TEKNOLOJİ İLİŞKİLERİ NASIL DEĞİŞTİRİYOR?

Günümüzde teknolojinin hız kesmeyen gelişiminin toplumlar ve bireyleri acımasızca nasıl değiştirdiğini gözlemliyoruz. Bu değişim bir süre sonra kanıksanıyor ve herkes yaşanan sürecin bir parçası haline geliyor.

Bugün, “akıllı telefonların kullanımı” gerçekten bir çılgınlığa dönüştü. Farklı marka ve modeldeki telefonlar herkesin elinde… Eskiden telefon dediğimiz, başkalarıyla konuşmak için kullandığımız araç artık bireylerin olmazsa olmazı olan tuhaf bir cihaza evrildi.

Günümüzde her şey gibi haberleşme yöntemi de değişti. İletişim, sanal yapılıyor artık! İletişim tekniklerinde yaşanan hızlı değişim bireyleri mutlu ediyor mu acaba? Yoksa herkes mutlu rolü mü yapıyor? Ömrün ne kadar kısa olduğunu 60 yaş ve üzeri olanlar çok daha iyi anlıyor. Kullanıcılar hızlı değişime hemen ayak uydurarak, bireyselleşme ve mükemmellik uğruna mutluğu mu ıskalıyor acaba?

Toplu taşım araçlarındaki insanları bir gözlemleyin: Telefon dedikleri tuhaf bir cihaza bakmak için eğilmiş başlar, otururken hatta yürürken cep telefonlarından ayrılmayan gözler… Öyle ki telefonla ilgilenmekten karşıdan geleni göremeyen ve çarpışan kişiler… Yürürken, otururken insanların gözleri sürekli bu cihazları takip ediyor. Bu bir çılgınlık hali. Bu durumla ilgili dramatik sonuçların tespit edildiği araştırmalar bulunuyor.

Akıllı telefonların sebep olduğu fiziksel ve ruhsal olumsuzlukların hayli çok olduğu ortada. Kullanılan telefonların SAR (Spesific Absorption Rate- Özgül Soğurma) değerlerinin az olmasına karşın emisyonların sürekliliği, parçacık radyasyon emisyonunun olmamasına karşın elektromanyetik (EM) alan ve radyo frekans (RF) yayılımındaki devamlılık belirli endişeleri beraberinde getiriyor. Cep telefonları kullanılır veya taşınırken baş, vücut ve üreme organlarına yakınlık durumu insan bedeninde çeşitli zararlara neden olabiliyor. Konuyla ilgili henüz elimizde net veriler yok! Buna rağmen RF sürekliliğinin dikkate alınması ve bundan endişe duyulması gerektiği de unutulmamalıdır.

Bu etkilere ilaveten başka bazı olumsuzluklar da uzmanlar tarafından dile getiriliyor. DNA hasarları, mutasyonlar ve tümörler, nörolojik etkiler, bağışıklık ve üreme sistemlerinde meydana gelen olumsuzluklar, el ve parmaklarda rahatsızlık, eklem ve karpal tünel sendromu, baş ağrıları, uyku düzensizliği, boyunda belde ve sırtta meydana gelen ağrılar bunların arasında sayılabilir. 

Yukarıda telefonların fiziksel ve RF zararlarından bahsetmeye çalıştık. Ayrıca psikolojik etkilerinden de bahsetmeliyiz. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar ve çıkan sonuçlar hayli ürkütücü. Araştırmalarda depresyon, yapamadıkları ya da eksik yaptıkları için suçluluk duyma, öfke, süreçleri erteleme, anksiyete, davranış sorunları, yetersizlik hissi, gerçek hayata karışamama gibi daha birçok rahatsızlık gözleniyor.

