TEKNOKENTLERİN EMLAKÇILIKTAN YÜZDECİLİĞE EVRİMİ-2

2016 yılı itibarı ile 64 olan teknokent sayımız 2017 yılında 69’a ulaştı. Teknokentlerde faaliyet gösteren firma sayısı ise 2016 yılında 4217 iken 2017 yılı sonu itibarı ile 4624.

Aslına baktığınızda hem teknokent hem de firma sayısı oranları yıllar bazında artarak devam ediyor. Bu şu anlama geliyor, teknokentler hala cazibe merkezleri…

Yazılı herhangi bir kayıt olmasa da devlet desteklerinden faydalanma açısından firmalara artı bir değer teknokenlerde bulunmak. Dezavantajı nedir peki: Kira fiyatlarındaki inanılmaz fiyatlar.

Hükümetimiz sürekli yerli ve milli diye dursun, bizim teknokentlerimiz yerli ve milli değil. Araştırın bakın birçok teknokentin kira fiyatları dolar ya da euro’ya endeksli. Hani yerli idik. Hani milli idik. Daha inşaat masraflarını devlet desteği ile karşılayan ve 4217 firmanın yer aldığı teknokentlerimiz yerli ve milli değil. Bunu birçok dile getirdim. Birçok bakanımız da teknokentleri emlakçılık zihniyetinden uzaklaştıracaklarını dile getirmişlerdi. Ama baktığımızda değişen hiçbir şey yok.

Hatta yazı dizimin adından da anlaşılacağı üzere evrilmeye başladı teknokentlerimiz. Aynı durum Teknoloji Transfer Ofisleri için de geçerli. Altyapısı TÜBİTAK tarafından sağlanan TTO’ların yönetimi, Teknokentleri çok güzel yöneten! Yöneticilere bırakıldı. Bir tarafta Teknokent altyapılarını finanse edeceksiniz ve yönetimlerine müdahale etmeyeceksiniz ve bu firmalara Euro/Dolar üzerinden kira olarak dönecek.

Son zamanlarda Teknokent sektöründe sürekli değişiklikler olduğunu sizlerde etrafınızda sıkça görmeye başlamışsınızdır.

Kamu üniversitelerinde değişikliğin temel sebebi, Rektör adayları ve/veya rektörlerin teknokentleri bir çiftlik zannedip, genelde kendilerine oy veren veya verebilecek potansiyelde olan kişilere ödül olarak, buralara Koordinatör olarak atamaları.

İkinci neden Kamu üniversitelerinde Rektör adayları veya rektörlerin üstü kapalı yapılması gereken işleri teknokentler aracılığı ile yapmaları gerektiğinden kullanılabilecek kişileri buralara getirmeleri.

15 Temmuz hain kalkışması sırasında yukarıda saydığım konular ile ilgili olarak örnekleri görebilirsiniz. Bu hainler ne kadar para kaçırdılar, kimleri finanse ettiler, kimleri bankamatik personeli olarak işe aldılar, bunların hepsi yazılı ve görsel basında çıktı.

Bugün 15 Temmuz hain kalkışmasını yapanlar ile devlet olanaklarını kullanarak, asıl işlevi teknoloji üretmek ve üretenleri desteklemek olması gereken teknokentleri sürekli aşağılara çeken ziyniyetlerin hiçbir farkı yok. Çünkü hainler silahları ile devleti bölmeye çalışırken, çıkarları adına koltuklarında ahkam kesmekten öteye gidemeyen lafım ona koordinatörler de teknolojinin önüne engel olarak, ülke ekonomisine balta vurmaktalar.

Teknokentleri takip edenler şu soruyu sorabilir. Teknokent endeksi denen bir olay var kardeşim. Bizzat ilgili bakanlık tarafından açıklanıyor veriler diye.

Hemen açıklayayım.

İlgili bakanlık tarafından açıklanan veriler tamamen teknokentlerin o bakanlığa gönderdikleri bilgiler ile oluşturuluyor. Örneğin bir teknokent iki adet teknoloji transfer ettim diyor ise bu dokümana iki adet ticarileşme olarak geçiyor. Peki hangi iki proje ticarileşen açıklayın bakalım.

Bir bana Teknokentlerin bugüne kadar kaç tane teknolojiyi ticarileştirdiğini açıklasın. Firmaların kendi başlarına buldukları yatırımcıları değil ama.