
Akıllı telefonlar, beraberinde yep yeni bir sektörün gelişmesini sağladı: Mobil İletişim Aksesuarları. Gündelik hayatın bir parçası haline gelen cep telefonlarıyla birlikte gelişen sektörde bugün yaklaşık 100 bin kişi istihdam ediliyor. 1 milyar doları aşan ticari hacme ulaşan sektörü Mobil İletişim Aksesuarları İş Adamları Derneği (MOBASDER) Başkanı Cemil Azun’la konuştuk. Azun, sektörün sorunları ile MOBESDER’in geleceğe yönelik planlarını ICT MEDIA Dergisi’ne anlattı.
ICT MEDIA: Sayın Azun, yaşadığımız son çeyrekte mobil iletişim cihazları çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Artık mobil haberleşme cihazları öyle bir hale geldi ki küçük bir bilgisayar şeklinde her işimizi görür hale geldik. Tabi bunun yanı sıra bu cihazların aksesuarları da beraberinde ortaya çıkmaya başladı. Bunlarda bir ihtiyaç halinde geldiğini görüyoruz. Öncelikle bu sektörü tanımlar mısınız, bu sektör nasıl bir sektör ve Pazar hacmi olarak ne kadarlık bir hacme sahip?
Sektörümüzü tanımak gerekirse Mobil Aksesuarlar denildiğinde ilk akla gelen cep telefonu, giyilebilir teknoloji ve teknik malzemelerin içinde bulunduğu ürünleri oluşturmaktadır. Ticareti, cihazların üreticileri, ithalatçıları, ihracatçıları, toptan distribütör dağıtıcıların, ana bayilerin, servisçilerin, perakendeci teknolojik mağazaların ile tüketicinin buluşmasını sağlamaktayız.
Bu zincirin cihaza ödenen ücretin yükselmesine bağlı olarak mobil cihazların korunması önemli olduğu kullanıcılar tarafından önemseniyor. Su geçirmeyen, düşme ve kırılmalara karşı etkili aksesuarlar hemen herkesi ihtiyacı. Koruma amaçlı ürünlerin gelişmesinin yanında moda kavramıyla da özdeşleşiyor. Artık kullanıcılar tarzını yansıtan kıyafetiyle uyumlu aksesuar talep ediyor.
Akıllı telefonlar hayatımızı kolaylaştırmasıyla beraber nüfusun büyük çoğunluğu bilgisayar, kamera vb. ürünler yerine artık akıllı telefonları tercih etmektedir. Bununla beraber gelişen pazar aksesuarların önemini artırmaktadır. Telefon üretici markalar sektöre birçok yaşam kalitesini yükseltecek, kolaylaştırarak ve ürünlerini yenileyerek birçok farklı ürün geliştirmektedir.
Mobil Aksesuarlar artık modayı takip ediyor. Tüketiciler kullanış fonksiyonlarının yanı sıra yaşam tarzlarını yansıtan tasarımları tercih ediyor. Kablosuz powerbank gibi ürünlere renkli ve farklı tasarımlar isteniyor. Kişiye özel tasarımlar rağbeti artırıyor.
Mobil aksesuarlar denildiğinde cep telefonu ve tablet aksesuarları aklımıza geliyor. Cep telefonları 20 yıldır hayatımızın bir parçası. Dokunmatik telefonların piyasaya sürülmesiyle telefon aksesuarı sektörü hareketlenmeye başladı. Bunun sonucunda, ithalatçılar, operatörler mini mağazalar şeklinde çoğalmaya başladı. Sektör operatörlerinin dışına kalan karma bayiler ve sadece teknolojik aksesuar satan mağazalar çoğalıyor. Hemen hemen her AVM’de, cadde üzerinde bunları görmemiz mümkün. Sektörde 3 büyük operatör yani Turkcell’in, Vodafone’un, Türk Telekom’un karma bayileri de dahil olmak üzere 25 bine yakın mağaza bulunuyor. Her iş yerinde 5 kişi çalıştığı düşünülürse yaklaşık 100 bin kişi istihdam ediliyor. Sektörün büyüklüğü gün ve gün büyüyor. Pazar büyüklüğü ise yıllık 1 milyar doları geçiyor.
