
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Havelsan ve Deep Learning Türkiye işbirliğiyle düzenlenen Yapay Zeka Konferansı’na ev sahipliği yaptı.
Programa Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Milli Eğitim Bakanı Danışmanı Doç. Dr. Hilmi Çolakoğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu İkinci Başkanı Figen Kılıç, HAVELSAN Genel Müdürü Ahmet Hamdi Atalay, Merve Ayyüce Kızrak, sektör temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Programın açılışında konuşan BTK İkinci Başkanı Figen Kılıç, bilgi teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte günlük hayatımızda da gelişmeler oluyor. Teknolojik gelişmeler bu değişikliklere ayak uydurmaya zorunlu kılıyor. Bu gelişmelerle birlikte verilerin üretilmesi, işlenmesi, depolanması ve bu verilerin pazarlanabilir bilgiye dönüşmesi büyük bir önem arz ediyor. Bildiğiniz gibi günümüzün petrolü artık veri. Veriyi işleyebilen, bunu dönüştürüp pazarlayabilen ülkeler artık daha güçlü. Yaşam tarzımızla birlikte gelişen teknoloji ile dönüşüm ve dijitalleşme de hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oluyor” dedi.
5G ile ilgili çalışmaların çok yakında ülkemizde olacağını söyleyen Kılıç, “Bildiğiniz gibi 4.5G’yi kullanmaya başladık. 5G’nin de eli kulağında. Şebekeler kurulmaya başladı. Testler ve denemeler devam ediyor. 5G ile birlikte artık hayatımıza nesnelerin interneti, makine öğrenmesi, yapay zeka konuları çok daha fazla önem kazanmaya başladı. Eskiden nesnelerin internetini konuşurken şimdi her şeyin internetini konuşmaya başladık. 5G ile birlikte yaşam tarzımız değişecek, meslekler değişecek, eğitim sistemimiz değişecek ve bu dijitalleşen dünyada bizim de yer almamız gerekiyor. 100 günlük eylem planında da yine dijitalleşme ile ilgili konular vardı. Türkiye’nin 2023 vizyonunda özellikle dijitalleşme hakkında konu başlıkları yer alıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın geçmiş yıllarda hazırladığı Türkiye yol haritası özellikle hangi alanlarda planlama yapmamız gerektiğini çok güzel açıklıyor. Özellikle siz gençlerin çok ufkunu açacak güzel bilgiler var. Yine Türkiye’de Dijital Dönüşüm Ofisinin kurulması ülkemizde bu işlerin çok daha hızlı, stratejik ve dinamik yürüdüğünü gösteriyor. Her geçen gün artan e-devlet uygulamaları ile devlet ve vatandaş ilişkisine de yenilikler getiriliyor” diye konuştu.
“Milli teknoloji hamlesi ülkemiz için olmazsa olmaz”
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ise konuşmasında gençlerin henüz üniversite öğrencisiyken bu alanlara ilgi duyması, aktif olarak bu konularla ilgileniyor olmalarının ülke için umut verici olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Biz Bakanlık olarak yapay zekayı ve günümüzde konuşulan pek çok teknolojiyi milli teknoloji hamlesi içerisinde anlamlandırıyor ve değerlendiriyoruz. Milli teknoloji hamlesi ülkemizin kalkınması ve hedeflerine ulaşması için olmazsa olmaz bir çerçevenin adı. Bu hedef doğrultusunda iki şey bizim için çok önemli: Mutlaka yüksek teknoloji ürünlerini milli ve özgün olarak, özellikle bağımsızlığımız için stratejik önem taşıyan ürünleri geliştirme ve üretmenin adı olmalı milli teknoloji hamlesi. Bir başka açıdan da küresel rekabette bizi öne çıkaracak, iktisadi puanımızı arttıracak ve böylece dünyada yükseltmekte olduğumuz küresel adalet sesini başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, milletçe yükseltmekte olduğumuz dünyada tüm mazlumların hakkını yükseltmek için çalışmalıyız ve bunun adıdır milli teknoloji hamlesi.”
Yapay Zekanın Cernini Kurmak İçin Çalışıyoruz
Yapay zekayı, makinelerin düşünme, algılama, öğrenme, problem çözme ve karar verme görevlerini yerine getirme yeteneği olarak tanımlayan Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, “İnsan zekasını taklit edebilecek bir teknoloji olarak tasarlanan Yapay zekanın mevcut tanımını aşan şekilde anlamlandığına şahit oluyoruz. Günümüzde tek başına çalışan yazılımlar yerine artık adeta gören gözü, işiten kulak, dokunan organ sıfatlarını taşıyan yazılımlar bulunmaktadır. Veri toplama, veri işleme, veri hesaplama gücünde (M2M ve IOT) yapılan ilerlemeler, Yapay zekanın yeteneklerini önemli ölçüde artırmaktadır” şeklinde konuştu.
