
Prof. Dr. Beycan İbrahimoğlu dünyadaplazma teknolojisi konusundaki en yetkin isimlerden birisi. Yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış çok sayıda bilimsel araştırma, bildiri ve makalesi bulunuyor. Nahçıvan eski Başbakanı olan İbrahimoğlu,1990 yıllarda geldiği Türkiye’de araştırmalarına devam ediyor. Prof. Dr. İbrahimoğlu ile maddenin dördüncü hali diye nitelendirilen plazma teknolojisi üzerine konuştuk. Beycan Hoca, tekstilden savunma sanayiine kadar hayatın her alanına giren bu yeni teknoloji ve kullanım alanları hakkında bilinmeyenleri ICT MEDIA’ya anlattı.
ICT MEDIA: Hocam önce; plazma kanda alyuvar ve akyuvar haricinde oluşan bir sıvı mıdır yoksa plazma televizyon mudur? Plazma nedir?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Bir anıyla başlayalım. Bir zamanlar Türkiye’de savunma sanayisi müsteşarı Murad Bayar vardı. Farklı bir insandı. Kendisi de elektrik elektronik konusunda uzmandı, plazmayla ilgili Türkiye’de ihtiyaç olduğunu, bilim merkezinin açılmasını istedi. “Siz proje hazırlayın, biz de size destek çıkalım.” Proje hazırlandı Gazi Üniversitesine verildi o zaman Gazi Üniversitesi’nin rektörü hukukçuydu: Rıza Ayhan Bey. Hemen imzalandı. Kalkınma Bakanlığı o zaman ki DPT bunu kabul etti ve kaynak ayırdı altı ay bu konuda çalıştık. Kısa bir süre sonra rektör değişti yeni bir rektör geldi. Süleyman Büyükberber, gelir gelmez dedi ki “plazma ne ya?”, makinenin plazmayla ne ilgisi var. Plazma benim işim, kaldırın bunu. Kapatın bunu dedi ve kapattılar. Sonra malum oldu ki bu insan başka bir dünyanın hareketiyle bu teknolojinin önünü kesti. Daha sonra Reha Denemeç vardı. AK Parti’de Genel Başkan Yardımcısıydı. Denemeç’nın bu konuya hâkim olması yeni bir yol açtı. Kendimiz bir plazma teknoloji merkezi kurduk, bugün siz bu merkezde misafirimizsiniz.
Plazma nedir onu konuşursak? Aslında plazma insan kanındaki beyaz bir sıvının adıyla biliniyor. 1923 yılında Amerikanlı adamı Irving Langmuir plazma ifadesini gündeme getirdi. Böylece plazma bizim hayatımıza girdi, maddenin dördüncü hali olarak kabul gördü. Plazma aslında atom ne moleküllerin parçalanarak iyonlaşmasıdır maddenin iyon halidir. Şu an hepimizin bildiği maddenin katı, sıvı, gaz hali evrenin %1’idir, %99 plazmadır. Ama nedense biz bu kadar büyük bir şeyi çok geç anladık.Gelişmiş memleketler plazmanın ne olduğunu bilir.
Plazmayı askeri ve sivil alanda ilk kez Amerikalılar kullandı, Ruslar ise geliştirdi. Hidrojen bombasının denenmesi büyük ses getirdi. 100.000.000 derece sıcaklığa doğru bir adım atıldı ve bu sıcaklık neyin sıcaklığıydı? O zaman gördüler ki hidrojen o sıcaklıkta helyuma dönüşür ve bu öyleyse güneş modeli oldu ve “güneşin yerde yapay bir modelini kurabilir miyiz?” diye bir düşünceye sahip oldular, Andrei Sakharov adlı Rus bilim adamı da bunun başkanlığını yaptı ve TOKAMAK ortaya çıktı. Şimdi dünyada 300’ün üzerinde TOKAMAK var ve en ilginç olanı, uzun yıllar plazma doğru anlaşılmamış buna göre TOKOMAK projesinde ciddi sorunlar yaşanmıştır.
Bazı doğa olaylarını uygulamak ve anlamak için, en azından yaklaşık bir teorik modelin olması gereklidir, eğer model yanlışsa, sonuçta yanlıştır.Herhangi bir laboratuvar araştırmaları olmadan, plazma iyonize gaz olarak adlandırılmış ve buna göre teoriler geliştirilmiştir. Plazmanın iyonlaşmış gaz olarak kabulü ve buna göre yapılan teorik gelişmeler ve modellemeler Tokamak projesinde sorunlara neden olmuştur.Plazma gaz değil, gaz gibi modellenemez. Plazmaya iyonlaşmış gaz diyoruz. Bu yanlış bir düşüncedir gazdan tamamen farklı maddenin bir halidir.