Mobil cihazlar sektöründe arzedilen ürün adedi 20- 25 bin adete yaklaşıyor. Gün gittikçe nüfus arttıkça talep daha da büyüyor. Çünkü modeller fazlalaşıyor. Çeşitler artıyor, insanların beklentisi genişliyor. Yeni modeller çıktıkça bu modellere özel kapak, kılıf, şarj aletleri, adaptörler ithal edilmeye başlandı. Şimdilerde yeni baskı cihazları çıkmaya başladı. Kişiye özel ürünlerle sektörü daha büyük bir vizyon bekliyor. Artık ürünler kişiselleşiyor. Bu da talebi büyütüyor. Aynı zamanda sektöre yeni bir ivme kazanıyor. Teknoloji severlerin hayatlarını kolaylaştıran, mobil aksesuarlarla sürekli büyüyen ilgisi, büyüyen aksesuar ekosistemi, ürünlere erişimin kolaylaşması, fiyatların ucuzlaması, online pazarlarda sunulan indirimler ve kampanyalar ile bugünlerde deva büyüklükte bir pazar ortaya çıktığını görüyoruz.
ICT MEDIA: Sayın Azun, Mobil İletişim Aksesuarları ve İşadamları Derneğini (MOBASDER) yukarıda sözünü ettiğiniz hacme ulaştığı için mi kurdunuz, dernek kurma ihtiyacı neden hasıl oldu?
Cep telefonu sektörünün yaklaşık 20 yıllık bir mazisi var. Telefon aksesuarları ise 10 senedir ülke gündeminde. Sektör gittikçe büyüyor. Teknoloji gelişiyor, ürün yelpazemiz genişliyor. Sektör büyüdükçe biz de yeni problemlerle karşılaşıyoruz.
Devlet ve kamu kuruluşları problemlerimize geçici çözümler buluyordu. Biz kalıcı çözümler arayışındayız. Gümrüklerde yaşadığımız sorunlar, üyelerimizin vize problemleri, seyahat sorunları varr. Bu sorunları aşmak için ortak hareket etmemiz gerekiyor. Beraber neler yapabiliriz, nasıl bir kazanım sağlayabiliriz, birlikte nasıl hareket edebiliriz… Önümüzdeki engelleri veya sıkıntıları nasıl çözebiliriz, tüketicilere daha ucuz, sağlıklı ve kaliteli ürün sunabiliriz… Sorunlarımıza nasıl yaklaşırsak, devletle işbirliği içerisinde nasıl hareket edersek şikayetleri aşabilir ve tüketiciye kaliteli ürün sunabiliriz? İhracatı nasıl artırabiliriz, üretimi nasıl yapabiliriz? bunun derdindeyiz. Birlikte hareket edersek problemleri daha rahat çözebileceğimizi gördük. Sektörümüz için da iyi projeleri geliştiririz dedik ve harekete geçtik.
2018 yılının Şubat ayında Mobil İletişim Aksesuarları ve İşadamları Derneği MOBASDER’i kurduk. 22 kurucu üye ile başladık. Şu anda sayımız 50. Giderek de artıyor. Yıl sonuna kadar 25 yeni üyenin daha aramıza katılmasını bekliyoruz. Yani %25 daha büyümeyi, daha sonra da 200 üyeye çıkmayı hedefliyoruz.
Derneği kurarken önceleri üyelerimiz ithalatçı olsun dedik. Kendi ayaklarımız üzerinde durmaya başladıktan sonra üreticileri de alalım, ihracatçıları da alalım ardından perakendeciler… Sektörde faaliyet gösteren 20 bin firmaya ulaşmaya çalışıyoruz. Çünkü sektörde faaliyet gösteren herkesin bir sıkıntısı var. Mesela servisçiler dediğimiz bölüm var. İthalatçıdan ürünleri alıp kendi markasına resmi yollardan doldurup K1 belgesi ile faturası ile birlikte servis yapan, Anadolu’ya çıkan bayilerimiz var. İllerde toptancılarımız var. Komiteler oluşturmak istiyoruz, alt bayi, perakendeciler, kurumsal firmaların yaşadığı problemler, problemlerin nedenleri neler yapılabilir? Çözüm yolları nelerdir? Nasıl hareket edersek bunları aşabiliriz? Şu anda onun çalışmasını yapmaktayız. Ama henüz yolun başındayız.
ICT MEDIA: Aksesuar sektörünün taleplerle doğru orantılı olarak çok hızlı büyüdüğünü görüyoruz. Devlet ve toplum sektörleşen bu alanı nasıl görüyor veya nasıl algılıyor. Muhtemelen birtakım sorunlarla karşılaşıyorsunuzdur, karşılaştığınız sorunlar varsa nelerdir?
