
Kurumsal bulut bilişimin liderlerinden Nutanix’in Batı Avrupa ve Sahra Altı Afrika Bölgesi Genel Müdürü Dom Poloniecki, “Bulutta Görünmezliğe Giden Yolculuk ve Bulutta Görünmezliğin Önemi”ni ICT MEDIA'ya değerlendi.
"Bulut söz konusu olduğunda temel bir ikilemle karşı karşıya kalıyoruz. Görünen tarafta bize daha önce mümkün olmayan ölçüde operasyonel kolaylık ve esneklik sunarken, görünmeyen tarafta ürkütücü bir karmaşa barındırıyor. Bulutun sağladığı kullanım kolaylığı küçük büyük tüm kurumlar için büyük bir çekiciliğe sahip. Örneğin hepimiz Google, Facebook, WhatsApp gibi uygulamaları verilerin nasıl arşivlendiği konusunu aklımıza getirmeden tek tıkla kullanmaya alışkınız. Ancak çoğumuz fark ediyoruz ki, bu kolaylığı sunacak altyapıyı kurgulamak bambaşka bir disiplin gerektiriyor.
Bu nedenle bulutu göz önünden çekip konunun dışında bırakmaya ihtiyacımız var. İşte o zaman ister küçük bir şirket olun ister dev ölçekte küresel bir işletme, ne istediğiniz ve neyi başarmaya çalıştığınız önem kazanıyor. Bulut tabanlı servislerin içinde ve çevresinde boylu boyunca sunduğu esneklik, kurumlara hedeflerine ulaşması için gereken kaynağı sağlıyor.
Diğer yandan bu hedefe ulaşmak için başka yollar da var ve bu durum kurum içinde yetenekli bir ekibe sahip olmanızı gerektiriyor. Aksi halde pahalı ve yanlış tercihlerle işinize kalıcı olarak zarar vermeniz mümkün.
Burada görünmezlik kavramı büyük önem kazanıyor. Bulut hizmet sağlayıcıların ve işletmelere temel işlerini yapmaları için gereken teknolojileri sunan teknoloji şirketlerinin müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için uyum içinde çalışması gerekiyor.
Kilit öneme sahip teknoloji sağlayıcılar, yani çekirdek bulut servislerinin mimarlığını üstlenenler sundukları bu hizmetleri müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde görünmez hale getirmenin önemini kavramaya başladılar. Örneğin Nutanix, bundan yıllar önce müşterilerinin ihtiyacı olan şeyin etkileşim kurabilecekleri standart bir platform olduğunun farkına vardı. Böylece ihtiyaç duydukları servislere hızla ve etkin bir şekilde ulaşabilmek, kolay anlaşılır ve sürekliliği olan bir platform üzerinde bir an önce çalışmaya başlamak istiyorlardı.
Standart bir yazılım platformuna sahip olmanın en önemli gerekliliklerinden biri, yazılım ve uygulamaların donanım platformundan tamamen ayrıştırılmasıdır. Ana bilgisayarların ilk ortaya çıktığı günden en yeni PC ve Apple Mac bilgisayarların yaygınlaşmasına kadar geçen dönemde, donanım daima belirleyici ve kısıtlayıcı bir rol üstlendi. Oysa kullanıcı günün sonunda seçtiği X uygulamasıyla kişisel veya kurumsal bir amaç için Y işini yapmak istiyordu. “Bu donanımla sadece bunu yapabilirsin” şeklinde bir Z dayatmasına ihtiyacı yoktu.
Uygulama mobilitesi, yani bir uygulamanın üzerinde bulunduğu platformdan bağımsız olarak herhangi bir donanım üzerine çalışması artık aranan bir özellik. Bu da gerçekleşebilmek için tutarlı bir yazılım platformuna ihtiyaç duyuyor.
Bu servisler aynı zamanda kurumsal bilgi teknolojileri altyapısının en önemli bileşenleri arasına bir köprü vazifesi görüyor. Yerleşik altyapıyı özel bulut sistemlerine, oradan yeni bulut bazlı hizmetlere bağlıyor. Yerleşik herhangi bir kurumun doğrudan sadece bulut ortamına geçmesi pek görülmüş bir şey olmadığı gibi, bu strateji çoğu kurum için idealden uzak ve yanlış. Dolayısıyla işletmeyi geleceğe taşıyacak olan platformu tercih ederken sadece eski ve yerleşik uygulamalarla değil, doğal bulut uygulamalarıyla da çalışabilmesini ve bu ikisi arasında kolayca geçiş yapabilmesini gözetmek gerekiyor.