Plazma bir gaz değil o, atom ve moleküllerin iyonlaşmış halı olup dinamik bir sistemdir.
Yakınlarda Hürriyet Gazetesi’nde bir yazı çıktı: “Almanlar yerde Güneşi kurdular” ve Çinliler 150.000.000 derece sıcaklığa kadar geldi. İngilizler Amerikalılar çok ciddi adımlar attı, TOKAMAK dediğimiz bu sistemle. Plazmanın sanayide uygulanması elektrik elde edilmesi amacıyla SEEBECK efekti denen bir efekt var. O da şudur;Termoelektrik etki, ısının doğrudan elektrik enerjisine veya tam tersine dönüşümüdür.Siz bir ısıyı elektrik enerjisine dönüştürebilirsiniz yani şu an zaten termik santrallerinde böyledir. Kömür yakarsınız oradan bir ısı ayrılar. O ısıyla suyu buhar haline getirirsiniz. Yüksek sıcaklık ve basınç altındaki buharı türbine vermekle elektrik elde edilmektedir. Plazmada daha farklıdır. Plazmadan elde edilmiş ısıyı bir başa elektrik enerjisiyle çevirirsiniz.
ICT MEDIA: Hocam yani bunun santralleri var mı? Gelişmiş ülkeler TOKAMAK sayesinde elektrik üretilebiliyor mu?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:TOKAMAK size bir ısı verecek sonra o ısıyı siz elektriğe çevireceksiniz. 2007’de uluslararası bir proje olan ITER’de Amerika, Rusya, Çin, Hindistan Fransa, İtalya bu projede yer almaktadır. Türkiye projede yer almadı. Plazmayı enerji üretiminde kullanmak için biz de bir adım attık... Soma’da 22 MW bir santral tesis edildi. Santrali Fransızlar kurmuş (65 sene önce) ve âtıl bir vaziyette duruyormuş. Bu santral de plazma ile düşük kaliteli kömürü yakın görelim dediler. Çünkü Türkiye’de linyit kömürü var ve linyitin kalitesi düşük. Bu kömürü yakmak için ya mazot kullanacaksınız ya da doğalgaz. Mutlaka bir yakıta ihtiyacınız var. Plazma olduğu zaman bu yakıta ihtiyacınız yok, plazma direk havadan (5000 -5500oC) sıcaklık elde edilecektir. Bu da en düşük kalitede kömürü yakacaktır. Diğer yandan plazma çevre dostu bir teknolojidir. Orada 4 tane 75 kw’lık plazma sistemi kurarak bunu geliştirdik. TUBİTAK, Türkiye Kömür İşletmeleri, EÜAŞ ve Anadolu Plazma Komisyon kuruldu. Komisyon gitti yerinde inceledi. İlk cümlesi “Plazmanın linyit kömür ile uyum içerisinde çalıştığı görülmüştür” oldu. Ama komisyonun amacı bu santral verimli mi, verimli değil mi ona bakması lazım.
ICT MEDIA: Test başarılı oldu ama verimi ölçemediniz.
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Bir santralin çalışabilmesi için santralde 500-550 derce sıcaklık 70-80 atm basınç altında buhar oluşturmanız gerekir. Biz bunları sakladık. Kazanda gerekli basınç ve sıcaklık saklandı bunu gördüler fakat tribünü çalıştıramadılar çünkü tribün çok eski, tribün âtıl durumda.
ICT MEDIA: Peki hocam bu modülün dünyada başka ülkelerde örnekleri var mı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Çin, Ukrayna, Rusya, Moğolistan, Polonya’da kullanılıyor. Niye bu memleketler? Çünkü bu memleketlerde kömür kalitesi düşük. Mesela Amerika’nın buna ihtiyacı yok Amerika’da zaten 5.000/7.000 kalorili kömür var. Buna ihtiyacı yok ama Amerika’da da çöp atıklarda, tıbbi atıklarda kullanılabilir. Şu anda Türkiye’de tıbbi atıkları ne yapıyoruz: Doğalgazla yakarız sonra da bastırırız. Doğalgazın size verdiği sıcaklık en yüksek 1200-1300 derece. Ama Fransa ne yapıyor? Fransa’da plazma bir kamyon üzerinde kurulur kamyon gezer laboratuvarlardan atıkları alır gazlaştırır.
ICT MEDIA: Bildiğin buharlaşır külde kalmaz ortada.
