
Azerbaycan hükümeti ve Dünya Bankası ile sürdürülen “Tapu ve Kadastro Yönetim Sistemi (RERCMS) hakkında bilgiler veren Netcad Genel Müdürü Ufuk Balcı, bu konuda sektörün önemli bir yazılım ihracat potansiyeli olduğunun altını çizdi.
ictmedia.com.tr: Türkiye’de yazılım sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerinizi paylaşır mısınız?
Günümüzde bilgiyi iyi kullanan toplumlar ile doğru bilgiye doğru zamanda erişebilen bireyler, diğerleri arasından sivrilerek refah düzeyi daha yüksek bir hayat sürmeye başladılar. Bu da bilgi toplumu denilen kavramın doğmasına olanak sağladı. Yazılım ise bu dünyanın en temel taşı. Bugün tüm hayatımızı bilgisayar başından yönetebiliyorsak, bunu yazılıma borçluyuz. Bankacılıktan, sağlık sektörüne, gıdadan, ulaşıma tüm sektörlerin yazılıma ihtiyacı var. Ben ülkemizde de bu algının iyice yaygınlaştığını düşünüyorum. Yazılım, son yıllarda oldukça yükselen bir trend halini aldı.
Firmamız Netcad, 1989 yılında henüz bilgisayarla yeni tanışmış bir topluma sahada kâğıt kalemlerle yaptıkları işleri yazılımla nasıl ekranlara taşıyabileceklerini gösterdi. Kurulduğu günden bu yana geliştirdiği Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Mühendislik dallarındaki uygulamalarıyla haritadan mekânsal planlamaya, altyapıdan üst yapıya, madenden inşaata, yollardan havzalara, barajlara, kent bilgi sistemlerinden afet yönetim sistemlerine, arazi toplulaştırmadan kamulaştırmaya kadar daha birçok alanda çözümler üretti. Yani yazılımın değerini 27 yıl önce fark ederek, ülkemize bu değeri kattı.
Bizler Kamu, Yerel Yönetim ve Özel sektöre yazılım üretiyoruz. Kendi yazılım sektörümüzdeki sorun ve çözüm önerileri hakkında özetle şunları söyleyebilirim;
- Kamu yazılım işlerini kendi yapmaktan imtina etmeli. Kamu kendi yazılımını kendi yaparsa HİZMET üretmiş olur. ÜRÜN üretmiş olmaz. Ürün olsa bile ticari değeri olmaz. HİZMET’den çok ÜRÜN oluşturmaya önem verilmeli ki ihracat potansiyeli oluştursun.
- Kamu, YAZILIM YAPAN’dan çok YAZILIM YAPTIRAN ve DENETLEYEN olmalı. Özel sektöre rakip olmamalı. Özel sektörü destekleyici misyonu olmalı.
- Açık ihale ile en ucuza iş verme yerine Kalite, Deneyim ve Teknik gücün de yer alacağı Belli İstekliler Arasında İhale yöntemi teşvik edilmeli
- Şartname hazırlığı, kabul ve test süreçlerinde yaşanan sorunları azaltmak için Kamu, Danışmanlık Hizmeti satın almalı
- Projelerde sürekliliğin sağlanması için «Yazılım Bakım Anlaşması» önemsenmeli
- KİK’den muafiyet hakkı mümkün olduğunca kısıtlanmalı.
Eğer bu maddeler dikkate alınırsa ben sektörümüzün önünün daha da açılacağına inanıyorum.
ictmedia.com.tr: Ar-Ge için sağlanan mevcut teşvik ve desteklerle ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Teşvik ve desteklerin verimli değerlendirildiğini düşünüyor musunuz? Uygulanan modelleri doğru buluyor musunuz?
