Azerbaycan’daki montaj teknisyeni arkadaşımın, bu ülkedeki şehirlere sistemleri götürüp kurması biraz zaman alacaktı. Bu nedenle Ankara’ya dönmeye karar verdim. Fakat Başkent’te uzun süre kalamadım. İstanbul’dan, Netaş’tan direktörüm aradı.
Bosna Telekom’dan teknik elemanlar geliyormuş ve onlara data network eğitimi verecekmişim. Netaş’ın eğitim departmanında santral, transmisyon ve benzeri konularda eğitim verecek halihazırda bir ekip vardı. Ancak data eğitimlerini bir tek biz verebiliyorduk. Sanırım sunum tekniğimin beğenilmesi ve Bosna’daki ekibi tanımam, eğitim için beni davet etmelerinde etkili oldu.
Bir haftalık eğitim için pazar günü akşam İstanbul’a geçtim. Pazartesi eğitime başladık. Hafta içi bir gün erken çıkıp karşıda Tarabya’da deniz kıyısında yarı kafe yarı restoran olan bir mekânda Bosna’dan gelen arkadaşları ağırladık.
Hafta hareketli ve hızlı geçti. Cuma günü eğitimin son günüydü. Boşnak arkadaşlarda benimle Cuma namazına gelmek istediler. Onları Netaş’ın bulunduğu Alemdağ caddesinin arka sokağındaki camiye götürdüm. Biraz erken gitmişiz. Boşnak arkadaşlar dışarda beklerken içeri geçip caminin imamını buldum. Kendisine Cuma’yı kılacaklar arasında Bosnalı gazilerinde olacağını bildirdim. Sağ olsun hoca Cuma hutbesinin sonunda “Aramızda Bosna’dan gelen gazi arkadaşlarımız var. Onlar için ve Bosna’da şehit düşenler için bir dua okuyalım” dedi. Duygu dolu bir hava oluşurken, Türkçe bilmemelerine rağmen Bosnalı arkadaşlarım duanın kendileri için olduğunu anlayıp gözleri yaşarmış şekilde bana bakıyorlardı. Dışarı çıkınca “Bu dua işini sen mi organize ettin” diye sormadan edemediler.
Ankara’ya döndükten iki ay sonra tekrar Azerbaycan’a gitmek üzere İstanbul-Bakü seferini yapan uçağa bindik. Uçakta, onlar adına Azerbaycan projesini yaptığımız Artel’in elemanları da vardı. Bir sürpriz daha vardı o da Artel’in patronlarından Hakan Uzan da ön koltuklardan birinde seyahat ediyordu. Artel elemanı beni Hakan Bey ile tanıştırdı. Hakan Bey çok meraklı ve konuya ilgiliydi. Seyahat esnasında biraz sohbet ettik, sanırım Ürdün’de de Telekom sektöründe bir firmaları bulunuyormuş.
Bakü’de yine Azerbaycan oteline yerleştik. Ertesi gün ofise gittiğimde Hakan Uzan’ın benden önce geldiğini ve bizi beklediğini gördüm. Daha önce diğer şehirlerde kurulmuş modülleri teknisyen arkadaşım ayağa kaldırmış ve bize de onları NMS üzerinden tanımlamalarını yapıp konfigüre etme işi kalmış. Hakan Bey her yaptığım işin detaylarını, neyin nasıl yapıldığını –sanki kendisi sonrasında uğraşacakmış gibi- soruyordu. Teknolojiyle bir hayli ilgiliydi. Yaptığımız her işlemi anlamaya çalışıyordu.
Bakü’nün meşhur Fontan meydanı
Akşam zaman zaman takıldığım Fontan Meydanı’na gittim. Kafelerin önünden geçerken birisi ismimle bana seslendi. Tam da beni burada kim tanır derken, baktım ki eski Netaş’tan Cumhur Bey. “Hayırdır” diye sordum. Turkcell’e bağlı Azercell’in Bakü proje sorumlusu olduğunu söyledi. Gece boyu geç vakte kadar muhabbet ettik.
Ertesi gün Bakü’deki sistem sorumlusu Ali Kıyyam ile çalışmayı sürdürdük. Tabi Hakan Bey yine yanı başımızdaydı. Azeri sekreter Hakan Beyi çok beğenmiş. Artel’in teknik sorumlusu Ömer Bey “Asıl sen ağabeyini bir görsen” diyerek kızcağızın hedefini büyüttü!
Hafta sonu sistemin açılışı yapılacaktı. Büyük bir hazırlık içine girildi. Yoğun ön hazırlıklar esnasında bir gün orta yaşlı bir Azeri yetkili ofisimizi ziyaret etti. Bana sistemin ne kadar zaman içinde servise verileceğini, sistemin veri haberleşmesi adına ne gibi avantajları olacağını sordu. Konuşmaya ara verdiğimizde çay almaya geçti. Azeri sekretere dönüp “Bu kimdi?” diye sordum. Sekreter hanım “Bu bizim Alaka Bakanımızdır.” dedi. Doğal olarak şaşırmıştım. Hiç kimse bakan geldi diye ne ayaklandı ne de çay getirdi.
Servise verilme işlemi tamamlandı ve biz de 10 Mayıs 1997’de Ömer Bey ve Azeri arkadaşımızla bu pozu verdik.
Açılış için her şey hazırdı. Açılışın benim doğum günüme (6 Mayıs) denk gelmesi ise benim için ayrı bir mutluluk oldu. Azatlık meydanında büyük bir organizasyon hazırlığı yapıldı. Kesilecek kurbanlar, meydana gerilmiş tel üzerinde yürüyecek ip cambazı ve müzik grupları yerlerini almıştı. Her yanı bayrak ve balonlarla donatılmış meydanda yoğun bir halk kitlesi de töreni izlemek için bekliyordu. Törene Haydar Aliyev’in de katılacağı bildirilmişti. Ancak tören anonsu yapıldığında Aliyev’in acil bir iş nedeniyle gelemeyeceği söylendi. Bu arada törene gelmesi beklenen Cem Uzan da ortalıkta yoktu. Daha sonra öğrendik ki Haydar Aliyev gelmediği için o da özellikle gelmemiş. Törene üst düzey temsilci olarak Art Telekom’dan Hakan Bey ve Azerbaycan’dan Alaka Bakanı katılım sağlamış oldu.
Açılış akşamı da Gülistan Sarayı’nda yemekli bir eğlenceye davet edildik. Çok geniş bir salon, onlarca çeşit yemek, içecek ve sahnede birbiri ardına çıkan Azeri sanatçılar. Uzan’ların kanalı Star TV’den birçok kameraman ve muhabir bu eğlence esnasında hem çekim hem röportaj yapıyordu. Bizle de ufak bir mülakat gerçekleştirdiler. Cem Uzan’ın yine iştirak etmediği eğlencede, kardeşi Hakan Bey ve Azerbaycan Alaka Bakanı yerlerini almışlardı. Eğlence geç vakte kadar devam etti.
Gülistan Sarayı
Ertesi gün artık yolcuyduk. Azerbaycan Telekom’da da samimi dostlarımız olmuştu. Öyle ki 2017 yılında kızımın düğününe Bakü’den atlayıp gelecek kadar samimi dostluklar kurmuştuk.