
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Yüzyılı’nda, mobilite teknolojilerinde öncü, üretimde güçlü bir Türkiye için adımları kararlılıkla attıklarını ifade ederek, “Ülkemizde üretim yapan otomotiv firmalarının yeni nesil araç yatırımlarını ve Ar-Ge çalışmalarını Türkiye’de gerçekleştirmelerine zemin hazırladık. Henüz ülkemizde yatırım gerçekleştirmemiş otomotiv firmalarıyla, Türkiye’nin yatırımcılara sunduğu değer önerisini ve yeni mobilitede gerçekleştirdiğimiz hamleleri paylaşıyoruz. Onları Türkiye’nin sunduğu imkânları değerlendirmeye davet ediyoruz.” dedi.
Bakan Kacır, Avrupa Birliği destekli Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında; sivil havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerinde, KOBİ’leri yenilikçi üretim modelleriyle buluşturacak “Doğrudan Dijital Üretim Platfomu Açılış Töreni”ne katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada, günümüzde, katma değerli üretim ile teknoloji geliştirme kabiliyetinin, ülkelerin kalkınma yolculuğunda yönünü ve hızını tayin ettiğini söyledi. İnovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına yapılan yatırımların, sürdürülebilir büyümenin ve uluslararası rekabet gücünün kilit noktasını oluşturduğunu belirten Kacır konuşmasında şunları kaydetti:
İNOVASYON EKOSİSTEMİ: Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, son 22 yılda kapsamlı bir Ar-Ge, yenilikçilik ve girişimcilik ekosistemi inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesindeki 1.600’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde nitelikli mühendis ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor. 106 teknoparkımızda, 11 bin 500’den fazla teknoloji girişimi inovasyon odaklı çalışmalar yürütüyor. Hızlı ve istikrarlı büyüyen Ar-Ge ve inovasyon ekosistemimizle, yüksek teknolojili sektörler artık sanayi üretimimizde öne çıkıyor.
100 YILLIK GEÇMİŞ: Ülkemiz, havacılıkta yüz yıllık bir geçmişe sahip. Cumhuriyetimizin daha ilk yıllarında, dünyada havacılık emekleme dönemindeyken; Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, Şakir Zümre gibi öncü isimlerin gayretiyle, kendi uçağını üretebilen sayılı ülkelerden biri olmayı başardık. Maalesef bu vizyoner girişimcilerin attıkları cesur adımların meyvesi millî havacılık girişimleri ya görmezden gelindi ya da akamete uğratıldı. Ülkemiz; Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi ve büyük vizyonuyla havacılıktaki makus talihini son 20 yılda yenmeyi başardı.
PARADİGMA DEĞİŞİMİ: Savunma sanayinde Ar-Ge, inovasyon ve üretimde uzun vadeli bakış açısı ve paradigma değişimlerine odaklanan yaklaşım sayesinde, ülkemiz havacılıkta üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerini üst seviyeye taşıdı. Askerî havacılık sanayiinde kazandığımız derin mühendislik birikimi ve üretim kabiliyeti, sivil havacılıkta önemli kazanımları beraberinde getirdi. Türkiye artık, bir yolcu uçağının gövdesinde yer alan tüm yapısal parçaları yerli olarak üretebilen sınırlı sayıdaki ülkeler arasında.
VAZGEÇİLMEZ AKTÖR: Dünyanın dört bir yanına güvenle seyahat etmemizi sağlayan yolcu uçaklarının büyük kısmında; Türk mühendislerinin, teknisyenlerinin izi ve katkısı var. Havacılık sanayi firmalarımız küresel havacılık devlerinin imalat ve tedarik zincirlerindeki rolünü her geçen gün perçinliyor. Havacılık yapısallarında ulaşılan yıllık 1 milyar doları aşan ihracat hacmi ve 10 milyar dolar büyüklüğündeki sözleşme portföyü, Türkiye’nin küresel havacılık sanayisinin vazgeçilmez aktörlerinden biri hâline geldiğinin ispatı niteliğinde.
