ICT Media
Synology Türkiye Ürün Müdürü Ercan Çimen, günümüzün petrolünün “veri” olduğunu, bulut bilişim, büyük veri, mobilite ve nesnelerin interneti gibi son yılların önemli eğilimlerinin, veri merkezlerinin ve depolamanın önemini daha çok artırdığını söyledi.
Kurum ve kullanıcıların, veri depolamada çok fonksiyonlu, yüksek performanslı ve aynı zamanda güvenilir çözüm aradığını belirten Çimen, “Üzülerek söylemek gerekir ki Türkiye’deki veri merkezlerinin büyüme eğilimi, potansiyelinin gerisinde. Örnek vermek gerekirse sadece California’da 197 veri merkezi bulunuyor. Türkiye’de ise sertifikalı veri merkezi sayısı maalesef 40'ın üzerinde değil. İstanbul’da Tier sertifikalı veri merkezi sayısının son bilgiler ışığında 20'yi geçmediğini söyleyebiliriz. Dünya ortalamasının yakalanması için bu sayıların yaklaşık üç kat artması gerekiyor. Dünya veri merkezi otomasyon pazarının 2014-2019 yılları arasında yıllık tahmini büyüme oranı yüzde 18,97 olması bekleniyor. Pazar büyüklüğünün ise 3,16 milyar dolardan 7,53 milyar dolara çıkması bekleniyor. Türkiye’nin Asya ve Avrupa’nın ortasında bir köprü olduğundan hareketle internette dünya üzerindeki önemli bir erişim noktası olma potansiyeli mevcut. Aynı şekilde Türkiye, hosting, Co-Location hizmetleri sunabilmek için çok uygun bir coğrafyada bulunuyor. Bu veriler ışığında Türkiye, kendi coğrafyasında bir veri merkezi üssü olabilir hatta olmalıdır” görüşünü ifade etti.
Çimen, veri merkezlerinde kullanılan teknolojilere değinirken, veri merkezlerinde verinin yedeklenmesinin esas olduğunu ayrıca yedeklenen veriye istenildiği an, sorunsuz ve kesintisiz şekilde ulaşılması gerektiğini vurguladı. Çimen, şöyle devam etti:
“Herhangi bir felaket anında da alınan verilerin yedeğine erişilmeli ve iş süreçleri kesintiye uğramamalıdır. İhtiyaca göre tercih edilebilen üç çeşit yedekleme türü bulunmaktadır: Tam yedek, sadece değişen verinin yedeğinin alındığı farksal yedeklilik ve üçüncü olarak verinin yedeklendiği alandan yer kazanılmasını sağlayan ve yedekleme işleminin daha kısa sürede bittiği artan yedeklilik. Bunlara son zamanlarda tercih edilen tekilleştirilmiş yedeklemeyi de ekleyebiliriz. Her dört yedekleme de kendine has avantajlar sağlar. Burada tercihi, kullanım amacı, fiyat politikaları, performans, esneklik ve güvenlik algısı belirlemektedir. Örneğin Synology olarak veri erişiminde sunduğumuz bulut uygulamaları, kullanımı kolay, mevcut BT yapısına kolay entegre olabilen ve rakiplerinden farklılaşan olanaklar sağlaması ile kullanıcılarına önemli avantajlar sağlıyor. Synology cihazları, genel, özel veya hibrid bulut olarak ihtiyaçlara uygun kullanılabiliyor. Verilerin hızlı gönderilip alınmasını sağlayan ürünlerimiz, sürekli olarak en güncel veriler üzerinde çalışılma fırsatı veriyor. Kullanıcı erişim izinlerinin belirlenebildiği ve SSL şifreleme özelliği ile verilerinin güven altında tutulmasını sağlıyoruz. SSL ve VPN gibi uygulamalar sayesinde en yüksek düzeyde güvelik sunan NAS ürünlerimizin zaman ve enerjiden de tasarruf edilmesine imkân tanıdığını belirtmek isterim. Ayrıca dağıtık BT ve endüstriyel nesnelerin interneti (IIoT), BT kaynaklarını kullanıcılara ve endüstriyel süreçlere yakınlaştırıyor. Kuruluşlar, bu değişikliklere uyum sağlamak için standartları yüksek dağıtık BT merkezlerine uzaktan ve hızlı ulaşmayı, verimli bir yönetimi destekleyen yapılandırılmış veri merkezi çözümlerini kullanmaktan yana eğilim gösterebiliyor. Standartlaştırma ve modülerlik, hem dağıtık veri merkezlerinde hem de merkezi veri merkezlerinde önemli hale geliyor.”
“İDN sayesinde birçok fırsat doğacak”
Ercan Çimen, veri merkezleriyle ilgili düzenleme ve teşvikler konusunda görüşlerini paylaşırken, kullanılacak teknolojilerin verimli olması ve gelişimin önünün açılması için sektör bazlı düzenlemelerin çok önemli olduğunu dile getirdi. Kurumların zamandan ve maliyetten tasarruf ederek, iş sürekliliklerini daha verimli hale getirmek istediğini, bunun için de düzenlemelerin hızlı şekilde hayata geçirilmesinin bir zorunluluk olduğuna işaret eden Çimen, “Yasal düzenlemeleri yapan otoritelerin bu gelişmeleri yakından takip ederek gerekli çalışmaları yaptıklarını, bu konuda aksiyon aldıklarını söyleyebiliriz. Bu konuda hız kazanmak için gereken iyileştirmeler öncelikle teşvik, sonrasında veri merkezleri özelinde yaşanan sorunları adresleyen düzenlemeler, teknik bilgi ve eğitim desteği ile rekabet gücü oluşturabilecek insan gücü oluşturma şeklinde sıralanabilir. Bu alanda atılacak adımlar veri merkezlerine yapılacak yatırımları çeşitlendirebilir ve hacmini artırabilir. Kurumların da yapılan düzenlemelere uygun teknolojileri ve çalışma şekillerini bünyelerinde konumlandırmaları gerekiyor. Düzenlemeler ile birlikte iş süreçlerinin daha etkili ve verimli olduğu küresel ve yerel örneklerde görülüyor” dedi.
Türkiye’de birçok kurumun, verilerini yurt dışındaki veri merkezlerinde tuttuğunu belirten Çimen, şu görüşleri paylaştı:
“Verilerin yurt içerisinde değil de yurt dışında tutulması, ülke içerisindeki veri merkezi gelişimini de doğrudan etkiliyor. Türkiye’de hayata geçirilecek İDN projesi verilerin ülke sınırları içerisinde kalmasının sağlamasının yanı sıra veri merkezlerinin de gelişimine katkı sağlayacağını söylemek mümkün. İDN projesini, dünya devi firmaları Türkiye’ye çekmek ve bu alanda nitelikli iş gücü oluşturabilmek adına atılmış çok önemli bir adım olarak görüyoruz. Bu bağlamda, ülke ekonomisine ve bu alanda yatırım yapmış olan bütün kurumlara maliyet anlamında avantajlar sağlanacağını söyleyebiliriz. Ayrıca İDN sayesinde bilişim sektöründe birçok fırsatın da doğacağı görüşündeyiz.”
