YAPAY ZEKA ŞİRKETLERE DEĞER KATIYOR

İstatistiklere göre dünyadaki tüm şirketlerin değerlemelerinin %35’ini teknoloji şirketleri oluşturuyor. Bu şirketlerin değerlemeleri de yıllardır sürekli olarak belli oranlarda artıyor, mesela 2022 yılında %5,3 artmış. Sadece Amerika’da 500 bin teknoloji şirketi var, bunlardan 6600 kadarı da Silikon Vadisi’nde konuşlanmış. Burada teknoloji şirketi dediğimizde doğal olarak bilişim şirketlerinden bahsediyoruz, yazılım, donanım, çeşitli servisler, güvenlik çözümleri vs... Bugün dünyada 6 tane trilyon dolarlık şirket var, bunların hepsi tahmin edileceği gibi dünya ülkeleri arasındaki ekonomik büyüklük sıralamasında ilk 10 devlet arasına girebilirler. Bu şirketler arasında bir tanesi hariç, Saudi Aramco, kalan 5 tanesi teknoloji şirketi: Apple, Microsoft, Google Alphabet, Amazon ve Nvidia. Çok yakında bu trilyonluklar kulübüne başka şirketler de katılabilir. Bu şirketlerin değerleri son 2 yılda çok hızla arttı, en büyük nedeni de yapay zekâ vizyonları, yapay zekâ çalışmalarına yaptıkları yatırımlar ve bu alanda gösterdikleri başarılar. Toplumlarda yapay zekâ algısının artması, kullanım alanlarının çeşitlenmesi ve tüm sektörlerin yapay zekâ teknolojilerini kendi esas işlerine uyarlama istekleri, yapay zekâ şirketlerinin önlerine müthiş fırsatlar çıkartmakta. Yine istatistiklere göre Fortune 2000 şirketlerinin %90’ı yapay zekaya yatırım yapmakta ve işlerindeki rekabet güçlerini yapay zekâ teknolojileri ile koruyabileceklerini veya geliştireceklerini düşünmekteler. Yapay zekâ sektör büyüklüğünün 2026 yılında 300 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor ki bana göre bu miktar, 2 veya 3 katına rahatlıkla çıkar. Başka bir tahmine göre de zaten 2030 yılında 1,5 trilyon dolarlık bir değere ulaşacak.

Bilişim profesyonelleri arasında yapılan bir araştırmaya göre ise katılanların %80’i yapay zekâ kullanımının üretkenliği arttırdığını, %63’lük kısmı da maliyetleri düşürme konusunda yapay zekadan yararlanacaklarını belirtmiş. Ama esas önemli kısım, katılanların %84’ü yapay zekanın işlerine rekabet avantajı kazandıracağını veya sahip oldukları rekabet avantajını güçlendireceğini belirtmiş ve yaptıkları planlamalarda yapay zekâ konusuna stratejik bir öncelik verdiklerini işaret etmişler. Diğer önemli bir konu da katılanların %75’lik kısmı 5 sene içinde yapay zekâ teknolojilerini işlerinde uygulayamazlarsa işlerini kaybedeceklerini söylemişler.

Uzun bir süredir dijitalleşme üstüne birçok yazı yazıldı, yukarıda söylenen faydaların dijitalleşme olmadan mümkün olamayacağı, dijitalleşme olmadan şirketleri zor günlerin beklediği söylendi. Birçok şirket dijitalleşme süreçlerini başlattı. Birçok şirket ise ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Tam da bu arada şimdi yapay zekâ fırtınası çıktı, dijitalleşme için söylediklerimizin daha fazlasını şimdi yapay zekâ için söylüyoruz. Daha dijitalleşmenin faturasını çıkarmadan şimdi daha kompleks, anlaması daha zor başka bir akımdan bahsediyoruz. Ne yazık ki teknoloji yerinde durmuyor, çok hızla ilerliyor. Şirketlerimiz sadece lokal pazarlara değil de global dünyaya açılmak istiyorlarsa değişen teknoloji dünyasına uyum sağlamak zorundalar. Aksi takdirde bir anda oyunun dışında kalabilirler. Bir an önce hem dijitalleşme hem de yapay zekanın işlerinde nasıl kullanılabileceğine ilişkin çalışmalara başlamalılar. Yetkili kurumlar ve STK’lar da şirketlere gereksinim duydukları konularda destek çıkmalılar, KOSGEB ve diğer devlet kurumları da finansal destek sağlamalılar.

Türkiye’de 2021 yılında bir yapay zekâ eylem planı hazırlanmıştı, bu plan 2021-2025 yıllarını kapsıyordu. Planı cumhurbaşkanlığı dijital dönüşüm ofisi hazırlamıştı. Hazırlandıktan sonra ne oldu, yıllık gelişim raporları çıktı mı, hiç görmedim. Bundan sonra da biraz zor gibi çünkü artık dijital dönüşüm ofisinin başkanı da yok. Türkiye yapay zekâ eko sisteminde de herşey dahil sadece 350 şirket var.  Bu listede yer almayan da bir o kadar daha şirket olsa toplam 700 civarında olur, yeterli bir sayı değil bu. Bir başka konu da sadece 4 üniversitede yapay zekâ ile ilgili eğitimlerin veriliyor olması, içerik ve kaliteden bahsetmiyorum bile. Yapay zekâ konusuna her zamankinden daha ciddi ve planlı yaklaşılması gerekiyor.

Bu arada ülkemizin güzide şirketlerinden olması gereken Turkcell’in piyasa değeri 4,1 milyar dolara, Türk Telekom’un piyasa değeri ise 2,6 milyar dolara inmiş. Bir zamanlar onlarca milyarlardan bahsediliyordu. Yıllar içinde izlenen yanlış yönetim politikaları ve vizyonsuzluk sonucu bu köklü şirketlerimizin değerlerinin yurtdışında yapay zekâ ile uğraşan bir startup şirket değerinde bile olamaması çok üzücü. Biz acaba yanlış kavramları mı konuşuyoruz, yapay zekâ yerine meseleleri çok daha düşük seviyeden mi ele alsak.