HİKAYELEŞTİRME NEDİR?

Tarihsel süreç göz önüne alındığında geçmişten günümüze pek çok olay yaşanmıştır. Gerçekliği tartışmasız olsa da hemen hepsinin arka planında tanıklarının da ifadeleriyle bir hikâye söz konusudur. Hikâye kavramının kısaca tanımına bakıldığında; bir konuyu karşıdaki kişi ya da kitleye ilgi uyandıracak bir şekilde ilginç olaylar veya görseller kullanarak anlatılmasıdır. Her hikâye giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. Hikayelerde, somut yaşanan olayların soyut bir şekilde duygulara hitap etmesi amaçlanmaktadır. Etkili bir hikâye anlatabilmek için öncelikle açılış olarak ifade edilen iyi bir giriş yapılması gerekmektedir. Dinleyenin dikkatini çekebilmek ve ilgisini uyandırabilmek için güçlü bir giriş cümlesi seçilmelidir. Dikkat dağınıklık süresinin kısalması nedeniyle de hikâyenin açılış kısmı çok önemlidir. Sonrasında gövde olarak adlandırılan gelişme kısmı gelmektedir. Gelişme kısmı, hikâyenin ana çatısını oluşturan ve verilmek istenen mesajın vurgulandığı bölümü ifade etmektedir. Her hikâyenin üzerinde durduğu ve karşıdaki insanlara vermek istediği bir mesaj vardır. İşte bu mesajın iletildiği ve detaylandırıldığı gövde kısmı hikâyenin özünü oluşturmaktadır. Son olarak ise kapanış olarak ifade edilen sonuç kısmına geçilerek hikâye tamamlanmaktadır. Açılış kısmına atıfta bulunulan ve gövde de anlatılan olayların özetlenerek kalıcı bir mesajın yer aldığı kapanış bölümü de akılda kalıcılık açısından önem arz etmektedir. Geçmişte yaşanan olayların ilgi çekici olması için hikayeleştirilmesi gibi hayal gücü çerçevesinde de hikâye anlatımı yapılmaktadır. İki durumda da önemli olan hedef kitlenin ve insanların dikkatini çekerek ilgi çekiciliği sağlamaktır. Günümüze gelindiğinde hikayeleştirme, çalışma hayatında son dönemde kullanılmaya başlanılmıştır. Bunun temel sebebi ise gelişen teknoloji ve zamanın hızından dolayı insanların duygusal olarak kendine zaman ayıramaması nedeniyle yaşadığı motivasyon eksikliğidir. Çünkü dönemsel yaşanan yoğunluk zaman geçtikçe her güne yayılmakta olup iş hayatında rekabetin de artış gösterdiği düşünülmektedir. Bu gibi nedenlerin artması sonucu özellikle yönetici pozisyonunda bulunan kişiler için liderlik özelliği taşımanın yanı sıra iyi bir hikâye anlatım yetkinliği de bulunması gerekmektedir. Yunan filozof Aristoteles’in ‘’Poetika’’ adlı kitabıyla uzun yıllar önce ortaya çıkan hikâye anlatma sanatı, günümüzde iş hayatında da ihtiyaç duyulan önemli bir gereksinim olarak karşımıza çıkmaktadır. Mantık yoluyla aktarılan gerçeklerin yeterli gelmemesi ve birbirinden farklı olmamasından dolayı, işletmeler başarı hikayelerini sayısal verilerden ileri taşımanın önemli olduğunu düşünmektedir. Bulunulan sektörde yakalanan başarıya ilave olarak, kitlesel bir imaj ve algı yaratabilmek içinde hikayeleştirme, işletmeler açısından önem arz etmektedir. Çünkü rakamlar yakalanabilir, ürünler geliştirilebilir fakat kuruluş aşamasından sonra gelinen noktaya kadar yaşanan olayların hikayesi tek ve işletmeye özeldir. Bu farklılığı da doğru bir şekilde ifade edebilmek, önemli bir rekabet avantajı sağlayacaktır. Farklı disiplinlerin birbiriyle etkileşimi düşünüldüğünde, ortak bir hikâye yaratmak mümkündür. Üretilen her şeyin ihtiyaç duyulduğu zamandan, üretilen ürünün ihtiyaçlarının olduğu bir dönemin içinde bulunmaktayız. Bu durum da işletmelerin kalıcı olabilmesi için güçlü bir hikâyeye sahip olmasını gerektirmektedir. İşletmelerin kurucuları ya da liderleri bu hikâyeyi sağlayabilmek için iyi bir hikaye anlatıcısı olmalıdır. Hikayelerin etkileyici ve kalıcı olabilmesi için yapılması gerekenler ise; öncelikle samimi ve gerçek bir hikâyeye sahip olmaktır. Çünkü hikâyeye önce anlatan inanmalıdır. Sonrasında ise çok fazla okumalı ve eski zamanlardan günümüze kadar anlatılan hikayelerin arşivine sahip olunmalıdır. Çünkü anlatıcının geçmiş ile bağ kurabileceği gibi ortak hikayelere de denk gelmesi söz konusu olabilecektir. Bu da hikâyenin gücünü artıracaktır. Sonrasında alanı ne olursa olsun birçok sektör ve disiplinle bağlantı kurarak uygun bir şekilde ortak payda oluşturmalıdır. Hikâye oluşturabilmek ve bunu herkese aynı şekilde aktarabilmek için farklı unsurların birleşimi gerekmektedir. Yaşanan süreçlerin ne olduğunu herkes görebilse de bir zaman sonra unutulacaktır, fakat nasıl olduğu doğru bir şekilde aktarılabilirse sonuçtan daha unutulmayacak bir süreç insanların hafızasına kazınacaktır.