AĞZINIZA HİÇ ŞEYTAN İŞEDİ Mİ?

Nisan sayısında kendime yeni bir yazı konsepti yarattım dostlar.

Atasözleriyle zor konuları farklı bir bakış açısıyla değerlendirme konsepti. Bu konsept hem çok zevkli hem de bir cümleyle binlerce kelimeyle anlatılacak bir konuyu anlatmaya imkân veriyor. Atalarımız iyi ki bize bu veciz atasözlerini ve deyimleri bırakmışlar. Anadolu çok güzel bir kültürle bezenmiş.

Evet, ilk deyimimiz gelsin:

Ağzına şeytan işemek:

Antep yöresinde “ağzına şeytan işemek” diye bir deyim vardır.

Dedikodu ve küfürle konuşmak. Sır tutamamak.

Nisan ayı Ramazan ayıydı. Amma velakin haberlerde izlediğimiz Ukrayna savaşı ve yurdumuzdaki trafik kavgalarıydı. Bir de şu saçma sapan magazin programları, cinayet, kaçırma programları var. Bunların hepsinin ağzına sahurda şeytan işiyor galiba.

Aksayanla aksak, suya gidenle susak:

(Başkaları ne yaparsa onu yapan insanlara söylenen söz)

Eskiden marka taklitçileri bu işe en güzel örnekti. Artık marka taklidinin yerini fikir taklidi aldı. Fikirleri taklit ediyorlar. Bilişim sektöründe de çok rastlıyoruz. Fikir takibi güzelde fikir taklidi sıkıntılı bir şey. Çünkü taklit ettiğin fikir sana ait değil. Taklitçide sakil kalır.

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun/Bal demekle ağız tatlanmaz:

(Bir işte başarı sağlamak, bir verim elde etmek için gereken çalışmayı, gerekli harcamaları yapmak gerekir. Önemli olan o iş için gerekli girişimlerde bulunmadır.)

Startuplar, girişimcilik sektörü için atalarımız yüzlerce yıl önce söylemişler. Hiçbir şey çalışmadan, fedakârlık yapmadan olmuyor. Gereken çalışmayı yapmadan “fikrim var icadım var” diye ortaya çıkarsanız hayalden başka bir şey anlatamazsınız çevrenize.

Akşam kavurur, sabah savurur:

(Zar zor kazandığını günü birlik harcayan, geleceği düşünmeden yaşayan kişiler için söylenmiş söz)

Türkiye 2021 yılı IMF raporuna göre; G20 sıralamasında 21’inci sıraya düştü. G20 üyeleri arasında Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH) dolar bazlı olarak düşen iki ülke var. Brezilya ve Türkiye. Diğer tüm ülkelerin GSMH artıyor. Peki bizim yerimizi hangi ülke almış? Tahminleri alayım. Bilemediniz İRAN. Evet İran.

Akşam kavurup sabahları yanlış harcamalar yapmaya, katma değer yaratacak sektörler yerine halen inşaata para harcanırsa, birileri dünya ticaret pastasından bizden daha çok pay almaya devam eder.

Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir:

(Tedbirsizliği nedeniyle bir felakete uğrayan insan, iş işten geçtikten sonra davranışının hatalı olduğunu anlar. Ancak, bu onu düştüğü sıkıntıdan kurtarmaz.)

Ülkemizin tarım politikaları. Hiç detaya dahi girmeye lüzum yok bu konuda. Tarım politikalarımız sayesinde gelinen nokta belli maalesef.

Abanın kadri yağmurda bilinir:

(Bir şeyin gerçek değeri, ancak ona çok gerekseme duyulduğu zaman iyi anlaşılır.)

Kim derdi ki; 10-20 yıl önce patlıcanı, salatalığı, domatesi taneyle alacağımız yıllar gelecek diye. Eskiden semt pazarlarında ya da marketlerde bu üçlünün yüzüne dahi bakmazdık. Ama şu anda çok değerliler bizim için.

Aba vakti yaba, yaba vakti aba (Kürkü orak vaktinde, orağı kürk vaktinde.)

(Kişi, kendisine gerek olan şeyleri vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman satın almalıdır. Yazın aba, kışın yaba satın almak gibi.)

Borsa düşerken alacaksın, çıkarken satacaksın. Yani bir ürüne talebin az olduğu dönem talepkâr olmak ihtiyacınızı ucuza almanızı sağlar.

Örneğin pandemi dünyada patlak verdikten 3 ay sonra petrol fiyatları 40 dolarlara geriledi. O dönemde bazı ülkeler 10 yıllık petrol alım kontratları yaptılar. 40 dolarlardan. Bugün varili 100 dolar. Ülke olarak bizde yapmış olsaydık, bugün 20 TL’ye benzin almazdık.

Eğreti ata (el atına) binen tez iner:

(Başkasının malına, yetkisine ve gücüne güvenerek iş yapan yarı yolda kalır. Çünkü kısa bir süre sonra bunları asıl sahibine iade etmek zorunda kalacaktır.)

Suriye savaşı ilk patlak verdiğinde NATO, Türkiye’ye Patriot hava savunma sistemleri göndermişti. Sonra her ne hikmetse o ülkeler patriotlarını geri çektiler. O zaman da NATO atından inip Rus atına bindik. Ne oldu yine el atı. Hızlıca kendi atımızı yapmamız şart.

Darıldığın dağın odununu yakma, boşadığın karının topuğuna bakma:

Tam da “el atına binen tez iner” atasözünü tamamlayan bir atasözü. Darıldığın ülkeden bir mal alıyorsan 10 milyon kez düşünmen lazım. Hele bu bir S-400 ya da Patriot ise yüz milyar kez düşünmek lazım.

Damlayı hor görenin, yurdu yanar çöl olur:

Atalarımız binlerce yüzlerce yıl önce iklim krizini haber vermişlerdi bizlere. İklimle, doğayla, toprakla ilgili yüzlerce söz ve deyiş bırakmışlar günümüze. Neden? En önemli hayat meselesi çevre, iklim, doğa, hava, su. Ne güzel demişler; damlayı hor görme, yurdu yanar çöl olur. Pandemiden daha da önemlisi iklim. İklim krizi hızla yaklaşıyor. Bilimle, bilinçle ve doğa sevgisiyle, iklim krizinin üstesinden gelineceğini umuyorum

Herkese iyi bayramlar.