BAŞARI GRAFİĞİ: Havacılığın yanı sıra, yüksek teknolojili üretimin bir diğer stratejik alanı olan otomotiv sektöründe de ülkemiz, güçlü ve sürdürülebilir bir başarı grafiği yakaladı. Bugün otomotiv sanayiimiz; yatırımı, istihdamı, üretim hacmi, yenilikçilik kapasitesi ve ihracat performansıyla, ekonomimizin dinamik ve öncü sektörlerinden biri olarak öne çıkıyor. Sektör paydaşlarımızın alın ve akıl teriyle, 22 yılda otomotiv üretimimiz yıllık 357 binden 1 milyon 365 bine yükseldi. İhracatımız 37,2 milyar doları aşarak rekor seviyeye ulaştı.
YATIRIMCIYA DAVET: Türk otomotiv sektörünün marka değerini güçlendirmek ve rekabetçiliğini arttırmak adına, küresel otomotiv endüstrisindeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nda, mobilite teknolojilerinde öncü, üretimde güçlü bir Türkiye için adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. Bu yaklaşımın somut bir yansıması olarak, yerli ve milli otomobilimiz Togg’u elektrikli ve akıllı bir araç olarak milletimiz ile buluşturduk. Halihazırda ülkemizde üretim yapan otomotiv firmalarının yeni nesil araç yatırımlarını ve Ar-Ge çalışmalarını Türkiye’de gerçekleştirmelerine zemin hazırladık. Henüz ülkemizde yatırım gerçekleştirmemiş otomotiv firmalarıyla, Türkiye’nin yatırımcılara sunduğu değer önerisini ve yeni mobilitede gerçekleştirdiğimiz hamleleri paylaşıyoruz. Onları Türkiye’nin sunduğu imkânları değerlendirmeye davet ediyoruz.
MERKEZ ÜLKE: Küresel otomotiv devlerinin ülkemizi üretim ve Ar-Ge üssü olarak konumlandıran projeleri, Türkiye’nin yeni nesil mobilite yatırımlarında merkez ülke hâline geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Gerçekleşecek yeni marka yatırımlarıyla, elektrikli araç üretim kapasitemizin yıllık 1 milyona ulaşmasını amaçlıyoruz. Ülkemiz nitelikli beşerî sermayesi, güçlü Ar-Ge ve inovasyon altyapısı, yüksek üretim yetkinliğiyle; sivil havacılık ve mobilite sektörlerinde küresel dönüşüme yön veren bir ülke olmaya adaydır.
MARKA DEĞERİ: Havacılık ve mobilite sektörlerinde Türkiye’nin marka değerini güçlendirmek; bu sektörlerin tedarik zincirinde yer alan KOBİ’lerimizin rekabet gücünün artırılması ve yeni KOBİ’lerin ekosisteme dahil edilmesiyle mümkün olacaktır. Yüksek teknolojiye dayalı bu iki sektördeki KOBİ’lerimizin dijital dönüşümünü tamamlaması, veri odaklı ve akıllı üretim teknolojilerini benimsemesi, uluslararası kalite standartlarında üretim gerçekleştirmelerine imkan tanıyacak test ve analiz altyapılarına kavuşması, bizler için öncelik taşıyor. Bu doğrultuda; Avrupa Birliği destekli, Bakanlığımız Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında, sektörün önde gelen merkezlerindeki üretim yetkinliklerini güçlendirecek adımlar atıyoruz. Özellikle dijital dönüşüm, kompozit imalat ve ileri test başlıklarında önemli altyapıları ülkemizde kazandırıyoruz.
KRİTİK ALTYAPI: Avrupa Birliği destekli, Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında DİMAP-Doğrudan Dijital Üretim Merkezin açılışını gerçekleştiriyoruz. 9,8 milyon avro yatırımla hayata geçen merkezimizi KOBİ’lerimizin ve yan sanayi işletmelerimizin dijital yetkinliklerini artıracak bir üs olarak kurguladık. Bu merkez; özellikle sivil havacılık, otomotiv ve kompozit sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’lerimize, doğrudan dijital üretim kabiliyetlerini geliştirme, katmanlı imalat teknolojilerini uygulama imkanı sağlayacak. Yüksek hassasiyet gerektiren alanlarda seri üretim yapan KOBİ’lerimizin ürünlerini ulusal ve uluslararası kalite standartlarına uygun şekilde test edebileceği, belgelendirme süreçlerine doğrudan entegre olabileceği kritik bir altyapı sunacak.