Sektörümüz büyük bir sektör. Binlerce kişiye istihdam sağlıyoruz. Tabii bunu yaparken çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. İthalatını gerçekleştirdiğimiz eşyaların gözetim, damping, ek vergiler, GTİP numaraları, kıymet fiyatlarının belirlenmesi gibi antrepo ve ardiye giderleri, mevzuat gibi sıkıntılarla karşılaşıyoruz.
Size son yaşadığımız bir sorundan bahsedeyim. Ekran koruyucular ile ilgili bir problem yaşadık. 2015’de yaptığımız ithalatlarda cam ekran koruyucuların anti dampinge tabi olduğunu iddia eden Gümrük, geriye dönük cezai işlem uyguladı. Bunu medyada gündem yaptık. Derdimizi anlatmaya çalıştık. İdare ile konuştuk. Bölge Müdürleri, Ticaret Bakanlığı Uzmanlar ile çözmeye çalıştık ama maalesef sonuç alamadık. Kalıcı bir çözüme varamadık. Sonuçta mahkemelik olduk. Şu anda dava devam ediyor. Her sınıftan ürünlerimiz olduğu için problemler bitmiyor. Çünkü bağlı bulunduğumuz bakanlık sayısı çok. Sanayi Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, TSE, Elektrik Elektronikçiler Birliği… Bağlı bulunduğumuz kamu kuruluşu çok. Girmediğimiz bakanlık, incelemediğimiz sınıf kalmadı artık. Gümrük tarife pozisyonları çantanın valizin içine giriyor, orada yüksek vergiler ödüyoruz. Dernek olarak sektörü gerçek kimliğini kazandırmaya çalışıyoruz. Gümrüklerde yaşanan problemleri birlikte aşmaya çalışıyoruz.
Ülkemizde ihtisas gümrükleri var. Belirli noktalarda bluetoothlar olsun, piller olsun, kılıflar olsun ihtisas gümrüğüne gidiyor. Oradan işlem yapılmaya başlandı. Uygulama yeni olduğu zaman zorlanıyoruz. Bazen mevzuatın tam nasıl işlediğini bilmediğimiz için zorlanıyoruz. Bunlar daha kolay ve şeffaf yapılırsa gümrüklerden daha seri malımızı çekebiliriz. Ambar parası vermek zorunda kalmayız. Ambar parası ne demek oluyor? Malımız gümrüğe iniyor 5 gün bekliyor, 10 gün bekliyor orada. Bekleyince ambar parası veriyoruz. Bu büyük sıkıntı. Her şey teste gitsin, her şey incelensin tamam ama daha seri yapılsın.
Gümrük idaresinin sektöre ön yargılı bakmasından rahatsızız. İthal edilen malların incelenmesine bir itirazımız yok. Ancak bu işlemler hızlı yapılmalı. Öncelikle hızlılık istiyoruz. Teste gitsin, ihtisas gümrüğüne gitsin her şey yapılsın ama 10-15 gün bekletilmek sıkıntı. Çünkü bir model çıkıyor. Ürün değişiyor, teknoloji değişiyor. Ben onu satamazsam, mağazada piyasaya sunamazsam teknolojiden geri kalmış oluyorum. Zaten biz ithalatçı olduğumuz için o malı perakendeye indirene adar 15 gün geçiyor. Hızlılık istiyoruz. Devlet dairlerinde kamu kuruluşlarında yapılan şeylerde hızlılık… Bu sıkıntılar sadece bizim gibi yerli ithalatçıların sıkıntısı değil. Global firmalar da aynı süreçten geçiyorlar. Iphone, Samsung, Huawei hepsi aynı süreçten geçiyor. Prosedürler aynı, kanun, yönetmelikler onlara da aynı şekilde işliyor. Sadece maliyetlerimiz farklı. Bizim üyelerimiz 10 personel çalıştırıyor, onların 500 çalışanı var. Giderleri daha yüksek. Kar marjinalini daha yüksek tutuyorlar. Örnek veriyorum, biz %10- %30’la tatmin olurken onlar %100-%300 kar ile aksesuarı satıyor.
Ürünü imal ettirirken talebe göre yaptırıyoruz. Örnek vermek gerekirse camlar kalite kalite oluyor. Yani düz camlar, damperli camlar, üst düzey kaliteli camlar diye... Tabi bunların arasında kalite ve maliyet farkı var. Üretim yaptırdığımız fabrikalar veya atölyelerde tüketicinin de isteklerine göre bunu belirliyoruz. Örneğin Türk tüketicisinde şu var: Bir ürün 10-15 TL’yi geçtiği zaman ürünü almıyor. Global markanın perakende fiyatıyla bizim ki de aynı değil. Mesela biz de perakendesi 10 TL olan bir ürünü global markan 30 TL’den satıyor. Çünkü onun mağaza farkı var…. Oluşan fiyat farkında mağaza ve personel giderleri etkili. Kalite aynı, kalitede bir fark yok. Biz tüketiciye daha ucuz ürünler sunuyoruz.
