Metaverse, iş ve eğlence hayatında gerçek zamanlı çevrimiçi etkileşimlerimizin devam eden bir evrimidir. Üretken yapay zekâ ise metaverse ortamları için zengin ve etkileyici 3D içerik oluşturmaya yönelik bir yol sağlar.
Diğer yandan ticari ve sosyal etkileri olan endüstriyel ve kurumsal uygulamaları kapsayan metaverse'ü tek bir şirket ya da platform sunmayacaktır.
Teknoloji, metaverse'ün insanların birbirine bağlılığını artırma ve fiziksel süreçleri taklit etme potansiyelini henüz tam olarak yakalayamadı, ancak kullanım alanlarının etkinleştirilmesi kaçınılmaz olarak teknoloji ve bilgi işlem gücündeki ilerlemeleri beraberinde getirecektir.
Metaverse nedir?
S&P Global, metaverse'i, insanların ve makinelerin birbirleriyle ve verilerle etkileşime girdiği, fiziksel dünyanın yerini almaktan çok onu geliştiren tek, paylaşılan, sürükleyici ve kalıcı bir 3D sanal alana sahip olacak internetin bir sonraki aşaması için uzun vadeli vizyon olarak tanımlıyor. Pek çok kişi sanal alandaki avatarların temellerini benimsemiş olsa da metavers kavramı ve bugünkü bazı uygulamalar çok daha geniş kapsamlıdır. Örneğin metavers, tüm fabrikaların ve süreçlerin fiziksel inşaattan önce sayısal biçimde inşa edilebildiği, zamandan, paradan ve kaynaklardan tasarruf sağlayan sayısal ikizlerin geliştirilmesi yoluyla endüstriyel uygulamaları etkileyecektir. Sayısal ikizlerin endüstriyel dağıtımı, bir tesisin hayata geçmeden önce personeli ve otonom robotları eğitmek için doğru, sanal simülasyon ortamlarında kullanılmasını içerir.
Sayısal ikiz
Genellikle bir süreçten, makineden veya binadan gerçek zamanlı veri toplanmasını tanımlamak için kullanılan bir terim. Bu genellikle sürecin, makinenin veya binanın fiziksel versiyonunu anlamak veya yönetmek için diğer sayısal uygulamalarda kullanılabilecek bir 3 boyutlu model, konum ve mekansal bilgiyi içerir. Sayısal ikizler, çoklu nesnelerin interneti (IoT) sensör veri okumalarını bütünün bağlamsal bir temsilinde birleştirme ihtiyacından doğmuştur. "Sayısal ikiz" aynı zamanda kararların, simülasyonların ve hatta eğitimin fiziksel bir yapı üretilmeden önce gerçekleştirilebildiği sayısal öncelikli tasarımı tanımlamak için de kullanılıyor. Bu sayısal tasarım daha sonra fiziksel yapıyı yansıtan operasyonel bir sayısal ikiz haline gelir.
Metaverse uygulamaları aynı zamanda hibrit çalışma ortamlarında kurumsal iş birliğini ve iletişimi de destekler. Çalışanlar, metaverse teknolojilerini kullanarak video karelerinden kurtulabilir ve meslektaşlarıyla dinamik bir şekilde iletişim kurmak ve çalışmak için sanal alanları ve nesneleri kullanabilir. İlgili sektöründe işletmeden tüketiciye, markalar, eğlence şirketleri ve hatta kolejler ve üniversiteler, sanal ürünlerle, kitlesel paylaşılan performans etkinlikleriyle ve çevrimiçi kurslar ve eğitimlerle etkileşimi kolaylaştırmak için metaverse’ü kullanıyorlar. Bu uygulamalar ve deneyimler tek bir uygulamada mevcut değildir. Ancak platformlar arasındaki birlikte çalışabilirliğe ilişkin standartlar ve gereksinimler, tek bir metaverse tabanı vizyonunu gerçeğe yaklaştırmak için gerekli olacak.
