Seçimler bitti, Kurban Bayramı geçti, sıra geldi geçim derdine. Yani “ekonomiye”. Ekonomist değiliz ama “Ülkenin ekonomisi neden bu duruma geldi? Niye böyle olduk?” herkes gibi bizim de cevabını merak ettiğimiz sorular. Bu sorular tabi ki önemli ancak geldiğimiz noktada “Ülkemiz mevcut durumdan nasıl çıkış yapabilir?” sorusunun cevabı daha da önemli. “Ülkemizin refahı nasıl yükseltilebilir, ekonomimizi tüketimden üretim ekonomisine nasıl evirebiliriz, bilgi üreten ekonomiye nasıl dönüştürebiliriz” odak noktamıza bunları almalıyız. Seçim bitti, yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi oluştu. Kadrolar, atamalar yapılıyor. Şimdi işe koyulma zamanı!
Özellikle son bir buçuk yıldır hepimizin birinci önceliği ekonomi oldu. Nedir bu ekonomi? İnsanların yaşayabilmek için üretme ve ürettiklerini bölüşme faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlayabiliriz. Ekonomideki temel amaç ülkenin kıt kaynaklarını doğru kullanarak en yüksek faydayı sağlamak ve dolayısıyla toplumun refah seviyesini yükseltmek. Ekonominin doğru ve şeffaf bir şekilde kurallara dayalı bir sistematiğe dönüştürülmesi kaçınılmazdır.
Buradan haberleşme sektörüne gelecek olursak; sektörde işlerin iyi gittiğini söylemek sorunları halının altına süpürmek anlamına gelecektir. 6 Şubat depremleri ile daha da belirgin hale gelen operatörlerin durumu görmezden gelinemeyecek halde. Haberleşme sektöründeki sorunlarla ilgili doğal olarak herkes operatörlerin yatırım yapmadığını dolayısıyla alınan hizmetin kalitesinde sorunlar yaşandığını ifade ediyor. Ama operatörlere “Derdin nedir, sorunun nedir?” diye kimsenin bir soru yönelttiğini sanmıyorum. Türkiye’deki operatörlerin abone başına ne kadar para kazandığını sanıyorum kimse merak etmiyor. Bunun sorgulanması ve altyapı yatırımlarının da bu minvalde değerlendirilmesi gerekir. Son dönemde haberleşme sektörü “üvey evlat” haline geldi. Bu sektörün “kritik sektör” olarak tanımlanması ve olası iklim değişiklikleri ve doğal afetler için altyapısını kurgulaması gerekiyor. Haberleşme sektöründe ülkemiz insanının ve firmalarının geliştirdiği ürünlerin önceliklendirilmesi stratejik olarak takip edilmeli. Ekonomik olarak kalkınacaksak “akıl terini” öncelik haline getireceksek haberleşme altyapımızı buna göre dizayn etmek durumundayız.
Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Üniversiteler Birliği Rektörler özel toplantısında Nobel ödüllü bilim insanımız Prof. Dr. Aziz Sancar bir konuşma yaptı. Konuşmasında Prof. Dr. Sancar, çok net olarak temel bilimlere önem verilmesi ve bilim yapılması gerektiğini vurguladı. Teknoloji geliştireceksek bilim yapmadan bunu gerçekleştirme imkânımız olmadığına dikkat çekti. Aziz Sancar hocamız daha ne desin? Daha önceki yazılarımızda biz de ülkemizdeki eğitim sisteminin aksaklığına vurgu yapıp temel bilimlere daha çok önem verilmesi gerekliliğine değinmiştik.
Bakanlıkların Basın Müşavirliklerinde pandemi ile birlikte yeni bir iş modeli daha oluştu; “WhatsApp Basın Müşavirliği”. Tüm Bakanlıklarda durum böyle midir bilmiyoruz ama gözlemlerimiz genel itibari ile yaklaşımın bu yönde olduğunu gösteriyor. Daha önce basın müşavirlikleri tarafından sektörü takip eden basın mensupları ile yüz yüze temas kurulur birebir bilgilendirme yapılırdı. Yıl içerisinde ve sonunda yapılan çalışmalarla ilgili basın toplantıları gerçekleştirilir, basın mensupları da ilgili bakana doğrudan soru sorma imkânı bulurdu. Şimdi bu uygulamayı devam ettiren bakanlık neredeyse yok. Pandemiyle oluşan alışkanlık standart uygulama haline geldi. Sanıyorum İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun bu konuya da eğilecektir.
Haziran ayının son haftasında bir bayramı daha yaşadık. Türk edebiyatının önemli isimlerinden büyük şair Abdürrahim Karakoç’un ‘Bayramlar Bayram Ola’ şiirinde söylediği gibi;
“Çalışsa ne iş var ne cepte para,
Dağ oldu içinde büyüyen yara,
Dikti gözlerini karşı duvara,
Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı,
Adam “öyle” dedi, bağrında sızı...”
ICT MEDIA ailesi olarak geçmiş Kurban Bayramı’nızı tebrik ediyor, herkese ülkemizde bayramları bayram tadında yaşadığı günler diliyorum...
Bu sayıda; Ayın Konusu dosyasında son yılların önemli gündem maddesi “yapay zekâ”yı ele aldık. Çok geniş bir katılım oldu. Başta Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç olmak üzere sektörün önde gelen isimleri yapay zekayla ilgili gelişmeleri ve merak edilen birçok sorunun cevabını dergimize anlattı. Yeni sayımızda ayrıca Mplus Türkiye Bilgi Teknolojileri ve Operasyon Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erçin Öztuncel ile YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman ile yaptığımız röportajlar da yer alıyor. Yazarlarımızın değerli yorumları ve sektörün gündemini tutan haberlerin yer aldığı yeni sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.