TEDARİK ZİNCİRİNİN KIRILMASI

Son yüzyılda geçmiş yirmi yüzyıldan daha büyük teknolojik gelişmelere şahit olduk. Düşündüğümüzde modern teknoloji doğaya karşı gerçek sınavını vermedi. Geçmiş yüzyıllarda gerçekleşen doğa olaylarına benzer büyük çaplı bir yıkımın gerçekleşmemesini umuyor ve diliyoruz. Teknolojinin bize sağladığı faydaların ters etkilerinin ne kadar yıkıcı olacağını tahmin ediyor ancak pek düşünmek istemiyoruz. Yaşadığımız dünyada bize sunulan kolaylıkların getirdikleri faydalı mı olacak yoksa insanoğlunun sonunu mu getirecek? Teknolojinin gelişimiyle beraber, şehirleşme oranındaki artış olası felaketlerin etkilerini de kat be kat arttıracaktır. Dünyada nüfusun yarısının şehirlerde yaşadığını biliyoruz. Devletler bu politikayı destekleyen davranışlar sergilemeye devam ediyor. Her geçen yıl şehirleşme oranı büyüyor. Şehirleşme oranının yüzde 50 olduğu 6,9 milyarlık dünyada, 3 milyar 454 milyon kişi şehirlerde ikamet ediyor. Şehirde yaşamın mevcut durumu dikkate alındığında tedarik zincirinde yaşanacak en ufak bir aksama dünyada krizlere sebep olacaktır. Dünyamızda yaşanacak doğal bir felaketin sonucunda ortaya çıkacak tedarik sorunu insanoğlunun hayatını sürdüremeyeceği kaoslara sebep olabilir. Dünyayı etkileyecek olası bir afet yanı başımızdaki yerleşim alanları için bile tedarik sorununa neden olacaktır.

Özellikle nüfusun büyük bölümünün metropollerde yaşadığı devletler bu durumdan çok daha fazla etkilenir. Yaşamın daha geniş alanlara yayıldığı daha az yoğun nüfuslu yerleşim alanlarına sahip ülkelere bu durumun etkisi daha az olacaktır. Modern dünya gelişmiş teknolojilere karşın olası büyük bir doğal afete çok da hazırlıklı değil. Geçmiş yüzyıllarda medeniyetleri yok edebilen büyük afetler sadece afetin olduğu coğrafyayı etkilerken bugün bütün dünya etkileniyor. Çin’de meydana gelen doğal afet Amerika’yı derinden etkileyebiliyor. Dünyanın bir ucunda oluşan büyük veya orta çaplı doğa olayı diğer ucunda kaos yaratabiliyor. Doğa olayları dışında meydana gelen bir kaza da aynı şekilde dünyanın diğer ucuna etki edebilir. İki ülke veya birkaç ülkenin karıştığı herhangi bir savaş bile savaşın olduğu coğrafyadan çok uzaktaki ülkeleri de etkilediğine yakından şahit oluyoruz. Yaşadığımız coğrafyadan binlerce kilometre uzakta meydana gelen kuraklık yaşam kalitemizi düşürebiliyor. Dünya mevcut teknoloji ve gelişmiş tedarik zinciri sayesinde küçük bir yerleşim alanı gibi kullanılıyor. Herhangi bir coğrafyadaki besin tazeliğini koruyarak başka bir ülkede işlenip tüketiciye ulaştırılıyor. Zincirin herhangi bir noktasındaki kopma süreç içindeki bütün ülkeleri etkiliyor.

Süveyş kanalında meydana gelen gemi kazasından sonra dünyada günlerce tedarik sıkıntısı yaşandığına şahit olduk. 24 Mart 2021 tarihinde büyük bir konteyner gemisinin karaya oturması neticesinde kanal trafiğe kapanmıştı. Günde 19 bin geminin geçtiği kanalın kısa süre kapıla kalması bile dünya ticareti ve tedarik zincirine ağır darbe vurdu. Doğal afetle kıyaslandığında çok küçük ve çok kısa zamanlı bir kriz bile dünya ticaretini ciddi oranlarda etkiledi. Bu kazadan hemen sonra 300’den fazla gemi mahsur kaldı. Petrol fiyatları tırmanışa geçti, canlı hayvan taşıyan gemilere yem ve tıbbi cihaz çağrısı yapıldı. Birçok ürün kullanılamaz hale geldi.

