SER Danışmanlık tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin bilim, teknoloji ve inovasyon performansını inceleyen 2025 Ar-Ge ve İnovasyon Raporu yayımlandı. Rapor, 2024 yılı verileri ışığında son on yıllık gelişimi analiz ederek, istihdam ve harcamalardaki kritik değişimleri ortaya koydu. Raporun en dikkat çekici bulgusu, istihdam yapısındaki değişim oldu. Verilere göre, yazılım sektöründeki Ar-Ge personeli sayısı bir önceki yıla göre %15’in üzerinde artarak 95.000 kişiye ulaştı. Buna karşılık imalat sanayiindeki Ar-Ge personeli artışı %1’in altında kalarak 90.000 seviyesinde kaldı. Bu sonuçla yazılım sektörü, Türkiye tarihinde ilk kez Ar-Ge personeli istihdamında imalat sanayini geride bırakmış oldu. SGK verileri üzerinden yapılan analizde ise, yazılım sektöründe çalışanların ortalama maaşının 80.000 TL’nin üzerine çıktığı, imalat sanayiinde ise bu rakamın 40.000 TL civarında kaldığı belirtildi.
Ar-Ge Harcamaları ve Finansman Yapısı
Türkiye'nin toplam Ar-Ge harcamaları bir önceki yıla göre artış göstererek 651 milyar TL’ye 19,9 milyar dolara ulaştı. On yıl önce 7,5 milyar dolar seviyesinde olan bu tutar, 20 milyar dolar sınırına yaklaştı. Toplam harcamalar içinde özel sektörün payı %65 olarak belirlendi. Ancak raporda, özel sektör harcamalarındaki büyük payın, savunma sanayii firmalarından TUSAŞ (51,5 milyar TL) ve ASELSAN (32 milyar TL) gibi şirketlerden geldiği ve dolayısıyla dolaylı kamu finansmanının etkisinin yüksek olduğu vurgulandı. Rapora göre Türkiye, Ar-Ge vergi teşviklerinde dikkat çekici bir seviyede bulunuyor. Özel sektörün yaptığı Ar-Ge harcamasının %27’si devletin sağladığı dolaylı teşviklerle finanse edildi. Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları içindeki dolaylı teşvik oranı (%16,8), OECD (%6,9) ve AB (%7,4) ortalamalarının oldukça üzerinde yer aldı.
Sanayideki Çelişkili Veriler ve Yatırım İştahı
Rapor, imalat sektöründe ilginç bir çelişkiye işaret etti. Yüksek ve orta-yüksek teknoloji alanlarında "Kapasite Raporu" alan tesis sayısı artarken, geleceğe dönük yatırım iştahını gösteren "Yatırım Teşvik Belgeleri"nde son 5-6 yılın en düşük seviyesinin görüldüğü belirtildi. Öte yandan, girişim sermayesi yatırımları toparlanma sinyali vererek 1,1 milyar dolara ulaştı. Yatırım alan firma sayısı ise rekor kırarak 469’a yükseldi.
Raporda, beyin göçü tartışmalarına dair veriler de yer aldı. Yükseköğretim mezunları içinde genel beyin göçü oranı %2 seviyesinde kalsa da, stratejik bölümlerde önemli kayıplar görüldü. Moleküler biyoloji ve genetik mezunlarının %15’i, işletme mühendislerinin ise %11’i yurt dışına göç etti. Bölgesel eşitsizlik Ar-Ge verilerine yansımaya devam etti; Türkiye’deki toplam Ar-Ge personelinin üçte biri İstanbul’da istihdam edilmektedir. Raporu editörlüğünü yapan Dr. Ömer Özdinç, sonuçları değerlendirirken yazılım sektörünün imalat sanayini Ar-Ge personeli istihdamında geçmesini "tarihi bir eşik" olarak nitelendirdi. Özdinç, "Ancak imalat sanayimizdeki karlılığın %2 gibi kritik seviyelere düşmesi ve yatırım iştahının son altı yılın en düşük seviyesine gerilemesi, politika yapıcılar için ciddi bir uyarı niteliğindedir. 20 milyar dolara dayanan Ar-Ge harcamalarının, nitelikli insan kaynağıyla ve ticarileşebilen çıktılarla desteklenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.