Metavers’e katılmanın sürekli olarak bir sanal gerçeklik (VR) veya artırılmış gerçeklik (AR) başlığı takmayı gerektirdiği yaygın bir yanılgıdır. Gerçekte kullanıcılar, tıpkı bugün elektronik medya ile etkileşim kurmanın birden fazla yoluna sahip olduğumuz gibi, metaverse uygulamalarına ihtiyaçlarına ve şartlara uygun birden fazla yolla erişebileceklerdir. Bir başlık aracılığıyla bir sanal dünya uygulamasına dahil olmak, bazen tamamen bu dünyaya girmek (VR) veya fiziksel dünyaya sayısal bilgi eklemek (AR) için en iyi deneyim olabilirken, diğer zamanlarda tercih edilen araç bir akıllı telefon olabilecektir.
Daha önce benzer şeyleri yaşamıştık
Son günlerdeki, metaverse'e duyulan kurumsal ilgi yeni bir şey değildir. Bir önceki dalga 2006 ve 2009 yılları arasında, akıllı telefonların yaygınlaşmasından ve sosyal medyanın büyük ölçüde benimsenmesinden önceydi. Bu dalgada, pek çok kullanım senaryosu araştırıldı ve yararlı ve ilgi çekici olduğu görüldü, ancak benimsenmeye yönelik teknik ve sosyal etkenler mevcut değildi. Artık günümüzde çok daha fazla bağlantılı cihaza, Wi-Fi'ye, 5G hücresel şebekelere, bulut ve veri akış hizmetlerine yani daha geniş erişime sahibiz. İnsanlar rutin olarak çevrimiçi alışveriş yapıyor, banka işlemleri yapıyor, sosyalleşiyor ve oyun oynuyor; hatta pandeminin dünyamıza dahil ettiği hibrit çalışma modellerimiz bile var. Tüm bu faktörler, sayısal içerikle veya birbirimizle çevrimiçi ortamda nasıl daha iyi etkileşim kurabileceğimize dair soruları gündeme getiriyor.
Metaverse aynı zamanda toplumun çevre üzerindeki zararlı etkilerini azaltabilecek önemli kullanım senaryoları da sunuyor. Yani metaverse teknolojileri arkadaşlarla, aileyle ve iş arkadaşlarıyla "sayısal olarak buluşma" yeteneği, insan kaynaklı küresel ısınmanın %4'ünü oluşturan hava yolculuğunu sekteye uğratacak bir yol sunuyor. Yüz yüze etkileşimleri yeterince temsil edecek şekilde iletişim kurma yeteneği henüz çok uzakta, ancak iki ana konu iyileştiği sürece teknolojik ve sosyoekonomik ilerlemenin bir karışımıyla bu başarılabilir. Öncelikle teknolojinin insan iletişiminin inceliklerini mümkün kılmak için sorunsuz ve kusursuz bir deneyim sunması gerekiyor. İkincisi, internet bağlantısına erişimin büyük ölçüde gelişmiş olduğu ülkeler haricinde var olan “sayısal uçurumu” azaltmamız gerekiyor.
İlk noktada, COVID-19 salgını sırasında, çalışanların görevlerini uzaktan etkili bir şekilde yerine getirmelerini sağlamanın niyet, özen ve gayret gerektirdiğini ilk elden gördük. Göz teması gibi fiziksel paradigmalardan, vücut dili ve ses tonunun inceliklerini iletebilen video ve ses kalitesini desteklemek için daha yüksek bant genişliği ihtiyacına kadar, ele alınması gereken birçok konu var. Bununla birlikte, aynı dönemde, göz temasını takip eden kamera teknolojilerinde, gürültüyü azaltmak için ses teknolojilerinde ve mahremiyet için sanal arka planlarda, bu sorunların bazılarını azaltmaya yardımcı olan çalışmalar gördük.
İkinci noktada, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan diğer ülkelere göre önemli ölçüde daha yüksek düzeyde internet bağlantısına sahip olduğu ve dolayısıyla internet tabanlı teknolojiden yararlanma konusunda dengesiz bir potansiyele sahip olduğu sayısal uçurumun farkına varılması ve ele alınması da zorunludur. ABD’de merkezi Washington DC'de bulunan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Brookings Enstitüsü'ne göre internetin etkisi Avrupa'da %89, Amerika'da %80'in üzerinde ve Arap ülkelerinde %70 iken Asya'da %61 ve Afrika'da %40'tır. Bu uçurumlar cinsiyet, yaş ve kırsal ve kentsel nüfus gibi faktörlerle birleştiğinde daha da genişlemekte.