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Toprağın dışında her şeyi yakacaksınız, buharlaştıracaksınız, gazlaştıracaksınız, iyonlaştıracaksınız. Mesela en önemli şeylerden biri kömürün içerisinde kükürt var bunu yok etmeniz lazım.
ICT MEDIA: Türkiye’de en büyük dert kükürt. Elektrifikasyonu Polonyalı firmadan aldılar. Soma linyit tesisleri büyük paralar harcadı ama elektrifikasyon başarılı olamadı.
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Başarılı olup olmamak sisteme bağlıdır. Türkiye bir senede bildiğim kadarıyla 800 milyar lira kadar para harcandı araştırmaya. KOSGEB, TUBITAK Ajanslar verir. Peki bu araştırmaların sonu ne olur? Hiç mi başarılı araştırma yok? ‘Var.’ Türkiye’de çok zeki insanlar var ve başarılı işleri de var fakat sanayiye uygulaması yoktur.
ICT MEDIA: Ürüne dönüşmüyor mu?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Ürüne dönüşmüyor. Türkiye kritik zamanlar geçiriyor. Büyük bir kriz var. Krizden çıkmamın en kolay yollarından birisi projelerin ürüne dönüşmesidir.
ICT MEDIA: Hocam yeni bir teknolojiyi Türkiye’de ürüne dönüştürmüşsünüz, ürün satışlarından memnun musunuz?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Ama satmıyoruz ki… Satmıyoruz çünkü yolu yöntemi yok.
ICT MEDIA: Yani sertifikasyonu mu yapılmadı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Hayır. Sertifikasyonumuzda var CC belgemizde her şeyi var. Siz bunu kime satarsınız?
ICT MEDIA: Sanayiye satarım, üreticilere satarım.
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Ben profesörüm, 70 yaşında biriyim. Ben plazmatronmü satacağım? Sisteminizi kurun parayı kim vermişti: TUBİTAK. TUBİTAK’ın verdiği parayla bunu geliştirdim ve TUBİTAK fonunda bir yazım var. “Proje başarılı şekilde uygulanmıştır.” Bundan sonra Sanayi Teknoloji Bakanlığı’nın devreye girip çağırması lazım. “Sen bu parayla plazmatron geliştirdin, ne yaptın?” Bende “Şu an elimde 10 tane var buyurun” derim. Ben bunun fabrikasını nasıl kurayım? Seri üretim için fabrika kuracaksın. Peki nasıl kuracaksın bunu? Teknoloji Bakanlığı eğer bu işi ciddiye alır, krizden hemen çıkma yollarını böyle görürse o zaman Ar-Ge çalışması başarıyla bitirilmiş projeleri toplar ve sanayicileri çağırır. “Bunu neden uygulamıyorsun? Bu senin işin.” Sanayicilerde şunu diyecek: Pahalı olduğu için uygulamıyorum. Biz Ar-Ge de bir model yaptık. Bir model olduğuna göre pahalıdır. Ama seri üretimine giderse sanayiciler bunu kullanır. Burada aracı bir kuruma ihtiyaç var. O kurum var ama işlevi yok.
ICT MEDIA: Aslında Türkiye’de birçok başarılı Ar-Ge var ama bunlar kâğıt üzerinde kalıyor, bilimsel araştırma olarak kalıyor. Türkiye’de bunun ürünleştirilmesi ve ticarileştirilmesinde sıkıntı var diyebilir miyiz?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: O sistemin çalışması.
ICT MEDIA: Peki hocam, yıllardır plazma teknolojisiyle ilgisiniz uğraşıyorsunuz, geliştirdiğiniz modeller var yöntemler var en dikkat çekici modeliniz nedir örnek verecek olursanız?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Biz sadece sivil alanı konuşuyoruz, askeri alanı konuşmuyoruz. Mesela en dikkat çekici olanlardan biri tıp alanı. Kayseri’de Abdullah Gül Üniversitesi’nde kısa süre hocalık yaptım. O zaman plazma üzerine uluslararası bir kongre düzenledik. İtalya’dan, Rusya’dan, Amerika’dan buraya insanlar geldi. İran’dan 11 konuşmacı geldi. 11’ide plazmanın tıptaki yeri üzerine sunum yaptı. Türkiye’de tıpta plazma üzerine çalışan bir kişi yok. Halbuki Freedman’ın başkanlığında Amerika’da 20 hastada, plazma kanserin önlenmesinde kullanıldı. Cilt kanserinin önlenmesinde, ülser hastalığının önlenmesinde kullanıldı. Askeri tıp alanda en çok kullanılan yöntemlerden biri savaşta yaralanmış, kurşun yemiş bir askerin yaralarının tedavisi. Yüzde yüz garanti verilir ki plazma kullanılınca asker kangren olmayacak ve yara çok kısa bir sürede sağalacaktır.O cihaz biz de var. Bu alanda çalışmalarım oldu.
