NİTELİKLİ ELEMAN SORUNU VE AŞMA YOLARI

Ülkemiz tarım alanında birçok sıkıntı ile boğuşmak zorunda kaldı Mart Ayı içerisinde. Yola çıkamayan sıvı yağ yüklü gemiler, Ukrayna-Rusya savaşı dolayısı ile yaşanan buğday krizi, enerji hatlarında yaşanan patlamalar vb. gibi.

Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte sınırların ortadan kalktığı bir dönemden geçiyoruz aynı zamanda. Sınırların ortadan kalkması güzel güzel olmasına ama bu bize dezavantaj olarak dönüp duruyor.

Bugün ve önümüzdeki süreçte firmalarımızı en çok zorlayan konu “Beyaz Yaka” olarak tanımladığımız, nitelikli eleman bulma sorunu olacak.

Ankara’da özellikle savunma sanayinin devasa firmaları bu sıkıntıları yaşamaya başladılar. Çünkü ülke şartlarında elde ettikleri kazancın yaklaşık dört veya beş katı gelir ile çalışanlar işlerinden ayrılarak uluslararası firmalara iş yapar hale geldiler.

Özellikle savunma sanayiinde çalışan beyaz yakalı çalışanlar, uluslararası firmalara çalışmaya başladıklarında, savunma firmalarımız da teknokentlerde veya teknokent dışında çalışan firma çalışanlarını transfer ederek çalıştırma yoluna gitmeye başladılar. Teknokentlerde veya dışarıda çalışan firmalar, kaybettikleri elemanlarının yerini dolduramadıkları için zor duruma düştüler. Bu olay kartopu gibi büyüyerek devam ediyor.

Tabi hiçbir kuruma neden elamanlarımızı alıyorsunuz diye sorgulayamayız. Sonuçta alan ve veren memnun. Olan personelini kaybetmiş firmalarımıza oluyor.

Peki neden bu kadar fazla sirkülasyon yaşanıyor, yazılım sektöründe.

Teknokentler bizi ilgilendirdiği için hemen sıralayalım. Pandemi süreci uzaktan çalışma kültürünü çok çabuk benimsememizi sağladı. Teknokentlere sağlanan uzak çalışma sistemi ise sürekli değişerek devam etti. Yazılım sektörü özelinde uzaktan çalışma sürecini hızlı bir şekilde öyle yüzde elli, yüzde yetmiş beş değil, yüzde yüz olarak uygulamaya almamız ve bunu amasız fakatsız bir şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor.

Neden? Çünkü yazılım sektörü fazlasıyla dinamik bir sektör. Çalışanların ofis ihtiyacı yok. Ofise gelmek gibi bir niyetleri de yok.

Eğer işleri yürütebiliyorlar ise gelmelerine de gerek yok. Hangi üst akıl ofise gelmeye zorlar ise bu nitelikli insanları, o üst akıl ülkeye en fazla zararı veriyor demektir.

Yazılım sektörü ülkemizin önümüzdeki on yıllarda dünyada ortaya çıkan krizlerden tek çıkış noktası. Ve bu sektör yola çıkamayan gemilerden, ortaya çıkan savaşlardan etkilenmiyor. Katma değeri ve kaldıraç etkisi devasa olan bu sektörü, ofise gelme zorunluluğu ile zorlamak, nitelikli insan kaynağını yurtdışında faaliyet gösteren global firmalara kaptırmak anlamına gelir ki bu da ülkeye ihanet anlamına gelir.

TOBB Yazılım Meclisi ihtiyacın farkına varmış ki mart ayı içerisinde bir rapor yayınladı. Bizlerin buralardan yazması, sorunları dile getirmesi elbette önemli ama bu soruna ülkemizin en büyük STK’sının el atması benim nazarımda çok değerli.

Teknoparklar, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri’nde uzaktan çalışanlara yönelik çalışma süresi uygulamaları ile ilgili yaşanan sorunlar başlığında yayınlanan rapordan ilgili ve en çarpıcı noktaları sizler ile paylaşma isterim.

İçinde bulunduğumuz dönemde teknolojik imkanlar ve çalışma metodolojileri özellikle teknoloji/yazılım sektöründe çalışan kişilerin tüm işlerini zaman ve mekân bağımsız yapmalarına imkân sağlamaktadır. Kanuna farklı bir yorum getirerek mevcut teşvik uygulamalarında fiziki olarak ofise gelme zorunluluğunun getirilmesi istihdam, çalışan maliyetleri, iş gücü sirkülasyonu, ihracat odağında global rekabet vb. konularda sektör şirketlerini son derece olumsuz etkilemektedir.”

“Yurtdışı şirketlerinin özellikle ülkemizdeki mühendisleri hedef alan döviz kuru avantajı ile yaptıkları teklifler de iş gücünü ve sektör ihracat hedeflerini büyük riske sokmaktadır. Yetişmiş yazılımcı mühendis işgücümüzün “Yerinde Çalışma Zorunluluğu” ile Avrupa ve Amerika firmalarına uzaktan çalışma yöntemleri nedeni ile kaybetmekte olduğumuz şu günlerde, Teknoparkların konusunda farklı uygulamalara yönelmeleri sektörümüzü zor durumda bırakmaktadır.”

“Yazılım sektörü uzaktan çalışmaya en uygun sektörlerden biri olarak pandemi başından itibaren hızla uzaktan çalışmaya geçmiş ve 19 ay boyunca da hizmet ve geliştirmelere kesintisiz olarak devam edilmiştir. Durum bu iken belirli bir oranda (2022 sonuna kadar %50) ofislere dönme zorunluluğu sektörümüzde çalışan personelin TGB, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri dışında tam uzaktan çalışma modellerine kaymasını hızlandırmaktadır. Özellikle yurt dışı firmaların döviz avantajını da kullanarak yetişmiş yazılım personelini yoğun bir şekilde istihdam etmeye başlaması da bu geçişi hızlandırmaktadır. Bu personel grubu için ülkeler arası sınırlar uzaktan çalışma ile birlikte incelmiştir. Döviz karşısında yerli firmalarımızın yabancı firmalar ile rekabet etme şansı kalmadığından beyin göçünün hızlanarak devam etmesinin önüne geçilememektedir. Bu göçün durdurulamasa da yavaşlatılması için yerinde çalışma zorunluluğunun esnetilmemesi sektörümüzü zor durumda bırakmaktadır.”

“Aynı zamanda uzaktan çalışmanın bir “verimlilik kaybı” olmadığı, tam tersine odaklı ve kesintisiz çalışma gerektiren belirli görevlerde verimliliği arttırdığı fiilen yaşadığımız süreçte gözlenmiştir. Genel olarak şehirlerden uzakta bulunan Teknoparklara ulaşım için yolda geçirilen zaman nitelikli personel için bugün geldiğimiz noktada caydırıcı olmaktadır.”

Tarım sektöründe uyguladığımız yanlış politikalar sebebi ile gemilerin yola çıkmasını bekliyoruz. Savaş sona ersin buğday sıkıntısı yaşamayalım diyoruz. Yazılım sektöründe ofisten çalışma zorunluluğu devam eder ise korkarım ne yola çıkan gemiler ne de savaşların sona ermesi bizi kurtarabilir.