
Payas Belediye Başkanı Bekir Altan: 21. yüzyılda teknolojik ilerlemede başı çeken ülkeleri incelediğimizde hepsinde ortak nokta STEM ya da STEM’e benzer eğitim modellerini uygulamış olmalarıdır. Bir de sosyal belediyecilik anlayışıyla Türkiye’nin ilk ve tek öğrenci odaklı ücretsiz STEM eğitimi veren merkezini 2016’da kurduk. PayaStem’le eğitimi yeniden şekillendirmek istiyoruz.
Hatay'ın Payas ilçesinde, Türkiye'de belediyecilik anlamında bir ilki gerçekleştirdi. Eğitime katkı sunmak için seferber olan Belediye Başkanı Bekir Altan profesyonel bir kadro PayaSTEM projesini hayata geçirdi. STEM; Science, Technology, Engineering and Mathematics kelimelerinin baş harflerinden oluşturulan bir kısaltma. Yani Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematiğin birbiriyle entegre bir şekilde öğretilmesini içeren ve okul öncesinden yüksek öğretime kadar tüm süreci kapsayan bir eğitim yaklaşım. PayaSTEM’de hedef mavinin yeşille, sanayinin doğayla kucaklaştığı Payas’ta, geleceğin rekabet dolu dünyasında fark yaratacak; yaratıcı, kendine güvenen, 21. yüzyılın becerileriyle donanmış bireyler yetiştirmek.
Payas Belediye Başkanı Bekir Altan, sosyal belediyecilik anlayışı içerisinde geliştirilen ve diğer yerel yönetimlere örnek gösterilecek çalışması hakkında ICT MEDIA’ya açıklamalarda bulundu. Türkiye’de eğitimin kalitesini yükseltmekte herkesin sorumluluğu olduğunu belirten Altan, “Eğitim kalitesinden bahsederken, buna sadece sınav çerçevesinden bakmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Sadece sınav odaklı bir yaklaşım eğitimin amaç ve hedeflerinin gerçekleştirilmesinde, bizim diğer ülkelerle yarışabilir seviyeye ulaşmamızda yeterli olmayacaktır. Sınav odaklı sistemin acilen değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Öğrenciler sınavlardan aldıkları puanlara göre değil; ilgi, yetenekleri ve merakları doğrultusunda eğitilmeli ve geliştirilmelidir. Ancak böyle bir yapı içerisinde öğrenciler gerçekten çalışmak istedikleri alanlara yönelebilir. Yoksa puanının yettiği mesleği yapmak zorunda kalan verimsiz bir iş gücü ortaya çıkmaktadır.” dedi.
Başkan Altan, sınav başarısının her zaman hayat başarısını da beraberinde getirmediğine dikkat çekti. İşte başarıyı sağlamak için insanların sevdiği işi yapmalarının çok önemli olduğunu belirten Altan, buna örnek olarak Çinli ünlü ticaret sitesi Ali Baba’nın kurucusu Jack Ma’yı örnek gösterdi. Altan şöyle devam etti: “Ma, üniversite sınavında üç kez başarısız olmuş, 24 kişinin başvurduğu KFC işine bir tek o alınmamış, polis olmak istemiş ama yine başarısız olmuş. Yıllar sonra arkadaşının desteği ile tanıştığı internetten 30 milyar dolardan fazla para kazanmış. 2014 yılında şirketinin değeri New York Borsası’nda 24.7 milyar dolarla halka arz edilmiş. Sınavlarda başarısız olan bir milyoner… Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Sınav odaklı sistemin gerçekten masaya yatırılması ve kaldırılması gerektiği düşüncemi yenilmek istiyorum.”