Büyük hastaneler yapılıyor. Çok büyük hastaneler yaparak çok iyi iş yaptığınızı düşünmeyin. Kompakt ve başarılı şeyler ortaya koyacaksınız. Dünyanın her yerinden, İngiltere’den GATA’ya kalp ameliyatına gelenler var. Çok başarılı doktorlarımız var ama tıpçılarla fizikçiler bir de plazma kimyacılarını bir araya getirmeleri lazım. Şeker hastalarının bacaklarında yaraları olur. O yaraları saracak yöntem plazmadır. Bir örneğini vereyim size; Japonya’da tusunami oldu. Nükleer santrali denizin içinde kaldı. Ukrayna’dan bir ekibi çağırdılar. Ukrayna ile beraber çalıştığımız için bize de davet ettiler. Suyun içerisinde olan radyasyonu tek temizleyebileceğimiz şey plazmadır. Biz oraya bazı sebeplerden dolayı iştirak edemedik ama Ukraynalılar gitti çokta başarılı oldular suyu temizlediler.
ICT MEDIA: Peki hocam çalışmalarınızdan memnun musunuz?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Türkiye’de memnun oldum.
ICT MEDIA: Türkiye’den mi memnunsunuz, yaptığınız çalışmalardan mı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Ben belirli bir yere kadar çalışmış insanım, çalışmayı severim. Sonuçlarından memnun değilim. Ortaya bir ürün koyuyorsunuz ya...
ICT MEDIA: Ben şöyle bir ekleme yapayım. Bu icatları Türkiye’de mi yapmak isterdiniz Amerika’da mı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Türkiye’de yapmak isterim. Plazmanı Şimdi kullanmasanız da yarın kullanacaksınız. Yeri gelmişken bir anımı söyleyeyim. Ben literatürde, bir araştırmada bir şeye rast geldim; Amerikalılar ve Ruslar mazot ve suyu plazma yöntemiyle iyonlaştırarak bir araya getirebilirler. Ruslar şu an %40 su % 60 mazot, Amerikalılar %50 mazot %50 su. Ama Amerikalılar farklı bir şey yapmış; onlar bunu her arabada kullanırlar. Sistemi arabaya koyarlar. Ben de şunu düşündüm, bunu çalıştırıp Tüpraş rafine yerine kurup orada bu işi yapayım. TUBİTAK’tan da destek almadan kendi kendime bu işe başladım. Bir sonuç aldım ilk önce %30 su ile mazotu iyonlaştırdım. Bu amaçla bir jeneratör aldık, motor aldık, elde ettiğimiz bu mazotu da motorda kullandık. Motorun egzoz gazında sonuçları çıkarttık. İyi bir sonuç olduğunu gördük. Enerji Bakanlığı’na bilgi verdik. Bakanlık mazotu aldı bizden bir miktarını Tüpraş’a gönderdi. Tüpraş’tan sonuçlar geldi. Enerji Bakanlığı müsteşarıyla görüştük. Dedi ki “Hocam bu bizim için çok önemli. Biz size daha iyi büyük motorlar verelim. Bir orda deneyi, sonuçlara bakalım. Bu sırada seçim süreci başladı. Seçimden sonra Müsteşar, bakan oldu. Bakan olduktan sonra proje unutuldu. Unutkanlık kötü bir şey.
ICT MEDIA: Kurumsal hafıza yok…
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Bilmiyorum o hafıza nerededir. Ama ben demiyorum ki bu bütün dünyanın keşfettiği bir şey olsun, biraz ekonomik olur mesela, bunun Türkiye’ye faydası var.
ICT MEDİA: Peki hocam sizin dışınızda Türkiye’de plazma teknolojisiyle uğraşanlar var mı bildiğiniz?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Bildiğim kadarıyla plazma kimyasıyla, plazmanın sanayide uygulanması konusunda pek çalışan yok. Üniversitelerde çalışan bazı hocalar olduğunu biliyorum. Mesela ODTÜ’de teorik olarak laboratuvarda çalışanlar var. Uçaklarda plazmanın kullanılmasının çok büyük faydası var. Eğer uçağın önünde bir plazma oluşturabilirseniz yakıttan %40 tasarruf sağlar. %40 nereden çıkar? Havanın direncini yok eder.
