
Tunus’ta 2019 yılında bir ay arayla hem parlamento hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. 6 Ekim 2019 tarihinde gerçekleşen parlamento seçimlerinde Avukat Seifeddine Makhlouf’un Genel Başkanı olduğu El-Karama 21 sandalye kazandı. Makhlouf, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ise Haysiyet Koalisyonunun adayı olarak girdi. 25’e yakın adayın yarıştığı seçimlerde 8. sırada yer aldı. Tunus’un gerçek dostunun Türkiye olduğunu belirten Makhlouf, “Türkiye, özellikle son zamanlarda önemli teknolojik atılımlar yapıyor. Bu teknolojilerin Tunus’a transferlerinin yapılması bizim için çok önem arz ediyor.” dedi. Tunus siyasetinin genç ismi, ICT MEDIA Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Murat Pehlivan’ın sorularını cevaplandırdı.
ICT MEDIA: Tunus’un demografik olarak Türkiye’ye benzer bir yapısı olduğunu görüyoruz. Sizce Türkiye ile Tunus’un benzer yönleri nelerdir?
Seifeddine MAKHLOUF: İki ülke olarak ortak bir tarihimiz var. Tunus’ta yaşayan çok sayıda Türk asıllı insan var. Tunusluların ziyarette ilk tercih ettikleri ülke Türkiye. Tunus’taki büyük bir kesim günümüzde özellikle Türkiye’yi, Türk halkını ve Türk idarecilerini yakından takip ediyor ve kendilerine örnek alıyor. Çünkü Türkiye Müslüman bir ülke. Türkiye hem çağdaşlığı hem de köklerinden gelen tarihi anane ve değerlerini ön planda tutan bir ülke. Türkiye’deki gelişmeleri, dış ve iç siyasetini çok yakından takip ediyoruz. Türkiye’nin Azerbaycan’a yaptığı desteği yakından takip ettik ve kalben Türkiye’nin yanında olduk, bütün dualarımızla Türkiye’nin yanındaydık. Özellikle son dönemlerde Türkiye’nin Akdeniz bölgesine yapmış olduğu keşifleri ve tarihi hakların geri alınması konusunda atmış olduğu adımları takdirle karşılıyoruz.
ICT MEDIA: Genç bir politikacısınız. Kendinizden, siyasi mücadelenizden biraz bahseder misiniz?
Seifeddine MAKHLOUF: Lise yıllarından beri siyasetin içinde aktif olarak yer aldım. Üniversite döneminde bir grup arkadaşımla birlikte öğrenci hareketlerinin başında bulundum. Profesyonel hayatta avukatım. Ağırlıklı olarak terörizm ve para aklama konularını çalışıyorum. Yani kara para ile mücadele konusunu kendime vazife edindim.
Türkiye’de belirli tecrübeler yaşandı. Özellikle dış güçler ve onların içerideki iş birlikçileri demokratikleşme ve hürriyetle alakalı halkın lehine düzenlemelere karşı çıktı. Çünkü hep şahsi menfaatler ve dış güçlerin menfaatleri ön planda tutulmak istendi. Her ne kadar Tunus’ta onlardan ufak ufak kurtulsak da hala eski yönetimle iş birliği halinde olan belli bir kesimle ilgili yolsuzluk iddiaları var. Dolayısıyla onlarla ciddi mücadele söz konusu. 2011’den sonra yaşanan demokratik geçiş sürecinin ardından Tunus’ta çok partili rejim hâkim olmaya başladı. Fakat aynı özgürlüğü basın ve sendikalar nezdinde göremiyoruz. Bunun sonucunda özellikle yurt dışından bazı ülkeler içeriye müdahale etmek istiyor. Bunların başında Fas ve Birleşik Arap Emirlikleri geliyor. Bu ülkeler şu an bizim demokrasi tecrübemizi baltalamak için elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor.
ICT MEDIA: Tunus’un ekonomik anlamda çıkışını nerede görüyorsunuz? Yurt dışından gelen yatırımcılar için ülkenizde ne tür fırsatlar var? Yolsuzlukların önüne nasıl geçilecek?
Seifeddine MAKHLOUF: 2011’de devrimden sonra Tunus’ta yanlış bir şey yapıldı. Yolsuzlukla mücadele adı altında yeni bir mahkeme, yeni bir düzen oluşturduk. Fakat bu öyle bir hal aldı ki insanlar tasnif edilmeden, her parası olan potansiyel suçlu olarak görüldü. Tabi bu bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildi.
