
Param Kurucusu Emin Can Yılmaz, salgınla birlikte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de dijital dönüşüm daha da hızlandığını belirtti. Yaşam şekilleri, kullanıcı alışkanlıkları, tüketici karar alma mekanizmaları ile beklentilerin tam anlamıyla değiştiğini kaydeten Yılmaz, “Buna paralel olarak tüm sektörlerin iş yapış şekilleri yeniden belirlendi. Şirketler bu değişimi takiben çalışanlarının, müşterilerinin, tedarikçilerinin yeni ihtiyaçları doğrultusunda daha fazla dijital çözümlere yöneldi. Son yıllarda dijitalleşme ve teknoloji büyük bir ivme kazandı. Pandemi döneminde sosyal izolasyon ve temassız iletişimden dolayı tüketiciler yüzünü e-ticarete çevirdi ve geçtiğimiz yıllara nazaran en hızlı büyüyen sektör şüphesiz e-ticaret oldu. Bu değişim, ödeme tercihlerini de ciddi ölçüde etkiledi.” dedi. Tüketicilerin online alışverişe yönelmesinin, dijital ödeme alt yapılarına olan talebi de arttırdığına dikkat çeken Yılmaz, şöyle devam etti: “Dolayısıyla finans dünyasının en hızlı gelişen kısmı ödemeler oldu. Aynı zamanda, ödeme dünyasının merkezinde de artık dijitalleşme var. Elbette nakit kullanımı devam edecek ancak belirli bir kesimin kullandığı bir ödeme yöntemi olarak kalacak. Dijitalleşme ile cüzdanlarımızda banka ya da kredi kartı taşımamıza gerek yok, oysa bundan 5-10 yıl önce bir insanın cüzdanında ne kadar çok kart varsa o kadar ‘havalı’ olarak algılanıyordu ya da cüzdanınızı yanınıza almayı unuttuğunuzda bir an önce eve dönmeniz gerekiyordu. Şimdi ise bir akıllı telefonla tüm işlemlerinizi yapabiliyorsunuz. Yakında akıllı telefonların içine kimlikler, ehliyetler hatta bir süre sonra pasaportlar bile girecek. Herkesin cep telefonu cüzdanı olacak. E-ticarette de müşterinin hızlı, güvenli ve avantajlı bir biçimde alışveriş yapmasını sağlayacak çözümlerin sayısı artacak. Fiziki ticarette ise temassız ödemeler, akıllı kasalar hatta kasasız mağazalar hızla yaygınlaşacak. Öte yandan kripto paraların da ödeme dünyasının önemli bir enstrümanı haline geleceğini söyleyebiliriz. Tam da bu noktada bugünün ihtiyaçlarına yönelik inovatif çözümler üreten ve geliştiren FinTech’ler gelecekte daha da önemli hale gelecekler. Hem dünyada hem de Türkiye’de FinTech sektörü özelinde sevindirici gelişmeler yaşanmaya devam edecek. Türkiye FinTech ekosisteminin önünün çok açık olduğunu ve küresel ölçekte pek çok fırsata sahip olduğunu söyleyebiliriz.”
Emin Can Yılmaz, yükselen blokzinciri ve kripto para piyasalarını da değerlendirdi. Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre halihazırda bankacılık ve finans dünyasında blokzincir teknolojilerinin uluslararası para transferi, dış ticaret ve finansmanı, kurumsal ve ticari kredi kullanımı ve akıllı kontrat kullanımı gibi birçok noktada uygulama alanı buluyor. Bu teknolojinin bankacılık ve finans sektöründe rekabeti artırması, ticareti ve işlemleri hızlandırıcı etkisiyle ön plana çıkıyor. Bu kadar yüksek bir potansiyele sahip olmakla birlikte blokzincirin beklenen olgunluğa erişebilmesi için biraz daha zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yılmaz, “Blokzincir teknolojisi sadece finansal hizmetler veya kripto para birimleri için değil, birçok alanda potansiyele sahip ve gelişmeye devam eden bir teknoloji. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan bir ankete göre, yöneticilerin yüzde 58’i, küresel GSYH’nın yüzde 10’unun “2025’den önce blokzincirde bulunacağı yönünde bir tahmin yürütüyor. Kripto paralar, her ne kadar uzun bir zamandan beri global ölçekte gündemin en çok konuşulan konusu olsalar bile, blokzincir teknolojisinin uygulama alanlarından sadece biri. Kripto paranın bir daha çıkmamak üzere finans dünyasında bir kavram olarak yerini aldığını düşünüyorum. Bununla birlikte, manipülasyona açık olmaları ve yüksek dalgalanmaların yaşanması, devletlerin kripto paralara mesafeli yaklaşımları gibi nedenlerle hala yüksek bir güven sorunu oluşturuyor.” diye konuştu.