ICT MEDIA: Sürtünmesini mi düşürüyorsunuz?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Evet sürtünmesini düşürürsünüz. Amerikalılar şu anda bunun üzerinde çok ciddi çalışıyorlar. Bildiğim kadarıyla TAI buna bir ilgi gösteriyor. Bizim de bununla ilgili bir çalışmamız oldu. Teorik bir çalışma. Demir Yolları Genel Müdürlüğü’ne gittik konuyu söyledik, onlarda ilgilendi ama ilgilenme seviyesinde kaldı. Çünkü hızlı trenlerimiz var hızlı trenlerimizin önünde eğer bir plazma oluşturabilirseniz ki biz onu oluşturmayı başardık, Treni frenleyecek havadaki direnci onu azaltmış olursunuz. Böylece yakıtı az yakarsınız. Ekonomiye katkınız olur. Daha az bir elektrikle hareket eder.
ICT MEDIA: Peki hocam konuya başlarken maddenin %1’ininin katı, sıvı ve gazdan oluşturduğunu, kalan %99 unu da plazmanın oluştuğunu ifade ettiniz. Peki haberleşme sektöründe plazmanın uygulamaları var mı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Azerbaycan’da doğdum, orada eğitimimi aldım belirli görevlerim oldum. Ruslar Moskova’yla Tiflis arasında plazma ile konuşmak üzere telefon irtibat ağını kurmuşlardı. Sonra Ruslarla Gürcülerin ilişkileri bozuldu. Proje ilerlemedi. Plazmayla iletişim kurabilirseniz araya kimse giremez ve kimse sizi duyamaz. Mesela askeri alanlara bunun kullanılması çok önemli bir şeydir.
ICT MEDIA: Bu konuda çalışmalarınız var mı hocam?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Yok. Niye yok orasını söyleyeyim. İlk önce insanlarınızın yetiştirilmesi lazım. Uzman olması lazım. Uzman nereden başlar? Okuldan başlar.
ICT MEDIA: Hocam bende onu soracaktım. Çocuklara ve gençlere ne öğütlersiniz?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Gazi Üniversitesi’nde çalışıyorum. Üniversitesinin rektörü bu teknolojilere sıcak bakan birisi. Laboratuvarı gezdi bu TUBİTAK’tan aldığımız plazma ile plazmatorları gördü, dedi ki “Bizim Teknoloji Transfer Ofisimizin kanalıyla bunu Millî Eğitim Bakanlığı’na bildirelim Bakanlığının yardımlarıyla, destekleriyle teknik okullara verelim” Çünkü teknik okullarda yeni teknolojilerin uygulanması zorunludur. Metalleri genellikle plazmayla kesersiniz. Su ile çalışan plazmatron geliştirdik. Suyun bir çevre kirliliği olmadığına göre daha verimli bir teknolojidir. Bir örneğini vermek gerekirse mesela Türkiye’de Nissan firması var bu araba satışı olacak mı olmayacak mı? Japonlar bir yazı yazmış: “Bundan sonra bu arabalarda kesme/kaynak bütün bu işlerin hepsi plazmayla yapılacaktır.” Biz de geliştirilmiş, patenti bizde olan hem hava hem de suyla çalışan plazmalarımız var. Biz de bakan yardımcılarıyla görüştük çok sıcak baktılar bu meseleye. Ama bu yeni bir gelişme, ne sonuç verir onu bilmiyorum.
ICT MEDIA: Üniversite öğrencilerinin uzman olarak yetiştirilmesi konusunda nasıl bir model önermek istersiniz Türkiye’ye?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:En dertli bölüm orası. Plazma çok geniş bir alanı ilgilendiriyor. Üniversitelerde plazma eğitimi vermeniz lazım. Bunu yapınca çok başarılı bir sonuca ulaşırsınız. Hatta bir konferansta rica ettim rektörden. YÖK’e mektup yazalım bir fakülte açınız. Mesela fakülte olursa orada eğitimi yapılacak. Sonra lisans üstü, doktora çalışmaları başlar. Biz zaten Amerika’da plazma konusunda uzmanlar yetiştiririz dediler. En büyük yanlışı da orda yaparsınız. Çünkü Amerika’da plazma konusunda doktora yapan bir adam tezini Amerikalı bir hocaya verir. Amerika zaten senden 50-60 sene önde. Onun verdiği tezle bir başarıya ulaşabilirsin ama çalışmayı yapan kişi gelip Türkiye’de bunu uygulayabilir mi? Onun verdiği tezlerden biri uçak kanatlarında plazma. Senin uçağın yok ki kanatlarında uygulayasın ve aldığın uçaklarda hiçbir şey yapamazsın. Peki o zaman ne yapmamız lazım? Bizim kendimize uygun teknolojilerimiz var yani orada uygulayabileceğimiz alanlarda kullanalım. Sanayide kaplama, yeni tip malzeme üretiminde, Kimya, Metalürji, Ziraatta, Tekstil, Tıp alanında olabilir, ama tıp alanında hala görülmedi.
