
Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos’taki yıllık toplantı gündemi “Akıl Çağın’da İşbirliği” başlığıyla hem bugünün sorunlarına hem de geleceğin fırsatlarına odaklanan kapsamlı bir gündemle dikkat çekti. Toplantıyı değerlendiren Decacorn Angels CEO’su Duygu Eren, anlatılan yenilikçi projelerin, bilim ve teknolojinin ne kadar sınır tanımadığını bir kez daha ortaya koyduğunu ve yapay zekanın yine öne çıktığını açıkladı.
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Davos'ta düzenlenen 55. Yıllık Toplantıları, "Akıl Çağında İşbirliği" temasıyla 21-24 Ocak’ta gerçekleşti. Zirveye, 130'dan fazla ülkeden iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi olmak üzere 3 bin katılımcı eşlik etti.
Zirveyi değerlendiren Decacorn Angels CEO’su Duygu Eren, zirvenin çok önemli konuları ele aldığını belirterek, “Beş ana tema etrafında şekillenen toplantı; güvenin yeniden inşası, insana yatırım, akıl çağında sektörlerin dönüşümü, büyümeyi yeniden düşünme ve gezegeni koruma gibi hayati konuları masaya yatırdı. Özellikle sürdürülebilirlik, tedarik zinciri operasyonları ve yapay zekanın etkin kullanımı çerçevesinde ele alınarak teknolojinin, çevresel ve ekonomik sorunların çözümündeki rolüne vurgu yapıldı. Geçmiş yıllarda yapay zeka çoğunlukla tehditleriyle tartışılırken, bu yıl yapay zekanın doğru kullanımı ve verimliliği artıran uygulamaları ön plandaydı. Tedarik zincirlerindeki entegrasyonunun yanı sıra farklı sektörlerdeki uygulamaları, bu teknolojinin potansiyelini ortaya koydu.” dedi.
Eren, şöyle devam etti:
“David Beckham’ın cinsiyet eşitliği savunusuyla zirvede yer alması ve sanat etkinliklerinin gündeme dahil edilmesi, Davos’un sadece ekonomi ve siyasetle sınırlı kalmayıp sosyal konulara da eğildiğini gösterdi. Zirveye damga vuran isim ise Donald Trump oldu. ABD’nin yeni stratejilerini detaylı bir şekilde paylaşan Trump, girişimciler ve yatırımcılar için umut vaat eden bir dönem sinyali verdi. Şahsen en dikkat çekici bulduğum oturumlar arasında, jeotermal teknolojiyle kakao içermeyen çikolata üretimi ve biyoteknolojiyle mamutların yeniden hayata döndürülmesi üzerine yapılan tartışmalar vardı. Bu tür yenilikçi projeler, bilim ve teknolojinin ne kadar sınır tanımadığını bir kez daha ortaya koyuyor.”