Yılmaz’ın Türkiye’de FinTech ekosistemi ile ilgili değerlendirmesi ise şöyle: “FinTech’ler özellikle bankacılık ve finans sektörüne ait işlemlerin daha az maliyetle ve daha etkili bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olurken banka ve müşteri arasındaki iletişimi de yeniden tanımlıyor. Bunun yanı sıra kullanıcılar arası para transferleri, kolay kredi başvuruları, fatura ödeme hizmeti, fatura tahsilatları, ödeme alanlarında da hızlı, kolay ve güvenilir hizmetler sunuyor. Sıraladığım hizmetler önemli ancak bence FinTech’lerin en önemli katkısı finansal kapsayıcılığı büyütmesi. Yapılan araştırmalara göre, bugün Türkiye’de hala 20 milyon civarında kişinin finansal hizmetlere erişimi yok. Bu oldukça yüksek bir rakam. Dijitalleşmenin sunduğu olanaklarla birlikte FinTech şirketlerinin esnek ve hızlı yapısı daha fazla kişinin finansal hizmetlere ulaşmasını sağlıyor. Bugün FinTech’lerin özellikle salgın dönemini fırsata çevirdiklerini görüyoruz. Sektör özellikle 2020’nin ikinci yarısıyla bir sıçrama yaşadı. KPMG’nin düzenli olarak hazırladığı ‘Pulse of Fintech’ raporuna göre 2020’de küresel çapta toplam 2 bin 861 işlemde 105,3 milyar dolarlık FinTech yatırımı gerçekleşti. Geçen yıl salgının başında birçok anlaşmanın durmasının ardından yatırımcılar ve FinTech’ler yılın ikinci yarısında yeni normalde iş yapmayı öğrenerek trendi tersine çevirdi.
Türkiye’de de birleşme, satın alma ve yatırım alanlarında FinTech’lerin ilk sıralarda olduğunu görüyoruz. Son iki yılda, Varlık Fonu’nun işlemlerini sıralamaya almazsak, yerli ve yabancı yatırımcıların tercihi teknoloji ve FinTech şirketleri oldu. Ayrıca satın alma ve ortaklık işlemlerin FinTech’ler arasında da artacağını görüyoruz. Örneğin biz bu yılın ilk 6 ayında iki ortaklığa imza attık. Netahsilat (online kart tahsilat sistemi), Netekstre (açık bankacılık platformu), E-DBS (doğrudan borçlandırma sistemi) ve POS Rapor (POS ve sanal POS raporlama sistemi) ürünlerine sahip olan EÇözüm’ün çoğunluk hisselerini satın aldık. Haziran ayı içinde de Türkiye’nin lider takdir ve ödüllendirme şirketi Momento’ya ortak olduk.” Param Kurucusu Emin Can Yılmaz kripto varlıklarla ilgili Merkez Bankası’nın yaptığı düzenleme konusunda ise şunları söyledi: “Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere ülkelerin, devletlerin kripto paralara yaklaşımı farklılık gösteriyor ve genel olarak bu varlıklara temkinli yaklaşılıyor. TCMB'nin yaklaşımı da kripto varlıklarla ilgili temel güven sorununun bir yansıması. Dünya uygulamalarına baktığımız da Coinbase vb. uygulamaların kripto varlıkların mal ve hizmet alımında kullanımını sağlayan ön ödemeli kartları ihraç ettiği görülüyor. Ülkemizde de kripto paralara ilişkin yasal düzenlemelerin netleşmesiyle birlikte yeni uygulamalar hayata geçecektir.”