TÜRKİYE BİLİŞİM SEKTÖRÜNÜN BEKLEDİĞİ DESTEK PROGRAMI

Türkiye Bilişim Sektörünün Uluslararası pazarlarda göstereceği faaliyetlere ilişkin bir süredir kapalı olan destek programı Cumhurbaşkanlığı kararı ile yeniden faaliyete geçiyor.

Resmî Gazetede Nisan ayında yayınlanan kararı ikiye ayırarak incelemenin faydalı olacağını düşünüyorum. Öncelikle iş birliği kuruluşları ve kümelenmeler ile başlayalım istiyorum, destekler konusuna.

Bu yıl itibarı ile ülkemizde yer alan iş birliği kuruluşları ve kümelenmelerin uzatmalı destek süreleri son buluyordu. Tam da bu noktada yayınlanan karar yurtdışı faaliyetlerin yürütülmesi noktasında firmaların ve uygulayıcı kuruluşlar olan kümelenmelerin elini kolaylaştıracak bir uygulama olacak.

Yayınlanan kararda destek miktarı dışında herhangi bir değişikliğe rastlamadım ama bu bile yeterli diye düşünmekten de kendimi alamıyorum.

Geçen yıllarda Hizmet sektörü Rekabet Gücünün Arttırılması (HİSER) projesine birçok başvuru olmuş ve yine birçok uygulayıcı kuruluşumuz destek kapsamına alınmıştı. Gördüğümüz kadarı ile uygulayıcı firmaların bir kısmı HİSER desteğini başarılı bir şekilde değerlendirerek, firmalarına ve ülke ekonomisine önemli katkılar da sundular. Ama büyük kısmı da HİSER desteğini, değerlendirme istatistiklerinde kullanmak üzere, dostlar alışverişte görsün edası ile aldılar ve herhangi bir organizasyon yap(a)mayarak, süreci tamamladılar.

HİSER programını bilmeyenler için hangi konu başlıklarına destek verdiğini paylaşmak isterim.

Destek kapsamında iş birliği kuruluşlar ve kümelenmeler aşağıda yer alan konu başlıklarına ilişkin destekler 3+2 yıl boyunca destek almaya hak kazanıyor.

  • İhtiyaç analizi,
  • Eğitim ve danışmanlık
  • Pazarlama, reklam ve tanıtım giderleri,
  • İki personel istihdamı,
  • Yazılım, test, simülatör, robotik teçhizat ekipman giderleri,

%75 oranında proje bazında 4.800.000 TL’ye kadar destek.

Yazılım sektörünün katma değerinin ne kadar yüksek olduğu konusunda sanırım herkes aynı görüştedir. Diğer sektörlere göre ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan çıkışımızın da olmazsa olmazı bu sektör olacaktır.

Hatta bu sektöre pozitif ayrımcılık yapılmalı, Teknokentler, STK’lar, Üniversiteler ve daha birçok paydaş bu alanda daha fazla desteklenmelidir.

Sadece teknokentlerimizde 7 Milyar Dolarlık bir ihracat kapasitesi olan yazılım sektörünün öneminin daha fazla kavranması gerekmektedir.

Yayınlanan destek programında firmalara, özellikle de bilişim alanında faaliyet gösteren firmalara da ayrı ayrı destek paketleri açıklandı. Dolayısı ile ikinci başlığımız firmalarımıza sağlanan destekler. En önemlilerini sizler ile paylaşmak istiyorum.

Benim için en önemli konu başlığı personel desteği, ilgili desteğin ayrıntıları ise şu şekilde:

Şirketler tarafından yabancı dilde geliştirilen Yazılım, mobil uygulama, dijital oyun geliştirme süreçlerinde çalıştırılmak üzere istihdam edilen aynı anda beş personelin aylık brüt ücretleri 5 yıl süre ile %50 oranında ve personel başına yıllık en fazla 300.000 TL’ye kadar desteklenecek. Destek almak isteyen firmaların destek başvuru süresinden en az bir yıl önce kurulması gerekmekte.

Bir diğer önemli konu belgelendirme desteği. Yurtdışı patent başvurularının ne kadar masraflı ve meşakkatli olduğunu bütün firmalarımız bilir. Desteğe ilişkin ayrıntılar aşağıdaki gibi:

Şirketlerin yurtiçinde almış oldukları Ürün/Hizmet/Marka/Patent/Fikri Mülkiyet Haklarının yurt dışında tescili, akreditasyonu, yenilenmesi ve korunmasına yönelik olarak ortaya çıkan giderler 5 yıl süre ile %60 oranında yıllık 600.000 TL’ye kadar desteklenecek. Aynı zamanda belgelendirme konusunda, Şirketlerin Bakanlık tarafından belirlenen sertifika, akreditasyon ve test işlemlerine ilişkin giderler 5 yıl süre ile %60 oranında yıllık 600.000 TL’ye kadar desteklenecek.

Yayınlanan kararda daha birçok destek mekanizması bulunuyor. İncelemek isteyenler 20 Nisan 2022 tarihli Resmî Gazeteyi inceleyerek bilgi sahibi olabilirler.

Son olarak değinmek istediğim bir konu var ki, bütün sektörün kanayan yarası adeta. Destekler çok hayati bir öneme sahip, bir o kadar önemli olan konu da şu: Bu desteklere başvuru süreci, o kadar karmaşık ve bürokratik ki insanın faydalanası gelmiyor. Bir de anlamadığım bir konu, destek başvurusu yapmak için neden bir ihracatçı birliğine ihtiyaç duyuyorum. Devletimizin elinde yeteri kadar personeli yok mu bu işleri koordine edecek. Velev ki yok. O zaman bu işleri konusunda gerçekleştirdiği başarılı projeler ile göstermiş Teknokentlerimiz var. Bırakalım onlar yapsınlar bu işleri. Teknokentte teknoloji ihracatı yaparken hiç bilmediğim bir ihracatçı birliğine ne diye başvuruyoruz.

Bürokrasiden sürekli şikâyet edip, verilecek destekleri bu kadar zorlaştırmanın ne anlamı var diye, kendi kendime sormadan da edemiyorum.