DEPREMDE İLETİŞİMİN ÖNEMİ VE SORULMASI GEREKEN SORULAR

Depremler, dünyanın her yerinde yaşanan doğal afetlerin en önemlilerinden biridir. Depremlerin yol açabileceği hasarları en aza indirmek için, iletişim hatlarının doğru kullanımı büyük önem taşımaktadır. İletişim hatları, kurtarma ekipleri, sağlık görevlileri ve acil durum yöneticileri arasındaki koordinasyonu ve felaketzedelere yardım etmek için gereken bilgi akışını sağlar. İletişim hatları sayesinde, deprem sırasında kaybolan insanlar bulunabilir ve sağlık hizmetleri hızlı bir şekilde ulaştırılabilir. Deprem felaketlerinde iletişim hatları, çeşitli yollarla kullanılabilir. İlk olarak, cep telefonları, insanların en çok kullandığı iletişim araçlarından biridir. Bir diğeri, internet ve sosyal medya, deprem felaketlerinde iletişim hatları olarak kullanılabilir. Son yaşadığımız depremlerde 44 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti, tam rakamı henüz netleşmemekle beraber on binlerce yaralımız ve sayısı yine tam olarak bilinmeyen kayıp vatandaşlarımız var. Konuşacak, eleştirilecek çok yapısal sorun var ama en güçlü olmamız gereken en iddialı olmamız gereken belki de en kolay çözebileceğimiz bir sorun olan iletişimde de maalesef yetersiz kaldık. Geriye cevaplanması gereken bir sürü soru kaldı.

Depremde gördük ki, birçok riskli binanın üzerine baz istasyonu kurulmuş. Riskli bina diyorum çünkü bu binalar yıkıldıklarına göre gerekli yapı yönetmeliklerine uymuyorlardı. Ne yazık ki depremler nedeniyle 3 operatörümüzün depremden etkilenen 10 ilde yer alan 8 bin 900 baz istasyonundan 2 bin 451 adedi aldıkları ciddi hasar sebebiyle devre dışı kaldı. Bunu ben değil Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone’un üyesi olduğu Mobil Telekomünikasyon Operatörleri Derneği (m-TOD) söylüyor. Türkcell CEO’su depremden sonra online olarak katıldığı ve zaman zaman internetten dolayı donmaların yaşandığı bir programda bölgede deprem öncesine kadar kendilerinin 3 bin 400 iletişim istasyonu olduğunu, ilk depremin olduğu dakikada bunlardan 1.600’ünü kaybettiklerini söyledi (Yaklaşık %50’si). Baz istasyonlarının kurulacağı binalarda aranan şartlar açısından bakıldığında operatörler neden bu regülasyonlara uymadılar? Neden operatörlerin yaptıkları denetlenmedi ya da neden etkili bir regülasyon çıkarılmadı? Baz istasyonlarının olduğu binalar çöktü. Hâkim operatörlerin bir kısmı da aynı binalardaydı. Neden baz istasyonları aynı binalara kondu? Baz istasyonlarınızın ne kadarı bina üzerindeydi? Ne kadarı kulelerdeydi? Çökmeyen binalara ve direklerdeki baz istasyonlarına da şirket yetkilileri organize olup gidemedi. Ayakta kalan baz istasyonlarının kaçı 4G’yi destekliyordu? Bunların 2G, 3G, 4G olarak sayıları nedir? Yakıtı biten jeneratörlere yakıt ulaştırılamadı. Yakıt tankerleri felaket bölgesine gidemedi. Bazıları öncelik ve izin alamadı deprem bölgesine geçemedi hatta bazı operatörlerin yakıt tankerlerini bile çaldırdıklarını duyduk. Operatörlerin geçiş önceliği neden yoktu? Operatörlerimizin bölgede yeterince mobil baz istasyonu var mıydı? Deprem anında vatandaşların kullanacağı alternatif bir iletişim metodu sunulamadı. Deprem bölgesinde arama- kurtarma yapan ekiplerin, sağlık, itfaiye, kolluk, Kızılay, AFAD ve hatta STK’ların kullanacağı ve GSM şebekesini meşgul etmeyen “acil haberleşme sistemi”nin Türkiye’de olmadığı ya da çalışmadığı görüldü. AFAD’ın ve BTK’nın iletişim üzerine senaryoları var mıydı? Varsa eylem planlarının hazırlık durumlarının test edilmesi gerekmiyor muydu?

Türk Telekom altyapıda hala tekel konumda oysa altyapı lisansı verilen 14 firma vardı. Bu firmalar neden rekabete katılamadı? Bu rekabet olsaydı bugün bölgenin ses ve internet trafiği bu denli kesilmeyebilir miydi? Sadece 3 firmanın aynı yere (3 te 1 inin riskli binalara) kurduğu baz istasyonlarına neden mahkum olduk? BTK’nın listesine göre 14 firma bugüne kadar lisans almış, 5’i lisansını iptal etmiş. Bu konuda kapasite ve rekabet oluşturulamamış bunun nedeni nedir?

Aşağıda TELKODER’in Ocak 2023 Elektronik Haberleşme Sektörü Takip Raporu’ndan aldığım birkaç istatistiği değerlendirelim;

 

Yukarıdaki grafikte, 2002 yılında fiili olarak rekabete açılmış olan elektronik haberleşme sektöründe, sektör oyuncularının gelirlere göre pazar paylarına yer verilmiş. Buna göre; 2022 ikinci çeyrekte pazardaki en büyük üç operatör ve iştirakleri dışında kalan alternatif işletmecilerin pazar payı sadece %10,06’da kalmış.

