
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR), 2008 yılında Petkim’i satın alarak Türkiye’deki faaliyetlerine başladı. Bugüne kadar Türkiye’de STAR Rafineri, TANAP, SOCAR Terminal, Petkim Rüzgâr Enerji Santrali (RES) gibi dev projeleri hayata geçiren grubun yatırımlarının tutarı 16,5 milyar doları aştı. SOCAR Türkiye Entegrasyon Başkanı Hakan Irgıt ile SOCAR’ın dijitalleşme konusunda yaptığı çalışmalar, Türkiye’de oluşturduğu katma değer, 2020 yılına dair beklenti ve yeni yatırım planlarını konuştuk.
ICT MEDIA: Dijitalleşme devletler gibi şirketlerinde en önemli gündem maddesi. Bütün şirketler yeni teknolojilerden yararlanmaya dijital dönüşüme ayak uydurmaya çalışıyor. SOCAR Türkiye olarak dijitalleşme konusunda hangi aşamadasınız? Bugüne kadar dijitalleşme ve dijital dönüşüm yolunda ne kadar mesafe aldınız ne tür çalışmalar yaptınız?
Hakan IRGIT: Türkiye’deki yatırımlarını birbirine entegre olarak planlayan grubumuzun en büyük önceliklerden birini bilgi teknolojileri ve dijitalleşme kapsamında hayata geçirdiği ve geçireceği projeler oluşturuyor. SOCAR Türkiye’nin entegre değer zinciri halkalarını oluşturan iştirakleri Petkim, STAR Rafineri, SOCAR Depolama ve SOCAR Ticaret, 2019 yılı Kasım ayında SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanlığı çatısı altında toplandı. İzmir Aliağa’daki tesislerimizde büyük verinin kullanılmasına olanak veren yapay zekâ ve makine öğrenmesi algoritmaları vasıtası ile operasyonel mükemmellik ve üretim verimliğinde kayda değer artışlar gündeme geldi.
2018 yılı sonunda üretime başlayan ve son teknoloji ile donatılan STAR Rafineri, SAP S/4 HANA IS-OIL Projesi ile 50’den fazla ülkeden 3 binin üzerinde projenin katılımıyla Frankfurt’ta örnek proje seçilerek sektöre ödülle adım attı.
Petkim’de 2018 yılında çalışanlarımızın dijital alanda yetkinliklerinin artırılması ve bakış açılarının geliştirilmesi amacıyla Petkim Dijitalleşme Enstitüsü’nü hayata geçirdik. Bu enstitüde çalışanlarımıza ”Dijital Farkındalık” ve ”İleri Analitik” eğitimleri düzenliyoruz. Bugüne kadar üst yönetim üyelerimizden de dâhil olmak üzere 300’den fazla çalışanımıza verdiğimiz bu eğitimleri, yaşayan bir öğrenme süreci olarak kurguladığımız için halen sürdürüyoruz.
Ayrıca, çalışanlarımızın operasyonel yüklerini azaltarak, stratejik işlere daha fazla odaklanmalarını sağlamak üzere Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) diye adlandırdığımız dijital asistanları devreye aldık. Söz konusu dijital asistanlar, çeşitli uygulamalarda bugün hayatımızda olan rutin, kural tabanlı, yüksek hacimli aktiviteleri bizim adımıza yapmaya başladı.
ICT MEDIA: 5G, IoT ve Endüstri 4.0 alanında yaşanan gelişmeler ve teknolojik yeniliklerin akaryakıt ve petrokimya sektörüne yansımaları nasıl oldu? Siz bu yeni teknolojilerden yararlanıyor musunuz? Yararlanıyorsanız nasıl?
Hakan IRGIT: Tüm SOCAR Türkiye grup şirketlerinde, Endüstri 4.0 prensiplerini ve en iyi sektör uygulamalarını referans alarak, dijital dönüşüme yön veren birçok bilgi teknolojileri projesini hayata geçiriyoruz.
Endüstri 4.0’a, merkezine “dijital fabrika” ve “dijital çalışan” kavramlarını aldığımız, tüm iş sistemlerimizin dijital teknolojilerle entegre edildiği bir süreç yönetimi olarak bakıyoruz.