Belediyecilik sadece yol yapmak değil
Amerika’yı ziyaret ettiğinde Silikon Vadisi’nde çalışan insanların çalışma ortamlarını gözlemleme şansım olduğunu belirten Bekir Altan, “İnsanların bu kadar mutlu çalıştıkları bir ortam görmedim. Her şey çalışanların mutlu ve rahat çalışması için dizayn edilmiş. Bu da beraberinde başarıyı getirmiş. Hiçbir şey tesadüf değildir.” dedi.
Endüstri 5.0 devriminin konuşulduğu bir dünyada Türkiye’deki eğitim sisteminde köklü değişiklik yapılması gerektiğini 3 yıldır dile getirdiklerini belirten Altan şöyle devam etti: “Uzun süredir belediye başkanlığı görevime devam ediyorum ancak Öğretmen Bekir Altan kimliğimi hiçbir zaman kaybetmedim. Eğitimle her zaman yakından ilgilenmeye devam ettim. 2012 yılında Hatayımızın büyükşehir olması münasebetiyle bizde Payas olarak ilçe belediyesi konumuna geçtik. Ancak bu yeni süreç bizleri artık yol yapmaktan, kanalizasyon yapmaktan çıkarıp sosyal belediyeciliğe yönlendirdi. Bu yeni sosyal belediyecilik anlayışı ile neler yapabiliriz noktasında düşünmeye ve araştırmaya başladık.
Amerika da bulunduğum süre içerisinde ülkemizin yetiştirdiği medarı iftarımız Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar hocamızın Gırls In Stem (GIS) projesi ile tanıştım. Hocamızın kız çocuklarının bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına yönlendirilmesi için yaptığı bu proje bize ilham kaynağı oldu. Bizde şehrimize dönerek Türkiye’nin ilk ve tek öğrenci odaklı ücretsiz STEM eğitimi veren PayaStem merkezini 2016 yılında kurduk. PayaStem projemizle eğitimi yeniden inşa etmek ve şekillendirmek istiyoruz. Ülkemizde ki eğitim kalitesinin arttırılması için bizde sosyal belediyecilik anlayışı ile üzerimize düşeni yapmak noktasında gayretle çalışıyoruz. Bir şeyi değiştirmek istiyorsak buna önce kendi şehrimizden başlamamız gerektiğinin bilinciyle yeni bir modeli uygulamak için kollarımızı sıvadık.
Büyük emellerle çıktığımız bu yolda birçok problemle karşılaştık. Bütün problemleri sabır ve sebatla aşmayı başardık. Peki bu kadar STEM den bahsettik ama nedir bu STEM. STEM; Science, Technology, Engineering and Mathematics kelimelerinin baş harflerinden oluşturulan bir kısaltmadır. BİLİM, TEKNOLOJİ, MÜHENDİSLİK VE MATEMATİĞİN birbiriyle bütünleşmiş şekilde öğretilmesini içeren, okul öncesinden yüksek öğretime kadar olan tüm süreci kapsayan transdisipliner bir eğitim yaklaşımıdır. 21. Yüzyılın eğitimde, teknolojide ilerleyen ve bu ilerlemenin başında gelen ülkeleri (Güney Kore, Çin, ABD vb.) incelediğimizde hepsinde gördüğümüz ortak değişim STEM yada STEM’e benzer eğitim modellerini ülkelerinde uygulamış olmalarıdır.
