
Geliştirici veri platformu Couchbase’in küresel IT liderleriyle gerçekleştirdiği sekizinci yıllık araştırma, yapay zekayı zamanında ve etkili biçimde kullanamayan şirketlerin ciddi gelir kaybı riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu. Finans, sağlık, oyun ve diğer sektörlerden 1.000’den fazla çalışanı bulunan 800 üst düzey IT karar vericisinin katıldığı araştırmaya göre, yapay zeka kullanımında geride kalan kuruluşların aylık gelirleri %8,6’ya kadar düşebiliyor. Bu oran, şirket başına yıllık ortalama 87 milyon dolarlık kayba denk geliyor.
Araştırmada öne çıkan çarpıcı bulgulardan biri, kuruluşların %21’inin yapay zeka üzerinde yeterli kontrole sahip olmadığını belirtmesi oldu. Katılımcıların %64’ü ise “analiz felci” nedeniyle teknolojiyi hızlıca devreye alamamaktan endişe duyuyor. Yine araştırmaya göre şirketlerin %70’i, yapay zekayı destekleyen veri ihtiyaçlarını tam anlamıyla kavrayamadığını kabul ediyor.
Yapay zekayı erken benimseyenlerin sektör lideri olacağına inanan katılımcı oranı %78. Ayrıca %73’ü yapay zekanın teknoloji ekosistemini çoktan dönüştürdüğünü düşünüyor. Bu bakış açısı, yatırımlara da yansıyor. 2025’ten 2026’ya kadar yapay zeka teknolojilerine yapılan harcamaların %51 artması ve tüm dijital modernizasyon bütçesinin yarısından fazlasını oluşturması bekleniyor.
Couchbase Bilgi İşlem Müdürü Julie Irish, konuyla ilgili değerlendirmesinde “Üretken yapay zekadan yapay zeka ajanlarına doğru yaşanan evrim, bu teknolojileri doğru şekilde kullanan şirketlere büyük fırsatlar sunuyor. Yüksek veri kalitesi ve erişilebilirliği, yapay zekanın değerini ortaya çıkarmada kritik rol oynuyor” dedi.
Veri yönetimi en kritik engel
Araştırma, şirketlerin %99’unun yapay zeka projelerinde veri erişimi, yetersiz bütçe veya başarısızlık riski gibi engellerle karşılaştığını ortaya koydu. Bu engeller, projelerin %17’sinin boşa gitmesine ve stratejik hedeflerin ortalama altı ay gecikmesine neden oluyor. Ayrıca %75’lik bir kesim, çok veritabanlı mimarilerinin doğru sonuçlar üretmekte yetersiz kaldığını belirtirken, %84’ü yüksek boyutlu vektör verilerini depolama ve yönetme kabiliyetinden yoksun olduğunu ifade etti.
Bununla birlikte yapay zekaya açık yaklaşım sergileyen kurumların, kısıtlayıcı politikalara sahip şirketlere göre %10 daha fazla proje geliştirdiği ve %13 daha az harcama yaptığı görülüyor. Harcama dağılımında ise yapay zeka ajanları %30, üretken yapay zeka %35 ve diğer formlar %35 pay alıyor.
Araştırmaya göre, yapay zekanın hızına yetişememe kaygısı da büyük. Katılımcıların %66’sı teknolojinin kendi adaptasyon kapasitelerinden daha hızlı geliştiğini düşünüyor. Ayrıca IT liderlerinin yarısından fazlası (%59), daha küçük ve çevik rakiplerin pazardaki konumlarını tehdit ettiğini kabul ediyor.
Couchbase Ürünlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Matt McDonough ise modern geliştirici veri platformlarının kurumsal yapay zeka başarısında kilit rol oynadığını belirterek, “Platformumuz, yapay zeka, analitik ve mobil iş yüklerini tek mimaride birleştirerek veri kontrolünü ve güvenliğini sağlıyor. Bu, şirketlere bir sonraki yapay zeka dalgasına hazır olma avantajı veriyor” dedi.
Sonuç olarak araştırma, yapay zekaya hakimiyetin sadece teknolojik üstünlük değil, aynı zamanda finansal sürdürülebilirlik için de kritik olduğunu vurguluyor.