BİZ BU DÜNYAYI ATALARIMIZDAN MİRAS DEĞİL, ÇOCUKLARIMIZDAN ÖDÜNÇ ALDIK!

Usta şairimiz Orhan Veli Kanık, güzel havalara bakarak “Beni bu güzel havalar mahvetti!” diyordu. Yaz geldi biz ise henüz o güzel havaları bir türlü göremedik. Bir gün oluyor güneşin sıcaklığını kemiklerimizde hissediyoruz, bir gün oluyor bardaktan boşanırcasına yağmurla sırılsıklam ıslanıyoruz! Birden bastıran yağmurlar yüzünden trafik kitleniyor; oluşan seller nedeniyle şehir merkezlerinde, alt geçitlerde boğulma tehlikesi atlatıyor insanlar! Haziran ayında havalar nasıl olur bilmiyoruz ama yadsınamaz bir konu var ki o da küresel iklim değişikliği sorunu. Meşhur Kızılderili atasözü ne diyordu: “Biz bu dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan ödünç aldık!” Şimdi hepimizin cevap vermesi gereken temel soru şu: Peki bu emanete sahip çıkıyor muyuz? Çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakıyoruz?

Doğal kaynakları sürdürülebilir bir şekilde yönetmek tabiatın dengesini korumak hepimizin öncelikli görevleri arasında yer almalı. Sürdürülebilirlik kavramı 1980’li yıllarda gündemimize girdi. Kimilerine göre bir işin, bir eylemin devamlılığıdır sürdürülebilirlik. Ekonomik açıdan ise sürdürülebilirlik kaynakların adil bir şekilde paylaşılması ve gerektiği kadar tüketilmesi anlamına geliyor. Sürdürülebilirlik günümüzde ekonomi ve dolayısıyla şirketler için önemli bir ölçüm parametresi. 2021 yılında yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansında (COP26) Uluslararası Muhasebe Standartları Vakfı tarafından, Uluslararası Sürdürülebilirlik Kurulunun (ISSB) kurulduğu ilan edildi. Böylece Sürdürülebilirlik Raporlaması, kurumsal ve küresel bir konu haline geldi.

Sürdürülebilirlik alanında yaşanan gelişmeler, ülkemizde de yakından takip ediliyor. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de yapılan değişikliklerle, “uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya, gerektiğinde değişik işletme büyüklükleri ve sektörler itibarıyla farklı düzenlemeler yapmaya ve bu konularda denetim yapacakları yetkilendirmeye ve gözetime tabi tutmaya” Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu yetkili kılındı. Bu konu önemli. Çünkü Avrupa Komisyonu, 31 Temmuz 2023 tarihinde Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi kapsamına dâhil şirketler tarafından kullanılmak üzere Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını kabul etti. Bu yıldan itibaren ise söz konusu standartları zorunlu olarak uygulamaya başlıyor.

Tüm bunlar ne anlama geliyor; Sosyal Gelişim, Çevre Koruma ve Ekonomik Büyüme bu bileşenlerle ilgili yetkili denetim kuruluşlarından gerekli raporu sağlayamazsanız Türkiye’den yapacak olduğunuz ihracatta zorluk ve bir takım cezai yaptırımlarla karşılaşabileceksiniz. Bizi ilgilendiren kısmı ise süreçlerin dijitalleşmesi, üretim yapıp ihraç edenler ve veri merkezlerinin bu sertifikalara, raporlara ihtiyaç duyacak olması… Uyum yasaları ve gerekli düzenlemeler tamam, firmalarında bu sürece uyumlu hale gelmesi lazım ki ülkemizde sürdürülebilirliği sağlayalım!

Ha geldi ha geliyor derken artık yapay zekâ gündelik hayatımıza tam olarak girmeye başladı. Global firmaların peş peşe yaptığı çalışmaları sergilemeleri yapay zekâ konusunda dünyanın nereye gittiğine dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Türkiye’de bu konuda yetkin firmalarımız var ve çalışmalarını sürdürmekteler… Pek çok ülke yapay zekâya ilişkin yasal düzenlemeler için harekete geçti. 28 ülkeden temsilciler ve şirketler 2023 yılının son aylarında İngiltere’de Bletchley Park’ta bir araya gelerek ortak bir deklarasyona imza attı. Bunun yanı sıra ABD, Çin ve Avrupa Birliği gibi yapay zekâ teknolojilerine yön veren ülke ve birlikler de kendi regülasyonlarını hayata geçirmeye başladı. Beyaz Saray "Yapay Zekâ Haklar Bildirgesi İçin Taslak" oluştururken, ABD Başkanı Joe Biden yapay zekâ geliştiricilerinin güvenlik sonuçlarını ABD hükümetiyle paylaşmasını gerektiren 10 maddeden oluşan başkanlık emrini imzaladı. Avrupa Birliği, yapay zekâ etiği ve güvenliği konularında kapsamlı bir yaklaşım benimserken, Avrupa Parlamentosu dünyada yapay zekâ kullanımına ilişkin kurallar getiren ilk yasal düzenleme olan Avrupa Yapay Zekâ Yasasını onayladı. Yapay zekâ teknolojilerini yaygın bir şekilde kullanan Çin’de ise yapay zekâ endüstrisini standartlaştırmaya yönelik taslak kılavuzlar yayınlandı. Türkiye de yapay zekâya ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde çalışmalar ise devam ediyor. Ülkemizde de bu konuda acil yasal düzenlemeler yapılması elzem hale geldi. Bir diğer elzem konuya ise Mayıs sayısında değinmiştik. Veri merkezleri için yasal düzenlemenin biran evvel gecikmeden hızlıca çıkartılarak gerekli hukuki mevzuatın oluşturulması.

Bu sayıda; Yapay Zekâ ve Yasal Düzenlemeler konusunu ele aldık. Sektörün değerlendirmelerini ayın konusu dosyamızda okuyabilirsiniz. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi de sorularımızı cevaplandırdı, ülkemizde yapay zekâ alanında yapılan yasal çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Mayıs sayımızda Intel Yapay Zekâdan Sorumlu Global Başkan Yardımcısı Nuri Çankaya ile yaptığımız röportajda yer alıyor. Çankaya, “Türkiye'yi yapay zekâ gelişiminde dünyada çok ileriye taşıyabilecek birkaç yılımız var. Intel olarak ve Intel’de çalışan bir Türk olarak buna destek olabilirsem ne mutlu bana!” dedi. Yazarlarımızın değerli yorumları ile sektörün gündemini tutan haberlerin yer aldığı yeni sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.