AYAĞA KALK HATAY!  GÜZEL İNSANLARIN YAŞADIĞI, GÜZEL ŞEHRİM HATAY

KIYAM etme zamanı. Hatay için Kıyam et ey milletim. Hatay’ı kaybedemeyiz.

Hattena Kralı yüce Şuppiluliuma’ya borcumuzdur.

Habib-i Neccar’a, Antakya Kilisesinin kurucusu ve ilk rahibi Havari St.Petrus’a, Musa Dağı’nın kuzeyinde bulunan Titüs tünellerini yapan Romalı Titus Vespasianus’a, Hz. Yusuf’un annesi Hatay’lı Rahel’e , Epiphaneia Antik Kenti’nin kadim sakinlerine, Hızır A.S’a ve Musa Ağacına, Rahibe Kaya Mezarları’nda yatan kadim Hataylılara, Roma imparatorları Traianus ve Septimus Severus’a, Anadolu Selçuklu sultanlarına, Yavuz Sultan Selim’e, Kanuni’ye, Mimar Sinan’a, Reyhanlılı Cemil Meriç’e, Kemani Tatyos Efendi’ye, Çerkez Ulviye Nuriye Hanım’a, Hz. Ahmet Kuseyri ve Şenköy Azizleri’ne, St. Simone ve annesi Aziz Marta’ya, Vakıflı Köyüne, Kırıkhan’da yüksek bir tepeden Amik ovasına bakan Bayezid-i Bestami’ye, Aktepe Türkmen Mezarlığında yatan atalarımıza, Hassa’dan Kurtuluş Savaşımızın Postallı Kaymakam Nahsen Paşa’sına, Hatay’ın ilk cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’e ve tabii ki şehri Anavatan’a katan Atatürk’ümüze bir borcumuzdur bu.

Ayrıca;
Daha dün bahçesini ekip biçen babaya, ocağında aş pişiren anaya borcumuz var. Sokaklarında koşup oynayan, ağacından topladığı yemişe uzanan evlatlarımıza borcumuz var.

Gezip görmeye gidince, toplayıp geldiğimiz nice mahsule, onun üreticisine borcumuz var. Sıcak evinde uyuyamayan hatta artık hiç uyanamayacak olanlara, yarım kalmış hayallere, yaşanmamış geleceklerine, geride kalanın kederine borçluyuz. Bizim başımıza gelmediği için, sıcakta ve sağ olduğumuz için, bir evimiz olduğu için suçlu hissetmeden - gücümüzü toplayacak; Atatürk’ün dediği gibi hepimiz için ‘Hatay bir şahsi mesele’ olmalıdır artık. Hem şahsi hem devlet meselesidir.

Hatay için kıyam, binlerce yıl geçmişten gelen atalarımıza borcumuz, sorumluluğumuz ve görevimizdir. Bir Hataylı olarak bu sorumluluğumu ben buradan deklare ediyor ve Kıyam ediyorum.

Hatay’ı eski günlerine, kadim tarihteki yerine geri koymamız gerekmektedir. Çünkü Hatay Türkiye’dir.

Sosyolojik, antropolojik, ekonomik, kültürel, mimari olarak tekrar ayağa kaldırmalıyız.

Antakya Mozaik müzesindeki heykeli ile Hattena Kralı bilge Şuppiluliuma, M.Ö. 1300 yılından bugünlere adeta şöyle seslenmektedir: Ben nasıl ki 3 bin yıl önce Hattena Krallığı’nı ayağa kaldırdıysam, şimdi sıra sizde. Atatürk’ün son emaneti, şahsi meselesi, ülkemizin Akdeniz’deki incisi Hatay.

Evet, biz Hataylıyız çeşitliliğimiz çoktur her birimiz birer çınar ağacının yer altındaki kökleri ve gövdesinin yer yüzünde olan özgür dallarıyız. Çeşitliliğimiz ve kadim tarihimiz gücümüzdür.

Hz. Musa’nın asasından oluştuğuna inanılan 1000 yaşındaki Musa Ağacıyız biz.

Hataylıyız çünkü kimsenin diline dinine rengine bakmadan birlikte yaşarız.

Antakya Müzesi’nde Romalı düşünür ve devlet adamı Seneca’nın sözlerinin yer aldığı lahitteki yazıda şöyle der: Hafif acılar konuşulabilir ama derin acılar dilsizdir.

İşte tam da bu nedenden ötürü derin acılarımızı içimizde yaşarken, yaralarımızı tarihimizdeki atalarımız gibi sarmak için Hatay yollarına düşüyoruz. Yolumuz zor, ama hiçbir şey imkânsız değil. Yeter ki inanalım, niyet edelim Hatay’ımızı elbirliğiyle ayağa kaldırmak için.