Tüketiciler kaliteli ürün bekliyor. Ürünlerde kanserojen içeren madde olmasın istiyor. Devlet ürünlerin kaliteli ve sağlığa zarar vermeyecek şekilde üretilmesini istiyor. Testlerin sıkı tutulmasının nedeni de bu. İster istemez biz de en kaliteli ürünü yaptırmanın peşindeyiz. Çünkü kaliteli ürünlerin satışları da yükseldiğini fark ettik. Fasoncu dediğimiz firmalar yok mu piyasa da var. Ama biz markalarımızı gerekli başarıya ulaştırmak için kaliteli ürünler yaptırıyoruz.
Ürün kalitesi noktasında tüketicilere tavsiyemiz markayı ön plana alması... Markanın haricinde ürünü eline alıp kontrol etmesi lazım. Hem gözü ile hem eli ile ölçüp kontrol etmesi lazım. Bizim 100 liraya sattığımız gerçek deriden imal edilen bir ürünün suni derilisini piyasada 20 liraya bulabiliyorsunuz. Tüketici aynı kalitede zannediyor, ama değil. Piller veya adaptörlerde de durum aynı. 2.1 olması gereken amperi adam 1 amper yaptırıyor. Veya pillere farklı mah’lar yazıyor. Tüketiciyi aldatıyor. TSE’de bazı sorunlar yaşıyoruz. A ürünü getirip B’yi gösterip vergiden kaçıranlar oluyor. Ancak bunların oranı fazla değil. Bir şikâyet olursa, önlemini almaya çalışıyoruz.
Ürünlerin çoğunluğunu ithal ediyoruz. Bu noktada bazı sorunlar yaşıyoruz. Çinli üretici firmalar genellikle söz verdikleri tarihte ürünü teslim etmiyorlar. A kalite, birinci sınıf ürün istiyoruz. Bize B veya C kalite ürün teslim ediyorlar. Bunu, ürünler Türkiye’ye geldiğinde fark ediyoruz. İade şansımız olmuyor. Çünkü Çin hükümeti aksesuarı iade almıyor. Sağlam veya bozuk hiçbir şekilde ülke içine almıyor. Böyle bir sıkıntımız var. Ancak Honkong alıyor. Dubai’de alıyor. Ama Çin almıyor.
Sektörde kayıt dışılığın tamamen önüne geçmek zor. Devlet açısından da dernek açısından da bu bir problem. Bizim ürünlerimiz kaba ürünler. Bu ürünleri gümrükten valiz ticareti ile geçirmek mümkün. Önceden Irak’tan veya Gürcistan üzerinden ürün getiriliyordu. Günümüzde artık bu çok azaldı. Artık eskiden olduğu gibi büyük bir vergi farkı kaybı olmadığı için ithalatçılar bu gibi şeylere hiç girmiyor. Aynı zamanda bu işi yapan insanlarda ürün getirmiyor. Tespit ettiğimiz kayıt dışı faaliyetler olursa sektörü korumak için şikayetçi oluyoruz.
Üretim yapmak isteyen firmaların en büyük sıkıntısı kalifiye eleman. Maalesef tecrübeli insan gücümüz yok. Sektör yeni olduğu için kendi kendimize, araştırarak yapıyoruz. Tabi elektriğin, suyun, doğalgazın, SSK’nın yüksek olduğu bir ülkede yaşadığımız için Çin ile rekabette zorlanıyoruz. Çin’deki firmalar bir ürünü milyon adet üretirken bizim üretimimiz butik kalıyor. Bu da rekabet gücümüzü azaltıyor. Bu nedenle butik tarzda, küçük küçük yapıp, ilerlemenin yoluna bakacağız.
Devleti yönetenlerin bizleri samimi olarak dinlemesini istiyoruz. Sıkıntıları dile getirdiğimiz zaman bazen hallederiz git diyorlar. Ertesi gün bir bakıyoruz hiçbir şey hallolmamış. Sektör yanlış lanse edildiği için sıkıntı çekiyoruz. Sektörün sahibi olmadığı için bazen problem yaşıyoruz. Dernek olarak sektörün sorunlarını çözümlemeye çalışıyoruz. Lobi çalışmaları yapıyoruz. Kendimizi tanıtıyoruz. Sektörü geliştirmeye çalışıyoruz. Belli noktalarda da bunu başarmış durumdayız.