Genel itibari ile baktığınızda siyasi düzenlemeler devam ediyor. Fakat ekonomik meselelere daha fazla eğilmek gerekiyor. Ülkede istikrarın ön planda tutulması lazım, çünkü istikrar olduğu zaman ekonomi düzeliyor. Biz bu bağlamda Türk dostlarımıza çok inanıyoruz ve güveniyoruz. Çünkü önemli iş birlikleri yapabileceğimiz bir ülke. Yani Fransızlar bizim tarihi dostumuz gibi görünür ama hep kendi menfaatlerine gelen şekilde hareket ederler.
Türkiye, özellikle son zamanlarda önemli teknolojik atılımlar yapıyor. Bu teknolojilerin Tunus’a transferlerinin yapılması bizim için çok önem arz ediyor. Mevcut durumda Türkiye’nin birtakım katkıları var. Ama bu katkıların daha fazla olması için gayret göstermemiz gerekiyor. Biz de derin devlet var. Derin devletin işi Fransa haricinde gelen tüm yatırımları baltalamak. Fakat El-Karama Partisi’nin lideri olarak ben, dostlardan gelen her türlü yatırımların önünün açılması için çalışacağım. Partim de aynı şekilde bu konuda elinden geleni yapacaktır. Binlerce Türk şirketi dünyada güzel işler başardı, bunları çok iyi biliyoruz. Ve bu şirketlerin bazılarının Tunus’ta da iş yapması konusunda elinden gelen her şeyi yapmasını temenni ediyoruz. Avrupa’ya olan coğrafi yakınlık, Afrika’nın bir kapısı olmak ve Kuzey Afrika’dan Türkiye haritasına en yakın ülke olmak gibi birçok avantajımız var. Türk iş adamlarının bu avantajlardan istifade etmesini istiyoruz. Devlet olarak siyasiler olarak biz üzerimize düşeni yapacağız.
ICT MEDIA: Askeri konularda neler yapılabilir?
Seifeddine MAKHLOUF: Bayraktar SİHA’ların gerçekleştirmiş olduğu operasyonlardan sonra Tunus ordusuyla Türkiye arasında resmi bir anlaşma yapıldı. Türkiye bu anlaşmadan önce de Tunus’a özellikle askeri teçhizat konusunda destek veriyordu. Ama son dönemde Bayraktar İnsansız Hava Araçlarının Tunus’a gelmesiyle ilgili yapılan anlaşma Türkiye ve Tunus adına bizim göğsümüzü kabarttı. Tabi ki Fransa bundan hiç hoşnut olmadı. Ve ciddi lobi faaliyetinde bulundu. Türklerin özverili hareketleri, kâr amacı gütmeyen davranışları iş birliğine inanılmaz bir katkı sağladı. İnşallah bu anlaşma büyük bazlı projelerin başlangıcı olur. Ve ümit ederiz ki bu konuda Türkiye ile Tunus ortak imalatta yapsınlar.
ICT MEDIA: Peki Tunus’a gelecek yatırımcılardan öncelikli olarak beklediği model nedir? Askeri iş birliğinin dışında Tunus’un dijital dönüşüm ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Seifeddine MAKHLOUF: Dijital dönüşüm bizim de konuştuğumuz bir konu. Bundan kaçış mümkün değil, mecbur gerçekleştirilecek. Hatta bir an evvel yapılması gerekiyor. Yatırımlar konusunda o kadar çok konu başlığı var ki… Mesela Türkiye’nin son dönemlerde geliştirmiş olduğu teknolojiler, yenilenebilir enerjiyle alakalı projeler önemli. Türkiye otomotiv sanayinde çok güçlü. Özellikle hibrit yakıtla çalışan otomobiller, otobüslerle ilgili Tunus’ta bir boşluk var. Bu boşluklar değerlendirilebilir. Tunus’la Türkiye bu konularda ortak girişimlerde bulunabilir. Bölgede imalat da yapabilir. Bizim Avrupa ülkeleri ile imtiyazlı ortaklık anlaşmamız var. Dolayısıyla Tunus’ta üretilen ürünler Avrupa’ya gümrüksüz bir şekilde girebiliyor. Yine Kuzey Afrika iş birliği ülkeleri var. Cezayir, Tunus ve Fas gibi ülkelere yapılan ihracatta hiçbir şekilde sıkıntı çekilmeden serbest dolaşım var. Tunus’ta yapılan imalat sektöründeki nihai ürünlerde Afrika önemli bir pazar. Özellikle lojistik sektöründe ciddi fırsatlar var. Bugün Tunus Havalimanı’nın hali içler acısı. Belki orada da bir iş birliği yapılabilir. Tunus Havalimanı’nda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Şirketin borç yükü oldukça fazla. Libya da Tunus için önemli bir pazar. Fakat Tunus’la Libya arasında bir demir yolu hattı yok. Libya, Tunus’tan çok fazla ürün çekiyor, malzeme ithal etmek istiyor. Gıda sektöründe Tunus’un üretimi var. Bu ürünlerin komşu ülkelere zamanında ve taze bir şekilde teslim edilebilmesi için ciddi lojistik alt yapı çalışmaları yapılması gerekiyor.
