
Teknolojinin hızla evrildiği günümüzde, siber güvenlik tanımı sürekli değişirken, insan faktörü hâlâ sektörün merkezinde yer alıyor. 23 yıllık deneyimiyle küresel satış organizasyonlarını sıfırdan kuran, liderlik kültürlerini dönüştüren ve yeni nesil teknolojilere ilham veren siber güvenlik lideri Semra Erişkon, sektördeki kırılma noktalarını ve geleceğin fırsatlarını anlattı.
Semra Erişkon, siber güvenlikte başarının sadece teknik çözümlerle değil, bu çözümleri organizasyon kültürüne entegre etmekle mümkün olduğunu vurguluyor. “Siber güvenlik, insan, süreç ve teknolojinin kesişim noktasında yaşayan bir disiplindir” diyen Erişkon, şirketlerin bu üç unsuru dengeli şekilde yönetmesi gerektiğini belirtiyor.
Teknolojik Dönüşüm ve Yeni Güvenlik Yaklaşımları
2020 sonrası uzaktan çalışma modelinin kalıcı hale gelmesiyle birlikte, güvenlik anlayışının ofis sınırlarının ötesine geçtiğini ifade eden Erişkon, SASE, Zero Trust ve XDR gibi yeni güvenlik yaklaşımlarının hızla yaygınlaştığını söyledi. Ayrıca, yapay zekanın hem saldırı hem de savunma tarafında oyunun kurallarını değiştirdiğine dikkat çekti. “Yapay zeka destekli saldırılar giderek sofistike hale gelirken, savunmada otomatik tehdit analiz platformları kaçınılmaz oldu” dedi.
Global siber güvenlik pazarının 2025 yılında 250 milyar doları aşacağı ve yıllık %11 büyüme göstereceği öngörülürken, Erişkon yetenek açığının hâlâ en büyük tehdit olduğunu belirtti. “Bugün siber güvenlikte 3 milyondan fazla yetenek açığı var ve kadın temsiliyeti hâlâ düşük” diyen Erişkon, insan faktörünün saldırıların en zayıf halkası olmaya devam ettiğini vurguladı. Bu nedenle teknik sistemlerin yanı sıra organizasyonel yapının da eğitilmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Stratejik Esneklik ve Proaktif Savunma Önemli
Erişkon, sürdürülebilir siber güvenlik için risk yönetiminin yalnızca teknik parametrelerle değil, iş hedefleriyle uyumlu planlanması gerektiğini ifade etti. “Bu da stratejik esnekliği zorunlu kılıyor” diyerek, değişken risk ortamlarına uyum sağlayabilen organizasyonların başarı şansının yüksek olduğunu belirtti.
Farklı ölçeklerdeki şirketlerde edindiği deneyimle girişimlerden kurumsal yapılara kadar geniş bir perspektife sahip olan Semra Erişkon, önümüzdeki dönemde bilgiyi daha geniş kitlelerle paylaşmak ve sosyal fayda yaratmak istediğini söyledi. “Yolun sonunda nereye varacağınız kadar, o yolu nasıl yürüdüğünüz de çok önemli” diyerek, güvenliğin bir kültür haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Semra Erişkon’un deneyimleri ve öngörüleri, siber güvenlik alanında hem teknolojik hem de insan odaklı dönüşümlerin önemini gözler önüne seriyor. Sektörün geleceği, teknolojinin yanı sıra insan kaynağına yapılan yatırımlarla şekillenmeye devam edecek.