Payas Stem Merkezi’nde STEM yaklaşımı bir bütün içerisinde ele alınarak, öğrencilerimize Matematiksel Modelleme, Bilimsel Sorgulama, Proje Tabanlı Öğrenme, Bilgi İşlemsel Düşünme sınıflarında bütünleştirici eğitimler veriyoruz. Bir ana disiplini konu alırken en az bir diğer STEM alanını da dersin içeriğine katıyoruz. Ana kök matematikteyken yan dallardan birisini mühedisliğe, fen bilimlerine, kodlamaya ya da sanatsal tasarıma koyabiliyoruz. Böylelikle disiplinler üstü (trans disipliner) bir yaklaşım ile eğitim içeriğini zengin hale getirerek daha kalıcı öğrenmeyi sağlamış oluyoruz. Öğrencilerimize grup olmayı, multidisipliner bir yaklaşımla günlük hayatlarında ki sorunlara çözüm bulmayı, teknolojiyi gerekli ve faydalı şekilde kullanmayı, evrenin saf matematiğini, gözlemi, deney yapmayı, geleceklerini kodlamayı, iletişim becerilerini geliştirmeyi, yarının değil 20 yıl sonrasının ihtiyaçlarını karşılayacak bireyleri yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Az zamanda çok başarılar elde ettik
PayaStem 2016 yılında açılmış olmasına rağmen az zamanda çok işler başardı. Bunlardan bazılarını paylaşmak isterim.
Amerika Birleşik Devletlerinde düzenlenen uluslararası dünyanın en büyük robot turnuvası olan FRC (Fırst Robotic Competition)‘a PayaStem öğrencilerimizin de içinde bulunduğu SPARC takımı ile katılarak Los Angeles kentinde yapılan turnuvada toplamda 11 ödülün 2 sini alarak şehrimize getirdiler.
Google’ın 2017 yılı Codeweek etkinliği çerçevesinde desteklediği bir kuruluş olduk.
Dünyanın en iyi eğitim fakültesi olan UCL (Universitiy College London) ile göçmen çocuklarımızın Türk eğitim sistemine oryantasyonu ve kodlama eğitimleri alanında proje ortağı olduk.
İlham kaynağımız olan Prof. Dr. Aziz Sancar hocamızın Girls in Stem projesinin Hatay ayağında ekibi ile birlikte çalışarak PayaStem merkezimizde incelemelerde bulundular. Engin bilgilerinden faydalanma fırsatı bulduk.
Öğrencilerimizle beraber Brezilya’nın Fortaleza kentinde yapılan International Expo Science proje fuarına öğrencilerimizle katılarak Arjantin’deki proje yarışmasına gitmeye hak kazanan Türk takımı olduk. Arjantin’e giden öğrencimiz yapmış olduğu projesi ile International Expo Cytar yarışmasında Dünya 1. Olarak ülkemizi en iyi şekilde temsil etti.
2017 Şubat ayında İzmir de düzenlenen FLL robotik yarışmasında 7 öğrencimiz ve bir özel çocuğumuzla katıldık. Yarışma tarihinde ilk kez zihinsel olarak engelli bir öğrenci robotik yarışmasına katıldı ve sunum yaptı.
Ülkemizde de turnuvaları düzenlenen FLL (First Lego League) turnuvasına katılan PayaStem öğrencilerimiz Ankara’da özel okulların arasından sıyrılarak Programlama dalında birincilik ödülü aldılar.
Yeni belediyecilik anlayışı ile eğitim alanında yaptığımız çalışmalar son hızıyla devam etmektedir. Öğretmen bir belediye başkanı olarak her yeni gelişmenin eğitimden geçtiğinin farkındayız. Bu farkındalıkla Payas Belediyesi olarak yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla ülkemizin geleceğine yön vermek istiyoruz.”
Hızla değişen dünyada alışkanlıklar da değişiyor
Bekir Altan, hızla değişen dünyada insanların alışkanlıklarının da değiştiğini vurguladı. Günümüzde özellikle teknolojinin etkisi ile insanlarla kurulan iletişimden, yaşam biçimine, yeme alışkanlıklarından öğrenme şekillerine kadar birçok konuda değişiklik yaşandığını belirten Altan, teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin öğrenme modellerine de yansıdığına dikkat çekti. İnternet ve bilgisayarın anaokulundan yükseköğrenime kadar öğrenme süreçlerinin vazgeçilmez unsarları olduğunu belirten Altan şöyle devam etti: “Günümüzde teknolojinin kullanılmadığı hiçbir iş artık başarılı olamıyor. Hatta önümüzdeki 10 yıl içerisinde kendi mesleği ile teknolojiyi birleştiremeyen insanlar dünyanın neresinde olursa olsun işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklardır. Durum böyle iken teknolojinin eğitim hayatının içerisine girmemesini bekleyemeyiz. Uzaktan eğitim belki de teknolojik eğitimin en fazla kullanılacağı alanlardan birisi olacaktır.
