Sanayi devrimi ile birlikte üretim faaliyetlerinde makineleşmenin artması sonucu pazarlama anlayışında önemli değişimler yaşanmıştır. İnsan gücü ile yapılan üretime nazaran daha fazla miktarda ürün ortaya çıkarılması da satış yöntemlerinde farklılaşma yaşanmasına sebep olmuştur. Temel ihtiyaçlara karşılık vermek amacıyla üretilen ürünlerin yerini, üretilen her şeyin ihtiyaç olabileceği düşüncesi almıştır. Bu durumda 2000’li yılların başına kadar devam etmiştir. Ardından yaşanan gelişmeler çerçevesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin artması sonucunda postmodern pazarlama dönemi başlamıştır. Geleneksel pazarlamada ürün, modern pazarlamada satış önemli bir konumda yer alırken, postmodern pazarlama ise bunların yanında değer hissettirmeyi amaçlamaktadır.
Kitle iletişim araçlarının çeşitliliğinin artması ve kullanım alanlarının genişlemesi, pazarlamanın her durumda mümkün olabileceğini ortaya koymuştur. Dijital pazarlama, sosyal medya ya da influencer pazarlama gibi farklı yaklaşımlar da günümüz koşullarına paralel olarak kullanılmaya başlamıştır. Somut bir ürün olarak üretilen her şeyin, soyut olarak da tüketicide istek uyandırması gerekir beklentisi de postmodern pazarlamanın en önemli hususlarından birisidir. Dünyanın küresel bir köy olarak ifade edilmeye başlanması ile birlikte tüketiciler çok yönlü iletişim kurabilme imkanına sahip olmuş ve işletmelerin ana faaliyetleri dışındaki kurumsal imajları da önem kazanmıştır. İhtiyaca karşılık veren ürünlerin yerini istek ve kişisel beklentiye göre hazırlanan ürün üretimi almıştır. Özellikle sosyal medya platformlarının kullanım oranının artması sonucunda, geçmişin tüketicileri de bireysel olarak günümüz satışçıları haline gelerek pazarlama alanının tabana yayılmasına sebebiyet vermiştir. Geçmişi çok eskiye dayanan markalarda bu dönem koşullarına uygun olarak kendilerini yenilemiş, çağın koşullarına uygun hareket etmeyen markalar ise ömrünü doldurmuştur. Süreç içerisinde ürün yelpazesinin genişlemesiyle birlikte tüketim oranında da önemli bir artış yaşanmaya başlamıştır. Bu durum tüketim alışkanlıklarının değişmesini sağlamakla beraber, aşırı tüketim gibi durumların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Küresel olarak insanların farkındalığının yükselmesi sonucunda aşırı tüketime olan karşıtlık artmış ve bu da postmodern pazarlamada yeni yöntemlere eğilimi başlatmıştır. Çevreye duyarlı ya da geri dönüşümü destekleyen ürünler de üretilmeye başlanılmış olup tüketimden vazgeçmeden yaşanabilecek olumsuzlukların önü kesilmeye çalışılmıştır. Fakat her ne kadar sürdürülebilirlik anlayışı çerçevesinde bir yaklaşım gösterilmek istense de maalesef ticari bir kaygı güdülmesi nedeniyle üretimde azalma söz konusu olamamaktadır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde postmodern pazarlamanın da gelecekte güncellenme ihtiyacı olabilecektir. Nihayetinde insanlık var olduğu sürece bir alışveriş yaşanacak fakat kaynakların ne kadar sürdürülebilir olacağı noktasında belirsizlikler bulunmaktadır. Postmodern pazarlamanın değer temelli olması kaynak israfını azaltabileceği gibi, günümüzde yeniliklerin hızlı gerçekleşmesi de tüketim alışkanlığının sadece şeklini değiştirmekle kalabilecektir. Özellikle Covid-19 pandemi dönemi sonrasında bireyselleşmenin yaygınlaşması nedeniyle postmodern pazarlamanın temelinde yer alan değer kavramının daha kişiye özel bir hal alma olasılığı yüksektir.
İnsanlık tarihinde ilk olarak mübadele adıyla alışverişler başlamış ve paranın bulunmasıyla fiyatlandırma yapılarak pazarlama faaliyetleri günümüze kadar gelmiştir. Gelecekte de bugünün yöntemleri değişiklik gösterecek fakat üretim ve tüketim karşılıklı olarak koşullara uygun bir şekilde devam edecektir.