“Anlamı: Toplumları çökerten kişiler yine o toplumun içinden çıkan şahıs ve tüzel kişilerdir.”
Temmuz ayında Türkiye’nin Ege kıyısında bulunan bir şehrimize gittim.
Sahil şeridine indiğimde, müşterisi olduğum GSM firmasından cep telefonuma bir SMS geldi.
“YUNANİSTAN’a hoş geldiniz… Türkiye yönüne arama yapmak için numaranın basına 0090 eklemelisiniz…”diye devam eden bir SMS mesajı.
Önce anlamlandıramadım gelen mesajı. Çünkü Türkiye’deydim. Yanımdaki arkadaşlara gelen mesajı okuyunca, sahilin karşı tarafında Yunan adası bulunduğu ve bazı GSM firmalarının baz istasyonu olarak Yunan tarafındaki baz istasyonundan frekans aldığını söylediler.
İnanılır gibi değil. Şaka gibi! Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindesin ve Yunanistan’a hoş geldiniz mesajı gönderiyor GSM firması.
Bu nasıl olabilir? Bizim sahillerimizde T.C. baz istasyonları yok mu? Neden Yunan baz istasyonları çok etkin? Aynı şey radyo yayınlarında da geçerli. Sınır bölgelerinde Ege’de Yunan radyoları çalıyor.
Baz istasyonu işi ciddi sonuçları olabilecek, egemenlik konusu yapılacak bir konu.
Başta BTK olmak üzere Türkiye’de faaliyet gösteren GSM firmaları haberleşme frekanslarımızı korumakla yükümlüdür. BTK tarafından kendilerine tahsis edilen frekanslara sahip çıkmalılar.
Tüketiciden daha çok para kazanmak isteyen GSM firması kıyı şeridine hiç baz istasyonu koymadan EGE’deki 13 bin adet irili ufaklı Yunan adalarındaki baz istasyonlarına yol verirse tüketiciler daha fazla para öder ve yurtdışına döviz çıkmış olur (roaming konusu). Yunan tarafı hiçbir şey yapmadan oturduğu yerden para kazanır.
Buradaki en önemli sorun Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında egemenlik ihlali ve Yunan tezlerini destekleyen 12 mil sorununa yağ süren bir uygulama olmasıdır. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler nezdinde eminim kendi tezlerini desteklemek için sivil frekans yoğunluğunu dahi kullanıyordur bu komşumuz.
Telefonların Yunan tarafından dinlenmesi ise ayrı bir güvenlik sorunu.
Dijital sınırların korunması sorunu alt yapıdan başlar. Haberleşmede de en önemli alt yapı baz istasyonudur. Ülkemizin ULAK diye BAZ istasyonu markası var. Vatanın dijital sınır güvenliğini önemsiyorsak, ülke sınırlarının ULAK baz istasyonu ile donatılması gerekir.
Ve dahi bu baz istasyonlarından standardın dışında yüksek güç basılmalıdır. Tıpkı Yunan adalarından ülkemiz sınırlarına doğru basılan güç gibi. Yunan tarafının yaptığını özetleyen atasözümüz ne kadar güzel: “Kem dileme komşuna, kem iş gelir başına.”
Yunanistan’ın yaptığı sadece bu kötü uygulama ile sınırlı değil maalesef. Ülkemize karşı bir komşuya yakışmayacak bir devlet politikası izliyor. 19. yüzyıldan beri bu iş böyle. En son dersi Kurtuluş Savaşı’nda ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda aldılar. Ancak maalesef Yunan devlet aklı denilen şey (eğer varsa tabii) iyilik, dostluk, iyi komşuluk gibi kavramlara uzak bir akıl anladığımız kadarıyla.
Bu şımarık komşuya birkaç atasözü ile seslenmek isterim;
-Koyun sürüsüne kurt parasız bekçilik eder. (Amerika’nın Yunan hamiliği)
-Önü ile iftihar eden arkasından hamile kalır. (Yunanistan’ın ABD’yi arkasına alması ya da Almanya’nın Yunan Düyun-u Umumiyesi)
-Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak. (Yunanistan’ın Türkiye karasındaki toprak hırsı)
-Kimin atına binerse onun türküsünü çağırır. (Yunanistan’ın ABD’nin ağzıyla konuşması)
Böyle bir komşumuz olduğu için bizim için de birkaç atasözü gerekir:
-Komşun kör ise sen kıpa* bak. (Doğu Akdeniz sorunu)
-Komşuna kilim ser, bir ucuna da sen otur. (Kıta sahanlığı ve adalar konusu)
-Komşuna uyuz gelmiş, sen katran hazırla. (Dedeağaç ve Yunan adalarındaki Amerikan üsleri)
Hem Yunan komşulara hem de bize bir söz:
-Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Yüzyıllar boyu aynı havayı soluyup aynı toprağa ekip biçmiş atalarımız.
İnanılmaz derecede kültürel benzerliklerimiz var. Onların üyesi olduğu Avrupa Birliği kültüründen bile daha çok benzer ve ortak yanımız bulunuyor. E o zaman dert ne? Bir bilen Yunan aklı çıksın da açıklasın bize, onların bilip de bizim bilmediğimizi? Sadece yaptıkları savaş çığırtkanlığı. Biraz da barış çığırtkanlığı yapsalar ne iyi olur! Ülkelerinin gayri safi milli hasılasını gereksiz bir hezeyanla silaha yatırmaktan vazgeçip, vatandaşlarının refahı için sarf etse kötü mü olur? Devamlı Ege denizine düşmanlık ekiyorlar.
Son söz: Rüzgâr eken fırtına biçer.
Aklı selim davranmak, sakin ve serin kanlı olmak, akıl ve bilimi kullanmak ve doğru komşuluk stratejileri oluşturmanın zamanıdır. Komşuyu da emperyalist düşüncenin külüne muhtaç etmemenin yollarını bulmak da bizim ödevimiz olsun.
“BarışTa kalın”
…
*kıpa: Göz kapaklarını aralık ederek, kısık.