MEDYA SEKTÖR PAYDAŞLARININ BİRLİKTELİĞİ VE İZLEYİCİLERİN YALNIZLIĞI

Medya 4. Kuvvet ve gerçekten etkili ve önemli bir güç. Hatta demokratik toplumlarda güçler sıralamasında daha önde olduğu bile iddia edilebilir. Medya sektörü paydaşlarını bir “trio” (üçlü) olarak görebiliriz. Bunları yayıncılar, izleyiciler ve diğer sektör bileşenleri olarak nitelendirebiliriz.

Klasik yöntemle yayın faaliyetini sürdüren medya, çeşitlendi ve ağırlık merkezi majör kanallardan yavaşta olsa sosyal medyanın güçlü etkili ve yaygın platformlarına kaymaya başladı.

Bu yönelim bir çığ gibi katlanarak büyüyor. Etkileri ise azımsanmayacak şekilde artmaya başladı. Bu durum iyi midir? Çok seslilik adına iyi olduğu söylenebilir, ancak özellikle sosyal medyanın kontrolsüz yapısı nedeniyle kimi zaman zararlı etkileri de yaşanıyor. Temennimiz regülasyon kurumlarının konuyla ilgili makul mekanizmaları işletmesidir.

Klasik medya bileşenlerinin farklı meslek kuruluşları, dernekleri ve toplum kuruluşları bulunuyor.

Medyanın diğer paydaşları olan; reklam verenler, reklamcılar, dizi ve sinema yapımcıları, müzik meslek birlikleri, radyo meslek birlikleri gibi birçok dernek ve meslek birliği tarafından temsil edildiğini görüyoruz. Bu yapılanmaların sektörün ve medyanın sağlıklı büyümesi için de faydalı olduğunu söylemeliyiz. Medya ve paydaşlarının ürettikleri sanat değeri olan yapımlar, reklamlar, ürünler, diziler ve bunlardan elde edilen kazançlar her geçen gün artıyor.

Sektör paydaşlarından oluşan trionun önemli bir ayağı da izleyiciler. Onları temsil edecek haklarını, taleplerini, isteklerini ve şikayetlerini değerlendirecek bir yapı henüz mevcut değil.

Halbuki bu yapı içinde izleyiciler toplam 20 milyar liraya yaklaşan yıllık reklam üretiminin muhatabı olan bir grup. Onlar klasik ve dijital mecralardaki yayınları izliyor reytinglerin oluşmasını sağlıyor. Sonuçta, izleyiciler, televizyonları, sosyal medyayı ve dijital medyayı takip ediyor, gördükleri ürünleri satın alıyor ve sistemin kurgulandığı şekilde düzenli işlemesini sağlıyor. Kısaca tüm bileşenlerin kazançlı çıktığı sektörde izleyiciler, sadece izliyor ve ürün satın alıyor ancak kazançtan herhangi bir pay alamıyor.

İzleyiciler, televizyon ve diğer mecralarda yayınlanan reklamlardan kurtulmak için çeşitli yollar deniyor. Kimi kaydırma yöntemiyle (timeshift) reklamlardan kurtulmayı deniyor, kimi ise kanal değiştiriyor. Fakat tüm reklamların senkronize oluşu ve her majör kanalda aynı anda başlayıp aynı anda bitmesi nedeniyle reklamlardan kaçmak kolay olmuyor. Bu kaç göç yöntemi tüm sektör bileşenlerine zarar veriyor. Bu zararı en aza indirmenin yolu tüm sektör paydaşları için devreye girecek Kazan Kazan formülü olabilir.

Sektörün şöyle kurgulandığını varsaysak nasıl olur? Yayıncılar yine aynı şekilde programlarını, filmlerini, dizilerini ve reklamlarını yayınlasalar, her bileşen eskiden olduğu gibi kazanmaya devam etse, izleyiciler ise reytingin oluşturulmasından ve ürün satın alınmasıyla ortaya çıkan toplam reklam üretiminden reklamları izledikçe puan toplayarak gelir sağlasa… Bu sistem daha sağlıklı ve adil olmaz mı acaba?

Peki bunu yapmak ve uygulamak yazmak kadar kolay mıdır? Elbette değil, ancak mümkündür. Farklı kuruluşların dernek ve meslek birlikleri oluşturduğu gibi izleyiciler içinde benzer faaliyetlerin yapılabileceği başarılı ve faydalı bir yapı veya organizasyon kurulabilir. Kurulacak bu yapı, tüm mecralardaki yapımlar, reklamlar diziler ve benzeri diğerleri için izleyici üyelerine tavsiyelerde bulunabilir, dilek ve talepleri direkt olarak ilgili yayın kuruluşlarına iletebilir.

Üyelerin dijital ortamda interaktif olarak bildirimde bulunma imkanına kavuşması, klasik ölçümlemenin de bir sağlaması olacaktır. Kısaca, bu yöntemle yalnızlıktan kurtulacak izleyiciler de toplam reklam gelirlerinden pay almış olacaktır.