Ülkemizde Ar-Ge teşviklerinin temelde yürütücüsü Tübitak olup, aynı zamanda uluslararası teşviklerin pek çoğunda yerel otorite olarak güçlü bir paydaştır. Bunun yanı sıra Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ar-Ge teşvikleri ile üniversite-sanayi işbirliğinin güçlenmesi ve süreklileşen Ar-Ge faaliyetlerinin kurumsal olarak tescili sağlanmaktadır. Uzun süredir uygulanan Ar-Ge destek pratiklerinin ülkemizde ve sektörde bilgi ve tecrübe birikimi sağladığını rahatlıkla ve mutlulukla söyleyebilirim. Biz Netcad olarak kendi faaliyet alanımız içerisinde teknolojik gelişmeleri, bilimsel ve akademik tecrübeleri, Dünya’da gerçekleşen yönelimleri yakından takip ederek; geleceğin sorunlarını öngörme ve bugünden çözümlerini gerçekleştirme çabası içindeyiz. Bu bakış açısının beklenen sonucu Ar-Ge faaliyetleri ve tekrarlanarak içselleştirilen Ar-Ge süreçleridir. Bugün sektörde müşteri ile buluşturduğumuz pek çok ürünümüz Ar-Ge çalışmalarımızın sonucudur ve bazı çalışmalarımızda ulusal ve uluslararası desteklerden faydalandığımızı da ilgili kurumlara teşekkür ederek belirtmek isterim. Destek süreçlerinin iki boyutu olduğunu değerlendiriyorum. İlk boyutu gerçekleşen değerlendirme ve izleme faaliyetleridir. Her ikisinde de bizlerin projelerine akademik liyakati olan dış değerlendiricilerin katkısı büyüktür. Özellikle projenin Ar-Ge unsurlarına ve uygulanacak/geliştirilecek çözüm ve yöntemler üzerine böylesi kıymetli değerlendirmeleri alabilmeyi çok önemsiyorum. İkinci boyutta ise mali süreçler gelmektedir. Burada uygulanan destek oranlarının makul olduğunu ve Ar-Ge destek süreçlerinin mümkün olduğunda amacına uygun kılacak bir tanım içinde gerçekleştiğini değerlendiriyorum.
Ar-Ge destekleri konusunda yaşamakta olduğumuz temel sıkıntı destek süreçlerin uzun sürmesi ve ne kadar sürebileceğinin öngörülememesidir. Bu durum planlama yapabilmeyi güçleştirdiği gibi bazı bürokratik işlemlerinde aksamasına neden olmaktadır. Bununla birlikte Ar-Ge desteklerinin uluslararası boyutunu artırmak adına ilk beklentimiz ikili ya da çerçeve programlarında ortaklıkların oluşum sürecinde de başta Tübitak olmak üzere kamusal paydaşların aktif katılımıdır. Biz Netcad olarak faaliyet alanı belli, ciddi arge kazanımları edinmiş ve uluslararası projeler gerçekleştirmiş bir firmayız. Ancak yine de Dünya çözümleri üretmemize katkı yapacak çok uluslu projeleri hayata geçirmek için nitelikli yurt dışı ortaklar bulmak için ayrıca çaba gösteriyoruz. Bu noktada, işbirliklerinin oluşumunu kolaylaştırıcı faaliyetlerin sektörde nitelikli ve uluslararası pazara yönelik çözümlerin gelişimini olumlu yönde etkileyeceğini değerlendiriyorum.
ictmedia.com.tr: Yerli üretim yazılım ürünlerimizin yurt içi ve yurtdışı pazarda tercih edilirliği nasıl? Ürünlerimizin yaygınlaştırılması adına neler yapılabilir?
Yazılım ürünü ihraç etmek, hizmet ihraç etmeye göre daha zor. Bir yazılım ürünü ihraç edebilmeniz için ticari paket ürünü haline getirmeniz gerekiyor, ayrıca yeterli test, güvenlik, dokümantasyon, performans vb. hususları da en kaliteli biçimde karşılamalısınız. Bunların hepsini sağlasanız bile yeterli kullanım referansını sağlamadan Pazar oluşturmanız mümkün değil. Bu referansları önce kendi ülkenizde oluşturmanız gerekiyor.
Biz 27 yıllık deneyimiyle Türkiye’de %85’lik pazar payına ulaşmış bir firmayız. Dahası yurtdışında iş yapan müteahhitlerin çoğu bizim yazılımlarımızı tercih ediyor ve bu durum da ihracatımızın en büyük desteklerinden biri haline geliyor. Ürünlerimizin olgunlaşması ve yeterli referansın oluşması kısmındaki zorlukların bir bölümünü de aşmış durumdayız. Devletimizin son yıllarda sağladığı ARGE desteği ile Yurtdışı Pazarlama & Satış teşviklerini zorlukların aşılmasında çok yararlı girişimler olarak değerlendiriyoruz.
Biraz önce ifade ettiğim gibi yazılım artık ülkemizde yükselen bir trend halini aldı, çok uzak değil on yıl önce üzerinde bu kadar durulmayan yazılım, bugün ülkemizin en değerli konularından biri oldu. Türkiye artık yazılım konusunda markalaşmaya hazır. Yurtdışında çok iyi işler başaran Türkler var ve onlar bizlerin gurur kaynağı, referansı. Kaldı ki ülkemiz, son dönemde artan ARGE yatırımları ile artık yazılım ihraç eden, bilgi ve deneyimini paylaşan bir ülke haline geldi. Bu doğrultuda firmamızın da yazılım ihracatı konusunda birçok çalışması olduğunu ve Coğrafi Bilgi Sistemi ile Mühendislik yazılımları ihracatında öncü bir firma haline geldiğini söyleyebilirim.