Bu kavram endüstri genelinde hibrit bulut olarak isimlendiriliyor. Çoğu kurum işletmelerinin yönetiminde eskiden beri süregelen, uzun süre kullanılmaya devam edeceği belli olan, hatta belki de hiçbir zaman değişmeyecek yerleşik uygulamalar kullanıyor.
Hibrit bulut kavramı tüm bunları içine almanın yanı sıra, kurumları bulut bilişimin ihtiyaca bağlı olarak genişleme ve kaynak dengeleme gibi çağdaş yetenekleriyle de tanıştırıyor. Bu yaklaşım altyapı genişlemesi için maliyet kısıtlaması söz konusu olduğunda veya ek kaynak ihtiyacının sürekli olmadığı durumlarda büyük fayda sağlıyor.
Söz edilmesi gereken bir diğer akım da tamamen bulut tabanlı uygulamaları ve servisleri tercih ederek işinizi genel buluta taşımak.
Bu yaklaşım, gerekli tüm uygulamaları ve servisleri ortak bir platforma taşıyarak tek bir noktadan erişebilme, kullanabilme ve yönetebilme olanağı sağlıyor. Bu platformda yer alan uygulama programlama arayüzleri (Application Programming Interface - API), uygulamaların kendi aralarında iletişim kurmasına ve veri alışverişi yapmasına olanak sağlayarak kullanıcıların uygulama ve servisleri birbiriyle bağlantılı olarak bir arada kullanmasına imkan tanıyor. Üstelik tüm bunlar işletmenin değişen ihtiyaçlarına bağlı olarak dinamik bir şekilde hızla yeniden düzenlenebiliyor.
Böylece kullanıcılar işletmenin ihtiyaç duyduğu servisleri tam olarak olması gerektiği şekilde tasarlayabilecekleri esnekliğe kavuşuyor. Ayrıca tıpkı bulut tabanlı bir hizmet olan e-postada olduğu gibi, altında yatan ve bunu mümkün kılan teknoloji hakkında herhangi bir bilgi sahibi olmaya gerek duymaksızın kullanmaya başlayabiliyor. İşinin gereğini yerine getirecek süreci başlatıyor ve işletmenin ihtiyaçları değiştikçe kullanılan hizmetler arasındaki ilişkiyi yeniden düzenliyor
Örneğin ürün setinde kayda değer bir değişim olduğunda bu durum, değişen pazarlama kampanyalarına uyum sağlayacak farklı iş yönetim platformlarına veya yeni raporlama sistemlerine olan ihtiyacı gündeme getirebiliyor. Böyle bir durumda uygulamalar ve bilgi işlem kaynakları ihtiyaç duyulan işe göre kolayca yeniden kurgulanabiliyor.
Platformun sağladığı görünmezlik, bir bulut hizmetinin ne kadar düşük maliyetli ve esnek olabileceğinin kanıtı haline gelebilir. Bunun içine veri ve hizmet güvenliği sağlayan yeni özellikler ve araçlar ekleyebilirsiniz. Aynı şekilde, mevzuata ve yönetişime uyum ve en iyi uygulama talepleri gibi önemli konulara dair temel iş yönetimi politikaları oluşturabilirsiniz. Bu durum, unutkanlığın ve insana özgü diğer zafiyetlerin en zayıf halka olarak öne çıktığı bu alanda daha büyük önem kazanıyor.
Özetle bulut servis sağlayıcılar ve kullanıcılar için görünmezliği sağlamanın önemi büyük. Bulut servis sağlayıcılar sundukları basit hizmetlerin altında yatan karmaşık yapıyı gizleyemeyeceklerinin farkında olmalı, kullanıcılar da bu potansiyeli en iyi şekilde nasıl hayata geçirebileceklerinin bilincine varmalı.
Basitçe söylemek gerekirse, bunu kendi başlarına yapamazlar."