Türkiye’nin plazma teknoloji merkezi kurması lazım. Bizim laboratuvarımız bir işe yaramaz. Bu laboratuvarı açtığımızda bizi ilk ziyaret eden kim biliyor musunuz? Amerikan Büyük Elçiliği yetkilileri sonra İran. Plazmanın ne olduğunu biliyorlar. Her halde bizim askeri bir şey geliştireceğimizi düşündüler. Düşünmediler ki biz de o kabiliyet yok, o bilgi yok. Kömür yakacağız dedik, güle güle gittiler. Ama hükümetimiz hakikaten yüksek teknoloji konusunda bir yerlere gelmeyi istiyorsa böyle bir merkezi kurması lazım. Böyle bir merkezi bir defa kurmayı düşündüler. Kalkınma Bakanlığı da buna izin verdi, kaynak ayırdı. Ama birisi geldi “Bu plazma kanda olan bir şeydir. Bunun teknolojiyle ne ilgisi var. Kapatın bunu.” dedi. “Bir marinacının kanla ne ilgisi var” dedi ve kapattırdı. Şimdi bunun tekrar açılması lazım. Çünkü plazma 21.yy teknolojisi. Hakikaten geleceği olan bir teknoloji, ister istemez hayatımızda bir rolü olacak.
ICT MEDIA: 10 yıl sonra 20 yıl sonra plazma hayatımızda değişmez, vazgeçemeyeceğimiz teknolojilerden biri olacak.
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:O kadar uzun sürmeyebilir. Çünkü Türk milleti zeki bir millet. O zekilik önünü açar. Bu hükümetin hedeflerinden biri kendi uydusunu yapmaktır. Siz kendi uydunuzu yapacaksanız o zaman plazma teknolojisine sahip olmanız lazım. Oradaki uydunun bir yörüngede hareketini yapması için kullanacağı şey plazmadır. Türkiye 3 tarafı deniz olan bir memlekettir. Gemileriniz var. Suyun altında kaynak kesmek isterseniz plazmadan başka şeyi kullanamazsınız. Suyun altında plazmayla çalışmalısınız. Plazmanın önemi buradadır suda da kullanırsınız, uzayda da kullanırsınız.
ICT MEDIA: Hocam az önce laboratuvarı gezdirirken uydu yörünge değiştirme aletini de gösterdiniz. Burada bir yapmışsınız onu…
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Ona alet demek olmaz. O tam bitmemiş bir şey. Bir model çalışma.
ICT MEDIA: 2023’te atılması planlanan yerli uydu çalışması ile ilgili siz TÜRKSAT’la bir görüşme yaptınız mı hocam?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Bende o kabiliyet yok, insanlarla kolay konuşamam.
ICT MEDIA: Türkiye uzay ajansı kuruldu bu konuyla ilgilenecektir. Devletin ürünleştirme konusunda atması gereken adımlar nelerdir?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Türkiye’de beğenmediğim, başka memleketlerde olmayacağını düşündüğüm bir özellik var: Yönetim değiştiğinde çok şey değişir. Enerji Bakanlığı’nın bilgi ve isteğiyle EÜAŞ, Türkiye Kömür İşletmeleri bir de biz bir araya geldik ve plazma teknolojisinin kullanılmasıyla ilgili bir projeler başlattık. Soma’nın dışında bir de linyit kömürün gazlaştırılmasıyla ilgili çalışmalar yaptık. Çok iyi bir yere kadar geldik. Birdenbire Türkiye Kömür İşletmeleri genel müdürü ve yardımcıları değiştirildi. Yeni genel müdürünün çok ilginç bir yaklaşımı var. Dedi ki: “Bilir misin ben Ar-Ge’deydim. O yerden çıkan 3.000 kalori var ya onu 5.000 kaloriye çevir.” İşte bu zihniyetle bir yere gidemezsiniz. Yani her yönetim değişirken Ar-Ge münasebetinin değişmemesi lazım. Münasebet kalmalı. Bir genel müdür plazmanın ne olduğunu bilmeyebilir ama hiç olmazsa bir bilgi alırsan Ar-Ge nedir onun bilgisini alırsın. Yerin altından çıkan 3000 kaloriyi 5000 kaloriye çevir, tamam çeviririm de o zaman onun altından kalkabilecek misin? Yani ben kömürü zenginleştirebilirim. Peki sen o kadar paranı verebilecek misin?
