
Taşrada şehre sürekli göçün bir sonucu olarak dünyada nüfusu 5 milyondan fazla olan metropol sayısı 60’ı aştı. Tahminler 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşıyor olacağını gösteriyor. Araştırma şirketlerinin raporlarına göre 2025 yılına kadar dünyada 26 metropol akıllı şehre dönüşecek. Türkiye’den, bu listeye İstanbul, Bursa, Ankara, Eskişehir, İzmir, Denizli, Antalya ve Adana olmak üzere 8 kent girmeye aday.
Kentlerde yaşamanın yükünün iyice ağırlaşacağı dikkate alındığında, bu konuya kafa yoranlar ekonomi, yönetim, sağlık, ulaşım, çevre, tarım, enerji, iletim şebekeleri ve daha pek çok ihtiyaç alanında “akıllı” sistemlerin nasıl inşa edileceğine dair araştırmalar yapıyor. Sektörün iletişim dergisi ICTMEDIA eylül sayısında akıl çağını yaşayan şehirlere ve bu konuda yapılan çalışmalara odaklandı. IoT, yapay zeka, siber güvenlik kavramlarının ICT sektörünün gündeminden düşmediği günümüzde yüksek teknolojili akıllı şehirlerin nasıl kurulabileceğini ve gelecekte insanları nasıl kentlerin beklediğini sektörün uzmanı isimlere sordu.

Akıllı şehir, akıllı gelecek
Türk Telekom Satış ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Ümit Ünal, Türkiye, dinamik ekonomisi, genç nüfusu ve yüksek şehirleşme oranıyla akıllı şehir teknolojilerinin yaygınlaşması anlamında büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti. Ünal, Türk Telekom olarak Türkiye’de akıllı bir gelecek inşa ederken, şehirleri de daha üretken kurumlar ve daha mutlu insanların olduğu yaşam alanları hale getirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Vodafone Türkiye Kurumsal İş Birimi İcra Kurulu Başkan Yardımcı Mehmet Şahin ise Türkiye ve dünyada akıllı şehir uygulamaları genelde enerji veya atık toplama gibi tek bir dikey belirlenerek ve bir pilot alan seçilerek yapıldığını belirtti. Şahin, “Ancak bu, tam bir akıllı şehirleşme olmuyor ve ülkenin tamamına yayılmıyor. Akıllı şehirleşmede büyük resmi görmek önem taşıyor ve bütünsel bir bakış açısına sahip olmak gerekiyor.” dedi.
Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz’a göre ‘Akıllı Şehir’ bir hedef değil, hiçbir zaman bitmeyecek olan bir inovasyon yolculuğu. Bu nedenle Akıllı şehir projelerinin her şehrin ihtiyacına özel tasarlanması ve yeni çözümlerle sürekli desteklenmesi gerekiyor.
Dijitalleşme beklenen düzeyde değil
Detecon International GmbH Yönetici Ortağı Manfred Schmitz akıllı şehir kavramının, şehirleri daha verimli ve teknolojik olarak daha gelişmiş bir biçimde inşa etmek adına geliştirilmiş bir kalkınma planını tarif ettiğini söyledi. Schmitz “Akıllı şehirler dijital geleceği kuruyor. Bu, gelecekte şehirlerde daha fazla akıllı şehir projelerinin entegre edileceği anlamına geliyor.” diye konuştu.
Türkiye’nin teknoloji kullanımında öncü ülkelerde olduğunu belirten Başarsoft Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Dabanlı, “Ancak şehirlerin dijitalleşmesinin beklenen düzeyde değil” dedi. Dabanlı, yeni teknolojilerin yapımında belirsizlikler çok fazla, konuya Ar-Ge mantığı yerine, anahtar teslim, ölçülmesi zor, ulaşılması imkansız, yapılması gereksiz şartname maddeleri ile uğraşmak yerine Kamu-Özel sektör adım adım işi hazmederek Ar-Ge mantığı ile yönetmesi gerektiğini kaydetti.
Proline Akıllı Şehirler Danışmanı Beril Kırcı Kademir de geleceğin platform teknolojileri üzerine kurulacağına işaret etti. Türkiye’de ortak bir yaklaşım ve vizyon ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kandemir, şöyle devam etti: “ Teknolojideki gelişmeler şehirlerin değerini; vatandaşlar, şehrin kendisi ve tüm dünya için önemli ölçüde artırıyor. Akıllı sistemlere sahip olmak daha doğru kararlar almak ve uzun vadedeki problemleri öngörerek aksiyon alma yeteneğine sahip olmak demektir.”
Türkiye’de ve dünyada akıllı şehirler konusunda yapılan çalışmalar ile ICT sektörünün akıllı şehirler konusunda görüşlerini ICDMedia’nın son sayısında ayrıntılı olarak okuyabilirsiniz...
http://online.fliphtml5.com/kfal/jtyz/