DEPREMDE İLETİŞEMEDİK AMA BİRLEŞTİK!

Maalesef birçok ilimizi etkileyen bir deprem ile yüz yüze geldik. Yıllardır, 11 ili vuran depremin yaşandığı bölgenin 1. Derece deprem bölgesi olduğu ve çok katlı yapılara izin verilmemesi gerektiği hep söylendi durdu.

Ama başta yerel yöneticiler olmak üzere, hiç kimse konunun önemini bir türlü anlayamadı. Tek katlı beton binaların dahi yerle bir olduğu bölgede çok katlı binaların yerle bir olması da kaçınılmazdı.

Birçok cana mal oldu deprem. Ve bunların birçoğu iletişimin olmaması, teknik-teknolojik yetersizlik gibi sebeplerle yaşandı. Depremde birçok kişi, Twitter aracılığı ile yer ve konum atmaya çalışırken, biz bant daraltarak, susturduk onları.

Günlerce naylon brandanın altında kalan vatandaşlarımıza çadırları bile bir hafta sonra götürebildik. Bütün Türkiye kenetlenmiş, yardım seferberliği başlatmışken biz gelen yardım malzemelerini, etrafa saçılmış olarak gördük.

Hani deprem veya afet halinde dronlar ile haberleşme sağlayacaktık ya… Dronlarda hangarlardan çıkamadı.

Deprem yokken bir hazırlık yapmıştık hani… Telefonlarımız bangır bangır bağırıyordu. Bu defa sustu telefonlar. Yakınlarımıza dahi ulaşamadık. Ulaştığımızda da çok geç olmuştu.

Deprem bize teknolojide o kadarda ileride olmadığımızı gösterdi. TÜBİTAK hemen depreme yönelik özel bir çağrı programı yayınladı. Yüzölçümünün büyük kısmı fay hatları ile kaplı bir ülke için, geç kalınmış ama yerinde bir karar oldu. Umuyorum ki buraya verilecek olan projeler, jürilerde yer alacak sayın akademisyenlerimizin gazabına uğramaz. Çünkü yapılabilecek her şeye ihtiyacımız var.

Büyük İstanbul depreminin kapıda olduğu söyleniyor, deprem bilimciler tarafından. Ve İstanbul ülke ekonomisinin yüzde 65’ini oluşturuyor. Şimdi elimizi çabuk tutmaz isek, haberleşme de dahil olmak üzere, bir daha yazı yazabilecek, dertlerimizi paylaşabilecek bir yayın mecralarımız bile olmayabilir.

Umuyorum ki daha organize ve daha teknolojik bir ülke olma yolunda, herkesin fikirlerini korkmadan beyan edebildiği, depremin izlerini atlatabileceğimiz, bir süreci hep birlikte yaşayabiliriz.

Ya hep beraber olacağız bu süreçte, ya da hiç!