ICT MEDIA: Hocam son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Plazma geleceğinizin en büyük hizmeti olur. Plazma önemli bir teknolojidir yani çevreye zararı olmayan bir teknolojidir. Güneşimiz plazmadır, yıldızımız plazmadır, güneş olmazsa hayat olmaz hiç olmazsa güneşin hatırına diyelim plazmayla ilgilenin.
ICT MEDİA: Petrol arama işlerinde teknolojilerinde plazma teknolojisi kullanılabilir mi uygulanabilir mi? Böyle bir teknoloji var mı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Bir yerde petrolün olup olmadığının belirlemek için plazma kullanılmasıyla ilgili kesin bir şey söyleyemem. Petrol kuyularından çıkarılan petrol miktarı zamanla azalmakta ve bazen kuyu kapatılmaktadır. Bu durumda plazma kullanılarak tekrar verimi artırılmaktadır. Bu konuda yayınlanmış makalemiz vardır. Petrol çıkartmak için kuyular kazarsınız ya, onda plazmayı çok kullanırlar. Çünkü sert taşlara rast gelinir. Plazma teknolojisi ile kolay şekilde o taşları eritip, kesip geçebilirsiniz. En önemli şey plazmayla istediğiniz yerde deprem oluşturabilirsiniz.
ICT MEDIA: Plazmayla deprem oluşturulabilir yani yapay deprem?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU: Evet
ICT MEDIA: İstanbul’da beklenen depremle ilgili Marmara’da ki faylar plazmayla düzeltilebilir demektir. Tersten bakınca yapay depremi orada yarat İstanbul’da deprem olmasın.
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Deprem bir enerjidir. Siz İstanbul’dan Ankara’ya elektrik verecekseniz bir tel kullanırsınız teli ortadan keserseniz elektrik gitmez. Depremde yerin altında bir enerjidir. Eğer yerin altında kurallarına uygun olarak delikler açabilirseniz o delikler depremin önlenmesine neden olacaktır. Bununla ilgili iki şey söyleyeyim: Genellikle 10 kilometrenin altında olanlar doğal, üstünde olanlar yapaydır.
ICT MEDIA: 10 kilometrenin daha derininde olanlar doğal, üstündekiler yapay mı?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Evet. Yer altında oluşturulmuş patlamalar deprem oluşturmaktadır bu yapaydır. Hatta internette yayılan bir bilgi vardı. Ondan başka bazı adamlarla biz görüştük zamanında Rusya’da Sovyetler Birliği zamanında Merkür diye bir grup oluşmuş bu grubun fonksiyonu deprem araştırmaktır.
ICT MEDIA: Suni deprem yaratmanın nedeni ne?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Ermenistan’da Spitak bölgesinde birdenbire deprem oldu o depremden sonra o grubu tamamen darp ettiler.
ICT MEDIA: Ermenistan’a böyle bir şey yaptılar?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Depremin oluşturulması bilinen bir şeydir. Deprem konusunda çalışan insanlarla görüşürseniz, onların söyleyeceği şudur: İstediğimiz bölgede deprem oluşturabiliriz ama başarısızlığımız buradadır; Deremin istikameti ayarlanabilir ama şiddeti ayarlanamaz.
ICT MEDIA: Genel müdürüm Türkiye’de ki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
İBRAHİM İBRAHİMOĞLU:Türkiye’de şirket olarak 2009’da faaliyete başladık. 2009 yılına kadar farklı şekilde 2. 3. sınıf laboratuvarlarda çalışırken, Millî Savunma Bakanlığı’nın teknik dairesinde Rusya ve Ukrayna’nın toplantılarına alıyorlardı beni. Dilden dolayı. Şirketi enerji ve savunma olarak iki koldan yürütmeye çalıştık. Enerjide Türkiye Kömür işletmelerine yönlendirildik. Onlarla Soma’da bir santral üzerinde çalışmaya başladık. Yanında bir tane yeni güneş enerjisi santrali yaptık Çankırı’da. Şu anda faaliyette ve çalışıyor.
ICT MEDIA: Geliştirdiğiniz ürünlerden bugünde kadar ticarileştirmesini yaptığınız ürün var mı? Gelecekte olacak mı? Böyle bir rotanız var mı?