Bu açıdan Endüstri 4.0, tüm süreçlerde ileri analitik uygulamalar ve yapay zekâ kullanımını yaygınlaştırdığımız, artırılmış ve sanal gerçeklik teknolojilerini üretim, bakım, eğitim ve iş güvenliği gibi hem operasyonel hem de idari süreçlerimize dahil ettiğimiz, büyük verinin kullanımına imkân veren yapay zekâ ve makine öğrenmesi algoritmaları vasıtasıyla kusursuz karar alma süreçlerine ulaştığımız, operasyonda mükemmelliği, üretimde ise verimliliği sağladığımız bir yapıyı ifade ediyor. Şirketlerimizde bu sürecin en önemli yapıtaşlarından biri de şüphesiz ki çalışanlarımız. Sadece sistemlerimiz ve iş süreçlerimizle değil, çalışanlarımızın da dijitalleşme yolculuğunda yeteneklerinin ve dijital reflekslerinin geliştirilmesi amacıyla yaptığımız yatırımlar dahil değer zincirimizi oluşturan tüm halkalarla teknolojik bütünlüğü sağlıyoruz.
SOCAR Türkiye genelinde başlatılan Endüstri 4.0 uygulamalarını tüm iş süreçlerimize entegre etmek üzere yaptığımız çalışmaların sonuçlarına en güzel örnek olarak Petkim Etilen Fabrikası’nı verebiliriz. Etilen Fırın Optimizasyon Modeli (EFOM) Projesi ile daha önce haftada bir kez yapılan 8 fırın çalıştırma senaryosu yerine her 15 dakikada bir 54 milyar senaryo ortaya konulmaya başlandı. Bu proje ile en başarılı senaryo gerçek süreçlere uygulanıyor. Geliştirdiğimiz bu proje için Türk Patent ve Avrupa Patent başvurularımızı yaptık. Şu an inceleme aşamasında olan bu projenin patentini de almak istiyoruz.
Mevcut durumda, hayata geçirdiğimiz dijital projelerle Petkim’in verimini, üretilen iş hacmini, enerji verimliliğini ve ürün kalitesini artırmayı başardık. Petkim, dijital uygulama ve sistemleriyle yakaladığı Endüstri 4.0 standardı sayesinde Ocak 2020’de Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF), ‘Global Lighthouse Network’üne seçildi. Global Lighthouse Network’e 2020 yılında Türkiye’den seçilen tek şirket Petkim oldu ve ödüle değer görüldü. Bu seçkin ödül, Petkim olarak dijital dönüşümde ne kadar ileri aşamada olduğumuzu aslında çok net gösteriyor. Zira dijital uygulamalarımız bu platformda örnek gösterilerek kendi sektöründe en yüksek dijital uygulama standardını temsil ediyor. Bu başarımızla gurur duyuyoruz.
Projelerimiz sayesinde finans, insan kaynakları gibi birimlerin iş yapış şekillerinde de verimlilik ve iyileştirmeler sağladık. Bu iyileştirmelerin finansal sonuçlarımıza her geçen yıl daha da pozitif yansıdığını görüyoruz. Şu ana kadar hayata geçirdiğimiz dijitalleşme projeleri sayesinde önümüzdeki yıllarda ciddi finansal katkı elde edeceğimizi söyleyebilirim.
Bugün İzmir Aliağa’da tüm iş süreçlerinin birbirine entegre edildiği bir yönetimden söz ediyoruz. Birbirine entegre olarak kurulan Petkim ve STAR Rafineri; üretim, planlama, optimizasyon ve satış gibi tüm operasyonel süreçlerini güçlü bilişim teknolojileri altyapılarıyla sürdürmekte.
ICT MEDIA: SOCAR Türkiye’nin faaliyet gösterdiği alanlar kritik önemi sahip sektörler sektörlerin başında geliyor. Kritik altyapı ve sektörlere yönelik zaman zaman siber saldırılar dikkati çekiyor. Kurumunuza siber saldırı oluyor mu? Siber saldırılara karşı güvenliği sağlamak için ne tür tedbirler alıyorsunuz?
Hakan IRGIT: Dünyada pek çok kurum hatta devletler siber saldırılara maruz kalabiliyor, günümüzde özellikle kritik altyapıların siber saldırıların hedefi haline geldiğini görüyoruz.
