakınından geçmiş. Çin tepki göstermiş, Birleşmiş Milletler’e şikâyet etmiş ama bilindiği kadarı ile bir sonuç çıkmamış. Bu eylemin bilinçli olarak yapıldığı, Çin uzay üssünün kendine yaklaşan bir cisme karşı herhangi bir önlemi olup olmadığının test edildiği gibi değerlendirmeler de var. Tabii bu deneme isteğinin nereden gelmiş olabileceği de çok belli.

Türkiye, Elon Musk’ın uzaya uydu götüren şirketi SpaceX şirketi ile ticari faaliyetlerini sürdürüyor, Türkiye uydularını Musk’ın roketleri uzaya taşıyor. Bu durumda Starlink şirketi yer hizmetleri için Türkiye’den yetki isterse verilecek gibi görünüyor ama bazı sonuçlar olabileceğini de gözden uzak tutmamak gerekir. Mesela ödeme hizmeti şirketi PayPal sunucuları Türkiye’de olacak denilmişti, PayPal bunu kabul etmeyince de çalışmasına izin verilmemişti. Şimdi “Starlink sunucuları da Türkiye’de olacak” mı diyeceğiz? Ayrıca Starlik uydularının sadece sivil amaçlarla değil askeri amaçlarla da kullanılacak olması, Amerikan uzay savaş gücü programının bir parçası olması da başka bir soru işareti doğuruyor. Bu endişeler sadece Starlink için değil, alçak yörünge uydularından geniş bant internet hizmeti vermek isteyen diğer 7-8 girişim için de geçerli tabii ki. Fakat gözden kaçırılmaması gereken bir husus da Starlink hizmetinin afet durumlarında başarı ile kullanılabildiği gerçeği. Bunu Almanya’daki sel felaketinde göstermişler ve 900’den fazla baz istasyonunun devre dışı kaldığı bölgede internet bağlantısını yüksek hızda sağlamışlar.