Yolumuzu aydınlatacak ışık ise Bilim İnsanları olacaktır. Bizler susacağız bilim insanları konuşacak. Bizler uygulayacağız. Bilim insanlarının, uzmanların tutacağı ışık sayesinde Hatay kalkınması için en doğru yolu tespit etmek ve akabinde uygulamaktır.

6 Şubat depremi öncesi durumu masaya yatırıp, neler hatalı, neleri düzeltmemiz gerekir, yeni neler yapılması gerekir. 5N-1K yöntemiyle “ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl ve kim”sorularına yanıt aramamız gerekiyor.

Kök nedene doğru yol alacağız. Problemin tam olarak anlaşılmasını sağlayarak sürekli gelişimi desteklememiz gerekiyor.

Siyasetten bağımsız, ranttan ari, sen-ben kavgası yapmadan, Hatay’ın kültür mozaikleri gibi, kardeşçe ve hakkaniyetle, Hatay’ı ayağa kaldırmamız gerekmektedir. Partiler üstü bir devlet politikası olarak yapmalıyız.

Çünkü Hatay milli bekadır. Hatay onurumuzdur. Hatay bize atalarımızdan geleceğe emanettir.

Bu devlet politikasını, depremin vurduğu 10 ilimize de uygulamalıyız. Ben Hataylı biri olarak fikrimin, kalemimin yettiği kadarıyla Hatay üzerinden bir farkındalık olması için yazdım. Ancak bunu depremin vurduğu ve çok etkilediği Kahramanmaraş, Adıyaman ve diğer iller içinde yapmalıyız. Bölgenin tekrar ayağa kalkması için daha detaylı teknik bir yazıyı bölgeyi gezdikten sonraki yazılarımda gündeme getirmeyi planlıyorum.

Şimdi yola çıkma Hatay’a gitme zamanı. Elimizi taşın altına koymaya gidiyoruz. “Baştacı” insanlarımıza destek olmaya gidiyoruz.

Bir konuyu vurgulamadan geçemeyeceğim; depremden sonra hızlıca Hatay’a gitmek için yollara düştük. Yollar yardım tırlarıyla, irili ufaklı arabasıyla bu necip milletimiz Hatay’a ve bölgeye yardıma koşuyordu. Necip yardımsever milletimle bir kez daha gurur duydum. Geleceğe umutla baktım.

16 kez depremle yıkılıp tekrar ayağa kalkmayı bilen Hatay’ın eski insanları gibi bizde ayağa kalkacağız.

Anka Kuşu gibi küllerimizden yeniden doğacağız. Hep beraber

Geçmiş olsun Türkiyem, geçmiş olsun necip milletim.

Kısa bilgi notu:

Tarihte Hatay depremleri: 

  • M.Ö. 69’da Antakya ve bazı Arap kentlerinde 170 bin kişi öldü. Kıbrıs ve Mısır da etkilendi.
  • M.Ö. 37’de çok sayıda ölü kaydı bulunuyor.
  • M.S. 115’de 260 bin ölü.
  • 148 ve 334’deki depremlerde 40 bin.
  • 13 Eylül 458’de 80 bin ölü.
  • 29 Mayıs 526’de 250 - 300 bin ölü.
  • 29 Kasım 528’de Antakya, Samandağ ve Lazkiye’de 5 bin ölü.
  • 31 Ekim 588’de 60 bin ölü.
  • 847’de 20 bin ölü.
  • 8 Mart 1053’de 10 bin ölü.
  • 20 Haziran 1170’de 80 bin ölü.
  • 13 Ağustos 1822’de Gaziantep, Antakya, İslahiye ve Halep arasındaki alan bütünüyle tahrip olup yıkıldı. Tsunami oldu, 30 ile 60 bin arasında ölü.
  • 3 Nisan 1872’de Antakya ve Samandağ’ındaki evlerin yüzde 70’i yıkıldı. Yaklaşık 1000 ölü.
  • 25 Aralık 1996’da merkezi Samandağ olan Hatay’daki deprem 5.5 büyüklüğünde oldu. Çevre illeri de salladı. Sonraki 36 saatte bazıları 4 büyüklüğünde 200 hafif deprem daha kaydedildi.
  • Hatay’da 1997 yılında 22 Ocak’ta 5.5, 5.0 ve 4.8 büyüklüklerinde 3 büyük depremin ardından 24 saatte 400’ün üzerinde artçı deprem kaydı oldu
  • VE ŞUBAT-2023 son deprem.