İBRAHİM İBRAHİMOĞLU:Şirketin ismi Ar-Ge Araştırma’dır. 2009 da sırf Teknopark’ta olduğumuz için Tarım bakanlığına, Enerji bakanlığına projeler geliştirdik. Sadece araştırmaya yönelik olmasına rağmen yine de Plazma kesme aletini seri üretime kadar getirdik. Günümüzde de çalışmamız var. İnşallah bir problem olmazsa yakın günlerde seri üretim yapıp okullara plazmanın ne olduğunu gösterebileceğiz. Artık seri üretim sanayi boyutudur. Diğer taraftan 44MW santralin 22MW’lık bir bloğunda düşük kaliteli linyit kömürün yakılması için plazmatronu geliştirdik ve ürettik. Bu da bir sanayi boyutudur artık laboratuvardan çıkmıştır. İleriye yönelik çok planlarımız var aslında onun yanında savunma sektöründe veya sivil kullanım için duyarlı eleman ‘photodiode’ diyoruz. Onların üretimini yapmak istiyoruz.
ICT MEDIA: Uzman eleman bulma konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?
İBRAHİM İBRAHİMOĞLU: Direk üretime yönelik çalışma yapmış olsak plazmanın ülkemiz için ne kadar önemli bir teknoloji olduğu anlaşılır. Plazma geniş bir bilimsel ve kullanım alanını kapsamaktadır. Plazma fiziği, Plazma kimya, bizimle çalışması için Ar-Ge bölümünde fiziko-kimyacı araştırdık. Bulmakta zorlanıyoruz. Eski Rusya sisteminde fiziko-kimyacı diye bir dal vardı. Türkiye’de bu yok.
ICT MEDIA: Plazmanın silahı yapılabilir mi?
İBRAHİM İBRAHİMOĞLU: Aslinde ABD ve eski SSCB arasında “YILDIZLAR SAVAŞI” silahı nükleerden çok plazma ön görülmektedir.
1 Ocak 2008'de ABD Deniz Araştırma Laboratuvarı'ndaki Dahlgren'de (Dahlgren) bulunan Deniz Yüzey Harp Merkezi, 360 km. mesafeni vurabilen dünyanın en güçlü plazma silahını (Elektromanyetik Demiryolu- EMRG) başarıyla test etti.
Diğer taraftan 7 Haziran 2018 tarihinde Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, hem konvansiyonel hem de nükleer savaş başlıkları taşıyabilen Avangard'ın seri üretim aşamasına geldiğini söylemiş ve 2019'da Rus Ordusu'nun envanterine gireceğini belirtmişti. Bu sistemde plazma teknolojisi kullanıldığı bilinmektedir.
Plazma hava savunması- elbette, bir mikrodalga ışınıyla düşman füzelerini yakıp yakabilirsiniz, uçağın etrafında plazma yaratmakla yüksek hızda uçar, ancak onu bir düşman roketinin etrafında yaratırsanız, kesinlikle patlayacaktır.
Plazma sıcaklığı yaklaşık 2500-5000 C'dir. Bununla beraber, bir uçak veya bir
Rokete yönlendirseniz yanacaktır.
ABD-geliştirdiği Railgun |
Rusya’nın geliştirdiği Avangard |
ICT MEDIA: Hocam plazma teknolojisi ağırlıklı olarak savunma ve uzay teknolojisinde kullanılıyor gibi, doğru mu anlıyoruz?
BEYCAN İBRAHİMOĞLU:Türkiye’de pek gelişmediğine için öyle. Ama gelişmiş ülkelerde silah konusunda plazmayla yapılması gerekenler yapıldığı için onlar plazmanın sanayinin başka bölümlerine geçiş yaptılar. Mesela en çok kullanılan alanlardan biri metal kesme, kaynak, kaplama. Tıp malzemesi üretimi çok önemli bir şeydir. Polimer bir malzemeni metalle kaplamak için plazma kullandılar. Plazma teknolojisinin Amerika’ya sağladığı gelir 222 milyar dolar. Mesela sizin bir treniniz var ve o tren rayın üzerinde gidiyor. Zaman zaman o trenin tekerleri aşınır siz trenin tekerini mi değişeceksiniz. Yoksa onu baştan yapabilir misiniz onu eski haline getirmek için plazma kullanırsınız. Türkiye’de bunun gibi şeylerin önünün açılması lazım. Kaplama kullanılmalı ve yeni malzemeler geliştirilmeli.