URFA’DA DÖRT DÖRTLÜK BİR ETKİNLİK GERÇEKLEŞTİRDİK

“Urfa 4.0 Zirvesi” Hazine ve Maliye Bakanlığı himayesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün katkıları ve Şanlıurfa Valiliği, Harran Üniversitesi, Karacadağ Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle düzenlendi. 12-14 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen zirveyi ICT Grup Organizasyon dört dörtlük bir etkinlik olarak tamamladı.

Zirve sonunda tarım, tekstil, turizm ve teknoloji başlıklarında çalıştay ve sonuç raporlarının paylaşıldığı etkinlik, pandemi sürecinden sonra gerçekleştirilen en başarılı etkinliklerden birisiydi.

Birçok görüşmenin yapıldığı etkinlikte tabi ki teknokent konularını da konuşma imkânı bulduk.

Ülkemizde pandemi süreci ile birlikte yerleşen uzaktan çalışma kültürü, firmaların personel bulmakta zorlanmalarına sebep olmakla birlikte 4691 ve 5746 Sayılı Kanunların sağladığı avantajlardan da faydalanmalarını engel olmaya başladı.

Yetişmiş eleman sıkıntısı, yurtdışından gelen talepler, kurumsal savunma sanayi firmaları başta olmak üzere birçok sektörü zor durumda bırakıyor.

Yazılım sektöründe faaliyet gösteren arkadaşlara da bu noktada kızamıyorum. Çünkü yurtdışından gelen talepler ve teklif edilen ücretleri, ülkemizde yer alan herhangi bir KOBİ’nin karşılaması mümkün değil. Ve ne yazık ki bu sorun kartopu gibi giderek büyüyor.

Her ne kadar kamu nitelikli eleman yetiştirme programları ile bu açığı kapatmaya çalışsa da sektörün beklentileri ile üniversitelerimizin müfredatı maalesef birbiri ile örtüşmüyor. Ve sektörün içerisinde yer alan isimlerde bilir ki, üniversitede dört yılda yetişememiş bir eleman, üç beş ayda verilen eğitimler ile uzmanlaşamaz.

Fazla uzatmadan asıl konuya girmek istiyorum.

4691 ve 5746 Sayılı Kanun kapsamında sağlanan desteklerden faydalanmak istiyorsanız, teknokentlerde yer almak ve uzaktan çalışma dışında kalan sürelerde teknokentlere fiziksel olarak giderek, bu alanlarda bulunmak zorundasınız.

Şimdi, firmalar personel bulmakta bu kadar zorlanırken ve buldukları personellerde evden çalışmayı şart koşarken, bu yetişmiş elemanları teknokent yerleşkelerine “Geleceksiniz” diye zorlamak, “Kardeşim gidin yurtdışı firmalara çalışın” demek anlamına gelmiyor mu?

Bilişim sektörü, ülkemiz geleceğinin lokomotifi konumuna geldi. Şirket değerlemelerine baktığımızda, Trendyol ve Getir’in toplam değeri, birçok köklü kurumlarımızın nerdeyse beş katı.

Bu kadar önemli bir sektörü yerleşkelerde çalışmaya zorlamak akıl alır gibi değil. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank’ın teknoloji sektörüne yönelik vizyonu ve teknokent yönetimlerinin girişimleri ile bu sorunun bir an evvel çözüleceğine inanıyorum.

Bildiğiniz üzere iki ay kadar önce Türkiye Bilişim Sektörünün Uluslararasılaşması ve E-Turquality (Bilişimin Yıldızları) Programı Hakkında Karar programları açıldı.

Ben de köşemden bu konularda bilgi vermeye çalışmıştım. Maalesef gözümden kaçan bir konuyu programın uygulama aşamasında görmüş oldum. Firmaların destekten faydalanabilmesi için; Destek Yönetim Sistemi ve Hizmet İhracatçıları Birliği’ne üye olmaları gerekiyor. Birliğin en düşük aidat ücreti 6 bin lira.

Bu tür etkinliklere katılan firmaların KOBİ olduğunu düşünürsek bu ücretin bir külfet olduğunu kabul etmemek elde değil. Firmalar katılım ücretini ödemekte zorlanırken, üzerine bir de bu aidatın çıkarılmasını akıl almıyor!