Bu neden önemli? Metaverse, sayısal altyapı ve teknolojinin desteklemesi koşuluyla coğrafi boşlukları kapatmak ve arkadaşlar, aile üyeleri, meslektaşlar, öğretmenler ve öğrenciler ile çeşitli diğer ilişkilerdeki bireyler arasında daha etkili sayısal iletişim sağlamak için umut verici bir yol sunuyor. Dahası, üretken yapay zekadaki gelişmeler hem insan yaratıcılığını hem de hayatın her kesiminden insanların daha iyi katılımını destekleyerek, yaşadığımız fiziksel dünyanın ötesindeki yaratıcı dünyalara doğru genişlemeyi geliştirebilir.
Ayrıca, metaverse'ü destekleyen teknolojilerin yanı sıra makine öğrenimi ve yapay zekanın "hiper-analitik" işlevlerindeki gelişmeler, kuantum hesaplama gibi bilgi işlem teknolojilerinde de kaçınılmaz olarak ilerlemelere yol açacaktır. Heyecan verici bir şekilde, kuantum hesaplamanın sunduğu hesaplama avantajları, fiziksel süreçler üzerinde sanal deneylere olanak sağlamak amacıyla fiziksel dünyadaki kalıpları daha etkili bir şekilde analiz etmek için kullanılabilir. Bu alanda nükleer enerji ümit verici bir örnektir. Nükleer enerji üretimindeki birçok deney, güvenlik kaygıları ve maliyet kaygıları nedeniyle durmuştur; ancak bu deneyleri sayısal biçimde etkili bir şekilde taklit etmek, gerçekten de bu kaygıların bazılarını azaltabilecek ve fiziksel nükleer enerji süreçlerinde ilerlemelere yol açabilecektir. Bu tür ilerlemeler mevcut enerji ve iklim krizindeki koşulları önemli ölçüde iyileştirebilir.
Üretken yapay zekâ nedir?
2022 ve 2023 yılları yapay zekanın belirli dallarında özellikle hareketli yıllar oldu. Endüstriyel kestirimci bakım veya tıbbi görüntüleme gibi yapay zekâ ve makine öğreniminin büyük bir kısmı şimdiye kadar kamuoyunun dikkatinden uzak kalmış olsa da, genel çevrimiçi kullanıcı sayısı birdenbire OpenAI'nin ChatGPT'si ve Google'ın Bard'ı gibi arayüzler aracılığıyla büyük dil modelleriyle (LLM'ler) etkileşime geçerek sorular sorabilir ve yanıt olarak her türlü metinsel içeriği alabilir hale gelmiştir. Bu gelişmeye görüntüler için üretken yapay zekanın yükselişi eşlik etti; DALL-E ve Midjourney gibi isimler bu konuda başı çekiyor. Yapay zekâ destekli görüntü oluşturma, metin istemlerinden veya diğer görüntülerden akla gelebilecek her tarzda çok çeşitli görüntüler oluşturabilir. Bazı arama motorları bu teknolojiyi uygulamaya başladı. Örneğin bir kullanıcı aradığı görseli bulamazsa, arama motoru benzer bir görsel oluşturmak için üretken yapay zekâ yeteneklerini kullanabilir. Bu tür metin oluşturmanın, görüntü oluşturmanın ve hatta kod oluşturmanın gücü, endüstriler arasında bir heyecan yaratıyor. Metaverse gibi, üretken yapay zekâ da sayısal içerikle ve birbirimizle olan her iletişimimizi etkileme potansiyeline sahiptir.