Yukarıdaki grafikte toplam Türkiye genişbant abone sayısı ve bu sayı içerisinde fiber abone sayısı ve oranı yer almakta. Buna göre 2022 üçüncü çeyrek sonunda fiber abone oranı sadece %5,97.

Yukarıdaki grafikte, 2009 yılından bugüne fiber altyapı uzunluklarına yer verilmiş. Buna göre, 2022 üçüncü çeyrek sonunda fiber uzunluğu yalnızca 498.397 km. 2022 üçüncü çeyrek itibarı ile BTK Pazar Verileri Raporunda, fiber uzunlukları kapsamında TT ve alternatif işletmeci ayrımı kaldırıldı. Yine TELKODER’in geçmiş açıklamalarına göre (https://www.nolto.com/sektorel-haberler/turkiyedeki-fiber-internet-altyapisi-orani/) ülkemiz fiber altyapı yaygınlığında Avrupa’da 21. sırada. Fiber abone yaygınlığı açısından da Avrupa’da 23. sırada yer alıyor. Sabit genişbantta Ookla Speedtest Global Index Mayıs 2022 verilerine göre dünya sıralamasında 104’üncü, OECD ülkeleri arasında ise son sırada yer alıyor.

Genişbant hizmetlerinde önemli bir alternatif olan uydu internet hizmetine ilişkin abonelik miktarlarına bakıldığında 2011 yılından bu yana önemli bir gelişme olmadığı görülmekte. Bununla beraber operatörlerin, felaketlerde kullanmak üzere özellikle uydu temelli mobil iletişim baz istasyonları olması gerekmez miydi? Bu konuda da maalesef yetersiz kalındı.

11 milyonu aşkın mobil abonenin olduğu deprem bölgesinde özellikle arama-kurtarma açısından en kritik saatlerde iletişim ve haberleşme imkânları kısıtlı kaldı. Yönetmelikte net olarak belirlendiği halde yeterli kapasitede mobil ve yedek haberleşme sistemleri ‘ivedilikle’ kurulamadı. Operatörlerin afet zamanında öngörülebilir şekilde ulaşımda yaşanacak aksaklıklara karşı bölgesel acil durum planları olmadığı görüldü. 26 Eylül 2019'da İstanbul Silivri açıklarında yaşanan 5.8’lik depremin ardından Türkiye’de hizmet veren tüm GSM operatörlerinin ağları saatler boyunca devre dışı kalmıştı. Daha büyük bir afet riskine karşı 3 GSM operatörünün ortak ve ücretsiz hat kurmasına karar verilmişti. Ancak 3 ayda kurulması planlanan hat 41 ay geçmesine rağmen neden hala kurulamadı? Bunun yanında Elon Musk'ın Starlink uydularıyla internet sağlama teklifi Türksat'ın yeterli kapasiteye sahip olduğu gerekçesiyle neden reddedildi? Türksat yeterli oldu mu? Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Aralık 2021'de fırlatılan Türksat 5B uydusuyla 56 GBps hızında internet hizmeti sunulabileceğini bildirmişti. Fakat bu teknolojiden de deprem bölgesindekiler zannediyorum yararlanamadı.

Deprem anından itibaren sosyal medya platformları yardımlaşma için etkin bir şekilde kullanıldı. Elbette birtakım dezenformasyonlara da şahit olduk. Ancak depreme müdahalenin çok kritik olduğu ses altyapısının çöktüğü kısıtlı da olsa internet aracılığı ile göçük altından haberler alınabilen ya da yardım taleplerini duyurabilen insanlara bir darbeyi de sosyal medya yavaşlatılarak vurmadık mı? Dezenformasyonla mücadelede yasaklamak yerine öncesinde yine hazırlık yapmış olmamız gerekmez miydi?

AFAD’ın ortaya koyduğu Kesintisiz ve Güvenli Haberleşme Sistemi KGHS, AFAD deprem Mobil Uygulaması, Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi (AYDES) uygulamaları yeterince kullanılabildi mi? Ya da amacına uygun olarak depremde çalıştı mı?

AFAD’ın yayınladığı ve işlettiği Türkiye Afet Müdehale Planı’ın (TAMP) https://www.afad.gov.tr/turkiye-afet-mudahale-plani sayfasındaki sunuşunu hep beraber yüksek sesle bir okuyalım

Her türlü afet ve acil durum için hızlı, etkili ve kapsamlı bir müdahale organizasyonu oluşturan Türkiye Afet Müdahale Planıyla

  • Daha kısa zamanda, daha geniş alanda, daha çok hayat kurtarılacak...
  • Kaynakların etkin kullanımı ile müdahale çalışmaları hızlı bir şekilde gerçekleştirilecek…
  • Ekonomik ve sosyal kayıplar en aza indirilecek...
  • Kesintiye uğrayan yaşam faaliyetleri en kısa sürede normale dönecek...

Türkiye, Afet Müdahale Planı ile afet ve acil durumlara artık daha hazır... mıydı? (!)

Vefat eden ve zarar gören binlerce vatandaşımızın hatırı için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, AFAD, BTK, GSM Operatörleri ve sorumlu olan diğer herkes şapkamızı önümüze alalım, düşünelim ve kendimize şu soruyu soralım daha iyisini yapamaz mıydık?

Son söz:

"Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır" Gazi Mustafa Kemal Atatürk