Uzaktan eğitim kavramı ilk olarak 1906 yılında Wisconsin Üniversitesinde kullanılmış ve o günden bugüne kadar farklı aşamalardan geçerek eğitim sistemlerinin içine dahil olmuştur. Özellikle ICT temelli uzaktan eğitim platformlarının çok büyük avantajları bulunduğunu düşünüyorum. İnsanlara farklı eğitim seçeneği sunması, fırsat eşitliğine imkan tanıması, eğitimde maliyetlerin düşmesi ve niteliğin arttırılması, bireysel öğrenmenin sağlanması gibi bir çok üstün yanları bulunmaktadır. Geleneksel eğitim sisteminde ise öğrenciler daha sosyal bir ortamda, yüz yüze eğitim almaktadırlar. İki sisteminde olumlu ve olumsuz yönleri bulunmaktadır. Burada iki sisteminde olumlu ve olumsuz yanlarını sayarsak kıyasıya bir rekabet olacağına eminim. Bu sistemlerden hangisinin daha iyi olduğunu tartışmak yerine ikisini aktif bir şekilde birbirini destekler nitelikte nasıl kullanmamız gerektiği üzerine yoğunlaşırsak daha verimli sonuçlar elde edebiliriz diye düşünüyorum.
Uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitim sistemlerinin bir araya getirilerek daha verimli olacağı kanaatindeyim. Bu şekilde eğitim veren ve modeller uygulayan bir çok üniversite mevcut. Bunlardan bir tanesi olan özel bir üniversitede Flipped Learning denilen bir öğretim yöntemi uygulanmakta olup iki modelin üstün yönlerini birleştirerek daha başarılı bir model ortaya çıkartma noktasına gelinmiştir. Temelde öğrenci kendisi için hazırlanmış bir ders içeriğini önceden izleyerek derse gitmekte ve bu süreçte soracağı soruları hazırlamaktadır. Sonrasında öğretmeninin de desteği ile grup çalışması ve etkinliklerle sorularına cevap bulmaya çalışmaktadır. Bu şekilde öğrenmeyi öğrenen bireyler yetiştirilmiş olacaktır. Ayrıca hazırlanacak olan online ders materyalleri ile de eğitimde fırsat eşitliği bir nebzede olsa sağlanacaktır.”
"Eğitimde kalitenin arttırılmasını sadece teknoloji ile sağlamayı düşünmek çok kısır bir düşünce olur. Eğitimin üç temel ayağı vardır. Bunlar aile, öğretmen ve okuldur. Ancak günümüzde buna 4. Bir ayak eklememiz gerekirse oda teknoloji olmalıdır."