ICT MEDIA: Ciddi bir hacme ve büyüklüğe ulaşan bir sektör olarak bu alanda yerli ürünlerimiz var mı, bu alanda yerli ürün üretmeyi, geliştirmeyi düşünüyor musunuz, bu süreçle ilgili bir girişiminiz var mı?
Derneğimizin kuruluş amaçları arasında yerli üretimi arttırmak da bulunuyor. Bu çerçevede şarj adaptörleri ile ilgili bir komisyon oluşturduk. Yerli firmalarla birlikte hareket ederek veya ortak şirketler kurarak üretim yapmak, ihracatı arttırmak için planlamalar yapmaktayız. Şu anda deri kılıf üreticileri var bünyemizde, silikon üretimi yavaş yavaş oluşmaya başladı. Bunlar bize ilham veriyor. Sektörde biz de artık bu işi yapabiliriz diyoruz.
Yerli üretimle ilgili komisyon kurduk, adaptörleri ile ilgili fizibilite çalışmalarımız var. 2 firma şu anda şarj adaptörünün imalatına başladı. Bir firmada yaklaşık 300 personel çalışıyor. Üretim yapmak isteyen firmalara biz de dernek olarak destek veriyoruz. Üyemiz kılıf imalat etmek istiyorum diyor, biz de bunun araştırmasını yapıyoruz. Üretim için makine nereden temin edilir, deri nasıl ithal edilir? İlgili oda ve derneklere gidiyor, İhracatçılar Meclisi’ni ziyaret ediyoruz. Ön çalışmalarını yapıyor, fizibilite çalışmalarına katkıda bulunuyoruz.
Yerli üretimle ilgili teknoparklarla görüşüyoruz, Sanayi Bakanlığı’yla görüşüyoruz. Bu işleri takip eden firmalar var, danışmanlık şirketleri var. Devletin teşvikleri de var. KOSGEB’ti, TÜBİTAK’tı, Sanayi Bakanlığı’nın, Ticaret Bakanlığı’nın İhracatçılar Meclisi’ydi… Bir kişi birebir gittiği zaman bürokraside işlemler uzuyor, ama dernek çatısı altında bir faaliyet yürüteceğiz bir projemiz var deyip gittiğimiz zaman çok ciddiye alınıyor. İlgi gösteriyor. Bu konuda kendilerine teşekkür ediyoruz.
MOBESDER olarak devlet yetkilileriyle konuşup, üretim ve ihracatla sektörünü hak ettiği yere nasıl getirebiliriz. Onu planlıyoruz. Sonbaharda bir fuar düzenleyeceğiz. 25 - 28 Eylül’de bir fuar organizasyonumuz var. Ticaret Bakanlığımızın desteği ile THY’den %20 indirim desteği ile 20 ülkeyi ziyaret ettik. Davetiyeler götürdük ve fuara davet ettik. Fuarla birlikte sektörü yurtdışı pazarlarına açacağız. Bu bir başlangıç olacak. Gelecek yılda Mobil Expo’yu düzenlemek istiyoruz. Sadece telefon aksesuarcılarının, bilişim sektörünün olduğu bir fuar organize etmek istiyoruz. TOBB’a başvurularımızı yaptık. Bölgesel bir fuar olacak.
Türkiye’nin ticaret hacmi büyük. İstanbul’da bine yakın ithalatçı var. 100’e yakın da üretici. Sektörün ağırlıklı merkezi İstanbul. İstanbul’a hak ettiği yeri vermeliyiz. Tahtakale, sektörün merkezi olma potansiyeline sahip. Dünyanın her tarafından İstanbul’a ulaşım kolay. Dubai de serbest bölge var, Honkong’da var. Malezya, Endonezya da var. Ortadoğu aksesuar ihtiyacını Dubai’den karşılıyor. Avrupa’da Almanya’ya ve Hollanda’ya gidiyor. Biz Almanya ve Hollanda’daki pazarı İstanbul’da kurmak istiyoruz. Türk Hava Yolları bize burada yardımcı oluyor, %20 indirimi var. Yurt dışından heyet getirdiğimizde uçak biletlerini devlet karşılıyor. Otel masraflarını da İhracatçılar Birliği karşılıyor. Sadece, konsantre olup fuara gerekli ilgi alakayı gösterip sektörü daha yukarıya taşımak ve pazar payımızı yükseltmek. Bu ülkelere zaten ihracatımız var. Şimdi onu daha yükseltmek istiyoruz.