PROFESYONEL YAŞAM KOÇLUĞU

Koçluk kavramı, gönüllülüğün esas olduğu, etik kurallara ve gizliliğe dayalı seanslarla, bireyin yaşamındaki farklılığı artıran, güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkaran, gerçekleştirmek istediği amaç ve hedefleri doğrultusunda bireyin maksimum performans sergilemesini temel alan planlı bir gelişim süreci olarak ifade edilmektedir. Tarihsel sürece bakıldığında koçluk, yukarıda yer alan tanıma karşılık gelmeden önce, özellikle spor alanında takım antrenörleri için kullanılan bir kavram olarak değerlendirilmekteydi. Günümüzde birey ya da grupları belirlenen amaç ve hedeflere ulaştırmak için uygulanan motivasyon faaliyetleri koçluk becerilerinin temelini oluşturmaktadır. Koç (coach) Fransızca kökenli bir kelime olup ilk olarak 1840’lı yıllarda Oxford Üniversitesi’nde öğrencileri sınava hazırlayan özel öğretmenler için sonrasında ise sporcuları çalıştıran antrenörler için modern bir anlam ifade etmesi sebebiyle kullanılmıştır. İş hayatında koçluk kavramı 90’lı yılların başında A.B.D.’de kullanılmaya başlanmış olup ardından önce İngiltere sonra da Batı Avrupa’ya yayılmıştır. 1995 yılında Thomas Leonard tarafından Uluslararası Koçluk Federasyonu (International Coaching Federation) kurulmuş ve ülkemizde de 29/06/2013 tarih 28692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘’Koç Ulusal Meslek Standardı’’ ile koçluk meslek olarak kabul edilmiştir.

Yaşam koçluğu kavramı insanlar arasında yaygınlaşmasıyla birlikte popülist bir söylem halini almıştır. Bu nedenle hızlı bir şekilde yükseliş trendine girmesinin ardından zamanla, ifade ettiği anlamda itibar kaybı yaşanmıştır. Yaşam koçluğu bireysel farkındalığı artıran ve bireyin kendinde var olan becerileri geliştirmesini sağlayan önemli bir kişisel gelişim danışmanlığıdır. Bireysel ya da kurumsal olarak da şirket ve kuruluşlar tarafından koçluk danışmanlık hizmeti çerçevesinde alınabilmektedir. Yaşam koçluğu ve psikoloji kavramları birbiriyle sıklıkla karıştırılmakta ve karşılaştırılmaktadır. Psikolojinin uzmanlık alanı daha geniş olmakla beraber bireyin bütün hayatına dair bir süreci içermektedir. Yaşam koçluğu ise günümüz ve geleceğe dair bireye farkındalık kazandırma misyonu taşımaktadır. Bu nedenle, bu iki alanın birbirinden bağımsız değerlendirilmesi gerekmektedir. Koçluk ilişkisinde, danışan ve danışman arasında bir yol arkadaşlığı oluşması beklenmektedir. Bir problem oluşmasının gerekmediği ve daha iyi kavramının öne çıktığı bu süreçte, tamamen istekli bir şekilde bireyin kendi iradesiyle talebi söz konusudur. Mevcut durumunu daha iyiye taşımak, kendi sınırlarını aşmak isteyen bireyler tarafından sahip olunan beceriler ve özelliklere göre yapılandırma süreci geçirilmektedir. Seanslar içerisinde, bazen gözden kaçan ufak bir detay fark edilebileceği gibi, bireyin içinde bambaşka bir isteğin varlığı da keşfedilebilmektedir. Önemli olan, danışanın farkındalık seviyesini yükseltmeye ve bununla yüzleşmeye hazır olmasıdır. Eyleme geçme noktasında problem yaşayan ya da nereden başlayacağını bilemeyen danışan için motivasyon araçlarından biri de danışmanlık aldığı koçtur. Günümüzde işletmeler de kendi çalışanlarını memnun etmek ve ona değer verdiğini göstermek için bu gibi faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Özellikle, etkileri azalmasına rağmen içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde profesyonel olarak yaşam koçuna duyulan ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede bireyin ve kuruluşların değer duygularını pekiştirmek adına koçluk hizmetleri büyük önem arz etmektedir. Geçirilen seanslar sonrasında kendinde gelişimi gören kişiler, koçluk eğitimlerini tamamladıktan sonra hayatında bulunan insanların da aynı farkındalığa ulaşmaları için bu mesleğe yönelmektedir. Koçluk, meslek olarak yapılabildiği gibi kişinin bireysel hayatında kendisine kazandırdığı önemli bir beceridir.

Anlaşılmanın çok kıymetli bir hale gelmesi nedeniyle öncelikle kendimizi anlamamız gerekmektedir. Bu nedenle de kendimizi doğru bir şekilde analiz edip tanımadan, karşımızdaki insanları anlamamız pek mümkün olmayacaktır.