Gelişen teknoloji sayesinde ihtiyaca ulaşım günümüz dünyasında çok kolaylaştı. Herhangi bir ürünü tedarik ederken bize ulaşma serüveni hakkında pek fikir sahibi değiliz. Dünyanın diğer ucundaki herhangi bir nesne veya yiyecek tazeliği bozulmadan geçmişle kıyaslanamayacak kadar kısa süre ve kolaylıkla bize ulaştırılıyor. Bazen aksaklıklar olmuyor mu, oluyor. Günler bazında gerçekleşen aksamalar aylar düzeyinde etki yaratabiliyor. Bu, modern dünyanın gelişmiş teknolojilerinin bize sağladığı kolaylıkların bedeli olarak önümüze çıkıyor Gelişen dünyada ulaşım kolaylığından dolayı şehirleşme oranı hızla arttı ve artmaya devam ediyor. Daha öncede belirttiğimiz gibi dünya nüfusunun yarısı büyük şehirlerde yaşıyor. Enerji ve gıdanın da çok büyük kısmı bu büyük şehirlerde tüketiliyor.

Büyükşehirlerdeki tedarik zincirini bozacak herhangi bir doğal afet durumunda gıda stokları çok uzun süre yaşamı idare edemez. Oluşacak krizden dolayı şehirler kaosla baş başa kalır. Büyükşehirlerin birçoğu bu tip krizlere hazırlıklı olmadığı gibi maalesef ülkelerin gündemlerinde de böyle bir sorunla karşılaşıldığında nasıl başa çıkılacağıyla ilgili bir çalışma yok. Yarattığımız teknoloji bir anda bizleri yok edebilir. Gelişmiş teknolojiler sayesinde arttırdığımız kalabalık şehirler insanoğluna teknoloji bağımlılığını da beraberinde getirdi. Her alanda teknoloji bağımlılığımız insanoğlunun sonunu getirebilir. Güvendiğimiz ve hayatlarımızı emanet ettiğimiz teknolojilerin çok kırılgan olduğunun farkında değiliz. En ufak bir kaza veya doğal afette kullanılmaz hale gelip faydalanamadığımız gibi başka yöntem de bilmiyoruz. Büyük çaplı hasarların geri dönüşü aylar hatta yıllar alabilir.

Şehirlerde tedarik zincirinin bozulması kadar enerji ihtiyaçlarının karşılanamaması da ciddi krizlere sebep olabilir. Büyük şehirleri etkileyecek enerji kesintileri gıdaların tüketime ulaştırılmadan bozulmasına sebep olacaktır. Aynı şekilde enerji trafiğindeki en ufak sorun yine tedarik zincirini bozar. Modern yaşam akışkanlığı olan metropol insanının hayat kalitelerinde ciddi düşüşlerin olmasına sebep olur. Bu olumsuzluklar şehirlerde kontrol edilemez kaoslara sebep olur. Dünya nüfusunun çok büyük kısmını oluşturan yaş grubu büyük çaplı enerji kesintisi ve tedarik sorununu şimdiye kadar görmedi. Bu nedenle büyük çaplı bir enerji trafiğindeki aksamaya karşı hazırlıksız olacaklardır. Bu durum şehirleri hızla kaosa götürecektir.

Sonuçta insanoğluna çok büyük kolaylıklar sağlayan teknoloji sayesinde oluşturulan yaşam tipi en ufak aksamalarda ciddi ve uzun süreli hasarlar oluşturabilir. Acaba yaşamlardaki teknoloji bağımlılığını biraz azaltmalı mıyız? Olası tehlikelere karşı günümüz teknolojilerini kullanarak tedbirlerimizi arttırmamız gerekmez mi?