TELEKOM ANILARI-XI: NETAŞ

Türkiye’ye artık kesin dönüş yapmış ve tekrar NETAŞ Ankara Bölge’de işimin başına geçmiştim. Bu arada sorunlar yaşadığım bölge müdürü gitmiş ancak kendi önerisi doğrultusunda bir arkadaşın bölge müdürü olarak atamasını sağlamıştı. Kendisi sadece gitmekle kalmamış benimle olan eski sorunları da yeni böle müdürüne miras bırakmıştı.

Sanırım Genel Müdür yardımcımız da bunun farkındaydı. Beni Santral grubundan alıp Data grubuna verdi. Ancak burada benim yeni bölümümdeki müdürüm ve direktörüme hakkımda bazı telkinlerde bulunmuşlar ki ekip beni kabullenmek istemiyor, projelerden uzak tutmaya çalışıyor ve bana karşı mesafeli davranıyordu. Bir süre sadece mesaiye gelip gitmekle zamanım geçti. Ancak çok canım sıkılmaya başlamıştı. Nihayet bir gün Müdürüm sadece benim için İstanbul’dan kalkıp geldi. Birlikte yemek yerken “Bak Zuhuri, seni bu bölüm de istemiyorlar, arkadaşlar o varsa biz çalışmayız” dediler. “Mümkünse yeni bir iş bul ve bulana kadar da biz seni tolere edelim, çıkışını verirken de tüm haklarını öderiz” dedi. “İyi, istenmediğim bir yerde de durmamın bir anlamı yok” dedim.

Nitekim bir iki hafta içinde Ericsson firmasından teklif aldım. Ericsson’un Cinnah Caddesi Bükreş Sokaktaki ofisine gidip geliyordum. Ama NETAŞ bir türlü çıkışımı vermiyordu. Yani hem NETAŞ hem de Ericsson’da çalışıyor görünüyordum. Ericsson beni teknik müdür olarak almıştı ve hemen Stockholm’de eğitime gönderecekti. Yaklaşık bir ay geçmişti ama bir türlü NETAŞ’tan ne çıkışımı ne de haklarımı alamadım. Sürekli Müdürümü arıyorum ama net cevap alamıyordum. Bu arada Ericsson’un santral kurduğu EGM’ye Merkez Bankası’na gidip geliyor İsveç’teki kurs öncesi sistemi öğrenmeye çalışıyordum.

Bir gün telefonum çaldı. Karşımdaki Genel Müdür Yardımcımızdı ve bana “Zuhuri seni Almanya’dan ikna edip getirttik, şimdi de tekrar ayrılmak istiyormuşsun. Hani bana söz vermiştin” dedi. Ben de durumu izah ettim. Data ekibinin benimle çalışmak istemediğini belirttim. GMY kısaca bana “Zuhuri sen onları boş ver. Orası benim sorunum. Sen NETAŞ’ta kalmak istiyor musun, onu bana net söyle” dedi. Ben de onu kıramazdım ve “Evet” dedim.

Telefon görüşmesinin ardından çok zaman geçmeden Müdürümüz tekrar benim için atlayıp Ankara’ya geldi. Bir restaurantta birlikte yemek yedik. Ve “Bak Zuhuri seni data grubunda aktif çalıştıracağız. Ve hemen İngiltere’de gecikmiş eğitimini aldıracağız. Okey diyorsun işinin başına geç” dedi. Ben de “Ekip beni istemiyordu” dediğim de Müdür Bey, “GMY ekibi çağırdı, onlar yine ayak dirediler ama o kararlı bir şekilde ‘ya onu da aranıza alırsınız ya da kendiniz bilirsiniz’ dedi ve ekip ikna oldu” diye karşılık verdi. (Aramızda kalsın demişti ama 30 Yıl sonra sanırım sorun olmaz). Bu arada Ericsson’dan Ömer Bey ile görüşüp özür diledim, o ayki ücretimi de talep etmedim.

İngiltere’de eğitim öncesi Merkez Bankası altyapısını kurmak için gelen Data ekibine ben de katıldım. Daha önce ben geldiğimde yok gibi davranan ekip artık yardımcı olmaya, sorularımı cevaplandırmaya başladılar, sağ olsunlar. Proje MERNET projesiydi. Yurt içinde 3-4 merkez ile İstanbul- Adana-Erzurum ve Ankara da madeni para basma merkezi ile yurt dışı SWIFT bağlantısından ibaretti.

Sistem tarafında bir Japon firması vardı. Biz gerekli donanımı getirmiş, kurulumları bitirmiş konfigürasyona başlamıştık bile. Japonlar ha bire gelip duvarları, elektrik kanallarını ölçüp biçiyorlar ama bir kurulum vs. ortalıkta görünmüyordu. Merkez Bankası Bilgi İşlem Sorumlusu Ömer Bey bir gün -2’de çalıştığımız Bilgi İşlem Merkezine indi. Baktı cihaz konfigürasyonuyla uğraşıyoruz, teşekkür etti. Japonları “Bakın NETAŞ işi bitirdi sizdin ortada cihazlar bile yok” diye hafifçe fırçaladı. Sözleşmeye göre işin teslimine bir hafta kalmıştı. Elinde bir kâğıt demetiyle dolaşan gözlüklü kısa boylu Japon mühendis son hafta cihazlar gelir gelmez iki günde kurdu. 3. Gün sistemi MB Bilgi İşlem Müdürlüğüne teslim etti. Biz mi? İşi son gün gece yarısına zor yetiştirdik. Anladık ki Japon Mühendis her şeyi kâğıt üzerinde tamamlamış, cihazlar gelince sadece yerleştirmek ve güç kaynağına bağlamak kalmış.

TCMB Bilişim Teknolojileri GM Ödeme Sistemleri Müdülüğü sayfasından alınmıştır.

Merkez Bankası Bilgi İşlem Başkanlığının Bankalar Birliği adına bir diğer projesi daha vardı: Bankalar arası dijital ortamda fon/para transferlerini gerçekleştirilecek Türkiye’nin ilk ağı ‘’TICNET’’ projesi. Onun ihalesini de Japonlarla biz aldık. 1991-1992 senelerinde bu projeyi de gerçekleştirerek şimdi kullandığımız banka kartı sistemlerinin bankalar arası sayısal ortamda para transferini gerçekleştirecek veri ağını da tamamlamış olduk. Artık eğitim için İngiltere’ye gitmenin zamanı gelmişti…