Bu çabaların çok daha yaygınlaşması ve büyümesi için de özellikle kamunun özel sektörü desteklemesi gerektiğine inanıyorum. Kamu pazarında bazı kurumların son zamanlarda kendi işlerini kendileri yapma gayreti içerisine girdiklerini gözlemliyoruz. Bunu bir tasarruf olarak niteliyorlar. Bu konuya katılmadığımı söylemek istiyorum. Kamunun iş yapandan çok işi yaptıran olması gerektiğine inanıyorum. Kamu yazılım sektöründe rakip konumda olmamalı. Hükümetimizin yazılım sektörünü ve Ar-Ge çalışmalarını destekleme kültürüne uygun konumda olmalarının, yazılım alanında ihracatı artırma çabalarını destekleyecek nitelikte yazılım firmaları ile beraber iş yapma kültürü edinmelerinin çok daha önemli olduğuna inanıyorum. Aksi halde gelişen teknolojiye hep ayak uyduran ama hiç teknoloji geliştiremeyen bir konuma geçeriz.
ictmedia.com.tr: Azerbaycan Hükümeti ve Dünya Bankası ile sürdürdüğünüz “Tapu ve Kadastro Yönetim Sistemi (RERCMS)” projesini tamamladınız. Projenin detaylarından bahseder misiniz? Yurtdışı pazarında başka projeleriniz var mı? RERCMS bu projelere referans olabilir mi?
Dünya Bankası ile 14.03.2012 de imzalanan Proje kapsamında Azerbaycan ülkesindeki devlet ve özel tüm taşınmazların coğrafi ve sözel verilerin modern teknolojiler kullanılan tek bir sistem üzerinde yönetilmesi, diğer devlet kurumları ile entegrasyonun sağlanması amaçlanmıştır. Önce ön yeterlilik daha sonra ihale süreçleri sonrasında firmamız pek çok yabancı firma arasından sıyrılarak ihaleyi almış ve öngörülen sürede tamamlayarak yazılımları teslim etmiştir.
Proje dört bölümden oluşuyor, biz emlak kaydı ile devlet mülk yönetimi ve kayıtları maddelerini gerçekleştirdik. Bu maddeler altında da proje yönetim dokümanlarının hazırlanması, analiz süreçleri, tasarım ve yazılım geliştirme, veri aktarımı, pilot uygulamalar ve bakım gibi süreçleri başarıyla tamamladık.
Bu uygulamaları gerçekleştirirken önce proje planları hazırladık ve kuruma sunduk, sonra detaylı analiz süreci ile ihtiyaçları tespit ettik. Bu ihtiyaçları karşılayacak tasarım raporlarımızı hazırladık. Kurumun onayından sonra yazılım geliştirme faaliyetlerini yürüttük, sonrasında test, kurulum eğitim ve işletime alma faaliyetleri ile projeyi tamamlamış olduk.
Proje ile;
- Güvenilir, şeffaf ve etkin bir gayrimenkul kayıt sisteminin kurulması,
- Gerek özel, gerekse kamu taşınmaz mallarının modern teknolojiler kullanılan tek bir sistem üzerinde etkin biçimde takip ve kontrolünün sağlanması ve diğer devlet kurumları ile entegre edilmesi amaçlandı ve bu başlıklar başarıyla tamamlandı.
Projenin getirilerine gelecek olursak, bu getirileri sadece firma başlığı altında değil tüm ülke açısından değerlendirmenin daha doğru olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin Tapu ve Kadastro konusunda Osmanlı İmparatorluğundan gelen bir kültür ve deneyimi var. Bu işi iyi bilen ve iyi uygulayan bir ülkeyiz. Bu konuda Türkiye bir marka olabilir ve çevre ülkelere bu çözümlerini sunabilir. Çevre ülkelerde Türk müteahhitler çok iyi işler yapmışlar. Türklerle çalışılır imajı oluşmuş durumda. Biz de Netcad olarak Türkiye’de edindiğimiz deneyimi bugün Azerbaycan’a taşıdık. Yarın diğer ülkelere de rahatlıkla taşıyabilir ve bu sektörde de bir Türk imajı yaratabiliriz. Bu sektörün çok önemli yazılım ihracat potansiyeline sahip olduğuna inanıyorum.