Şirketimizin siber saldırılara karşı dayanıklı olmasını sağlamak için gerek iş platformları ve gerekse endüstriyel platformlarda, süreç, organizasyon ve teknoloji çerçevesinde bütünsel bir yaklaşımla Siber Güvenlik olgunluk seviyemizin artırılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
İş platformlarımızda uçtan uca bilgi güvenliğimizi sağlamak için birçok siber güvenlik çözümünü etkin olarak kullanıyoruz. Sistemlerimize yönelik siber saldırı girişimlerini 7/24 izleyen Siber Güvenlik Operasyon Merkezi’mizi geçen yıl eylül ayında devreye aldık. Siber Güvenlik Operasyon Merkezimiz tarafından tespit edilen saldırı girişimleri ilgili birimlere bildirilerek, gerekli aksiyonlar hızlı bir şekilde alınıyor. Merkezi zafiyet yönetimi ile tüm sistemlerimizin güncel tutulmasını sağlıyoruz. İnsan odaklı siber saldırılara yönelik ise çeşitli bilgi güvenliği bilinçlendirme faaliyetleri ve oltalama testleri ile çalışanlarımızın farkındalığını canlı tutmayı ve bilgi güvenliği kültürü oluşturmayı hedefliyoruz.
ICT MEDIA: Dünya ile birlikte ülkemizde küresel bir salgına karşı mücadele veriyor. Bu salgının yayılmaması için karantina gibi bir takım toplumsal tedbirler alınıyor. Ancak üretimin durmaması, ekonominin işlemesi, insanların işlerini yapması, çalışması gerekiyor. Pandemi süreci SOCAR Türkiye’yi nasıl etkiledi? Şirket olarak karantina sürecini nasıl yönettiniz, bu süreçte bilgi iletişim teknolojilerini nasıl kullandınız? Pandeminin devam etmesi halinde süreç yönetimiyle ilgili tedbir ve planlarınız nelerdir?
Hakan IRGIT: Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci iş yapış şekillerinde yeni bir dönem başlattı. Biliyorsunuz ki pandemi sürecinde uzaktan çalışma sistemine hazır olan şirketler öne geçti. SOCAR Türkiye ve grup şirketleri olarak bizim teknolojik altyapımız buna uygun olduğundan, bu dönemde kısa sürede organize olduk ofis personelimizin tamamı uzaktan çalışmaya başladı.
Pandemi dönemi rafineri ve petrokimya alanlarında ‘yüksek kaliteli ürün, hız, yüksek verimlilik, en az çevresel etki, esnek üretim kabiliyetinin’ öneminin büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. Rafineri ve petrokimya sektöründe hayata geçirdiğimiz entegrasyonun ne kadar önemli olduğunu tüm dünyanın büyük mücadele verdiği Kovid-19 salgını sürecinde gördük. Bu süreçte STAR Rafineri ve Petkim, yerli üreticinin hammadde taleplerine kesintisiz yanıt vererek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Bu noktada veri bilimi bize önemli araçlar sağlayarak, üretimde hem kapasite artışı hem de verimlilik artışı yönünde aksiyonlar alabilmemizi kolaylaştırdı. Bu verilerin toplanması, işlenmesi, görselleştirilmesi ve modellenerek aksiyon aldırabilir hale getirilmesinde kullanılan yeni teknolojiler bugün olduğu kadar önümüzdeki yıllarda da önceliğimiz olacak.
Sizin de bildiğiniz gibi Türkiye genelinde Kovid-19 pandemisinde vaka sayısının düşmesi ile 1 Haziran’dan itibaren başlatılan bir normalleşme süreci var. Grubumuz bir yandan bu sürece uygun adımlar atarken diğer yandan da Türkiye ve dünyada pandeminin seyrini yakın takibe almış durumda. Pandemi ile birlikte devreye aldığımız eylem planını gelişmelere göre güncelliyor, pek çok senaryoya göre kriz yönetim planlarımızı hazırlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde robotik süreç otomasyonunu daha da yaygın bir şekilde kullanmayı planlıyoruz. Bu alanda robotların yanında süreç madenciliği, yapay zekanın kullanımı gibi yeni teknolojiler ve gelişim alanları radarımızda bulunuyor. Tüm bunlara ek olarak IOT, blockchain artırılmış gerçeklik gibi alanlarda olan gelişmelerle doğabilecek fırsatlardan da yararlanmak istiyoruz.
Nitekim bu adımlarımızın bize kazandırdığı esneklik ile pandemi döneminde STAR Rafineri’nin 1,6 milyon tonluk jet yakıt kapasitesini hızla dizele çevirerek içinde bulunduğumuz pazarda önemli rekabet avantajı sağladık. Petkim’de, üretimde ağırlığı tıbbi malzeme hammaddelerine yöneltebildik ve bu dönemde çok değerli katkımız oldu.