ICT MEDIA: Devrimden bu yana sizi en mutlu eden şey nedir?
Seifeddine MAKHLOUF: İlk defa bu yıl uzaya uydu gönderdik. İstiklal döneminde böyle bir şey hayal etmem bile mümkün değildi. Son dönemde yine özel sektörden bazı girişimciler insansız hava araçlarıyla ilgili çalışmalarda bulunuyor. Eskiden olsa böyle bir şey düşünmeniz mümkün değildi. Eskiden yapılması istenilen şey neydi? Fransız araçları satılsın, Fransız markaları revaçta tutulsun, Fransız sütü içilsin, Fransız tohumu ekilsin… Fransızlar’da biz üretelim siz kullanın düşüncesi vardı. Bu özgürlük ve geçiş süreci insanlara “ben ne yapabilirim, ülkeme nasıl hizmet edebilirim düşüncesinin” oluşmasını sağladı. Bunun neticesinde doğal olarak artık insanlar kendini zorlamaya başladı. Şimdi burada enteresan bir şey var. 1972’de çıkmış Yabancı Yatırım Kanunu diye güçlü bir kanunumuz var. O dönemde kanunu pazarlayabilmek için şöyle dediler; Tunus’ta öğretilen her şeyi Fransa ve Avrupa’ya gümrüksüz olarak sokabileceksiniz. Ama Avrupa’dan üretilen şeyler, Tunus’a girerken gümrüğe tabi olacak. Fakat Fransızlar ne yaptılar? Bütün şirketlerini burada açtılar, üretimi burada yaptılar. Yine onlar para kazandılar. Yani bizimle dalga geçtiler.
ICT MEDIA: Arap Baharını yaşayan ülkelere bakınca Tunus’un devrimi en hasarsız atlatan ülke olduğunu görüyoruz. Bunu nasıl başardınız?
Seifeddine MAKHLOUF: Bunun birkaç sebebi var. En başta Tunus’ta eğitim kalitesi gerçekten yadsınmayacak derecede yüksektir. Bir de Tunus’ta silah taşımak yasak. Tunus kabalıktan ve şiddetten hoşlanmayan bir toplum. Mesela insanlar sokak ortasında alenen öldürülmüyordu, boğazlanmıyordu. Tamam bizde de hukuksuzluk vardı, fakat daha yolunda yordamındaydı. Sendikalar vardı ama daha farklı çalışıyordu. Tunus’ta bir devrimin beklenmesi zaten muhtemeldi. Şartlar kendiliğinden oluştu. Bunun doğal sonucu olarak da Tunus başarı elde etti.
ICT MEDIA: Siyasette genç bir isimsiniz. Partinizi ve kendinizi iktidara yakın hissediyor musunuz?
Seifeddine MAKHLOUF: İsteriz ki ilk seçimde iktidar olalım. Ama Tunus’ta siyaset farklı işliyor. Bunun için ciddi maddi imkanlar gerekiyor. Büyük partileri destekleyen kesimler olmalı. Onları destekleyen iş adamlarının, sendikaların ve STK’ların olması gerekiyor. İnsanlara ulaşabilecek birtakım vesilelerin olması gerekiyor. Seçimler elde ettiğimiz parlamento başarısında Facebook üzerinden yapılan çalışmaların rolü büyük oldu. Sayıştay’ın yapmış olduğu resmi araştırmalara göre Facebook da dahil hiçbir kuruluştan bize para gelmedi. Partimizin başarısı tamamıyla kişisel çabaların neticesinde oluştu.
Türkiye tecrübesini, Türkiye’nin başarılarını çok yakından takip ediyorum. Son 20 yılda Türkiye’de köklü değişimlerin olduğunu görüyorum. Tunus ve Türkiye arasında benzerlikler var. Sizin de doğal düşmanlarınız var, bizim de var. Özellikle Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri eski sömürü düzeninin devamı ve eski baskıcı yönetimin gelmesi için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bugün Tunus halkının teröristlerle, Tunus’un düşmanları ile yapmış olduğu mücadelelerde Türkiye’nin imal etmiş ve göndermiş olduğu askeri araçlar kullanılıyor. Bununla şunu gördük. Hakikaten Tunus’u destekleyen arkasında duran güçlü bir ülke var. Anlıyorum ki Tunus’un gerçek dostu Türkiye. Türkiye zor zamanlarında Tunus’un yanında oldu. Avrupa ile bizim 1996’dan beri imtiyazlı ortaklık anlaşmamız var ama onlardan bugüne kadar hiçbir şey görmedik. Onlar hep alan taraf oldular. Hiçbir şekilde Tunus adına bir şey yapmadılar.