Deollite’in 2022 araştırma sonuçları endişe verici. Telefon bağımlılığı gerçekten kontrol edilemez obsesif bir davranış biçimine dönüşmüş durumda. Bu araştırmada öne çıkan bazı veriler şöyle;

  • Her 5 kişiden biri trafikte akıllı telefonuna bakıyor, kullanıcıların %20’si karşıdan karşıya geçerken telefonunu kullanıyor. Aile ile birlikte geçirilen zamanlarda özellikle 18-25 yaş arası bireylerin telefonunu kullanmaya devam etmesi ve her iki kullanıcıdan birinin çektiği fotoğrafları sosyal medyada paylaşması nedeniyle bu alanlarda dünyada ön sıralardayız.
  • Telefon kullanıcılarının %22’si telefon bağımlısı olarak nitelendiriliyor. Her 10 kişiden 9’u uyandıktan sonra 15 dakika içinde telefonunu kontrol ediyor.
  • Telefon kullanıcıları günde ortalama 70 kez telefonunu kontrol ediyor ve toplamda 15 dakikada bir ekrana bakıyor. Sabahları yüzünü yıkamadan telefonlarını kontrol edenlerin oranı %78’e ulaşmış durumda.
  • Akıllı telefon bağımlılığında Türkiye Avrupa’nın önünde yer alıyor. Türkiye’de uyandıktan sonraki ilk 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı %79 iken, aynı oran Avrupa için %62 seviyesinde. Benzer biçimde yatmadan önceki son 15 dakika içerisinde telefona bakma oranı Avrupa’da %53 iken aynı oran Türkiye’de %72’leri buluyor.
  • Her üç kişiden ikisi, günde en az bir kez WhatsApp ve Facebook Messenger gibi anlık mesajlaşma ağlarında paylaşılan videoları izliyor.
  • İçerik üretimi açısından değerlendirildiğinde, kullanıcılar akıllı telefonları ile günlük olarak en sık yaptıkları şey %54 gibi bir oranla fotoğraf çekimi. Bunu mesajlaşma uygulamalarında fotoğraf (%52) ve video (%45) paylaşımı izliyor.
  • Türkiye’de akıllı telefonların özellikleri hakkında kadınların erkeklere göre daha yüksek farkındalığının olduğu ve bu özellikleri daha çok kullandığı görülüyor.

Telefon bağımlılığı gittikçe kontrolden çıkıyor gibi… Aynı ortamdaki aile bireyleri bile bir aradayken sohbet etmek yerine telefon ekranına bakmaktan kendilerini alamıyor. Aynı mekânda olmalarına rağmen her biri başka dünyalarda değiller mi? Böylesine bir bağımlılık bireyleri daha da tekleştirip yalnızlaştırmıyor mu?

Evden çıkarken anahtarlar yerine önce bu acayip cihaz yanımızda mı diye kontrol etmiyor muyuz? Telefonlar bizim bir uzvumuz, ayrılmaz bir parçamız olmadı mı?

Hangi ara ve hangi nedenle bu küçük şey’e teslim olduk?  

Mailler, videolar, aplikasyonların takibi, Instagram, YouTube, Zoom ve benzeri yüzlerce uygulamayı izlemek, yazmak, sistem üzerinde sürekli interaktif kalmak, en iyisi olmak, mükemmel olmak, eksik ya da yanlış yapmamak, sürekli kontrollü kalmak, sınırları olabildiğince azaltmak ya da kaldırmaya çalışmak, bu kıyasıya yarış ve sanal yaşam biçimi bizi mutlu kılar mı acaba?

Tüm bunları sosyologlar ve psikiyatrlar elbette değerlendiriyordur, ancak biz de bu davranış biçimlerinin bireysel ve toplumsal sorunlara yol açacağını özetle mutluluk ve huzuru bozacağı ve gerçek hayatla bağlarımızı zayıflatacağını düşünüyoruz.

Bağımlılık yapan bu cihazla olan birlikteliğimize gün içinde belli zamanlarda ya da evde ara vermeyi, mesaj bildirimlerini bir süre kapatmayı mutlu, huzurlu ve sağlıklı kalmak için öğrenmeliyiz.

Bu araçların tüm olumsuz ve zararlı etkilerine rağmen elbette hayatımıza, işlerimize ve bilgi edinmemize sayısız faydalar sağladığı da inkâr edilemez. Artık birçok işlemi onunla kolay hızlı ve konforlu şekilde halledebiliyoruz. Cep telefonları bilgi ararken, sağlıkta, eğitimde, yolda, sorgulamada, mukayese ederken, ararken, kısaca akla gelebilecek ve o an hatırlanamayan ya da bilinmeyen, tereddüt edilen her şey de bizim sadık ve karşılık beklemeyen bir yardımcımız.