Eğitimde başarının 4 ayağı var
Başkan Altan tablet bilgisayarları, etkileşimli tahtaları ve interneti etkin kullanmanın tek başına eğitimde kaliteyi arttırmak için yeterli olmadığını söyledi. Eğitimde kalitenin arttırılmasını sadece teknoloji ile sağlamayı düşünmek çok kısır bir düşünce olacağını belirten Altan, “Eğitimin üç temel ayağı vardır. Bunlar aile, öğretmen ve okuldur. Ancak günümüzde buna 4. Bir ayak eklememiz gerekirse oda teknoloji olmalıdır. Bu temeller sağlam bir şekilde oluşturulmadığı sürece ya da eğitim sadece bunlardan birisine bağlanarak ilerlendiği sürece başarı bekleyemeyiz.” dedi. Ülkelerin öğretmen kalitesinin beraberinde eğitimin de kalitesini belirlediğini söyleyen Altan değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Eğitimde başarılı olan ülkelerin hepsinde eğitimin ana merkezinde öğretmen bulunmaktadır. Bunu bir anekdotla paylaşmak istiyorum. Bir eğitim konferansında Finlandiyalı üst düzey bir eğitimcinin konuşmasının ardından bir öğretmenin sorduğu soruya Finlandiyalı eğitimcinin verdiği cevap çok ilgimi çekmişti. ‘Finlandiya da bulunan öğrenci sayısı bizim ülkemizde bulunan Suriyeli mülteci öğrenci sayısının 3 te 2 si kadar. Türkiye deki kadar bir öğrenci, öğretmen ve okul sayısına sahip olsaydınız bu başarıyı elde edebilir miydiniz?’ Finlandiyalı Eğitim Müsteşarı; ‘Bu soruya cevap verebilmek ve öngörebilmek çok zor. Ancak şunu söyleyebilirim. Öğrenci sayısı, okul sayısı, öğretmen sayısı ve materyal desteği; hepsini elimizin tersi ile bir kenara itelim ASLOLAN ÖĞRETMENDİR gerisi teferruattır. Bizim ülkemizde öğretmenler üniversitelerden yüksek lisanslarını bitirmeden öğretmen olamazlar. Ayrıca benim gibi üst düzey bir eğitim yöneticisi olmanız için ilkokul, ortaokul, yüksek okul ve üniversitelerde öğretmenlik yapmanız gerekmektedir. Bu şartlar sağlanınca her koşulda başarı kaçınılmaz olacaktır.’
Bu anekdot belki de her şeyi anlatıyor. Yapılacak bütün projelerin merkezinde eğitimin ana unsuru öğretmen olmalıdır. Öğretmen, çocuklarımızın ruh mimarıdır. Hiçbir teknoloji öğretmenin yerini tutamaz. Hiçbir tablet öğrencilerimize ruh kazandıramaz. Ne yaparsak yapalım eğitimin kalitesini arttırmak için önce öğretmene yatırım yapmamız gerekmektedir.
Okul çocuklarımızın evlerinden daha çok zaman geçirdikleri yerlerdir. Bu sebeple okullarımızın fiziki donanım ve imkanlarının arttırılarak eşit standartlara getirilmesi gerekmektedir. Okullarımızın hepsinin birer sanat eserine dönüştürerek çocuklarımızın verimli zaman geçirecekleri ve hiç evlerine gitmek istemeyecekleri mekanlar haline getirmemiz gerekmektedir. Çocuklar evden çıkarken off yine mi okul söylemleri yerine coşku ile okullarına gidecekleri okullar yapmalıyız.” PayaStem’in bunu sağladığını belirten Altan, bütün okullardan benzeri bir sistemin olması gerektiğini kaydetti.
Singapur 1990 yılından beri girmiş olduğu PISA ve TIMMS sınavlarında ilk 3’e girdiğine dikkat çeken Payas Belediye Başkanı Bekir Altan bunun Singapur’un kendi matematik sistemlerini oluşturması sayesinde gerçekleştiğini bildirdi. Singapur matematiğinde; az konu ve derinlemesine matematik öğrenilmesini sağlayan bir model bulunduğunu belirten Altan, “Çocukların bir konuyu derinlemesine öğrenmesine imkan sağlayan modelde öğrenme gerçekleşmeden yeni bir konuya geçilmiyor bu da beraberinde başarıyı getiriyor.” diye konuştu. Altan şöyle devam etti: “Bu örnekten yola çıkarak ders içeriklerimizi ve müfredatımız hafifletilerek, derinlemesine öğrenmenin sağlanacağı bir model üzerinde yoğunlaşmamız gerekmektedir. Kurucusunun geometri kitabı yazıp terimleriyle ilgilendiği, tanınmış matematikçiler çıkaran bir ecdadın torunları bugün PISA´da matematikten kötü not almamalı. Bu noktada PayaStem tekrar devreye giriyor. Merkezimizde uyguladığımız STEM eğitimi modeli ile öğrencilerimizin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda derinlemesine öğrenmelerini sağlıyoruz. PayaStem merkezimizin giriş kısmında bir yazı yazıyor. ‘Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz.’ Osmanlı da Enderun mekteplerinin kapısında yazan bir yazıydı bu. Bizim eğitim felsefemizi yansıttığı için bu yazıyı merkezimizin girişine yazdık. Artık çocuklarımızı tek tip yetiştirmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Eğitimde kaybedilecek tek birey dahi yoktur. Her çocuğun kendine göre yetenekleri bulunmaktadır. Yeter ki onlara yeteneklerini ortaya çıkartmaları için fırsat tanıyalım.
Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığımıza büyük görev düşmektedir. Bizim Hatay’dan Payas’tan başlatmış olduğumuz bu kıvılcımın bütün ülkeme yayılması ise ancak bakanlığımızın destekleri ile sağlanabilir. Umarım yeni bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk eğitimin kalitesinin arttırılmasına yönelik bu çalışmalara hız verecektir.”
"Ülkemizde FATİH Projesi'ni değerlendirirken öğretmen, öğrenci ve kurulan sistemler açısından incelememiz gerekmektedir. Öğretmenlerden kaynaklı sorunların temelinde FATİH Projesi'nde kullanılacak olan teknik cihazların, yazılımların kullanımında öğretmenlerin yeteri kadar bilgi birikimine sahip olmamasıdır"
FATİH Projesi’nde önce öğretmenler eğitilmeli
Bekir Altan, FATİH Projesi hakkında da değerlendirmelerde bulundu. FATİH Projesi’nin 2010 yılında ülke gündemine girdiğini ifade eden Altan, “Bilişim teknolojilerinin eğitimde kullanım sürecini incelediğimizde dünyanın farklı ülkelerinde de benzer örneklerin kullanıldığını görmekteyiz. Kullanım sağlayan ülkelerin hepsinin karşılaştığı ortak sorunlarla bizimde karşılaştığımızı söyleyebilirim. Ülkemizde FATİH projesini değerlendirirken öğretmen, öğrenci ve kurulan sistemler açısından incelememiz gerekmektedir.
Öğretmenlerden kaynaklı sorunların temelinde FATİH projesinde kullanılacak olan teknik cihazların, yazılımların kullanımında öğretmenlerin yeteri kadar bilgi birikimine sahip olmamasıdır. Bu noktada proje kapsamında öğretmenlere verilen hizmet içi eğitimlerin yetersiz kaldığı aşikardır. Daha verimli eğitimlerle öğretmenlerimizin yapıya vakıf olmaları sağlanmalıdır.
Öğrencilerimiz teknoloji kullanımı konusunda çağın gerekliliklerini karşılamaktadırlar. Kullandıkları tabletlerin teknolojilerine çok fazla vakıf olmanın yanında bazı sorunlarda beraberinde gelmektedir. Sanal dünyada öğrencilerimiz bir çok bilgiye ulaşabilme lüksüne sahip ancak bu bilgilerin ne derece doğru olduğunu analiz etme yetisine sahip değiller. Ayrıca sanal alemdeki tehlikelerden çocuklarımızı uzak tutmak kolay bir iş değildir.
Bu noktada Bakanlığımızın bu konu ile ilgili yapmış oluğu çalışmaların çok önemli olduğu kanaatindeyim. Özellikle FATİH Projesi ve EBA ile öğrencilerimiz doğru bilgiye ulaşabilme şansını yakalayabilmektedirler. Bununla birlikte Fatih projesi ve EBA sayesinde ülkenin en doğusundan en batısına eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabileceğini düşünüyorum.” diye konuştu