Metaverse içeriğinin kökeni ve üretken yapay zekanın rolü
Metaverse’ün çalışması için yeni içerik biçimlerine ihtiyacımız olacak. Tipik olarak bunlar 3 boyutlu nesneler ve ortamlar, animasyonlar, mekansal sesler ve fiziksel etkileşimlerdir. Bunların çoğu oyun endüstrisinde gayet iyi anlaşılıyor, ancak 200 milyar dolarlık bu endüstri halen kendi işiyle meşgul. Peki işletmeler ve genel kullanıcılar kendi içeriklerini, alanlarını, ürünlerini ve deneyimlerini nasıl yaratabilirler? Birçok sanal dünya uygulaması, tasarımcılar ve programcılar için iyi çalışan kurulum ve komut dosyası oluşturma araçlarına sahiptir, ancak üretken yapay zekâ, metin veya 2D görüntü istemlerinden 3D sanal nesnelerin oluşturulmasına doğru ilerlemektedir. Bu, herkesin karmaşık 3D ortamlarda zengin ve ilginç deneyimler yaratmasına olanak tanıyacak. Bir ekip lideri unutulmaz bir yerde (mesela ormandaki dev bir şelalenin dibinde) bir toplantı düzenlemek isterse, bunu sadece onu tanımlayarak yapabilecektir. Bir tesis yöneticisi, tahliye prosedürlerini prova etmek için bir fabrikadaki çok tehlikeli ekipman arızasını ikna edici bir şekilde simüle etmek isterse, bunu da yapabilecektir. Yapay zekanın yardımcı olduğu konular yalnızca görseller şeyler olmayacaktır. Bazı hizmet sağlayıcılar halihazırda Geniş Dil Modellerini bir karakter tanımı ve motivasyonla birlikte kullanarak hareket eden ve istemlere yanıt veren avatarlar oluşturmak için oyuncu olmayan karakterler veya sohbet robotları sunmaktadır. Bir oyunda veya sosyal uygulamada, bu tür bir avatar herhangi bir alandaki en son haberler hakkında sohbet edebilir. Eğitsel bir metaverse uygulamasında, öğrencilerin geçmişteki bir kişiyle geçmiş bir olayla ilgili deneyimleri hakkında sohbet etmesine olanak tanıyabilir.
Metaverse kalıcı olacak
Metaverse’e ilginin azaldığı veya onun üretken yapay zekâ gibi teknolojilerle değiştirildiği iddiası hakkındaki konuşmalar basın manşetlerinde yer alıyor, ancak metaverse hususu ne olursa olsun yoluna devam ediyor. Metaverse ve yapay zekâ geniş kapsamlı bir kavramdır, bunların “hemen başlayıp biten” değil sürekli olarak gelişmeye devam eden teknolojik konuların olduğunu düşünmekte yarar vardır.
Üretken yapay zekâ metaverse’ü nasıl etkiler? Artık neredeyse herkes sosyal medya ve hatta web sayfaları için içerik oluşturmak amacıyla çevrimiçi araçları kullanmakta. Fotoğraflar, kısa videolar ve metinler ekranlarımızı dolduran başlıca içeriklerdir ve bunları oluşturmak nispeten kolaydır, ancak yine de bunları iyi bir şekilde yapabilmek için biraz daha fazla yetenek gerekir. Metaverse dizisi, sıfırdan oluşturulması daha zor olan 3 boyutlu alanlar, yerler, nesneler, animasyonlar ve sürükleyici deneyimlerle ilgilidir. Üretken yapay zekâ halihazırda görüntülerin ve metinlerin oluşturulmasını etkiliyor, ancak aynı zamanda metaverse’ü 3D içerik oluşturmak için de kullanılıyor, bu da paylaşılan çevrimiçi deneyimlerin oluşturulmasını ve özelleştirilmesini daha erişilebilir ve yaygın hale getiriyor.
Üretken yapay zekanın Metaverse’e entegrasyonu çok sayıda fayda sunarken, aynı zamanda etik kaygıları da beraberinde getiriyor. Gizlilik, veri güvenliği ve yapay zekâ tarafından oluşturulan içeriğin potansiyel olarak kötüye kullanılmasıyla ilgili sorunlar, kapsamlı inceleme ve geri bildirim gerektirir. Olumlu ve kapsayıcı bir Metaverse deneyimi sağlamak için yenileşme ile teknolojinin sorumlu kullanımı arasında bir denge oluşturmak çok önemlidir.
Üretken yapay zekâ, Metaverse'ü geliştirmek için dünya çapında kullanılıyor ve sanal alanlarla ve birbirimizle etkileşim biçimimizi şekillendiriyor. Bu teknoloji ilerlemeye devam ettikçe daha kapsayıcı, kişiselleştirilmiş ve yaratıcı sayısal deneyimler yaratma vaadini taşıyor. Ancak araştırmacıların, politika yapıcıların ve genel olarak tüm toplumun, etik zorlukların üstesinden gelmek ve Metaverse'ün herkes için olumlu ve kapsayıcı bir alan olmasını sağlamak için birlikte çalışması çok büyük önem arz etmektedir. (Devamı var)