Yapay zeka ile elde edilen veya edebilecek kazanımları tam manasıyla değerlendirebilmek için engel ve zorlukları ele almak gerektiğinin altını çizen Sayan, sıkıntıları ise şöyle sıraladı: “Yapay zekanın araştırma ve uygulamasında uzmanlık eksikliği, veri ekosistem etkileşiminin olmaması - akıllı verilere erişim, yapay zekanın benimsenmesi için yüksek kaynak maliyeti ve düşük farkındalık, yapay zekanın benimsenmesi ve uygulanması için işbirlikçi yaklaşımın olmaması. Verilerin anonimleştirilmesi hakkında düzenlemelerin bulunmayışı.”
Verilerin genelleştirilmesi ve laboratuvar ortamının kurulması ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Sayan, “Gelişmekte olan teknolojilere liderlik etmenin temelini üstün araştırma kabiliyetleri oluşturmaktadır. Bu kabiliyetin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi, hem temel hem de uygulamalı araştırmalarda nitelikli insan kaynağı profilini zorunlu kılmaktadır. Araştırma yetkinliklerinin artırılması, küresel ilerlemelerin incelenmesi, uluslararası işbirliğinin teşvik edilmesi konularında Bakanlık olarak gerekli farkındalık ve bakış açısına sahibiz. Uzman ekiplerimizle birlikte “anlık araştırma projeleri” ni takip etmekte, Yapay zekanın adeta “CERN” ini kurmak için ortak bilgi işlem altyapılarını geliştirilmesine önem vermekteyiz” ifadelerini kullandı.
İnsan kaynağı ihtiyacına dikkat çeken Sayan, “Bilinmeyeni bilen, iyi niyetli ama becerikli, samimi ama yeterli, sadık ama başarılı insan kaynağına ihtiyaç vardır. Bakanlık olarak, yapay zeka gibi yüksek düzeyde işbirliğine dayalı bir teknolojinin benimsenmesi için, destek sağlama, altyapıya erişim sağlama, araştırma yoluyla yenilikleri teşvik etme ve çeşitli kamu ihtiyaçları için çözümler sunarak adeta katalizör görevini üstleneceğiz. USOM’ un geliştirdiği AVCI uygulamamızı tamamıyla iç kaynakla yazılım dairemizin yazmış olduğu bir üründür. Adeta 60-70 hacker’ın yapacağı bir etkiyi bu yazılım sayesinde gerekli ve yeterli etkiyi sağlamıştır ki, bu yazılımda makine öğrenmesi ve deep learning uygulamalarının bariz bir örneğini oluşturmaktadır. Söz konusu bu çözüm ve teknolojiler, yaşama ve iş yapma biçimimize nüfuz ettiğinden, etik, gizlilik ve güvenlik ile ilgili problemler de ortaya çıkacaktır. Yapay zekanın etik değerlendirmeleri konusundaki tartışmaların çoğunu adil, hesap verilebilirlik ve şeffaflık türevleri ile düşünmek zorundayız. Yapay Zeka teknolojileri ve ürünleri geliştirilirken standartlara uygun olması noktasında düzenleyici ve denetleyici rolümüzle aktif olacağız” şeklinde konuştu.
Yapay zekanın, “küresel düzeydeki inovasyon dalgasıyla” eş zamanlı hareket edebilmesi için sağlam bir fikir ortaya konulması gerekliliğine vurgu yapan Sayan, “IOT cihazları gibi çevrimiçi cihazlar üstel olarak artmaktadır. Bu konuda BTK üzerine düşen çalışmaları hızlandırdığını biliyorum. Yapay zeka ekosistemi hızla gelişmekte ve toplumları bilinmeyen bölgelere yönlendirirken stratejimiz, daha hızlı ve daha güçlü etki için kaçınılmaz bir değişim dalgasını yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Yapay zeka, sadece insanı tüm yönlerini bozma veya değiştirme potansiyeline sahip, zamanımızın en büyük tek teknoloji devrimidir. Yapay zekanın dönüşümsel etkisi, 120 yıllık bir geçmişe sahip olan elektriğin dönüşümsel etkisinden çok daha fazla olacaktır” dedi.